Aksi-Zeka

Problem Çözümünde Basiretsizlik

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
10 min readNov 6, 2018

--

Aksi-zeka (zeka aksiliği) problem çözerken problem oluşturmak, tekrarlatmak, evriltmek ve/veya sürdürmektir. Zeka aksiliği varlığında esneklik, sağlamlık, beceri, anlayış, hikmet, basirette, çözüm anlayışında, çözüm mekanizmalarında ve çözüm yöntemlerinde hata, eksiklik, kusurluluk, kısıtlılık ve kısırlık gözlemlenebilir. Aksi-zeka konunun doğasına uygun hazırlanan zeka testleri ile ölçülebilir.

Aksi-zeka varlığında bir kişi veya grup bir problemi çözerken kendisi, başkaları, çevre, toplum, ulus, gezegen ve/veya evren için çözüme bağlı veya bağımsız bir veya daha fazla ve genellikle daha büyük/önemli problem oluşturur. Aksi-zeka genellikle kısıtlı menfaatler gözeten ve bütüncül bakışın olmadığı veya olgunlaşmadığı problem çözümlerinde kendini gösterir.

Zeka genel olarak problem çözme becerisidir. Ancak her problemin çözümünde bir takım aksilikler çıkabilir ve aksi-zeka faktörü genellikle kısıtlı menfaat, kısıtlı mantık, kısıtlı anlayış, bütüncüllük içinde dengesizlik ve bilinçdışı kusurlardan kaynaklıdır ancak büyü gibi gizli faktörler ve travmalardan doğan komplekslerden de kaynaklı olabilir.

Aksi-zeka aşağıdaki durumlarda görülebilir.

