Ölüm Ötesinde Şifa

Ölüler İçin Şifa

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
9 min readAug 10, 2018

--

Sadece yaşayanlar değil aynı zamanda ölmüş ve şu anda bir bedende olmayan ruhlar da şifaya ihtiyaç duyarlar. Bunlar arasında sadece insanların değil aynı zamanda yediğimiz hayvanların, bitkilerin-tohumların, mantarların, protistlerin ve tek hücrelilerin ölmüş ruhlarının da kendilerine özgü şifa ve cenaze ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlarından bazıları;

  • Ölümü kabullenmek ve bedenden ayrı olduğunun bilincinde olmak
  • Ölüm anına dair travmaların ve diğer problemlerin çözülmesi
  • Dünyevi sanrılar ve yüklerden özgürleşmek
  • Tanrı’nın Işığına kavuşmak ve nasibini almak
  • Fiziksel hayata dair alışkanlıkların terkedilmesi
  • Berzahı (Arabölge) ve katları tanımak
  • Berzahta hareket etmenin daha özgür olduğunu anlamak
  • Bilinç hakimiyeti kazanmak
  • Tanrı ve İlahi Nizam ile bağlantı kurmak
  • Kabir Azabının çözülmesi
  • Karmik bağların çözülmesi
  • İlişkilerin şifalandırılması ve özgürleşme
  • Karmanın dönüştürülmesi ve hafifletilmesi
  • Berzah sanrılarından arınmak ve özgürleşmek
  • Korkulardan ve takıntılardan özgürleşmek
  • Geçmiş yaşamların hatırlanması, değerlendirilmesi ve şifalanması
  • Ömürlük benlikten ebedi benliğe geçiş
  • Art niyetli bedensiz varlıklardan özgürleşmek
  • Özürler, Teşekkürler ve Bağışlamalar

Ölüler için şifa yapabilmek için öncelikle ölümü, reenkarnasyonu ve fiziksel beden ötesinde/bedensiz yaşam deneyimini iyi anlamak gerekir. İnsan bedenli haldeyken de bedensiz/beden ötesi gerçekliği deneyimleyebilir. İnsan bedensel olarak yaşarken deneyim ve bilinç olarak 3. varoluş seviyesine yoğunlaşmıştır ancak varlığı 7 varoluş seviyesine yayılır. Evrensel Bilinç seviyesini aşarak İlahi Bilinç seviyelerine tam erişim sağlayan Erenlerin bildiği başka varoluş seviyeleri de vardır; bu seviyeler genele belirgin değildir ancak kısıtlı bir şekilde deneyimlenirler.

Ölüler ile ilgili şifa çalışmalarında ruhları 4. varoluş seviyesinden (Berzah) çıkararak İlahi gerçekliğin yaşandığı 5. varoluş seviyesi ve üstüne ulaştırmak temel alınır. Ölüler için şifa çalışması yapabilmek için bütün varoluş seviyelerini anlamak önemlidir ancak özellikle 4. ve 5. varoluş seviyelerine dair farkındalığımızın açık olması ve bu varoluş seviyelerinde işleyen kanunları ve bu seviyelerdeki gerçekliği bilmemiz gerekir. Bu çalışmaları yapabilmek için Tanrı ve İnsanın bilinçte birleştiren Işık Bedenlerimizin (Merkaba) aktif olması ve bu bedeni iyice tanıyarak nasıl kullanacağımızı biliyor olmamız gerekir. Işık Bedeni düşüncelerimizle ve niyetlerimizle kontrol edebiliriz ancak aktivasyon ve kontrol için özel çalışmalar yapmamız gerekir. Bu çalışmalardan iki tanesi Regresyon Terapisi ve Kat Çalışmalarıdır.

Regresyon terapisi sayesinde geçmiş yaşamlarımız ve ölümlerimiz sonrasında yaşadığımız deneyimleri inceler ve şifalandırırız. Bu sayede 4. varoluş seviyesinde (Berzah/Arabölge) saçılmış durumda olan parçalarımızı karmik yüklerden ve sanrılardan temizler, hakikat bilinci kazanır ve ruhsal bütünlüğümüzü sağlarız. Işık Bedenimizin sağlığı için regresyon terapisi yapmak oldukça gereklidir. Regresyon çalışması bilincimizi karmik illüzyonlardan arındırmak için de oldukça gereklidir ve Kundalini yükseltme çalışmalarından önce özenle yapılmalıdır. Regresyon sayesinde ölümü ve ölüm ötesini anlarız ve bilincimiz 5. varoluş seviyesine yoğunlaşabilir.

