2015 Kullanıcı Deneyimi Beklentileri

Sinan Özdemir
SHERPA Blog Bülten
5 min readApr 3, 2015

--

Geçtiğimiz yıl, yeni teknolojiler için ilk egzersizlerin yapıldığı, dataların toplandığı, yeni bir kırılıma doğru harekete geçiyormuşuz gibi hazırlıkların tamamlandığı bir süreçten geçtik. Bu arada kullanıcı deneyimi araştırmaları hız kesmedi ama hayatımızı değiştiren yepyeni bir deneyim de görmedik. 2015’de görür müyüz?

Bizim için 2015 önemli çünkü her şeyden önce kullanıcı deneyimi ile hedeflenen beklentilerin değişmeye başladığını fark ediyoruz. Yaptığımız işin bir parçası olarak, günümüzün olanaklarını, onların gelecekteki etkilerini ve potansiyel trendleri üzerinden değerlendiriyoruz. Önümüzdeki yıl, insan-bilgisayar etkileşimi hakkında tartışmaların hararetleneceğini, Kullanıcı ve Müşteri deneyimi çalışmalarının -bu kez- insanı çevresel faktörleriyle birlikte değerlendireceğini ve farklı yaklaşımların getirileceğini düşünüyoruz.

İnsan hayatına saygılı deneyimler bekliyoruz

Günümüzde, dijital uygulamalar ile kurduğumuz iletişim yapışkan bir deneyime dayanıyor. Özellikle dijital uygulamaların, ilgi odağı haline gelmeye çalışırken algılarımızı zorladığını hissediyor, insan beyninin bu kadar da zorlanamayacağını feveran ediyoruz. (şurda güzel bir makale)

Bilgisayarlardan daha verimli faydalanmanın önünü açan insan-bilgisayar etkileşimi araştırmaları, iki taraf arasındaki iletişimin sınılarını çizmekte ya da bu sınırları hangi tarafın belirleyeceğine karar vermekte gecikiyor.

Bilgisayarların (ya da arabirimlerinin diyelim) insana yaklaşması, bilgisayarlardan daha verimli ve konforlu bir biçimde faydalanmayı hedefler. Fakat onlardan daha verimli faydalanmayı hedeflerken, insan ve bilgisayar arasında kurulacak olan iletişimin sınırlarını çizmeyi unuttuğumuzu farkediyoruz.

Toyota bu yıl, genç sürücüleri bilinçlendirmek ve kısa mesajlaşma servislerinin araba kullanırken yarattığı tehlikeleri göstermek için -3D simulasyon içeren- bir dizi etkinlik planladı. Frog’un Yardımcı Kreatif Direktörü Jake Zukowski, iki ay önce yayınladığı sunumda, günümüz otomobillerinin sahip olduğu arabirimleri, kullanıcı deneyimindeki tehlikeleri üzerinden değerlendirdi.

Hayatımıza hızla adapte ettiğimiz uygulamaların, hayatlarımıza mal olduğu gerçeği daha birçok kez konuşulacak. Bununla beraber dijital uygulamalar ile yaşadığımız deneyimi yeniden şekillendiren standartlar belirleyeceğiz. Offline hayatımıza müdahale etmeyen, özel hayatımıza saygı duyan uygulamaların lanse edileceğini göreceğiz. Kullanıcılar dijital bağlımlılıklarını ve alışkanlıklarını gözden geçirme ihtiyacı hissedecek.

Aynı işi birden fazla cihazda tamamlıyoruz

Forrester’ın, araştırmalarına göre -telefon, tablet, bilgisayar gibi- birden fazla dijital cihaza sahip olan kullanıcıların %90’ı, bir cihazda başladığı işlemi diğer cihazında sonlandırıyor. (Gelen maili telefondan okumak ama bilgisayardan cevaplandırmak gibi) Farklı yeteneklerdeki cihaz çeşitliliği (saatler, gözlükler…), kullanıcının bir görevi farklı cihazlara bölme eğilimi gibi faktörleri göz önüne aldığımızda uygulama deneyimlerinin, kullanıcının bu alışkanlığına uyum sağlayacak şekilde güncelleneceğini ve cihazlar arası bilgi akışının çok daha rahat gerçekleşeceğini tahmin edebiliriz.

Kimliklerimizi nasıl doğrulayacağız?

Onlarca bilgi akışının depolanıyor olması, bu bilgilerin sızdırılma ya da hack edilebilme potansiyelleri yürekleri hoplatmaya devam edecek. Sağlık ve spor uygulamalarının topladığı kişisel özellikler, bireysel finans ve cüzdan uygulamalarındaki veriler, kısacası bizim için önem taşıyan bilgilerin güvenliği nasıl sağlanacak araştırmaya devam edeceğiz. Akılda tutması zor, çok katmanlı karışık şifre sistemleri, göz retinası ya da parmak izi gibi online ve offline kimliğimizi doğrulamaya yarayacak kimlik doğrulama işlemleri ve bunların ne kadar güvenli olduğu tartışmaları gündeme gelecek. Çünkü güvenliğe, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağız.

Para başka yollardan dolaşıyor

Paranın dünyadaki dolaşımı ve ödeme yöntemlerine dair yenilikçi çalışmaların hızlandığını göreceğiz. NFC, Apple Pay, Softcard, Google Wallet gibi teknolojiler, metrelerce kağıt ile gezdirdiğimiz pos cihazlarını çabuk unutturacak. Kağıt para, kredi kartı, slip hatta deri cüzdanları hayatımızdan çıkarmaya yaklaşıyoruz. Kira ödemesi için banka hesabı değil de Facebook hesabı kullanacağımız bir dönem geliyor.