  • Bir problemi çözerken problemi oluşturan bilinç/farkındalık/anlayış seviyesi ile aynı veya daha düşük veya alakasız bir bilinç/farkındalık/anlayış seviyesi ile bakılması.
  • Çözülen problemden daha önemli problemlere sebep olunması
  • Çözülen problemden daha fazla probleme sebep olunması
  • Problemin olduğundan daha büyük/önemli veya daha küçük/önemsiz görülmesi
  • Zorunluluklar, temeller, ihtiyaç ve öncelikler yerine kaprisler, takıntılar, istekler ve arzuların gözetilmesi
  • Basamak basamak izlenmesi gereken çözümlerde sıralamanın karışması üzerinden problemin çözülememesi (+muhtemel başka problemlerin oluşması)
  • Bir işin tam olarak yapılmaması
  • Bir iş için gereken hazırlığın yapılmaması ve uygun koşulların gözetilmemesi
  • Bir iş planlarken/yaparken öncül, mevcut, ardıl ve ilgili olasılıkların hesaplanmaması ve hesaba katılmaması
  • Çözümün problemi kaynağından çözmemesinden dolayı problemin tekrar etmesi, sürmesi ve/veya evrilmesi (+muhtemel başka problemler oluşturması)
  • Çözümün problemi bütünüyle çözmemesinden dolayı problemin tekrar etmesi, sürmesi ve/veya evrilmesi (+muhtemel başka problemler oluşturması)
  • Problemi ört-bas ederek problemin görünmez hale gelmesi / Problemin ört-bas edilmesinin çözüm olarak görülmesi ve uygulanması (+muhtemel başka problemler oluşturması)
  • Problemden kaçılarak problemin daimi hale gelmesi / Problemden kaçmanın çözüm olarak görülmesi ve uygulanması (+muhtemel başka problemler oluşturması)
  • Suç ve sorumluluğun ait olduğu kişi yerine başkasına yüklenmesi üzerinden problemin gerçekliğinin manipüle edilmesi ve akabinde çözümsüzlük oluşması (+muhtemel başka problemler oluşturması)
  • Bir unsura dair çözümün diğer unsurlar ve bütün için problemler oluşturması
  • Çözümün öteki için problem olması/oluşturması
  • Çözümün evren için problem olması/oluşturması
  • Görünen problemi oluşturan gerçek problemin anlaşılmadığı durumda üretilen ve uygulanan çözümün aynı problemin tekrarlamasını, sürmesini ve/veya evrilmesini önlememesi/sağlaması (+muhtemel başka problemler doğurması)
  • Ani tepkilerle sorunun giderilmesi
  • Ani tepkilerle tezatlaşma oluşturulması
  • İçsel problemlerin başkasına yansıtılması ve/veya yaşatılması
  • Hakikat yerine inançlar ile hareket edilmesi
  • Düğüm doğasında olmayan problemlerde yapılanın aksinin yapılmasının problemin çözümü olarak görülmesi/uygulanması
  • Çözümlerin olası olumlu ve faydalı ihtimalleri kısırlaştırması
  • Çözümlerin başkalarının faydalarını engellemesi
  • Çözümlerin başkalarının zararlı olmasına sebep olması
  • Çözümlerin doğaya ve fıtrata uygun olmaması
  • Öl ya da öldür kalıbı / Zarar gören kişinin zarar görmekten zarar vererek kurtulacağı ve korunacağı düşüncesi — Kurbanlıktan zalimliğe geçiş
  • İstismar ve suistimal kalıp ve kompleksleri (genellikle derinde tatmin edilmesi veya sağaltılması gereken bir yara, açıklık, boşluk ve kaçak vardır, derinde yerleşmiş ve çıkarılması/işlenmesi/inceltilmesi gereken bir kütle de olabilir, suistimalde kişi kendi kaynağından kopuk hissedebilir ve suistimalin bitmesi için kendi kaynağına bağlanması gerekir, istismar durumunda genellikle sevgi ve zulüm birleşmiştir)
  • İyi niyet tuzakları — Burada hem iyi niyetli kişinin tuzakları görmemesi hem de iyi niyetli kişilere tuzak kurulması problemi vardır. İyi niyete karşı tuzak kurmak yaşanılan habitatı ve kültürü zehirler ve zedeler. İyi niyetli kişinin de farkında olmadan tuzağa düşmesi habitat ve kültür için problem oluşur, çünkü habitat ve kültürün her zaman iyiliğe ihtiyacı vardır.
  • Matador problemi / İnsanların keyif ve eğlencesi için bir boğanın ölmesi. Öldüren matadorun topladığı alkış ve takdir ile hissettiği başarı ve gururun boğanın ızdırabına ve yaşam hakkına üstün gelmesini bir problem olarak görmemesi. Burada hayvanın ölmesini gerektiren hiçbir problem yokken verilen bir zarar ve oluşan sorunlar vardır. Burada boğa kışkırtıldığı için saldırdığından dolayı aslında hayati bir tehlike yoktur ve böyle bir şeyi başarı olarak görmek geleneksel olsa bile kültür için bir hezeyandır. İzleyicilerin provakasyon ile gelen cinayeti takdir etmesi farklı bir sorunsaldır. Sembolik olarak ruhsallıkla bağlantı kurulduğunda içerideki hayvansal nefsani doğanın bu şekilde öldürülmesi kişinin kendi içinde sağlıksız bir durum yaratmasına sebep olur; dönüşüm ve evcilleştirme yerine provakasyon ve öldürmenin tercih edilmesi ruhun kendi kendini yaralamasına sebep olur. Boğa ile Matadorun karşı karşıya gelmemesi ve Matador’un bu mesleği hiç yapmaması ve toplumun da içindeki ölümle yüzleşmesi ve yaşamı kutlaması durumunda bir problem oluşmayacaktır.

Genellikle bir kişinin veya grubun kendi problemlerini çözerken düşmanlık veya tezatlaşma yaşadığı kişiler için problem çıkarması oldukça sıktır ve burada da aksi-zeka faktörleri görülebilir. Kendi problemlerini çözerken başkalarının da problemlerini çözmek veya problem oluşturmamak mümkündür.

Aksi-zekanın en belirgin örneği savaş ve çatışmanın sürdürülmesinde görülür. Savaşların barış ile bitmesi durumunda iki taraf da zarar görmeyi bırakacağı için iki taraf da kazançlı çıkar.

Problemlerin çözümünü sağlayan en önemli bileşenlerden biri Anlayıştır ancak kısıtlı anlayış aksi-zekanın oluşmasına sebep olur. Kapsamlı Anlayış da aksi-zekanın oluşmasını engellemez çünkü Anlayışın içinde sorun çıkarmanın ve zarar vermenin de anlayışı vardır. Aksi-zekayı azaltan ve bitiren unsur Hikmettir.

Parçanın ve bütünün en yüce hayrı düşünüldüğünde aksi-zeka kavramı zekanın geliştirildiği ve sivriltildiği yerde temizlenmesi ve aklın bütüncül donanım kazanması gerekliliğine vurgu yapar.

