Yüzyılın Bıçağı

Trabzon’un Sürmene ilçesi her ne kadar küçük olsa da bıçakçılık ile kendine hem değer katmış hem de ilçenin dışa açılmasını sağlayan unsur olmuş.

Sürmene bıçağının tarihi milattan sonra bin yılına kadar uzanıyor. Sürmene deyince akla ilk gelen şey bıçak oluyor. Bıçak sadece Sürmene’de yapılmıyor olsa da, Sürmene bu zanaatla özdeşleşmiş ve adını duyurmuş durumda. Türkiye’de en iyi ve en sağlam bıçaklar usta ellerde yapılıyor.

39 Yıllık Tecrübe

Muharrem Kalyoncu 52 yaşında, 13 yaşından beri bıçak yapımıyla hayatını devam ettiriyor. 39 senesini bıçağa verdiğini söyleyen Kalyoncu, başka bir meslekte kendini hayal edemediğini, babasının izinden yürüdüğünü söylüyor.

Bu işin ustası olan Kalyoncu: ’’39 yaşından beri bıçak yapımıyla uğraşıyorum. Bu işin ustasıyım. Trabzon’da tekim diyebilirim. İşimi titiz yapıyorum. Bıçak yapımı zor iş ve sabır istiyor. Türkiye’de en iyi bıçakları biz yapıyoruz. Bu nedenle işimizde profesyoneliz.’’

‘’Çeliğe Su Vermek Ustalık İşidir’’

Türkiye’ de bıçak çeliği imalatı olmadığı için Almanya ve Fransa’dan çelik ithal ediliyor. Ham madde olarak gelen çelikler Sürmene‘ deki fabrikalarda ebatlara ayrılıyor ve sulandırılıyor. En son olarak ise bıçak şekli veriliyor. Sürmene bıçağını diğer bıçaklardan ayıran en önemli özellik ustaların çeliğe su vermedeki maharetinden geliyor. Satış oranının yüksek olduğunu söyleyen Kalyoncu, yurt içi ve yurt dışı satışının oldukça fazla olduğunu ve evde kullanmak için alınan bıçakların yanında hediyelik bıçaklar yapabildiğini belirtiyor.

Her İşe Farklı Bir Bıçak

Bıçak kullanımı konusunda insanların bilinçsiz olduğunu söyleyen Kalyoncu :’’İnsanlarımız bir bıçak aldığında her şeyi yapabileceklerini zannediyorlar. Sebze, ekmek ve et kesiminde ayrı bıçak kullanılması gerekiyor. Meyve bıçağıyla ekmek kesilince bıçaklar körelmez olabiliyor. Bu durumdan şikayetçi olan müşteriler bıçağın kalitesinden yakınıyorlar. Oysa ki doğru bıçak kullanımında bıçaklar uzun ömürlü oluyor.