Pagination mı yoksa infinite scroll mu?

Yakup Bayrak
SHERPA Blog Bülten
5 min readMay 4, 2016

--

Infinite scroll beynelmilel bir içerik listeleme kurgusu oldu olalı, gerek UX designer’lar, gerek IX designer’lar, gerekse de HTML geliştiriciler, sayfa içeriklerinin listelenmesi konusunda hangi tekniğin daha etkili hangisinin daha kullanıcı dostu olduğu hakkında tartışa dururlar. Tartışma A/B testlerinin kullanımının artmasıyla iyice kızıştı. Gelin biz de ateşe benzin dökelim…

Açıkçası ben infinite scroll konusunda oldum olası mesafeli bir tutuma sahip oldum. Sevemedim kendisini… Hani o, sitenin footer’ını göreyazarsınız ama aynı footer bir anda gözden kayboluverir ya da “Yahu daha ne kadar scroll ediliyor bu menem liste…” diye stresli merakla oflarsınız ya; işte ben adam gibi sayfa sayfa içerik tüketmek varken neden deli danalar gibi scroll etmem gerektiğini bir türlü anlayamadım. Bu sempatimi rasyonelleştirmek adına infinite scroll’u keşfeden adamı aradım, buldum. Orada bile bulduklarımdan hoşlanmadım. Çoğu kaynakta infinite scroll’u bulan kişi için Paul Irish kredilendirilse de Huge Williams “Ben infinite scroll’u Bing Image Search Ar-Ge’si esnasında 2005 yıllarında keşfettim.” diyor. İyice huylandığım an “Ben bu konuda mutlaka yazacağım. Umarım okurlardan gelen yorumlarla birlikte faydalı bir kaynakça yaratabiliriz.” dedikten sonra klavyenin başına geçiverdim.

“Ziyaretçilerim web’de okumayı seviyor. Onlara daha fazla okutmanın yollarını bulmalıyım.”

Sanırım infinite scroll kullanmanın arkasındaki temel motivasyon yukarıdaki başlığın bir yerlerinde gizli. Sayfalama yaptırmanın, ya da “sonraki sayfa numarasına tıklanmasının” neticesinde ziyaretçinin beklemek durumunda kaldığı sürenin, sayfa tüketim motivasyonunu azaltacağından endişe ediliyordu ki “Beklemek yerine ziyaretçi sayfada scroll etsin ve içerikler sihirli bir şekilde sayfada beliriversin” mottolu infinite scroll ortaya çıkıverdi.

Google Trends “Infinite Trends” arama trendleri grafiği 2004–2016

Hakkını yemeyelim, infinite scroll Twitter, Facebook ve Pinterest’te tuttu ve bu popüler platformlar “Ya siz halen pagination mı kullanıyorsunuz?” gibi bir altı boş popüler UX akımının daha yayılımına araç oluverdi. Neyse ki bu akım 2013 itibarıyla peyderpey popülerliğini yitirmeye başladı.

Peki aslında hakikaten ziyaretçilerimiz web’de okumayı seviyorlar mı? Biz bu soruyu UX Efsaneleri’ni teker teker ifşa ettiğimiz yazı dizimizin ilk yazısında yanıtlamıştık. Yazımız özetle aşağıdaki savı ortaya koymuştu:

İnternet kullanıcıları, ancak içerik onların gerçekten ilgisini çekerse kelime kelime okurlar. Büyük çoğunluk sayfalara; öne çıkarılmış anahtar kelimeler, anlamlı başlıklar, kısa paragraflar ve kolay taranabilir listeler aracılığıyla göz gezdirir. Aradıkları o küçük detayı bulma telaşı, kendileri için ilgisiz olan diğer tüm içerikleri yok saymalarıyla sonuçlanır.

E madem ki web’de içerik okutma zor bir iş biz neden insanları sonsuza kadar scroll ettirme yoluyla zaten tercih etmedikleri bir işleme zorluyoruz?

“İnsanlar web’de scroll etmeyi sevmezler.”

Yukarıdaki UX Efsanesi’ne de aşağıdaki gibi özetlenebilecek bir yanıt hazırlamıştık.

Above the fold’da kalacak içerikler yüzünden birbirinizi tepelemeyin. Ziyaretçi, eğer ki içeriğiniz ilgi alanına giriyorsa, below the fold’a da mutlaka inecektir.

“Eee, hem ‘scroll ettirmekte sıkıntı yok’ diyorsun, hem de ‘içerikleri çoğunlukla okumuyorlar, üzerinden göz gezdirerek tüketmeyi tercih ediyorlar’ diyerek kafamızı karıştırıyorsun. O zaman infinite scroll da pagination da geçersiz kullanımlardır mı yani?” diye düşünmenizi sağlayabildiysem, doğru yoldayız.

Infinite Scroll ne zaman işe yarar, ne zaman yaramaz?

2013’te Yogev Ahuvia Smashing Magazine için bu konuyla ilgili çok güzel bir yazı kaleme almıştı. O da Infinite scrolling’in Twitter özelinde, daha da detayında incelersek dar alan kısa paslaşmalar yapılması gerektiğinde ve sayfa yükleme hızının öneminin arttığı mobil internet deneyiminde, çok başarılı bir teknik olduğuna deyinmişti.

Image credit: Dribble

Lakin sonsuz bir veri akışının, kullanıcı deneyimi adına olumlu mu olumsuz mu olduğunu Google’daki arama sonuçlarında 2. sayfayı görmek isteyen kullanıcıların %6 ile limitli olduğuna parmak basarak sorgulamıştı. Google 2011 yılında, organik arama sonuçlarında, infinite scroll vb. bazı özellikleri test ettiğine dair demeçler vermiş olsa da Google Image Search dışındaki arama sonuçlarında bu özellik devreye alınmadı. Bazıları bu kararın ardında, Google kullanıcısının anahtar kelime ile sorgulama sonucunda ilk sayfada sonuç bulmaktan duyduğu konforun olduğunu düşünürken, bazıları da web sayfasının bir sonunun olmasını bilmenin kullanıcıda yarattığı güvenden kaynaklandığını aktaran araştırmalardan kaynaklandığını iddia ettiler.

