Şifacılıkta Doğrular ve Yanlışlar #1

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
Published in
6 min readMay 14, 2018

Şifacılık aslında bütüncül bir disiplin ve bu disipline hem bilimsel hem sanatsal hem de felsefi bir çok açılardan yaklaşabilir. Şifa disiplini nihayetinde kendi bütüncül yaklaşımını oluşturmalıdır. Şifacılıkta doğru düşünceler ve uygulamalar haliyle evrensel hakikatlerle uygun bir felsefi temele sahip olmalıdır. Şifacıların çalışan ve hayatla uygun bir hayat felsefesine ihtiyacı vardır. Şifacılar evrensel ve ilahi kanunları anlayabildikleri ölçüde şifa yeteneklerini geliştirirler. Şifacıların öncelikli olarak kendilerinin kapsamlı ve bütüncül bir özşifa sürecinden geçmeleri gerekir.

Burada önemli bir yanlış tek bir şifa uygulaması ve düşüncesi ile sabit ve sınırlı kalmaktır. Şifa disiplini bir sistemler bütünüdür ve her bir şifa sisteminin kendine has bir kapsamı vardır. Sadece enerji ile çalışmak yeterli değildir, zihnin ve ruhun doğasının anlaşılması gerekir. Zihinsel ve ruhsal şifalanmalarda enerjinin rolü büyük olsa bile zihnin ve ruhun doğası anlaşılmadan ışık yüklemesi yapmak kısır bir uğraş olur. Şifa bütüncül bir konudur ve bunun içinde her boyut eşzamanlı olarak kendi doğalarında devinim içindedir. Yaşam deneyimi bütüncüldür ve çok katmanlıdır ve dikkatle baktığımızda bütün unsurları ve katmanları ayrıştırıp tanımlayabiliriz. Bu yönden anlaşılması gereken bir çok kanun bulunmaktadır. Her şifa sistemi ve çalışması bu kanunların anlaşılması yönünde önemlidir. Şifacıların bu açıdan eğitim süreçleri içinde bir çok farklı şifa sistemi ve çalışmasını deneyimlemeleri önemlidir.

Regresyon sayesinde de çakralar ve enerji kanalları açılabilir. Bu açılım sayesinde kişinin nurani kapasitesi ve verimi daha da artabilir. Regresyon çalışmalarından bu açıdan Enerji Şifacılığı da faydalanabilir. Ruhun parçalarının görülmesi ve bütünlüğün sağlanması, bilinçdışı içeriğin bilinçli hale gelmesi gerekir. Bu açıdan her şifacı kendinin her parçası ile yüzleşmelidir. Bu süreç içinde şifa disiplini içinde çok önemli olan ruhsal yetenekler de açılır. Kendini bilmek şifacılığın önemli koşullarından biridir. Regresyon ruhsal hafızamız üzerinden geçmişimizi hatırlayarak kendimizi bilmemizi sağlar. Bunun gibi çeşitli çalışma şifa sistemleri ve uygulamaları bize kendimizi bildirir. Bildiğimiz ölçüde kendimizi olumlu yönde değiştirebiliriz.

Bir çok yanlış düşünce ve uygulamanın oluştuğu kaynak sebeplerden birisi de Şifacılığın kutsal bir disiplin olduğunun bilincine tam olarak varamamaktan geliyor. Şifacılığın kutsal olması için duru hakikatler ile bütüncül kapsam gözetmesi gerekir. Hayat kutsaldır ve Şifacılık da bu yüzden idealinde kutsaldır. Şifacının tam anlamıyla şifacı olabilmesi için kutsallığın gerekliliklerini gözetmesi gerekir. Günahlara ve aşırılıklara tövbe demek bu işin baş şartlarından biri. Doğru bir hayat yaşadığımız ölçüde insanlara şifa çalışmaları yapabiliriz, keza bu Tanrı ile irtibatımızın/muhabbetimizin Şifa çalışmaları yapabilmek için uygun durumda olması için önemli bir bilinçdışı koşuldur. İllüzyonlardan arınmalı ve hakikati araştırmalıyız çünkü kutsal gözler hakikati görür, illüzyonu da hakikatle birlikte görür ve illüzyon olduğunu bilir.

Bugün bir çok evrensel şifa enerjisi ile karşı karşıyayız. Bir ürün gibi önümüze konuluyorlar. Ancak hepsinin kaynağında İlahi Şifa Nuru var. Meditasyon çalışmaları yaparak İlahi Şifa Nuruna uyumlanabiliriz. İlahi Şifa Nurunda bütün bu evrensel enerjilerin yapabileceği her şey hali hazırda zaten vardır. Bu açıdan dikkati dağıtmamak gerektiğini düşünüyorum. Şifa işlevine sahip bütünlüklerin çoğunu niyet ettiğimiz haliyle çağırabiliyoruz zaten. Dikkatimizi çeşit çeşit evrensel şifa enerjisi türü ile dağıtmak yerine İlahi Şifa Nuruna odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. İlahi Şifa Nuru da başlı başına Şifa Disiplininin ta kendisini anlamamızı sağlayacaktır. Saf ışığı işleyerek ve Doğayı anlayarak yaratıcı bir şekilde şifa uygulaması yapan bir kadim gelenek tarihin öncesinden beri vardır. Bu kadim geleneğin sırlarına yatırım yapmak haliyle ayakları yere sağlam basan şifacılar için daha akıl karı görülür.

