Yağmurlara Asılı Trabzon Kalesi

Bizans İmparatorluğu döneminde 1300 yıllarında yapılmış ve o günden bugüne ulaşmış Trabzon Kalesi Trabzon’a tarihi bir hava katıyor ve Atapark’tan bakınca Trabzon’un tarihi gözler önüne seriliyor.

Atapark’ın denize uzanan surlarından bir kare.

Maviyi Yeşille Buluşturan Şehir

Bereketlidir toprakları, cömerttir yağmurları Trabzon’un. Saçlarından tuttuğu gibi yeşili, denizin en koyu mavisine sürükleyiverir. Karanlıkların altında sakladığı en güzel duyguları sabahın ilk saatlerinde hissedersin.

Şehrin Merkezinden Denize Uzanan Tarihi Mimari

Yağmurların yalnız bırakmadığı Trabzon Kalesi Trabzon’da günümüze en iyi haliyle ulaşabilen eserlerin başında geliyor.

Bulutların selam durduğu bayrağın altında, görüntüsünün yanında tarihiyle de ilgi çeken Trabzon kalesi, temiz havasıyla, doğasıyla doğallığıyla Trabzon’un en çok ziyaret edilen bölgesi olmayı hak ediyor. Hak ediyor etmesine de kalenin çevresinin eski halindeki o sıcaklık, o mahalle araları muhabbetleri kaldı mı bilinmez. Çocuklukların sevinçlerine, üzüntülerine, mutluluklarına masum oyunlarına şahit Trabzon kalesi, deniz kıyısından başlayarak şehrin arkasındaki tepelere kadar uzanıyor.

Trabzon’un tarihinden bugüne ulaşan şehirle iç içe kalenin en üst kısmı.

Kale’den, Evliya Çelebi Seyahatname’sinde bahseder

Osmanlı gezginlerinden Evliya Çelebi de, Trabzon kalesini ziyaret ediyor, Seyahatname’sinde Trabzon Kale’sini şöyle tanımlıyor: “ Dağ tarafında cehennem kuyusuna benzer derin bir hendeği vardır ki 77 adam girer. Safi kesme kayadır. İçinde cami, muhafazacı evleri, mahzenleri, cebehaneleri vardır.”

Kalenin yukarı hisar bölümü, şehri koruyucu yer olan kalenin merkezi olarak karşımıza çıkıyor. Burada denizden gelecek düşman kuvvetlerin geri itilmesi için top atışlarının yapıldığı cepheler yer alıyor. Cephelerin ağzının normal toplardan çok büyük olması, Fatih Sultan Mehmet’in planını çizdiği Şahin toplarının, şehrin korunmasında da kullanıldığına işaret ettiği mesajı veriyor bizlere.

Trabezus’tan Trabzon’a

Kalenin şeklinden bahsedecek olursak Zağnos köprüleriyle doğu ve batıya bağlanan masa şeklindeki bir tepe üzerine kurulan gösterişli bir kale. Bu kalede molozların ve blokların bulunduğu yerde insan kabartmalarına da rastlamak mümkün.

Şehrin adının kalenin masa şekilli trapez anlamına gelen ‘’trabezus’ şeklinin isminden geldiği düşünülüyor.

Kalenin altındaki sessizliğe gömülmüş Zağnos Vadisi ve tarihi Zağnos Köprüsü gece fotoğrafı.

Editör: Ertuğrul Topaloğlu