Katlar İlahi Nizam’da İnsi-Meleklerin yetiştirildiği bir okul olarak görülebilir. Katların derslerini ve ruhsal muradınızı tamamlayarak İlahi Nizam’da mertebe kazanırsınız. Kat çalışmalarında aceleci olmamanız çok önemlidir, her kata dair dersleri sindire sindire almanız daha yüksek ve ince katları daha net anlayabilmeniz için gereklidir. Yüksek katlara erişebilecek kadar yeterli olgunluğa erişebilmeniz için binlerce yıl gerekebileceğinin farkında olun. Kat çalışmaları bu ömürlük varlığımızın ötesinde ebedi varlığımız içindir. Kat çalışmaları yapmak haliyle ebedi varlığınızı bu Dünya’da en uygun ve en sağlıklı şekilde yaşayabilmeniz ve ifade edebilmenizi sağlar.

Kat Çalışmaları yapmak için bir çok gelenekten gelen bir çok sistem ortaya konulmuştur ancak benim tavsiye ettiklerim Kabala Hayat Ağacı, Tarot ve Hanokyen Aethyrleridir. Bütün bu sistemler birbirleri ile örtüşürler ancak Aethyrler daha yoğun ve ileri seviyedir. Kabala Hayat Ağacına dair kat çalışmalarında rehber olarak Tarot kartlarını kullanabilirsiniz. Tarot Simya, Kabala, Astroloji, Tantra ve Maji gibi bir çok konuyu bir araya getiren sembolik bir kitaptır ve Major Arkana kartlarına meditasyon yaparak katlara ulaşabilirsiniz. Kat çalışmaları sayesinde hem kendinizi keşfeder hem evreni bütün yönleri ile deneyimler hem de bütüncül farkındalık kazanımları, dönüşümler ve güçlenmeler yaşarsınız. Bu dönüşümler sayesinde Işık Bedeniniz gelişir ve yaşam deneyiminizde daha da derinleşirsiniz.

Ölüler için şifa çalışmaları yapabilmek için de bu katları çok iyi bir şekilde tanımak gerekir. Keza karşılaştığınız gerek bedenli gerek bedensiz olarak yaşayan ruhlar bu katların herhangi bir yerinde sıkışmış durumda olabilir. Böyle durumlarda bir görevli varlığın yardımına ihtiyaç duyarlar. Her katın kendine özgü durumları ve ihtiyaçları vardır.

Tanrıyla, Ruhlarla, Meleklerle ve İnisiyeler ile manevi-ruhsal yollarla iletişim kurabilme yeteneği oldukça önemlidir. Bu iletişimler sözel iletişimin ötesinde çok boyutludurlar ve genellikle telepati, duruişiti, durugörü, durubiliş ve empati yetenekleri ile yapılırlar ancak başka iletişim yolları da mümkündür.

Ölülerle ilgili şifa çalışmalarında özellikle Başmelek Azrail ile irtibat kurabiliriz. Başmelek Azrail bize ölüm ötesi yaşama dair farkındalık kazanmamıza yardımcı olur. Azrail ölmüş ruhlar için gerekli olan ayrışma ve birleştirme gibi işlemleri ve rehberliği de yapar.

Çoğunlukla cenazeler kişiye öldüğünü hatırlatır, bir Işık Kapısı açar ve İlahi Görevliler ile buluşturur. Ancak her cenaze töreni bunu sağlamayabilir ve ölülerin yine kendilerine özgü ihtiyaçları olabilir. Ölenlerin arkasından edilen dualar ölülere oldukça yardımcı olurlar.

Özellikle yediğimiz canlılar için onları yemek için hazırlamadan önce bir cenaze ve şifa çalışması yapmamız onların ruhsal haklarını alabilmeleri ve bizim de karmik olarak özgür olabilmemiz için oldukça önemlidir. Onlar evrim basamağı olarak bizden farklı olsalar bile bizim gibi enkarnasyon döngüsüne tabi olan ve evrimin her basamağında defalarca kez yaşamış ruhlardır. Bu yüzden onların ruhsal parçalarının pişirilmeye hazırlanmadan önce bedenlerini terk etmelerini sağlamalıyız. Yediğimiz canlıların genel yaşamı, ölüm öncesi, ölüm anı ve ölüm sonrasında yaşadıklarına empati ve diğer yetilerimizle bakarak onları anlamalı ve yüklerini şifalandırmalıyız. Kesilen ve parçalanan hayvanların bedenlerinin her parçasında onların ruh parçaları kalabilmektedir, bunları birleştirirken yaşadıkları travmaların şifalanmasını Tanrı ile birlikte gözetip ruhsal bedenlerini en uygun şekilde birleştiğini ve ebedi ve esas varlıklarına en hayırlı şekilde dönerek sağlıklı bir reenkarnasyon döngüsü yaşadıklarından emin olmalıyız.