Bütüncüllükte bütün varoluş katmanlarında bütün olduğu kadar bütünü oluşturan parçaların kendisi, unsurları, detayları, birbirleri olan ilişkisi, olasılıkları ve zamansallığı vardır. Haliyle bütüncüllükte parça-bütün ilişkisi olduğu kadar parçanın bütünlüğü ve parçanın içindeki parçacıkları da vardır. Bütüncüllükte zahiri/görünen katmanın ötesinde görünmeyen katmanlarda vardır. Bütüncüllükte zaman ebedidir ve ilk varoluşun öncesinden gelinebilecek en son noktaya kadardır.

Politikacıların, Doktorların, Avukatların, Şifacıların, Simyacıların, Majisyenlerin, Öğretmenlerin, Bilim İnsanlarının, Ebeveynlerin ve Mucitlerin aksi-zeka faktörlerini azaltmak için özellikle dikkat etmesi gerekir. Aksi-zeka etik bir konudur ve bireylerin/toplumların ebedi yaşantısına etki edebilir. Aksi-zeka faktörünün bulunduğu problem çözümlerinde ortaya çıkan problemlerin en hazin tarafı oluşan problemlerin / komplikasyonların çoğunlukla gözle görülmemesi veya tahmin edilememesidir.

Bugün çözülen bir problem 1000 yıl sonra bir çığ dolusu probleme gebe olabilir. Bu yönüyle aksi-zeka faktörünü azaltmak için tarihsel ve ileriye dönük bakış, birey-ötesilik, bütüncül ve kapsamlı anlayışların kazanılması gerekir.

Yüzbinlerce yıl önce kazandığınız zaferlerden sonra düşmanlarınız daha da büyüyüp güçlenerek bugün sizi kuşatabilir ve hezimete uğratabilirler. Bu yönüyle düşmanlıkları bitirmek ve zarar vermemek yapılabilecek en basiretli davranıştır.

Sağlıkta Aksi-Zeka

Bilimsel Yaklaşımların somut ve nesnel hakikat arayışı ve arzusuyla hareket ederek Ruhsallığı ve Tanrı’yı dışlamasının da bir aksi-zeka örneği olduğu görülebilir. Keza bu durum yine nesnel olarak var olan ancak gözle görülmeyen hakikatleri dışladığı için Bilimsel Yaklaşımlarla elde edilen verilerde eksiklik oluşmasına, çelişkilere ve problemlere sebep olur.

En nihayetine günümüzde sıklıkla kullanılan ilaçların yan etkiler oluşturması sağlık ve tedavi anlayışında aksi-zekanın bulunmasından kaynaklanır. Aynı durum bakım ve kozmetik ürünleri için de geçerlidir. Örnek olarak diş macunları üzerine yapılan araştırmaların sadece ağız ve dişte kısıtlı olması bedenin geri kalanında problem oluşup oluşmadığını gözetmemektedir. Florürlü diş macunları kullanıldığında dişlerdeki problem çözülürken bedende endokrin bezlerinde, karaciğerde, sinir sistemlerinde, bağ dokularda, eklemlerde ve kemiklerde problem çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra ruhsal, duygusal, sezgisel ve akılsal sağlığı da etkileyebilmektedir.

Sağlık, Tedavi ve Bakım anlayışı bütüncül olmalıdır ve bedenin içine giren her şeyin kana karışarak bedenin unsurlarına dağılabileceği gözetilmeli aynı zamanda bedenin de ötesinde bütüncül yaşamı ve deneyimi etkileyeceği gözetilmelidir. Sinir sistemi ile irtibata veya etkileşime girsin veya girmesin her maddenin psikoaktif ve psikopasif güçleri vardır. Zihin ve akıl sadece sinir sistemine kısıtlı bir durum değildir, midede ve bağırsaklarda oluşan fiziksel veya psikolojik bir hasar kişinin yaşadığı olayları/travmaları, duyguları ve düşünceleri hazmedememesine sebep olur, aynı şekilde karaciğerde bir hasar duyguları ve düşünceleri işleme ve dönüştürme yeteneğini kısıtlayabilir veya sıfırlayabilir. Bademciklerde meydana gelen bir hasar kişinin enerjisini yükseltmesini önler, bu duygusal ve düşünsel enerjinin dönüşmesini de engeller, bu aynı zamanda erkeklerde erken boşalma problemi bile oluşturabilir. Böbreklerde meydana gelen bir hasar kişinin hayat tatmini konusunda problem yaşamasına sebep olabilir. Bunlar sadece belli başlı kısıtlı örnekler. Her kuanta, atom, molekül, vücut sıvısı, organel, hücre, doku ve organın somut/fiziksel biyolojideki işleviyle doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı veya bağlantısız bir çok psikolojik, psişik, manevi ve ruhsal işlevi vardır. Bütüncül Beden çok katmanlıdır ve her organ bu katmanlara (enerji, astral, sezgi-duygu-düşünce, mana, prana, akaşa, ışık, ruh ve diğer beden katmanları) yaygın bir varlığı vardır ve her katmanın kendi fiziği (doğası) vardır. Bedenin görünen katmanından daha sübtil katmanlarda görünen katmanda olmayan organların olması da mümkündür. Keza her hücrenin taşıdığı duygular ve düşünceler vardır ve bedene alınan her şeyin yaşamın bütüncüllüğünde bir veya birden çok yeri etkileyeceği gözetilmelidir.

