Dört kuşak, bir asır

EBRU KARAGÖZ
sec402
Published in
2 min readApr 22, 2017

Trabzon Moloz mevkiinde küçük bir dükkanı ve atölyesi olan Bakırcı Ali Usta, dededen kalan mesleği icra ediyor.

‘’Bakırcılık dede mesleğimizdir. Ben 4 yaşından beri bu işin içindeyim. Babamın kucağına oturur, bakırı nasıl işlediğini izlerdim. Bizim sülalemiz bakırcı, hanımlarımızda yarı bakırcı sayılır. Dedem ve babam vefat etti şimdi çocuklarımla birlikte bakır işlemeye devam ediyoruz .’’

Ali usta dört kuşak bir asırdır süregelen mesleğini böyle anlatıyor. Dükkanın her yerinde dedesinin ve babasının eski fotoğrafları yer alıyor. Bu zamana kadar yapılan bakırlar dükkanda sergileniyor.

Bakırcı Ali Usta ,Bakırcı babasının kucağında.

‘’Bu Dünyaya Ölümsüz Bir Eser Bırakmak İstedim ‘’

Ali Usta yaptığı bakırlarla diğer bakırcılardan ayrılıyor. İşlediği bakırların kalıcılığı ortalama bir insan ömründen daha uzun süreli. Bu zamana kadar on iki tane büyük eser yapmış. Her yaptığı eser için dört ay çalışmış. Ağırlıkları yüz kilodan fazla olan eserleri bir çok şeyin anısına yapmış. Dünya barışı adına ibrik, Sürmene ilçesi adına salep kazanı, ailesi adına dünyanın en büyük yoğurt bakracını yapmış. Yoğurt bakracının üzerinde dedesinin, babasının, kendisinin ve çocuklarının portresi yer almakta. Bu portreleri yaparak onları bu dünyada ölümsüz kılmak istiyor gibi. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan anısına da ibrik yapmış. Hürrem Sultan için yaptığı ibriği Kanuni Sultan Süleyman’ın ruhuna hediye ediyor. Yaptığı bütün eserlerin üzerinde işlemeler bulunuyor. Bu eserleri dükkanın önünde ve içerisinde sergiliyor. Yurt içinden ve dışından çok ziyaretçisi olduğunu söyleyen Ali Usta bu durumdan oldukça memnun.

‘’Bu dünyaya ölmez bir eser bırakmak istemiştim hep. Ben öldükten sonra adım hep yaşasın. Bu dünyadaki hatıralarım insanlara hep keyif versin, çok konuşulsun istedim. Beni diğer bakırcılardan farklı kılacak bir şey yapmalıydım. Çok düşündüm ve kimsenin bu zamana kadar yapmadığı büyük ibrik, kazanlar tasarladım. Tasarlamadan önce çok hayal kurdum ve yazılar yazdım. Yazılarım şimdi yaptığım eserlerin önünde yer alıyor.’’

Ali Usta’nın elinden çıkan bakırlar.

İşine Aşık Bir Bakırcı

‘’Bakırı işlerken dış dünyayla iletişimimi kesiyorum. Yüz kiloluk ağırlıktaki bakırları kucağımda yapıyorum. Bakırlarla konuşuyorum, onları seviyorum. Atölyemde bakırlarımı işlerken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum. Yorulduğumu hissetmiyorum. Terlediğim zamanlar yüzümü mendille değil kolumla siliyorum. Yüzüm tahriş mi olmuş, kulaklarım sesten sağır mı olmuş, bacaklarımı kesseniz umurumda olmaz. İşimi aşkla yapıyorum.’’

Mesleğine duyduğu sevgiyi bu şekilde anlatan Ali Usta, ölene kadar bu işi bırakmayacağını söylüyor.

Bakır Kablolardan Geri Dönüşüm Sağlanıyor

’Ham madde kabloları çevreye zarar vermeden, havayı kirletmeden son sistem makinelerinde öğütüyoruz. Pirinç haline getiriyoruz .Ham madde olarak eriten fabrikalara veriyoruz, bundan saç ve bakır kablo yapılıyor . Geri dönüşüm olarak ülkemize sağlıyoruz. ‘’

Bakırın çok kutsal bir maden olduğunu her fırsatta dile getiren Ali Usta bakırları işlemekle kalmayıp, ham madde kablolardan da geri dönüşüm sağlıyor.

--

--