Faruk Toprak
SAYGEL
Published in
4 min readJun 1, 2024

--

SAĞLIK SİSTEMLERİ MODELLERİ

Ülkeler, insanları sağlıklı tutmak, hasta tedavisini sağlamak ve sağlık harcamalarını kontrol etmek amacıyla çeşitli sağlık sistemleri geliştirmiştir. Bu sistemlerin temel dinamikleri, sağlık hizmetlerinin kaynakları, yönetimi, organizasyonu, sunumu ve finansmanını içerir. Global olarak kabul görmüş dört ana sistem modeli vardır: Beveridge modeli, Bismarck modeli, ulusal sağlık sigortası modeli ve cepten ödeme modeli. Bu modeller arasındaki temel farklar, sağlık bakımı sağlayıcıları, ödeme şekilleri ve finansal risklerin paylaşımıdır. Ülkeler genellikle tek bir model yerine karma modeller kullanmakta ve zamanla politika değişikliklerine gidebilmektedirler. Sağlık hizmetleri finansmanı, vergiler, sosyal sigorta primleri, cepten ödemeler ve özel sigortalar gibi çeşitli kaynaklardan sağlanmaktadır ve ülkeler genellikle ağırlıklı olan finansman şekline göre sınıflandırılmaktadır.

A- Beveridge Modeli (Ulusal Sağlık Hizmeti)

Beveridge modeli, II. Dünya Savaşı sonrasında William Beveridge tarafından tasarlanmış bir sağlık sistemidir. Bu modelde sağlık hizmetleri, devlet tarafından vergiye dayalı olarak finanse edilir ve halka sunulur, sağlık hizmetleri bir kamu malı olarak kabul edilir. İngiltere, bu sistemin kurucusu olup, birçok hastane ve klinik devlete aittir. Devlete bağlı ve özel doktorlar, ücretlerini devletten alır. Devlet, doktorların ne yapacağını ve ne kadar ücret alacağını belirleyebildiği için bu sistemde kişi başı sağlık harcamaları genellikle düşüktür. Bu sistemi kullanan ülkeler arasında Birleşik Krallık, İspanya, çoğu İskandinav ülkeleri ve Yeni Zelanda bulunur.

https://images.app.goo.gl/QVQhSYS7LN17oeV49

B- Bismarck Modeli

19. yüzyılda Almanya’nın birleşmesinin bir parçası olarak refah devleti tanımını geliştiren Otto Von Bismarck tarafından tasarlanmıştır. Bu modelde bir sigorta sistemi bulunur ve bu sigortanın finansmanı işveren ve işçilerin bordro kesintileri ile sağlanmaktadır. Alman sigorta sistemi olarak da adlandırılan bu sistem ABD’deki işçi-işveren finansmanı sisteminin aksine vatandaşın tümünü kapsamayı hedefler ve kar amacı gütmez. Bu sistemi kabullenmiş ülkelerdeki hastane ve doktorlar özel olma eğilimindedirler. Bu sistem hastalık risklerine karşı sigortalama yapar ve dolayısıyla tedavi edici ve ayakta bakım hizmetlerini kapsar. Bismarck modeli gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede sıklıkla uygulanmaktadır. Bu ülkelerin başında Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Japonya, İsviçre ve bazı Güney Amerika ülkeleri gelmektedir.

C- Ulusal Sağlık Sigortası Modeli

Bazı kaynaklarda karma model olarak da geçen ulusal sağlık sigortası modelinde Bismark ve Beveridge modelinden bazı unsurlar bulunmaktadır. Bu modelde özel sağlık hizmeti sunucuları kullanılmaktadır fakat devlet tarafından işletilen ve vatandaşlar tarafından vergi ve prim ödemesi yoluyla finanse edilen bir sistemdir. Tek ödeyici olduğu, pazarlama ihtiyacı ya da kar amacı olmadığı için diğer sistemlere kıyasla daha kolay yönetilip organize edilen ve daha ucuz bir sistem olabilmektedir. Ayrıca, bu sistem maliyetleri kontrol edebilme amacıyla karşılanacak olan sağlık hizmetlerini sınırlandırabilmekte ya da hastaların hizmet alması için bekleme listesi oluşturabilmektedir. Bu sistemi kabul eden en klasik örnek Kanada’dır. Fakat yeni sanayileşmiş Güney Kore ve gelişmekte olan Tayvan gibi ülkelerde de bu sistem görülmektedir.

