İki dünyayı da yaşamak

ömer GÖNDER
sec402
Published in
3 min readMay 31, 2017
2011 yılına ait TÜİK verilerine göre hazırlanmıştır.

Türkiye’de görmeyen, işitmeyen, hareket edemeyen, zihinsel ve ruhsal dengesi bozuk yaklaşık 4 milyon 882 bin engelli vatandaş bulunmaktadır. Toplumun, böylesi yüksek bir oranda içinde barındırdığı bu bireylerin, sosyal, kültürel ve ekonomik özgürlüklerinin sağlanması noktasında önemini korumaktadır.

“Biz insanlara duymadan sessiz çığlığımızı dünyanın öbür ucuna duyurmayı, ayakları olmadan koşmasını, görmeden manzarayı tarif etmesini istedik”.

Bu sözler görme engelli olan Murat Toksoy ve Aygün Toksoy çiftine ait.

Murat Toksoy ve Aygün Toksoy çifti görme yetilerini sonradan kaybeden kişilerden… Engelli ve engelsiz iki ayrı dünya olarak nitelendirmek gerekirse bu iki dünyayı da bilmenin ayrı bir motive verdiğini dile getiriyorlar. Bu dönemleri şöyle anlatıyor Toksoy çifti.

Bir tek görmüyoruz

“Bir hareketli yaşantı var, birde hareketli yaşantının birden bitmesi var. Doğuştan görme engelli olan ile sonradan gören insan arasında fark vardır. Şöyle bir söz vardır hiç görmeseydi dünyayı daha iyiydi biz bu söze katılmıyoruz. Biz iki dünyayı da biliyoruz ve bu bize ayrı bir motive veriyor. Bu bir depresyon süreci bu süreci atlatmamda çevremiz ve ailemiz bize süreçte çok yardımcı oldular ve sıkıntı çekmememizi sağladılar. Biz engelli olma durumumuzdan önceki zaman ile engelli olduğumuz zaman arasında hiç bir şey kaybetmediğimizi düşünüyoruz. Bütün faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Bir tek görmüyoruz”.

Murat Toksoy ve Aygün Toksoy çifti görme yetilerini sonradan kaybeden vatandaşlarımız.

Türk toplumunda ailenin ailenin içinde de kadının yeri ve önemi büyüktür. Aynı zamanda toplumda kadın olmanın beraberinde getirdiği zorluklarda bulunmaktadır. Bu duruma engellilik hali eklenince karşılaşılan sorunlar daha çok artmaktadır. Bu konuda birçok konuda zorluk yaşadığını belirten Aygün Toksoy bu durumu şu şekilde anlatıyor.

Onlara siz engel olmayın yeter

“Evlenmeden önceki yaşantımda tek başıma dışarıya çıktığım zaman her zaman tepki alırdım. Toplumumuz eskiye göre bir nebze de olsa kendini geliştire bildi ama Trabzon’un bazı yerlerinde dışarıda bulunduğum zamanlarda, kız başına dışarıda ne arıyorsun, git evine otur gibi şeylerle çok karşılaştım. Bizim aslında önümüzde engel yok, bize engel olan insanlardır. Hem iş kadını olarak hem de bir eş olarak sorumluluğum daha ağır ve buna engelli olmam durumu da eklenince omuzlarımızdaki yük daha artıyor ve bunlarla baş etmeye çalışırken toplumdan bu tip davranışları görmek üzüntü verici olabiliyor.”

Aşkları engel tanımayan Murat Toksoy ve Aygün Toksoy çifti bütün zorluklara rağmen nikah masasına oturdu. Engelli insan evlenemez algısı günümüzde halen mevcuttur diyen Toksoy çifti bu süreci şöyle değerlendirdi.

Murat Toksoy 18 yaşında yüksek tansiyon sonucunda görme yitisini kaybetmiş.

Her alanda mücadeleci olmak zorundayız

“Eşim ile beraber evlilik sürecinde bir takım sorunlar yaşadık. Ekonomik özgürlüklerimizi elimize almış olmamız bize kolaylık sağladı diyebiliriz. Ailelerimizin bazı tedirginlikleri vardı. Acaba iki görme engelli, sürdüre bilir mi algısı hep vardı ama o noktada takıldıkları zamana da biz destek çıkarız demeleri sonucunda bu engelli aşmış bulunduk. Evlendikten sonra bir sorunla karşılaşmadık. Bizim karşılaştığımız sorunlar daha çok dışarıda. Bir şeyleri başarmak için mücadele etmeniz gerekmektedir aile hayatı olsun dışarıdaki hayat olsun her alanda mücadeleci olmak zorundayız”.

“Türkiye de yapılan araştırmaların sonuçlarına göre engellilerin sadece %12.27’si eğitim hizmetlerinden yararlanabilmektedir. Bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlananlar % 5.9, meslek ve beceri edindirme kursundan yararlananlar % 1’dir. Engellilik aslında sadece engelli kişilerin sorunu değil bir insanlık sorunudur.

Editör Notu: Yazım hataları düzeltildi.

--

--