Ötekilik & Ötekileştirmek

Müge Yaylacık
sehir dedektifi
Published in
3 min readApr 22, 2021

Şehir Dedektifi inisiyatifinin yürüttüğü Toplu Ulaşım ve Çocuk” projesinin ikinci aşaması ,toplu ulaşımda mülteci çocukları izleme çalışmaları kapsamında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde araştırma görevlisi olan Kumru Çılgın moderatörlüğünde bir atölye okuma çalışması gerçekleştirdik.

Stavrides tarafından yazılan Kentsel Heterotopya üzerine yaptığımız okumalar eşliğinde mekan ve insan ilişkilerini, sınırları, eşikleri ve ötekilik kavramlarını tartıştık. Yanıt aradığımız ana soru “Nasıl birlikte yaşayabiliriz?” oldu. Öncelikle,

Mülteci olma durumunu ne kadar biliyoruz?

Günlük yaşantımızda kentlerimizde farklı ülkelerden göçen mülteci ve göçmenlerle birlikte yaşıyoruz ama nasıl bir yaşam sürdükleri hakkında fikir sahibi olmayan pek çok insan var, ben de dahil. Günlük hayatlarını devam ettirebilmek adına temel gereksinimlere erişebilmek için kentin sunduğu imkanlara yönelen kent mültecilerinin sayısı gün geçtikçe artmakta ve ayrıca kent mülteciliğinin ortaya çıkardığı sonuçlardan biri çalışmak zorunda olan çocuk mülteciler oldu.

TMMOB tarafından 2018 yılında İzmir’de 42. kez düzenlenen “Göç, Mekan ve Siyaset” temalı Şehircilik Kolokyumunda verilen bilgilere göre, Türkiye’de yaşayan Suriyeli nüfusunun yalnızca %10'u konteynırlarda ve çadırkentlerde geçici olarak barınmaktaydı. Üç yıl öncesinde kalan bu durumun güncel haline dair ne kadar bilgi sahibiyiz ? Mülteciler ülkemizde ne şartlarda yaşıyor?

Kayıtlı mültecilerin yanı sıra nüfusa kayıtlı olmayan mülteciler, kentlerde bilinmezliklerle dolu gri bir alan oluşturmakla birlikte barınma, gıda, sağlık, eğitim gibi temel gereksinimlere erişimi oldukça kısıtlı.

Ötekilik nedir ve ne değildir?

Ötekilik kavramı, basit anlatımıyla “eğer ben var isem öteki de var.” anlamına gelmekte. Bu durumda hepimiz birer öteki durumundayız ve asıl mesele öteki olmayı kabul ederken ötekileştirmemekten geçiyor. Ötekileştirmeden nasıl ötekiyi kabul edebiliriz sorusunu anlamak ise Stavrides tarafından dört aşamalı bir metod ile açıklanmış.

Ötekiliğe Yaklaşmak Metodu

Ben ve Öteki arasında gerçekleşen bu yaklaşma metodu dört ana süreçte gerçekleşmektedir. Sırasıyla,

  1. Ben, kendimi ait hissettiğim toplumdan koparak öteki ile aramdaki mesafeyi daraltmaya cesaret eder ve yaklaşma amacıyla eyleme geçerim.
  2. Aramızdaki mesafede yer alan sınırları ve eşikleri, öteki ile sosyal etkileşime geçebildiğim özgürleşme mekanları yaratarak daraltmayı başarır ve yaklaşmış olurum.
  3. Öteki ile yaşadığım yaklaşma deneyimi sonucu ötekiye dair öğrendiğim yeni bilgiler ile birlikte kendi alanıma yeniden dönerim.
  4. Ötekiliğin varlığına dair öğrendiğim yeni bilgiler ile algımı değiştirir, ötekiliğe saygı duymaya başlarım.
“ABD ve Meksika Sınırında Pembe Tahterevalliler “ Tasarım: RAEL Design Kaynak: https://www.instagram.com/rrael/

Ötekiliğe yaklaşma metodu ile ötekileştirmenin yarattığı ve idealizeştirilen homojen bir toplum yaratma arzusunun tam aksine heterojen bir toplumda yaşadığımızın farkında olmayı amaçlıyoruz. İkinci aşamada yer alan özgürleşme mekanları kavramı da heterojen toplumlarda, farklı toplumsal kimlikleri bir an olsun önemsemeden birlikte yaşayabilme arzusu için yaratılmış kamusal ortak mekanlar olarak düşünebiliriz. Sınırların ve eşiklerin ötesine geçebilen, özgürleşen mekanlar…

***

Ötekileştirmemek bir üst kimlik haline gelebilir mi?

Lefebvre’nin Kent Hakkı kitabı ile ortaya konulan “adil ve yaşanılası bir kent hakkı” kavramı tüm topluluklar nezdinde kapsayıcı olma hedefi taşımıştır ve aynı durum “hemşehrilik” kavramı için de geçerlidir. Ek olarak, günümüzde ise kentsel mekanları kullanma hakkı ve herkes için erişilebilirlik sağlanması adına kullanılan “kent yurttaşlığı” kavramı ortaya çıkmıştır.

Makbul vatandaşlık ya da makbul çocukluk gibi bir ideal toplumsal yapının ötesinde her bir bireyin öteki olma durumuna saygı duyma ve farkında olma açısından kapsayıcı bir üst kimlik ihtiyacı duymaktayız. Hepimiz bir kent yurttaşıyız ve birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız.

--

--