Yazı, kullanıcının;

  • tüketim motivasyonu ile ilintili özgün içeriğe en hızlı şekilde ulaşmak motivasyonunda,
  • içerik tüketiminin kontrolünü daima elinde tutmak isteğinde,
  • sayfa içerisinde mutlaka bir “son”arayışında olduğu kanılarını savunarak,

infinite scroll yerine hibrid veya konvansiyonel sayfalama (pagination) ile ilerlenmesinin daha efektif sonuçlar doğuracağı teziyle son buluyordu.

İnternetin — adı koyulmamış — kural koyucusu Google bu konuda ne düşünüyor?

Artık hepimiz “Google için taranması zor içerik, sıkıntılı içeriktir.” kuralına aşinayız. Eğer içerik listelerken kullandığımız teknik, o içeriğin Google tarafından indekslenmesinde sıkıntı yaratıyorsa, Google net bir şekilde “Hop! Bir dakika!” demeyi tercih ediyor. Hatta Google Webmaster Trends Analisti John Mueller “Eğer illa ki infinite scrolling ile ilerleyecekseniz, bari bizim indekslememizi kolaylaştıracak çözümler kullanın.” diyerek şu adresten erişebileceğiniz demoyu dahi yayınladı. Demo, kullanıcının parmağını felç ettirecek kadar scroll etmesini sağlayacak bir scroll deneyimi sunarken, pagination’ı da unutmayan ve hatta scroll esnasında ulaşılan sayfa numarasını URL’e taşıyan bir kurgu barındırıyordu.

Infinite scroll kullanan web varlıklarının SEO güçlerini kaybetmemeleri için yine 2014 yılında Google Webmasters Blog’unda bir yönerge hazırladı ve googlebot’ların hangi durumlarda infinite scroll kullanan siteleri daha rahat okuyabileceklerini anlattı.

“Abi bizim Hippo infinite scroll diye diretiyor…”

Seni de duydum sevgili UX dostu. Öncelikle NNG’nin “Infinite scroll her web varlığına uymaz.” başlıklı şu tuğla ağırlığındaki makalesini okumanı rica edeceğim. Bu belge sıkıştığımızda dönüp bakacağımız, yolumuzu kaybetmememizi sağlayacak ufuk noktamız olsun. Sonra da sırasıyla infinite scroll’un nerelerde kullanılabileceğini maddeleyelim:

  • Hedefin (e-ticaret web siteleri gibi) görev odaklı bir dönüşümden ziyade görsel listeleme gibi ise sıkıntı yok. (Örnek: Pinterest)
  • Daha fazlası butonu ile kullanıcının, sonsuz scroll’a rağmen gezinim esnasında halen kontrol sahibi olabileceğini hissettiriyorsan, yine sıkıntı yok. (Sayfanın en altındaki more butonuna basmaksızın scroll etmeye devam etmeyen infinite scroll demosu)
  • Kullanıcı kaynaklı içerik ürettirdiğin bir sosyal içerik portalı yaratıyorsan, en güncelden geçmişe içeriğin tüketimini hızlandırmak arzusundaysan, infinite scroll işini kolaylaştıracaktır. (Bakınız Facebook News Feed)

Her ne şekilde ve bağlamda kullanacak olursak olalım, SEO dostu bir kurguyla ilerlememiz ve tarayıcının aşırı hafıza kullanımı yapmaması için gerekli önlemleri almamız gerektiğini unutmayalım.

Bu ikiliyi teste sokan yok mudur arkadaş?

Olmaz olur mu? Smashing Magazine, e-ticaret siteleri özelinde yapılan testlerde “daha fazlası” butonlarıyla tetiklenen infinite scroll deneyimlerinin, diğer alternatiflere oranla daha iyi performans gösterdiklerini özetleyen aşağıdaki şu sonuçlara ulaşılmış:

  • Kategori listelemede “daha fazlası” ve lazy loading karmasını kullanın; listelemeyi 50 ile 100 öge arasında limitli tutun.
  • Arama sonuçlarında “daha fazlası” butonu ile tetiklemeyi tercih edin ancak bu defa listemeleyi 25 ile 75 öge arasında limitleyin ve sürekli / sıkı arama sonuçlarından dönüşüm kontrolü gerçekleştirin.
  • Mobil internet kullanıcısı için yarattığınız web varlıklarında “daha fazlası” butonu ile tetiklemeyi tercih edin ancak (iyice optimize edilmiş görsellere ve ekran boyutlarını önceden yakalamanızı sağlayacak JS kontrollerine sırtınızı yaslayarak) lazy loading’i kullanmamaya özen gösterin. Listemeleyi 15 ile 30 öge arasında tutun. Sayfa yüklenme hızlarını sürekli kontrol edin.

Okumaya doyamadıysanız Lenny Cavallaro’nun şu yazısına, Etsy’nin neden infinite scroll’dan konvansiyonel sayfalamaya (pagination) geri döndüğünün anlatıldığı vaka incelemesine ve birçok örnekle güzel bir anlatım sunan UX Mastery’nın ilgili yazısına bakmanızı öneririm.

Güncelleme: Mevlana Gürbulak’ın Hepsiburada.com’un yeniden tasarım sürecinde aldığı notlardan hazırladığı şöyle güzel bir yazısı da var.

Originally published at blog.designedbysherpa.com on May 4, 2016.

--

--