Web tasarımı kabuk değiştiriyor

Yenilikçi ödeme sistemleri için alt yapı geliştiren sağlayıcılar web sitelerinin ödeme süreçlerini yeniden yapılandıracaklar. (Sadece web sitelerinin de değil) Kendi hazırladıkları standart form ve akışları online ticaret sitelerine entegre eden bu sağlayıcılar, beklediğimiz alternatif alışveriş kanallarının gelişmesinin de önünü açacaklar. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal kanallar alışveriş ve para dolaşımının yeni adresleri olacak. (detaylar için buradan ve şuradan) Kişisel verilerimizi toplayan sosyal medya siteleri de hazırladıkları standart formlar ve güvenlik protokolleri ile diğer web sitelerine ya da sistemlere üye olmamızı, kullandığımız üye servisleri birbirlerine bağlamamızı kolaylaştıracaklar. Sadece bizim değil web sitesi geliştiren ekiplerin işlerini de kolaylaştıracaklar.

Sipariş üzerine web sitesi hazırlayan ekiplerin iş yükünü hafifletecek bir diğeri eğilim de şablon tasarımların yaygınlaşması; birçok küçük şirketin, müşterileri ile iletişime geçmek için sadece sosyal medya sitelerini tercih etmesi olacak. Sipariş üzerine tasarlanan web sitelerinin yerini alan self-servis web tasarım anlayışı, bu ekiplerin niteliklerini yeniden belirleyecek bir faktör olarak konumlanacak. Web ekipleri, cihaz odaklı tasarım anlayışını, insan ve algıları üzerine yoğunlaştırdığı çalışmalar ile değiştirecek. Self servis hizmetlerle sağlanamayacak bilgi mimarisi ve kullanıcı deneyimi araştırmaları yoğunlaşacak.

Şirketler, kullanıcı deneyimleri ile yarışacak

Kullanıcı araştırmaları ve müşteri davranışlarının izlenmesi gibi çalışmaların, ürün farklılaştırma yöntemleri arasındaki değeri anlaşıldıkça kullanıcı deneyimi profesyonellerinin çalışma sahaları da genişleyecek. Tasarım ekipleri ile birlikte çalışmasına alışık olduğumuz kullanıcı deneyimi profesyonelleri, iş modeli ve strateji geliştirme ekipleri ile daha yakın markaj çalışır hale gelecekler. Yakın zamanda Accenture, Deloitte’in öncülüğünde başlayan, servis tasarım ekiplerini bünyeye dahil etme eğilimi giderek yükselecek. Sol beyinli şirketlerin, duygusal zekası yüksek tasarım ekipleri ile birleşmesi, ürün ve servislerdeki rekabetin duygusal deneyimler üzerinden kızışacağını gösteriyor. Büyük birleşmelerin yanı sıra, bazı şirketlerin kendi kullanıcı deneyimi kadrolarını oluşturulacağını da öngörebiliriz. Bu departmanlarda çalışacak farklı seviyelerdeki personel ve onların eğitim ihtiyacı da işe alım firmalarından, üniversitelere, online eğitim firmalarına kadar farklı alanlarda ivme yaratacak bir harekete neden olacak.

Şirket bünyelerinde oluşturulan deneyim tasarımı ekipleri, kampanya yönetimi, mobil uygulamalar, sadakat programları gibi sosyal dinleme platformlarından topladıkları datayı giderek daha hızlı kullanır hale gelecekler. Böylece bireysel müşterilerin istekleri , ihtiyaçları ve davranışlarına özgü uyum gösteren kişiselleştirilmiş, otomatize edilmiş ama terzi işi deneyimler yaratılacak. Şu ara herkesin gözü yapay zeka sahibi websitesi thegrid.io’da.

Sanal dünya fiziksel ortam ayrımı kalkıyor

Hazır otomasyon ve yapay zekadan söz açılmışken IFTTT’nin ortalama bir insanın gündelik hayatına seyir eden bir kullanım alışkanlığına dönüşeceğinden bahsedebiliriz. “If This Then That” yani “Bu Olursa Şunu Yap” anlamına gelen IFTTT platformu, servisleri birbirine bağlamaya yarıyor. Soğuk havalarda, eve yaklaşırken termostatı aç gibi koşullu komutlar yaratabilen bu platformun gündelik hayat egzersizleri hız kazanacak. Bu yıl bizler evdeki aletleri otomatize etmenin yollarını ararken, Google kendi kendini süren arabayı test ediyor olacak. Fiziksel dünya ile dijital dünyanın birbirinin içine girdiği deneyimleri yaşıyor olacağız. (Buyrun buradan yakın veya bkz. Ibeacon) Deneyim tasarımının cihaz, ürün bağımsız insanı odak alarak diğer servis ve ürünler ile birlikte değerlendirip tasarladığımız bir yaratım sürecine hız vereceğiz. Responsive web tasarımının, mobil cihazda da çalışabilen tasarım demek olmadığını, aslında duyarlı tasarımın insanın kullanım alışkanlıklarına duyarlı olma anlamı taşıdığını farkettiğimiz bir yıl olacak.

2015 yılı arabirimi tasarımı için de yeni standartlar ve trendler öngörüyor. Kullanıcı deneyiminin başlangıç noktasında, ürün ve servisi kullanıcısıyla konuşturan arabirimlerin 2015 modelini bir sonraki yazıda konuşuyor olacağız. Güzel deneyimler yaşayacağımız bir yıl dilekleri ile…

Originally published at blog.designedbysherpa.com on January 27, 2015.

--

--