Yaşam bütüncül bir konudur ve sağlık sadece somut/fiziksel bedenle ve akılla sınırlı değildir. Ruhsal, karmik, majikal, simyevi, enerjetik, duygusal ve düşünsel sorunlar hastalıkların oluşmasında azımsanmayacak bir faktördür. Sağlık sistemi hastalananı tedavi etmenin de ötesinde hastalıkların oluşmasını da önlemelidir. Hastalık bir kere oluştuğu zaman uygulanan semptom/belirti odaklı tedavilerin her zaman yan etki oluşturma riski vardır ve hastalığın kaynağındaki psikolojik faktörü çözmediği için hastalığın tekrar etme olasılığı oldukça yüksektir. Hastalıklar her ne kadar somut/fiziksel bedende gözükse de kaynağı psikolojik, karmik, majikal veya enerjetik olabilir.

Modern Psikiyatrinin anti-zeka örnekleri özellikle psikolojik rahatsızlıkların çözümlerini beyin kimyası ve EKT gibi uygulamalar üzerinden çözmeye yönelik anlayışındadır. Şizofreni, borderline, bipolar, depresyon, panik atak, öğrenme güçlüğü, fobiler, paranoya, obsesyon, narsizm ve daha bir çok psikolojik rahatsızlıkların, karakter bozuklukların ve komplekslerin çoğunun temelinde ve kaynağında geçmiş yaşamlardaki yaşanan problemlerin, problemli kişiliğin ve eğilimlerin mevcut ömürde tetiklenmesine veya majikal faktörlere (büyü veya varlık tesiri/varlığı) dayanır, genetik faktörler de haliyle önemlidir. Geçmiş yaşamlarda takılı kalınan bir konu veya yaşanan ancak işlenmeyen/sağaltılmayan bir travmatik olayın içeriğindeki unsurların bugün rezonans veya yankı yapması problemin bilince ve yaşama yine taşınmasını sağlar.

Ruhsal olarak bakıldığı zaman zaten ruhun yaşadığı ömür kadar taşıdığı kişiliği vardır ve bugünkü karakterimiz geçmiş yaşamlarımızın ölümden sonra/doğumdan önce yaptığımız seçimlere dayanan bir harmanından oluşur. Şizofreni, bipolar, borderline ve diğer psikolojik rahatsızlıklar geçmiş yaşamlara temelli olabildiği kadar majikal bağlamda bakıldığı zaman genellikle olumsuz varlıkların musallat etmesi durumunda da gözükür ve bu konuda majikal önlemler ve sağaltımlar yapılabilir ancak bu psikiyatrinin veya psikolojinin yetişemediği ancak Maji-Simya-Şamanizm ve Şifanın yetişebildiği bir konudur. Daha önceki yaşamlarda yapılan bir demonik anlaşma bugün hala geçerli olabilir ve kişi anlaşma yaptığı demona itaat etmediği durumda demonun ona olumsuz bir şekilde musallat olması oldukça yüksek bir olasılıktır. Olumsuz varlıkların musallat olmasına kapı açan en önemli faktörlerden biri geçmiş yaşamlarda yaşanan ve çoğu durumda içinde musallat faktörü içeren travmalar (özellikle tecavüz, delirme, zehirlenme, cinayet ve işkence) ve olumsuz varlıklarla anlaşma yapılarak yapılan büyülerdir.