Önemli bir husus da kanal bilgileri hakkında. Kanal bilgisi almadan önce medyumun kapsamlı bir şifa ve simya sürecinden geçmesi İlahi açıdan yakışır doğru bir kanal olabilmesi için ziyadesiyle önemlidir. Öncelikle medyumun saflığından ve kapasitesinden emin olmamız gerekir. Ayrıca medyumun kendi iç tesisatında olan bitenlerin ortaya çıkan kanal bilgiye yansıyabileceğini her zaman önceden görmek gerekir. Kapsamlı bir şifa sürecinden geçen bir medyum İlahi boyuttan gelen mesajları daha doğru aktarabilir. Yüzünde ve bedeninde kayma veya deformasyon olan bir kişinin öncelikle karmik durumunda bir dengesizlik olacağı düşünülmelidir. Şifa ve Ruh ile ilgili bilgiler kanal olarak alınmak yerine deneyimleyerek ve üzerine felsefi-bilimsel olarak yaklaşılarak görülmelidir. İllüzyondan ziyade hakikat aranmalıdır. Kanal alma yolu mutlak hakikat getirme yönünde birincil yöntem değildir. Bu yüzden kanal mesajlarının hakikat değeri ölçülmelidir. İçindeki bilgiler uygulanabilirlik üzerinden değerlendirilmelidir. İlham herkesin akıl filtresinden geçerek ifade bulur. Kişinin aklı bu yönden kanal bilgisinin şekillenmesini sağlar. Melek gibi bir ilahi varlıktan kanal alınıyorsa bu ilahi varlığın etkisinin içinde İlahi bir imza bulunmalı, Tanrı da kendini göstermelidir. Gerçek kanal bilgileri bu açıdan tılsım gibidir ve güç taşırlar. Okuyan kişilere bütüncül hayır kapsamında tesir ederler. Ancak büyücülük bilen birisi bir yazıya enerjilerin yüklenebileceğini de bilir ve bu enerjiler de okuyanlara tesir eder. Ancak bir Başmelekten alınan kanal mesajı toplumu şifalandırıcı bir tesire sahip olmalıdır.

Ruhsal Bilgi hususunda kanal bilgileri bir kirlilik oluşturabiliyor. Ruhsal Bilgi açısından ihtiyacımız olan bilgi doğruluğu ortak olan ve herkes tarafından doğru yöntemler uygulandığı zaman deneyimlenebilen hakikatlerdir. Bu hakikatlere haliyle araştırma yoluyla ulaşmamız kanal bilgisi almaktan çok daha makbuldür. Ruhsal hakikatler uygulanabilir ve gözlemlenebilir. Teori ve pratik bu hususta her zaman iç içedir. Öze ulaşmak ve bu merkezden hareket etmek de işin özünde kalmamızı sağlar. Ruhsal hakikatler açısından kanal bilgisi almaktan ziyade meselelerin özünü araştırmaya ihtiyacımız var. İdealinde Şifa Disiplini İlahi bir alanıdır ve hem Dinle birlikte hem de Dinden özgür bir şekilde İlahiyat, Felsefe, Sağlık Bilimleri, Psikoloji, Sosyoloji ve Metafizik gibi alanların içinde de değerlendirilmelidir, doğruluğu alınan hayırlı sonuçlar ile kanıtlanabilir.

Ruhsal ve İlahi bilgiler haliyle hayati konulardır ve bu konuda her türlü bilgi hayatın hakikatleri ile sınanmalıdır. İlahi bilgilerin haliyle İlahi tesiri olmalıdır. İlahi tesir bütüncül hayır gözetir. İlahi bilgiler sadece ona kanal olan kişi için değil herkes için geçerlidir. İlahi bilgilere araştırma ve deneyim yoluyla ulaşmamız daha makuldür. İşin bilimsel yönü düşünüldüğü zaman keşfin sonu yok ve bilinmeyen de çok. Ancak öz hakikatine sadık kaldığımız zaman gerçek bir disiplin oluşturabiliriz. Bu yönden yapılan keşifler kanal bilgilerinden kat be kat daha önemlidir. Ancak kanal bilgileri de keşiflerin önünü açabilir. Yine de hakikat sonsuzluğu ile keşfedilmeyi bekliyor. Temel ve esas hakikatlere araştırma, deneyim ve keşif yoluyla ulaşmamız doğruluk açısından daha hayırlıdır.

