Açık Bankacılık: Türkiye Açısından Bir Değerlendirme

Selim YAZICI
Selimyazici
Published in
4 min readJun 14, 2020

NOT: Bu yazının bazı bölümleri, PSM Dergisinin Mayıs 2020 sayısında, Açık Bankacılık konusundaki haber kapsamında yayınlanmıştır. Dergiyi buradan indirerek yazının tamamını okuyabilirsiniz.

Yasal düzenlemesi yapılan açık bankacılık Türkiye’deki Fintek’lerin gelişimine nasıl bir katkı sunacak?

2019’da Türkiye’de FinTech alanında yaşanan en önemli gelişmelerden biri “Açık Bankacılık” alanında yaşandı. 2018 yılı sonunda kamuoyu görüşüne sunulan ve bir elektronik bankacılık hizmeti olarak Açık Bankacılık kavramını tanımlayan ve 15 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” ile birlikte Avrupa Ödeme Hizmetleri Direktifi 2 (PSD2) ile sağlanan uyum ve Açık Bankacılık Sisteminin temellerinin atılmış oldu. Bireylerin bankalardaki verilerini istediği kurumla paylaşabilmesini sağlayan Açık Bankacılıkla birlikte hizmetler çeşitlenirken, inovasyon ve rekabet de artmaya başlayacaktır. Müşterilerin onay vermesi koşuluyla bankaların sahip olduğu müşteri verilerini, gerekli yetkilere sahip üçüncü parti kurumlarla paylaşmasını sağlayan Açık Bankacılık, İngiltere gibi ülkelerde düzenleyicilerin yönlendirmesiyle hayata geçerken ABD gibi ülkelerde ise yenilikçi bankaların inisiyatif alması ile yaygınlaşmaya başladı.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de inovasyonu ve rekabet düzeyini artırması beklenen Açık Bankacılığın asıl faydasını bireyler görecek. Ödeme hizmeti sayılan faaliyetlerin kapsamı genişletilerek müşterilerin tüm hesaplarına tek bir uygulamadan erişmesine olanak veren “Hesap Bilgileri Sağlama Hizmeti (AISP)” ve “Ödeme Başlatma Hizmeti (PISP)” tanımlanmış oldu. TCMB tarafından yapılacak düzenlemeler eşliğinde Açık Bankacılık, çerçevesi belirlenmiş bir hal alarak ve tüm paydaşlar için en güvenli şekilde yaygınlaşacaktır.

Açık Bankacılığın özünü oluşturan ve müşterilerin ya da müşteriler adına hareket eden tarafların API, web servis, dosya transfer protokolü gibi yöntemlerle bankanın sunduğu finansal servislere uzaktan erişerek bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri veya gerçekleştirilmesi için bankaya talimat verebildikleri elektronik dağıtım kanalı olarak kullanılmasını sağlayan ve bu kapsamda değer yaratmayı planlayan girişimler (örnek kredi bulabilme) için yeni fırsatlar ortaya çıkacaktır.

Bu süreçte Fintek’lere neler önerirsiniz, kritik gördüğünüz noktalar nelerdir?

Online platformların ortaya çıkmasıyla birlikte önemli olan fırsat alanlarından biri müşteriyi tanıyarak, müşterilerin sisteme kolay giriş yapmalarına olanak sağlayan kabul (onboarding) sürecini regülasyona uygun biçimde güvenli ve hızlı hale getiren girişimler için fırsatlar ortaya çıkmakta. Burada özellikle yapay zeka uygulamaları ile biyometrik verileri kullanarak kimlik doğrulama ve dijital kimlik yönetimini gerçekleştiren, uyum sürecini kontrol ve takip eden (RegTech); dolandırıcılığı, veri kaybını önleyen ve siber güvenlik alt yapısını sağlayan girişimler için büyük fırsatlar gündeme gelecektir.

Dünyada halihazırda kullanılan açık bankacılık Fintek’leri nasıl etkiledi, nasıl bir dönüşüm yaşandı?

Günümüzde finansal hizmet sunan birçok şirket ve ülke Açık Bankacılık konusunda yatırım yapıyor. Birçok ülke regülasyonlar ile bu değişime uyum sağlarken, bazıları da herhangi bir zorunluluğu olmamasına rağmen kendi yol haritalarını oluşturuyorlar. Örneğin İngiltere’de bankacılık sektördeki büyümenin teşvik edilmesi ve teknolojik yeniliklerin hızlandırılmasına yönelik kararların alınmasıyla birlikte, Açık Bankacılık uygulamaları hayata geçirilmiş, bireysel tüketici ve KOBİ finansal verilerinin güvenli şekilde bankalar arasında ve üçüncü partiler ile paylaşılmasına yönelik yapılar oluşmaya başlanmıştır. Böylece bireylerin mali durumlarını iyileştirmeye yönelik uygulamalar ortaya çıkmakla birlikte, krediye erişim ve kredi tavsiyesi gibi alanlarda KOBİ’ler için de fayda sağlanmış oldu.