Ölmüş bir ruh ile karşılaştığınız zaman veya bir canlıyı yediğimiz zaman onun varlık halini ve ihtiyaçlarını anlamamız gerekir. Ruh ile empati yaparak onun ne durumda olduğunu görmeliyiz. Öncelikli olarak ölmüş olduğunun farkında olup olmadığına ve ölümü kabullenip kabullenmediklerine bakmalıyız. Öldüğünü fark etmeyen veya kabullenemeyen ruhlar fiziksel boyutta yaşıyormuş gibi davranırlar. Fiziksel yaşam içinde olduklarının sanrısı için gündelik alışkanlıklarını tekrar eden ruhlar vardır. Normalde ölüler istedikleri yere anında gidebilirken bu ruhlar halen daha yürümeye veya araç kullanmaya meyillidirler, bu sanrılardan özellikle sıyrılmaları ve ölümü kabullenmeleri gerekir. Öldüklerinde Tanrı’ya ve İlahi Işığa kavuşamayan ve İlahi Görevliler ile bağlantı kuramayan ruhlar sanrılar içinde yaşarlar. Bu sanrıları haliyle bedensel yaşamlarında sahip oldukları inançları ile koşullanırlar.

Bir ölüye yardım ederken ölüm anında neler olduğuna bakmak son derece önemlidir ve öncelik taşır. Her ölüm biçimi kendine özgü bir geçiş deneyimi yaşatır. Genellikle ölüm anında beyindeki epifiz bezi yüklü bir DMT salınımı yapar. DMT ruhsal olarak oldukça aktif bir moleküldür ve manevi bedenlerin bilinçte vurgu kazanmasını sağlar bu da ölünün bedenden ayrışması ve beden ötesi deneyime geçiş yapabilmesine yardımcı olur. Bu bedenin ölümün farkına vardığı zaman yaptığı doğal bir eylemdir. Ruh eğer ölüme hazırsa ve iyi bir hayat yaşamışsa tamamen İlahi Işık veya tünelin sonunda bir İlahi Işık görebilirler, ancak bu deneyim her ruh için geçerli değildir. DMT salınımı ile birlikte kişinin bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışındaki bütün yükler açığa çıkmaya başlar ve bunlar yoğunluklu olarak sanrılar olabilir. Bu durum biraz da ruhun yaşamı boyunca yaptığı ve yaşadığı her şeyin hesabını vermesiyle bağlantılıdır. Bu anda eğer kişi ölüme hazırsa ve Tanrı ile irtibat halindeyse, O’nun yanına gitmeye hazırlanıyorsa yanında İlahi Yardımcılar olduğunu görür ve geçişini rahat bir şekilde yapabilir.

Ancak bedenin ölümün farkında olmadığı ölüm anlarında bu DMT salınımı gerçekleşmeyebilir. Özellikle uyku, koma veya anestezi altında gerçekleşen ölümlerde ruh ölüme hazır olmayabilir ve beden ölümün farkında olmayabilir. Böyle durumlarda ruh bilinçsiz bir şekilde bedenin yakınlarında ve ölümün gerçekleştiği yerde asılı kalabilir. Böyle bir durum oluştuğunda ölünün yüksek enerjiler ile uyandırılması ve ruhsal bedenin İlahi yardımla güçlendirilmesi gerekir.

Her ölüm deneyimi kendine özgü bir geçiş oluşturduğu için her biri kendine özgü ihtiyaçlar ile gelirler. Ölümü beklemeyen ve genç yaşta ölen birisi ölümü kabullenmekte çok zorlanabilir. Eğer kişi ölürken şoka girmişse veya kafa travması varsa bilincinde ve ruhunda hasar veya kırılmalar oluşabilir. Ağrılar içinde ölen, ölürken kemikleri kırılan veya fiziksel hasar alan birisi eterik bedeninde acı hissedebilir. Ölüm anında yaşanan ruhsal travmalar ruhsal parçaların ölüm anı ve mekanında asılı kalmasına sebep olabilir.

