İbrahim Akın Kazancı
sec402
Published in
3 min readMay 10, 2017

--

Müzik giren eve doktor girmez

Müzikle tedavi nedir?

Muzica eski Yunanca’dan mousika kelimesinden gelir. Birçok araştırmacı bu kelimenin etimolojisinin 'muse-melek' anlamına geldiğini savunur. Mitolojiye göre Zeus’un kızları sayılan dokuz peri kızına 'Mousa' 'müz' kökünden geldiği kabul edilmekte. Müzik güzel mi güzel perilerin hediyesi mi bilinmez ama biz insanları güzelliğiyle büyülediğini söyleyebiliriz.

Müzik ''ruhun gıdası'' gibi çok kısa ve özlü bir tanımla ifade edilmiş. İnsanlık için çok önemli bir etken olmuş. Düşünsenize sevinçlerini, kahramanlıklarını, ümitlerini, heyecanlarını, sevgilerini hep bu ulvi sanatı kullanarak ifade etmeye çalışmışız. İlkel devirlerden çağımıza kadar önemi azalmadan, değer kazanarak günümüzde hakimiyetini korumayı başarmış.
İnsanların üzerinde sayısız etkisi var müziğin. Bu etkilerden en çok tartışılan ve gündemde olan müziğin tedavi edici etkisi üzerine olandır. Peki nedir bu müziğin tedavi edici özelliği, ne zaman çıkmıştır.

Tarihsel süreç nasıl işledi?

İlkel toplumlarda bile müziğin tedavi edici özelliğine kaynaklarda rastlamak mümkündür. İlk türk kabilelerin de müzisyenler dini duyguların kuvvetlendirilmesinde olduğu kadar insanlar gerek ritim, müzik ve dansla vecd haline getirerek, gerekse bunlar yardımıyla bir hipnoz hali oluşturarak etkilemişler ve kitllere zaman zaman yön vermişlerdir. İlk müzik tedavi yöntemlerini ilkel kabile yaşantısında büyücü, şaman kendisinden çekinilen, fakat saygı duyulan kabile üyesidir. O , kabilenin manevi hayatında inanış biçiminde eksiklikleri tanımlayan korku ve ümitsizlik hallerinin telafisini ve atlatılmasını sağlayan bir güç sembolü olarak kabul edilir. İlkel insanlar, hastalıkların kötü ruh ve cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getiriliiğine inanıyorlardı. Bu kötü varlıklara sihirbaz hekim veya şaman tarafından kontrol altına alınırdı ve bu tedavi törenlerinde müzik,dans ritimler başlıca rol oynardı.

  • Antik döneme gelindiğinde müzik şiddetli arzuların tedavisinde kullanılmıştır. İskenderiyeli Kleman adlı tarihçi Hz Musa’nın bütün değerli bilgileri mısırdan öğrendiğini söylüyor. Mısırda hastaların tedavi etme yöntemi olarak kullanılan müzik ezgilerinin varlığından ve bunun yansımalarından söz ediyor.
    Kitab-ı Mukaddes ( Tevrat ) S 288 Bap 16’da Davut peygamberin Saul adlı hükümdarı nasıl iyileştireceğini anlatırken son cümlede:
    '’Allah tarafından Saula kötü ruh geldiği zaman Davut çengi alır, eliyle çalardı. Ve Saul dinlenir, ve iyi olurdu ve kötü ruh kendisinden ayrılırdı.’'
    Yine Başka bir kutsal kitap İncil’in Sam bölümünde 16-23 satırlarda şöyle deniliyor :
    '’Şeytan ruh Saul’e hakim olunca Davut harbini eline alarak çalmaya başladı. Bunun üzerine şeytan ruh oradan uzaklaştı.Ve Saul rahatladı.’'
    İslamiyet dininde müziğin gelişim ve değerli olduğunu söylemek mümkündür.Güzel sesiyle Kur’an-ı Kerim okuyan Salim mevla Huzeyfe için de Hazret-i Muhammed '’Ümmetimde böyle bir kimse bulunduran Allah’a hamd olsun.’' diyerek sesinin güzelliğine övgü göstermiştir.
  • Büyük kültürel bir hazine olan Yunan Mitolojisinde güzel lir çalmasıyla tanınan Apollon , hem müziğin hem hekimliğin tanrısı sayılırdı. Ve Romada hastaların iyileşmesi için Apollana adak adayan romalılar bu ritüeli müzik eşliğinde yapmaları ayrıca ilgi çeken bir nokta olsa gerek.

Tıppın babası sayılan Hippocrates da , bazı hastaları tedavi için ilahilerle tapınağa götütürdü.
Hastalıkları tedevi için müziği kullanma fikrinin ilk defa Pyhagoras ile ortaya çıktığını ve büyük Yunanistan’da deneyimlerini uyguladığını Caeleius Aurelianus ( Libri, Bale 1529 et Paris, 1533) anlatır.
M.Ö yaşamış olan Yunan şairi Homeros de yazdığı Odyssiea adlı yaptında daha ileri giderek müziğin kanamaya karşı iyi geldiğini iddia eder.
Gerçekten müzik sara (epilepsi),malihulya (melekoli, deprasyon), somnambulsim ( uyur gezerlik),daü’m merak (merak hastalığı) ,nevrus ,humma veba kızamık gibi hastalılarda kullanılmış. Millet kullanmış da kullanmış diyebilrsiniz ama bizim tarihimizde hafife almayacak yeri olduğunu biliyoruz .

'’Çok insan anlamaz eski musikimizden
Ve ondan anlamayn bir şey anlamaz bizden.
Açar altın bir anahtarla ruh anahtarlarını
Hemen yayılmaya başlar sada ve nur akını ’'

Y. Kemal Beyatlı

Biz de bu sada akınına KTÜ Müzik Öğretmenliği Bölümü Öğretim Görevlisi Şener Demir ile çıktık. Müziğin tedavi etkisini ve Türklerin buradaki konumunu konuştuk.

Editör Notu: İlk paragrafın son cümlesi düşük, eksik kalmış.

Dil ve şeklen düzenlemeler yapıldı.

--

--