İngiltere ve AB dışında, ABD, Kanada, Meksika, Hong Kong, Singapur, Malezya, Hindistan ve Çin gibi birçok ülke kendi Açık Bankacılık inisiyatiflerini geliştirerek çalışmalarına devam etmektedir.

Açık bankacılık uygulamasının bankaların, diğer paydaşların ve tüketicilerin hayatında nasıl bir değişim yaratacak?

Bankacılık ve finans sektörünün yanısıra, bu ekosistemde veya ortak bir kesişim kümesinde yer alan tüm alanlar, birbirlerine daha fazla yakınsamaya başlayacaklar. Bu yaklaşımların en önemli etkilerini FinTech girişimleri üzerinde görmek mümkün olacak. Finansal kuruluşların veri paylaşım amacıyla açmış oldukları API’ları kullanan FinTech girişimleri, yeni ve yaratıcı iş modelleri ile karşımıza çıkacak ve hem tüketicilerin hem de finansal kuruluşların hayatlarını kolaylaştıracaklar. Örneğin karşılaştırma hizmetleri, müşteri tanıma ve kabul (KYC), otomatik tasarruf araçları veya kredi skorlama gibi hizmetlerin daha yaygın bir şekilde kullanımı ile karşılaşacağız.

Açık Bankacılık ile birlikte API kullanımı, kurumsal anlamda bir dönüşümü beraberinde getirecek. Regülasyonlar ile yeni tanımlanan yapılar FinTech girişimleri ile finansal kuruluşlar arasındaki bağı güçlendirerek, bankaların birer platform haline gelmesine ve yeni işbirliği stratejileri geliştirerek kendi ekosistemlerini oluşturmasına neden olacak. Bu durum da Finansal Hizmetler Sektöründe köklü değişimleri beraberinde getirecek.

Müşteriler açısından düşündüğümüzde bu durum, finansal ürün ve hizmetlere daha demokratik bir biçimde erişimi mümkün kılacak; fiyatların şeffaflaşmasını, rekabetin ve kalitenin artmasını sağlayacaktır. Açık Bankacılık ile artan rekabet şartları neticesinde müşteriler daha düşük maliyetle, daha hızlı ve daha iyi finansal hizmet alma imkanına kavuşmaktadır. Bankalar oluşturacakları yeni Açık Bankacılık stratejisi çerçevesinde FinTech girişimleri ile iş birliğine giderek mevcut müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak daha farklı hizmet ve ürünler sunma ve mevcut müşteri bağlılığını daha da artırma fırsatına kavuşmaktadır. FinTech girişimleri ise bankacılık hizmetlerini kendi hizmet modellerine entegre ederek müşterilerine daha iyi bir müşteri deneyimi ve katma değerli hizmet sunarak yeni müşteri kazanma şansına kavuşmuş olacaklardır

Yasal düzenlemenin eksik ya da geliştirilmesi gereken yönleri var mı?

Bankalar ve düzenleyici otoriteler FinTech’lerin yaratabileceği finansal ve bilgi güvenliği risklerine karşı da endişe duymaları gayet normal. Ancak bu riskler gelişimi sınırlayıcı bir unsura dönüşmeden, zamanla kazanılacak deneyim ve tecrübe ile problemler gelişim sürecinin bir parçası olarak çözümlenebilir. Burada önemli olan konu, ilgili tarafların sürekli iletişim içinde olmaları ve ortak akıl ile hareket etmeleridir.

Açık Bankacılık konusunda “Teknik Standartların” hızlıca oluşturulması önemli bir konu. Bu şekilde sistemin homojen bir şekilde işlemesi ve denetimin kolaylaştırılması sağlanabilmektedir. Standartların oluşturulması aynı zamanda FinTech girişimlerinin finansal kuruluşlarla işbirliği sürecindeki teknik sıkıntıların da azalmasına neden olacaktır.

--

--

Selim YAZICI
Selimyazici

Professor at Istanbul University | Co-Founder of FinTech Istanbul | www.selimyazici.com.tr