Travmatik ölümlerde enerjetik, duygusal ve düşünsel yükler ağırlık oluştururlar ve ölmüş kişinin ruhu bu duygu ve düşünceler ile ilişkili sanrılar görür-hisseder-duyar. Cinayet ile ölen birisi katilinden intikam almak için uğraşabilir. Bir ameliyat sırasında cerrahın hatası yüzünden ölen bir ruh cerraha öfkeli olabilir ve ondan intikam almak isteyebilir. Panik halinde veya korku duygusuyla ölen bir ruhta panik asılı kalabilir ve kendini her an saldırı altındaymış gibi hissedebilir. Eğer bu durumlara ilgi gösterilmezse kişinin sonraki yaşamlarına taşınırlar.

Ruhlar ölümden sonra da korkular taşımaya devam ederler. Ruhlar yargılanmaktan, azaptan, cezalandırılmaktan, zarar görmekten, cehennemden, Tanrı’dan, Zebanilerden ve daha bir çok şeyden korkabilirler ve kaçabilirler. Ölümünü kabullenememiş bir ruh halen daha ölmekten korkuyor olabilir. Ruhlar bu korkulardan ötürü berzahta sanrılar içinde yaşayabilirler.

Vasiyetleri gerçekleşmeyen ruhlar bu durumdan rahatsız olurlar ve bu rahatsızlıklarını yakınlarına yansıtırlar ve manevi boyutlar üzerinden yapabildikleri müdahaleleri yapmaktan çekinmeyebilirler. Aynı şekilde dilenmeyen özürler, söylenmeyen sözler, kavga ile biten ilişkiler de ruhlar üzerinde yükler yapar ancak bu durumlar kilitlenmiş durumlar değildir. Ruhlarla irtibat kurularak bu konular çözümlenebilirler.

Özellikle Dünyevi bağlarını ve alışkanlıklarını bırakamayan ruhlar diğer boyutlara göç etmezler ve Dünya’da dolaşmaya devam ederler. Bu genellikle karmik durumlar ve ilişkilerden kaynaklanır. Ölmüş bir ruh evinden, işinden, sevdiklerinden, ailesinden, eşinden, çocuklarından, sevgilisinden veya arkadaşlarından ayrılmak istemeyebilir ve zaman zaman onları ziyaret edebilir. Düşmanlarına hala olumsuz duygular besleyen ruhlar onlarla uğraşmaya devam edebilirler. Bu durumlar özellikle ölünün son yaşamına tutunmasıyla oldukça bağlıdır. Son yaşamlarına tutunan ruhlara reenkarnasyon gerçeğini hatırlatmak oldukça gereklidir. Son yaşamları onların tek yaşamları değildi, geçmişte çokça yaşamları oldu, bu yaşamlarda da bir çok deneyim yaşadılar ve bir çok ilişkiler kurdular. Bu gerçeğin onlara hatırlatılması özgürleşmeleri ve gerçek kimliklerini hatırlamaları için gereklidir.

Önemli olan husus ruhların zamana yayılmış parçalarının (geçmiş yaşam kişiliklerinin) sanrılardan özgürleştirilip bütünleştirilerek ebedi ve esas kimlikleriyle yaşadıkları 5. varoluş seviyesine geçiş yapmalarının sağlanmasıdır. Ölmüş ruhlar zamanda seyahat edebilirler ve geçmiş yaşamlarında yaşadıkları olayları tekrar gözden geçirebilirler. Tanrı ve İlahi Hiyerarşi ile birlikte bunu yaptıkları zaman son ve daha önceki yaşamlarındaki kişilikleri şifalanabilir ve ruhsal bütünlüklerini kazanabilirler. Böylelikle ruh hem Güneş sistemi hem de Evren içinde daha özgür bir şekilde dolaşabilir ve daha sonraki yaşamlarına taşıdıkları yükler hafifler.

Özellikle reenkarnasyonu inkar eden kültürlerde ölüler son ömürlerine dair kimliklerini bırakmakta zorlanırlar. Bu yüzden ebedi ve esas olan ruhsal kimliklerine bürünmeye direnirler, ancak yine de reenkarnasyon döngüsüne tabi olurlar. Ama bu dirençten dolayı ara bölge deneyimini en iyi şekilde yaşayamazlar. Bu yüzden Tanrı, Melekler ve İlahi Nizamdaki Görevliler ile birlikte yaşamlarını revize etmeleri oldukça faydalıdır. Bunun için Yükselmiş Ustalarla irtibat kurulabilir. Ruhlar Tanrı ve Yükselmiş Ustalarla birlikte yaşamlarını değerlendirebilir ve sonraki yaşamları için bir murat belirleyebilirler. Ruhlar öldükten sonra Yükselmiş ve Yüksek Ustalardan, Rehberlerden, Öğretmenlerden ve Meleklerden çeşitli eğitimler ve rehberlikler alabilirler.

