Seks İşçisi Aazeen’in Öyküsü
Seks işçisi Aazeen, özgürlüğünü kazanmak için bu işe başladığını anlatıyor. Aazeen “Seks aşkını satıyorum.” diyor.
Çömlekçi’nin ara sokağında üzerinde beyaz bir tişört ve mini etek bulunan esmer bir kadınla buluşuyor, beraber yıkık dökük bir çay ocağına geçiyoruz.
Çay ocağına gittikten sonra bana çekinerek elini uzatıyor ve tekrardan hoş geldin diyor. Hoş geldin merasimi bittikten sonra karşıma eski bir tabure çekiyor ve bana ne istediğimi soruyor.
Sohbete başlamadan önce rahatlamak için bir sigara yakıyor. Benim sigaradan rahatsız olduğumu görünce söndürüyor ve sakin olmamı söylüyor. Bir nevi kendisini rahatlatmak için çaba sarf ediyor. Çay ocağına sürekli gelen iki adamdan rahatsız oluyor ve onlara oradan uzaklaşmasını söylüyor. İkimize birer çay söylüyor. Çaylarımız söylendikten sonra kendisine: “Sohbete başlayalım mı?” diye soruyorum. Sohbetten önce bana fotoğraf çekinmek ve ses kaydı alınmasını istemediğini sadece anlattıklarını yazmamı istiyor.
Ses kaydını ve fotoğraf makinesini çantama koyuyorum. Bana bakarak yarım Türkçesi ile “Başlayayım mı?” diye soruyor ve anlatmaya başlıyor.
“Çocuklarım İçin Yapıyorum”
Aazeen bir seks işçisi. İşini zorunlu bir “seks işçisi “olarak tanımlıyor. Zorunlu olarak diyorum çünkü kendi ülkesi olan Gürcistan’dan yeni bir hayata başlamak için Türkiye’ye gelmesi ile beraber hayatının değiştiğini söylüyor. Bu işi yapmak istemediğini ancak iyi paralar kazandığı için bunu tercih ettiğini anlatıyor. Bunu anlatırken de tam ayrıntıya girmiyor. Soruyorum kendisine: ‘’Pasaportuna el mi konuldu?’’ Gözlerini benden kaçırarak cevaplamıyor.Anlatmaya devam ediyor. Gürcistan’dan geldiğini ve iki çocuğunun olduğunu söylüyor. Yaşam koşullarının bu duruma getirdiğini ve çocuklarına iyi bir yaşam sunmak istediğini söylüyor. Çocukları için gelecekte bu mesleği yapmayacağını ama şimdilik buna mecbur olduğunu anlatıyor.
Bu işi arkadaşı ile birlikte Trabzon’a gelerek Çömlekçi’de yapmaya başlıyor.
Önceden seks işçisi olmadığından Türkiye’ye gelerek ilk deneyimini burada yaşadığından söz ediyor. İlk başta tanımadığı adamlarla beraber olurken kasıldığını ve bunun için sakinleştirici kullandığını anlatmaya devam ediyor.
“İş Adamları Gizli Sapıklar”
Genel olarak sokaklarda ve köşe başlarında bekleyerek müşteri kazandığını ve buradaki otellerde ilişkiye girdiğini söylüyor. Günde belli bir ilişki sayısının olmadığından aksine ne kadar fazla cinsel ilişkisi olursa özgürlüğüne o kadar çabuk kavuşacağından bahsediyor. Kazancı gün içerisinde 70, 100, 200 TL ile seks aşkını satıyor.
Aazeen’in müşterileri genellikle üniversite öğrencileri, iş adamları ve memurlar. Aazeen,müşterilerinden memurlar ve iş adamlarının bastırılmış birer cinsel sapık olduğunu ve gündüz farklı, gece farklı hayat yaşadığını söylüyor.
“Yaşam Korkum Var”
Ona müşterileri ile nasıl ilişki yaşadığını ve onlarla beraber olurken sohbet edip etmediğini sordum. Aazeen, müşteriler ile konuşmadığını odaya geçtikten sonra sadece üstlerini çıkarmalarını ve prezervatif verirken onlarla konuştuğunu söylüyor. Müşterilerin kendisine gerçek anlamda soru sormadığını, sırf konuşmak için soru sorduklarından ötürü onları ciddiye almadığını anlatıyor. ‘’Korkmuyor musun?’’ diye soruyorum ve anlatmaya devam ediyor.
“ Bu işi yaparken büyük bir korkum var. Çünkü her türden insanla karşı karşıya kalıyoruz. Üzerimizde farklı fantezilerini deneyen insanlarla karşılaşıyoruz. Şiddet görüyoruz. Sağlık güvenliğimiz yok. İnsanlar bize vebalıymışız gibi bakıyorlar. Bazı arkadaşlarımız tecavüz, taciz, şiddet görüyor. Yetkililer bu konuda fazla duyarlı davranmıyorlar. Kendi ülkeme de şimdilik gitmeyi düşünmüyorum.”
Aazeen, kendine fahişe diyor ve yeni hayata başlamak için çok çalışmak gerektiğinden söz ediyor. Kendi deyimiyle hayata bir sıfır geride başladıklarını söylüyor.
