İlmek ilmek örülen kültür

Pelin Alparslan
sec402
Published in
3 min readApr 25, 2017

Yüz elli yıllık bir geçmişi olan, Trabzonlu kadınların el emeği göz nuru, ilmek ilmek örülen Trabzon Hasırı: Trabzon kültürünün bir parçası ve Trabzon diyince akla ilk gelen değerlerden.

Trabzon’a hasırın yüz elli yıl önce Kafkaslardan geldiği tahmin ediliyor. O zamanın Kafkas ustalarının yanına çırak olarak giren Sezer usta tarafından öğrenilerek Trabzon’da üretimine başlanıyor. O zamanlarda örgü işi erkekler tarafından yapılıyormuş. Ama zamanda kadınlara da hasır örmek öğretilmiş. Hasır örmek komşudan komşuya, akrabadan akrabaya yaygınlaşmış. Şimdi ise neredeyse 2 bin Trabzonlu kadın hasır örerek hem kendi paralarını kazanıyor hem de ev ekonomilerine katkıda bulunuyor.

“Dünyada üretim izni olan tek yer Trabzon”

Hasır ören kadınlarla görüşmek için Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan bir pasaja gidiyorum ve bir atölyenin kapısını çalıyorum. Ama atölyede hasır ören kadınları göremiyorum. Atölyede satış işleriyle ilgilenen Yakup Esmer’den öğreniyorum hasırları kadınların kendi evlerinde ördüğünü.

Satış Sorumlusu Yakup Esmer

Yakup Bey, Trabzon’da hasırın önemini anlatmak için şunları söylüyor:

“Trabzon hasırı bizim kültürümüzü temsil eden önemli bir değerdir. Trabzon küçük bir şehir ama takı kültürü olarak bakıldığında Türkiye’de öne çıkmış bir şehirdir. Özellikle üretim alanında kuyumculuk sektörü olarak Trabzon’u öne çıkaran bir üründür hasır. Dünyada üretim izni olan ve üretilebilen tek yer Trabzon. Trabzon hasırı, Kuyumcular Derneği tarafından da koruma altına alınmıştır. Trabzon haricinde üretim izni yoktur. Bu üretim tekniği de sadece Trabzon’da bulunuyor. Trabzon hasırını kadınlar ilmek ilmek örer ve hepsinde kendi izleri vardır. Bu şekilde bir üretimi var ve özel olması da bundan kaynaklanıyor.”

“Gelinime ellerimle hasır ördüm”

Ördüğü hasırı bırakmak için atölyeye gelen Hacer teyzeye hasır örmeye nasıl başladığını soruyorum. O da 15–16 yaşlarında hasır örmeye başladığını ve hasır örmeyi komşusundan öğrendiğini söylüyor. Hasır örme işinin kendisine kattıklarını şu sözlerle anlatıyor Hacer teyze:

Hasır örücüsü Hacer teyze

“Hasır örerek en azından kendi ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Mesela geçen sene oğlum evlendi, gelinime hasır taktım. Kendi ellerimle ördüm. Gelinim de el emeği göz nuru olduğu için hasırı satmam, saklarım diyor.”

Hacer teyzeye hasır örmenin zorluğu sorduğumda şu cevabı veriyor:

“Bilmeyene göre hasır yapmak zor ama biz artık gözümüz kapalı hasır örüyoruz. Hasırı haftadan haftaya yapıyoruz. Ben de hem işimi yapıyorum hem onu yapıyorum. Başka iş yapmasam 3–4 günde bitiririm.”

Kuyumcu: Özgür Bey

“Gelinlerin değil kaynanaların vazgeçilmezi”

Hasırın ne kadar satıldığını öğrenmek için bir kuyumcuya gidiyorum. Sezondan sezona kazançlarının değiştiğini anlatıyor kuyumcu Özgür bey. Yaz aylarında yani düğün sezonunda satışların arttığını fakat kışın hasırın pek satılmadığını anlatıyor. Hasırın gelinlerden çok Trabzonlu kaynanaların olmazsa olmazı olduğunu şu cümleler ile ifade ediyor:

“Aslında gelinlerin değil kaynanaların vazgeçilmezi. Genellikle kaynanalar almak istiyor hasırı. Gelinler de kabul ediyor.”

Altın fiyatı ne kadar yükselirse yükselsin hasırın Trabzon kültürünün bir parçası olduğunu ve hasırcılığın asla bitmeyeceğini de sözlerine ekliyor Özgür bey.

Editör: Saliha Genç

--

--