Şifacılıkta insanlara yanlış mesajlar ve yanlış tavsiyeler vermekten kaçınmalıyızdır. Şifa doğru düşüncenin odaklanması ile de mümkün olabiliyor. Bu açıdan zihnimizi doğru düşüncelerle koşullandırmamız gerekir. Evrenle tutarlılık gösteren ve yaşayan/çalışan bir hayat felsefesine sahip olmak şifacılık açısından bir sihirli değneğe sahip olmakla eşdeğerdir. Ancak durumları olduğundan fazla basite indirger veya daha karmaşıklaştırırsak hayati hakikatlerden koparız. Buna bir örnek başarı ile inanç ve istek arasındaki bağlantıdır. “İstersen başarırsın.” mesajını vermek kimsenin başarılı olmasına yetmez; başarı için tek gereklilik istek değildir, başarı her konu için kendine özgü farklı önkoşullar, koşullar ve gerekliliklerin sağlanması mümkündür. Bir insan yatkın olduğu bir konuda daha rahat ustalaşabilir ve başarılı olabilir. İstemek elbette başarılı olma sürecinde baştan sonuna kadar var ama istemek başarılı olmak için yetecek azimi göstermeye ne kadar yeter? İstediğinin peşinden koşması ve sabırlı olması bir insanın başarılı olması için sadece istemekten çok daha önemli faktörlerdir. Bir insanın yatkın olmadığı bir alanda başarı göstermesini beklemek ne kadar doğrudur? Bir insanın başarısından çevresindeki herkes istifade eder. Bir insanı başarılı gören insanlar olduğu sürece bir kişi kendini başarılı hisseder ama insanların görüşü başarının kendisi değildir. Bu ve bunun gibi hayati konularda doğru düşünmek ve esas hakikatlerden sapmamak şifacılar için oldukça önemlidir.

Yanlış düşüncelerin bir başka kaynağı olarak Şifayı mucizelerde aramakta görebiliriz. Aslında Şifa çok doğal bir disiplindir. Mucizevi özel yetenekler gösteren şifacılar bazen önümüze çıksa da Şifa Disiplini başlı başına bunlardan ibaret değildir. Her şifacı sanatını gerçekleştirebilmek için özel yeteneklerini uyandırmalı, arıtmalı, doğrulamalı, şifalandırmalı ve geliştirmelidir. Herkesin içinde bu özel yetenekler uyur-atıl ve/veya bozuk-yaralı halde bulunabilir. Çoğu durumda kimden ne yetenek çıkacağı o yetenek çıkana kadar belli olmaz. Burada çeşitliliğin bereketini ve bunun hayrını görmek önemlidir. Olağan yetenekler de olağanüstü yetenekler kadar önemlidir. Şifacılığın ana konularında şifa gerçekleştirmek için ille de olağanüstü yetenekler göstermeye gerek yoktur. Ruhsal şifacılığın ihtiyaçları göz önünde bulundurulursa ruhsal ve bütüncül empati yeteneği ateşte yürüme, levitasyon veya uzaktan görü yeteneklerinden çok daha önemlidir ve en az bu yetenekler kadar araştırılması gerekir. Bu yetenekte belli belirsiz izlenim ve hislerden başlayarak kapsamlı içgörüler ve hatta birisinin geçmiş yaşamlarında yaşadığı deneyimi detaylarıyla hissederek bilmeye kadar gelişmek mümkündür. Bu ileri noktaya gelmek bir açıdan da Akaşik Kayıtlara Erişim yapabilme yeteneğinin açılması ile mümkün oluyor. Bu da Kabala/İnisiyasyon tertibinde Başmelekler Metatron, Gabriel ve Tzaphkiel ile birlikte Kerubim ve Aralim Melek Düzenleri ile irtibata geçmek ve yoğunlaşmak ile mümkün olabilir. Tanrı, Melekler ve İlahi Varlıklar ile doğrudan iletişim kurmak da herkese kendi yatkınlıklarına göre açık olan başlı başına bir yetenektir. Bu yetenek de başlı başına incelenmesi gereken bir konudur ve toplumda yaygın olarak açılması ve hayırlı bir şekilde kullanılması gözetilmelidir. Bu yetenek herkese yatkın olduğu formda gelebilir.

Şifacılık hayati bir konudur, bu açıdan bütüncül ve kapsamlı düşünmek gerekir. Sınırlarımız ve deneyimimizin ötesinde her zaman keşfedilmeyi bekleyen bilinmeyenler vardır. Bu bilinmeyenleri bilinir yapmak için doğru araştırma ve keşif yöntemleri geliştirmeliyizdir. Şifacılıkta yapılması gereken çok iş var.

Şifa disiplini içinde doğru düşünceler bizi şifa sonucuna götürür.

--

--