Toprağın Sanata Dönüştüğü Yer: Kınık Köyü
İnsanoğlunun yüzyıllardır devam eden toprak ile uğraşı en eski medeniyetleri bile gün yüzüne çıkarmaya yetiyor. Bunların başında topraktan yapılan çanak çömlekler yer alıyor. Çömlekler, bir medeniyetin günlük hayatından dini inanışına tüm yaşam tarzını gözler önüne seriyor.
Günümüzde bu mesleği hâlâ devam ettiren sınırlı sayıda yer kalmış durumda. “Çömlek” denildiğinde akla ilk gelen sayılı yerlerden biri de Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık Köyü…
Çömlek yapımı, balkanlardan mübadele göçü sırasında Kınık Köyü’ne yerleşen Şakir Ağa’dan günümüze kadar ulaşmış. Geçimini çömlekçilik ile sağlayan bu köyde küçük büyük birçok atölye bulunuyor. Atölyesi olmayanlar ise parça başı çalışıyor. Köylüler önce yakın civarda bulunan kırmızı toprağı ve kili suyla birleştirerek makineden geçirip işlenmeye hazır hale getiriyorlar. Daha sonra çamur, hünerli ellerde şekil alarak hayat buluyor. Fırınlandıktan sonra çeşitli renk ve desenlerle boyanıp sırlanıp yüksek ısılı fırında yeniden pişirilerek son hâlini alıyor.
Saksı üretimi ile büyük kazanç sağlamış olan köy, plastik saksıların üretimiyle beraber bugünlerde daha çok süs eşyası ve mutfak ürünleri üretimine yönelmiş. Bunların başında tencere, sütlaç kasesi, yoğurt kasesi, vazo, kumbara, küllük ve darbuka geliyor.
Televizyon programlarına konu olan ve üniversitelerin ilgili bölümlerindeki öğrencilerine staj imkanı sunan Kınık Köyü’nde Türkiye'nin tek parça hâlinde yapılmış en büyük küpü de yer alıyor. Köy, son zamanlarda Bursa-Eskişehir-Bilecik Kalkınma Ajansı’nın malî yardımıyla kırsal turizm köyüne dönüştürülmüş. Bu sayede yerli ve yabancı turistler köyde konaklayabilecek, doğayla iç içe olacak ve en önemlisi kendi çömleklerini kendileri yapabilme imkânı bulacaklar.