https://images.app.goo.gl/mNKanta9AqjdCX328

D- Cepten Ödeme Modeli

Cepten ödeme modeli, dünyanın birçok ülkesinde görülen bir modeldir. Sağlık hizmeti veremeyecek kadar gelir seviyesi düşük ve sağlık hizmetleri yönetimi organizesiz ülkelerde en sıklıkla görülmektedir. Bu tür ülkelerde sağlık hizmeti satın alabilmek için para ödeyebilenler bu hizmetten yararlanabilmekte, aksi takdirde hasta kalmakta ya da ölebilmektedirler. Afrika ülkeleri, Çin, Hindistan, bazı Güney Amerika ülkeleri en temel örnekleridir.

E- ABD Modeli

Amerika Birleşik Devletleri’nin sağlık sistemi, dört ana sağlık sistem modelinden unsurlar barındırır. Gaziler ve çocuklar için Beveridge modeli, yaşlılar için ulusal sağlık sigortası modeli, çalışanlar için Bismarck modeli ve sigortasızlar için cepten ödeme modeli özellikleri taşır. Sistem, temel olarak özel sigortalara dayanır ve herkesin doktorunu ve hastanesini seçebilmesi ilkesine sahiptir. Çoğu hekim özel muayenelerinde çalışır ve ödemeler sigorta veya doğrudan yapılır. Eyaletler arasında uygulama farklılıkları vardır. Düşük gelirli ve yaşlılar için Medicaid ve Medicare kamu programları oluşturulmuştur.

ABD, kişi başı sağlık harcamaları en yüksek ülke olmasına rağmen, sağlık performansı düşük kalmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bebek ölüm hızında 39., doğuşta beklenen yaşam süresinde 42. sıradadır. OECD’nin sağlık performansı sıralamasında ise son sıradadır. 2010’da Başkan Obama’nın girişimiyle yürürlüğe giren Hasta Koruma ve Ekonomik Bakım Yasası (PPACA), sigorta kapsamını genişletmeyi amaçlamış, ancak beklenen başarı sağlanamamıştır. Yaklaşık 30 milyon kişiyi sigorta kapsamına alma hedefiyle çıkarılan yasadan sadece 2–3 milyon kişi yararlanmıştır ve medikal harcamalar artmıştır.

https://images.app.goo.gl/gYH8VAeDRDmpn2et7

F- Türkiye Modeli (Genel Sağlık Sigortası)

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre sağlık hizmeti kamu malı niteliğindedir, devletin görevlerindendir ve sağlık hizmetlerinden Sağlık Bakanlığı sorumludur. Sağlık hizmetleri kamu, yarı kamu, özel ve kar amacı gütmeyen vakıf kuruluşlarınca sağlanır. Sağlık hizmetlerinin finansmanı ise vergiler, sosyal güvenlik primleri (SGK), özel sigorta primleri ve cepten ödeme ile gerçekleşmektedir. Son 20 yıl içindeki hızlandırılmış reformlarla ve 2003 yılında başlayan ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programıyla Türk sağlık sistemi yeniden organize olmuş, Sosyal Güvenlik Reformu ile Genel Sağlık Sigortası sistemi yürürlüğe sokulmuştur. Bu değişiklikler sonucunda vatandaşların sağlık hizmetlerine erişiminde kolaylıklar sağlanmış ve yüksek sağlık harcamalarına karşı düşük gelir seviyeli kesim için mali koruma durumunda iyileşmeler görülmüştür. 2012 yılı itibarı ile tüm vatandaşların Genel Sağlık Sigortası sistemine dahil olması zorunluluğu getirilmiştir. Türkiye gelişmekte olan ülkelere ve kendi gelir grubundaki ülkelere kıyasla sağlık indikatörleri ve sağlık harcamalarına göre ortalamanın üzerine çıkmayı başarmasına rağmen OECD üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında hala sağlık göstergeleri açısından en olumsuz durumda olan ülkelerden biridir. Ayrıca son yıllardaki kamunun sağlık harcamalarındaki payının hızla yükselmesi finansman konusunda riskleri artırmaktadır.

Kaynakça

https://dergipark.org.tr/en/pub/sgd/issue/28889/308995

#saygel #saygel121

--

--

Faruk Toprak
SAYGEL
Writer for

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sağlık Yönetimi - 3