Psikolojik rahatsızlıklara bu gibi faktörler sebep ve kaynak olabiliyorken çareyi beyin kimyasında aramak ve sinir sistemlerinin genelini etkileyerek vücudun genelinde yan etkiler oluşturabilen ve vücutta kalıcı/karaciğerin işleyemediği kimyasallar kullanmak büyük bir basiretsizliktir. Ayrıca EKT her ne kadar psikiyatristlerin zararsız gördüğü bir uygulama olsa da sinirlerden normalde geçmeyen şiddette ani bir elektrik akımı her ne kadar fiziksel beden ve bilinç anestezi halinde olsa bile bütüncüllükte özellikle enerji bedeninde gizli travmalar oluşturur ve manevi blokajların varlığında temizlemek yerine yanma yapabilir ve derin bilinçaltındaki problemi çözmekten ziyade kışkırtabilir. Genellikle Modern Psikiyatride özellikle hastanelerde uygulanan türden terapiler gören kişiler deli etiketini üzerlerinde taşımamak ve/veya tedavi sürecinin bitmesi için eylemlerini dizginlerler ve bilinçdışı problemlerini daha da bastırmaya giderler, bu yüzden problemler çözülmek yerine sadece gizlenir veya ertelenir ve farklı bir evrilme yönü gösterebilir, aynı zamanda bu durumlar içsel stres oluşturur ve içsellik içine odaklanıp ışık tutulmadığı sürece muğlak kalır. Problem kaynağından bütününe kadar çözülmediği zaman sürmesi, evrilmesi ve/veya tekrar etmesi oldukça doğaldır. Bu yönüyle sadece semptom değil problem bütünüyle görülerek giderilmeli ve hem ilgilenilen problemin tekrar oluşması hem de başka bir problemin oluşması önlenmelidir.

Keza büyüler de bir kişinin hakikatten kopmasına, asosyalleşmesine, ilişkilerinin bozulmasına, hayat tatminin azalmasına, paranoyaklaşmasına, zeka geriliği yaşamasına, suç işlemesine, unutkanlığa kapılmasına, uykularının kaçmasına, hezeyanlar görmesine sebep olmanın yanı sıra narsizme, depresyona, bipolar-borderline veya şizofreni durumlarına, şizoid veya şizotip durumlarına, olumsuz duygu ve düşüncelere, bağımlılıklara, takıntılara, sakarlığa, çaresizliğe, yorgunluğa ve kabızlıktan kansere kadar fiziksel hastalıklara sebep olabilir. Bu yüzden Tıp, Modern Psikiyatri ve Psikolojinin acilen ancak bütüncül kapsamda izan/anlayış ve hikmet gözeterek Simya, Astroloji, Maji ve Şifa disiplinlerinden istifade etmesi gerekir.

Adalette Aksi-Zeka

Aksi-zekaya bir başka örnek ise günümüzdeki adalet, yargı ve cezalandırma sistemidir. Cezalandırma sistemindeki en büyük açık suçluları topluma ve devlete karşı düşman hale getirmesi ve suça sebep olan psikolojik etmenleri ortadan kaldırmaması aksine suçlunun psikolojisini daha da bozmasıdır. Cezalandırma sistemi eğitici ve terbiye edici olmalı, suçlu yargılanma sonrasında doğrulanmalı ve sağaltılmalıdır. Adalet sisteminin içindeki aksi-zekayı azaltmak için en önemli gereklilik suça sebep olan derin problemlerin hem suçlunun hem de toplumun içinde çözülmesidir. Adalet sisteminin içinde hem suçtan önce hem de suçtan sonra suçu önleyici tedbirler olmalıdır. Suçu önleyici tedbirlerin olması Adalet sisteminin yorulmasını önlediği kadar Adaleti de güvenceye alır. Bu yönüyle bakıldığı zaman psikolojik danışmanlar, kişisel gelişimciler, yaşam koçları ve şifacılar cezaevlerinde de hizmet vermelidirler.