Eterik, Alt-astral ve alt-mental bedenler kişinin ömürlük kimliğinin yoğunlaştığı bedenlerdir ve Dünya’ya oldukça bağlıdır. Bu bedenler Dünyevi ve ömürlük yükler taşırlar. Eterik beden kişiyi bedenine bağlı tutar ve genellikle bu beden özel çalışmalar yapılmadığı zaman fiziksel bedenden ayrışamaz veya çok uzaklaşamaz. Ölmüş ruhların berzahta daha rahat olabilmeleri için eterik, alt-astral ve alt-mental bedenlerinden ayrışmaları ve bilinçlerinin ruhsal bedenlerine yoğunlaşmaları gerekir. Ancak bu ayrışmanın gerçekleşebilmesi için eterik, alt-astral ve alt-mental bedenlerindeki içeriklerin ilk önce ruhsal bedenleri tarafından hazmedilmesi gerekir. Ölüm sonrası yapılan değerlendirmeler bunun gerçekleşmesini sağlar.

Beden ötesi deneyimde inançlar ve niyetler gerçekleşirler. İnançlarımız mutlak hakikat olmasalar bile berzah ortamında gerçeklik taşırlar. Berzah bu yüzden sanrılarla gerçekliğin bir arada olduğu bir ortamdır. Ölüm sonrasında yaşanan azap genellikle kişinin inançları, koşullandırmaları ve taşıdığı yükler ile ilgilidir ve çoğu durumda sanrısaldır. İşlediği günahlardan dolayı kendini affedemeyen bir ruh sanrısal bir cehennem ortamında azap içinde kendini hapsedebilir, bu durumlarda kişinin kendi üzerine topladığı beddualar ve negatif enerjiler de rol oynar. Aynı şekilde cennete gideceğini düşünen bir ruh da İlahi hakikatlerden bağımsız bir şekilde sanrısal bir cennet ortamına kendini yerleştirebilir. Ruhlar bir araya gelerek ortak ortamlar da oluşturabilirler. Ruhlar Tanrı nezdinde bütün yaşamlarına bakılarak yargılanırlar ancak berzahta kaldıkları süre içinde değerlendirilmeden-yargılanmadan dolaşabilirler.

Ölmüş ruhların Dünyevi bağlardan özgürleşmesi istenen bir durumdur. Güneş sistemimizde bulunan Güneş, Ay, gezegenler ve uyduları, asteroidler ve manevi kütlelerde bir çok mekan bulunur ve buralarda yaşayan çokça varlıklar vardır. Ruhların buralarda dolaşmaları ve bu mekanlardan nasiplenmeleri de oldukça hayırlıdır. İlahi Hiyerarşilerin Dünya, Güneş Sistemi ve Evrene yaygın fizikötesi mekanları bulunmaktadır. Ruhlar ihtiyaçlarına göre bu mekanlara gidebilirler. Bu mekanlar arasında şifahaneler, okullar, toplanma yerleri ve hizmet birimleri gibi mekanlar vardır.

Ölüler için şifa çalışması yapmak istiyorsanız meditasyon haline geçin ve Tanrı ile buluşarak muhabbet haline girin ve ihtiyaç duyan ölülere şifa çalışması yapma yönünde niyetinizi belirtin. Işık Bedeniniz dolaşarak yardıma ihtiyaç duyan bir ölünün yanına gidecektir. Bundan sonrasında irtibatta olduğunuz ruh ile iletişim kurarak onun halini ve ihtiyaçlarını anlayın. Bundan sonrasında dua ederek Tanrı ve şifalanan ruh ile muhabbet halinde ruhun şifalanması için gerekli çalışmaları yapabilirsiniz. Tanrı’ya yönelttiğiniz şifa dileklerinin gerçekleştiğini gözeterek şahit olduğunuz zaman şifa gerçekleşir. Kat çalışmaları yaptıysanız ruhun bulunduğu katta ona rehberlik edebilir ve şifa-dönüşüm süreçlerini gözetebilirsiniz. Ayrıca ruhlarla birlikte katlarda, Güneş sisteminde ve Evrende dolaşabilirsiniz.

--

--