Adaletin sağlanması için zarar verenin zarar görmesine gerek yoktur ancak kısıtlanması ve kendi içine döndürülmesi doğrudur. Hücre hapsine tabi olan kişilere kendi kendine şifa ve meditasyon sanatının öğretilmesi çok yerinde bir gerekliliktir. Suçlular çoğu durumda toplumdan dışlandıkları yerde ya ihtiyaçlarını karşılamak için ya da dışlanmadan kaynaklı olarak oluşan düşmanlıktan ötürü zarar vermeye eğilimli olurlar. Cezaevi ortamında travma oluşması engellenmelidir. Ancak kısıtlanma ve hapsedilme ile gelen psikolojik çöküşün içinde geçmiş yaşamlarda yaşanan esaret, işkence, hapis ve kölelikle ilgili travmatik yüklerin ve suç eğilimlerinin bilince doğrudan veya dolaylı olarak çıktığı da gözetilmeli ve hapis sürecinde sağaltımları sağlanmalıdır. Bu durumda geçmiş yaşamlarında daha büyük bir suç işlemiş birisi aynı eğilimleri hapishanede ve hapishaneden çıktıktan sonra gösterebilir. Geçmiş yaşamlara dair durumlar doğrudan yüzleşilmediği yerde dolaylı olarak kişinin enerjetik, duygusal ve düşünsel hal ve aleminde tezahür eder veya katılaşır, bu nesnel hakikatinin önünü perdeler ve geçmiş yaşamlardan geldiği bilinmediği taktirde özümsenebilir ve işlenmeden kalabilir.

Adalet sistemindeki bir başka açık ise ödüllendirme ekseninin olmamasıdır. Toplum kendi iç dinamiği içinde topluma faydalı olan bireyleri yeterince ödüllendirmemekte veya ödüllendirememektedir. Topluma hizmette bulunan çoğu kişi bunu bireysel imkanlarıyla gönüllü olarak ve genellikle hiçbir çıkar gözetmeden yapmaktadır. Ancak çoğu kişinin kendi yaşamı içinde bir çok ihtiyaçları ve arzuları olduğundan dolayı topluma faydalı olabilmesi için bu konuda bir menfaatinin olması gerekir.

Toplumda standartların nötrden negatife kaydığı yerlerde hem toplumun genelinin hem grupların hem de bireylerin ihtiyaçlarında artış gözükür. Bir veya bir grup birey toplumun ve grupların ihtiyacını karşılamak için yeterli çalışmayı yapabilir ancak bu esnada onların ihtiyaçları gözetilmezse bunu yapmak için istekli olmazlar ve karşılıksız yapmaya teşvik edildiklerinde kendileri istekli olsalar bile ikna olmazlar. En nihayetinde standartların nötrden negatife kaymasının sebeplerinden biri ihtiyaçların karşılama mekanizmalarında aksilikler ve eksikliklerinden kaynaklı olarak ihtiyaçların karşılanmamasıdır.

Bu yönüyle sosyal sorumluluk, toplumsal hizmet ve gönüllülük hususlarında menfaat, maaş, prim ve ödül sistemleri oluşturmak toplumsal adaletin sağlanması ve ihtiyaçların karşılanması için önemli bir gereklilik teşkil eder.

Topluma hizmet ettiği yerde toplumdan bir takdir veya teşekkür görmeyen bir birey de kendini dışlanmış hisseder ve sevgiden uzaklaşabilir. Dışlanma özellikle sevgi konusunda açıklar ve eksiklikler yaratır. Gerek faydalı gerek zararlı olsun dışlanan bireyler bu yönüyle ilişkilerinde samimiyetten uzaklaşarak sevgiyi bir istismar ve suistimal fırsatı haline getirebilirler.

Adalet sevginin olduğu ve olgunlaştığı yerde olur. Sevgisiz adalet mümkün değildir. Adalet sevgi sağladığı kadar sevgi de adalet sağlar.

Toplumda adaletin sağlanması sadece cezalandırma, yargılama, yaptırımlar ve ödüllendirme ile değil bireysel ve toplumsal vicdanın sağaltılması, geliştirilmesi ve evriltilmesi ile de mümkündür.

Vicdanı sağaltan en temel uygulamalardan biri yine geçmişin ve geçmiş yaşamların hatırlanarak yaşanan ve yaşatılan haksızlıkların gözden geçirilmesi ve değerlendirilerek içindeki yüklerin nötrlenmesi ve hasarların onarılmasıdır. Temizleme, dengeleme ve nötrlemeden sonra pozitif ve ideale doğru bir yol izlenebilir. Nötrlemeden önce pozitife doğru eğilim yapmak sağlıksız düşüncelerle problem çözerken hata yapmaya ve farklı problemler oluşturmaya sebep olabilir. Vicdani temellerden bir tanesi sorumluluktur. Bir kişi oluşan zararda suçlu olmasa bile sorumlu olabilir. Yaptığımız kadar yapmadığımızdan da sorumluyuzdur.

Başka bağlamlarda aksi-zekaya dair yazılar çok yakında

- Ruhsallıkta Aksi-Zeka
- Aksi-Zeka ve Büyücülük
- Şifa ve Simya’da Aksi-Zeka

--

--