Ars Amatoria — Aşk Yaraları ve Eş Seçimleri

Aşk insanı çileden çıkarabilir.

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
6 min readJun 22, 2017

--

Bir şifacının gönlünde ve benliğinde ilahi aşkı deneyimlemesi, bunu insanlara taşıması ve ifade etmesi bir şifa eylemi olabilmektedir. Bu yazıda niyetim biraz da bu konuyu irdelemek olduğu kadar okuyucuların Aşk konusundaki kırılmalarının ve yaralarının da şifalanmasını sağlamaktır.

Aşk yaraları şiddetli ruhsal ve iradi kırılmalara şahit olabildiğimiz önemli Duygusal ve Ruhsal negatif durumlar olabiliyorlar. Bu durumların çözülmesinde Aşk’ın ve İlişkilerin nasıl görüldüğü kuşkusuz kişinin yarayı nasıl yaşadığını etkiler. Aşk ilişkilerindeki enerji yoğunluğu doğru bir ilişki, iletişim, birliktelik, eşlik ve bağlılık anlayışı ile yaşanmadığı zaman haliyle önemli ruhsal ve duygusal kazalara sebebiyet verebiliyor. Doğru kişiyle doğru zamanda ve doğru yerde karşılaşmanın da doğru ilişkiyi garantilemediği de kuşkusuz ortada. İlişkileri nasıl anladığımız en nihayetinde karşımızdakinden beklentilerimizi de etkiler. Beklentilerimizi ne seviyede tutmamız gerektiği ilişki yaşama edebinin önemli bir sorusudur.

Bir ilişkiden ne beklediğimiz kadar ilişkinin içinde partnerimizden ne beklediğimize kadar uzanan bir skalada sorular önümüze dizilir şu an. Herşeyden önce birisiyle birlikte olmaya gerçekten hazır mıyız? Son yaşadığımız ilişkinin bize anlattığı dersleri sindirebildik mi? Kendi kendimize ne kadar yetebiliyoruz ve hayatımıza buyur edeceğimiz kişi bize neler katabilir, bizden neler götürebilir? Kendi kendimize yetebilmemiz ilişkilerde denge oluşturabilmemiz için önemli olmaktadır. Sadece ilgi görmek için kendi başımıza karşılayabileceğimiz ihtiyaçlarda eşimize veya sevgilimize fazladan sorumluluk yüklemek nihayetinde ilişkide kusurlar olmasına sebep olur.

Bir Aşk ilişkisinin seyrinde kronolojik bir sırayla gidersek, karşılaşmanın da öncesindeki eş arayışı dönemine biraz bakmalıyız. Eş arayışı beklentilerle, korkularla, isteklerle ve arzuyla koşullandırılan bir halde olduğu kadar geçmiş yaşam bağları, şimdiki yaşam gayesi gibi kadersel faktörleri de içinde barındırabilir. Ancak burada eş seçimi her zaman önem taşıyor. Ruh eşlerimiz çok sayıdadır ve hepsi çeşitli niteliklere ve hayat deneyimlerine kapı açarlar. Ruh eşleri geçmiş yaşamlardaki olumlu veya olumsuz bir karmadan olabileceği kadar bir yaşam gayesinde ortak niyetlerle tekamül yolunda karşımıza çıkabilir. Bu yönde doğmadan önce yapılan sözleşmelere bile akaşik kayıtlarda rastlanabiliyor. Ancak eş seçimi yaparken ruhsal deneyim ihtiyacını ortaya koymamak baştan ruh eşlerinin kişinin manyetik alanına gelmemesine sebep olabilir. Ruhsal tatmin yaşamak hayatımıza anlam kattığı için en önemli psikolojik ihtiyaçlarımızdan biridir ve Sevgili-Eş olarak hayatımıza kabul ettiğimiz kişilerle bu deneyimi paylaşmanın verdiği hayat tatmini kuşkusuz önemlidir.

Bir ruh eşi arayışında olmak en nihayetinde ruhsal değer taşıyan bir ilişkiye kapı açmaktadır. Ancak bu türden ilişkilerde kurulan bağı doğru anlamak ve hakikatten ne eksik ne de fazla görmek ruhsal olgunluk belirtisi olacaktır. Bir ruh eşiyle birlikte olmak ölümsüz aşka gebe değildir, Aşk kendi halinde bir çok bireyle yaşanabilir, tek bir bireyle sınırlı kalmak özgürlüğü baltalayıcı olmaktadır. Ruh eşleriyle yaşanan manevi ve mistik deneyimler çakralar arasında önemli bağların olmasını sağlar. Bu deneyimleri yaşadıktan sonra eşler birbirlerinden koparken sıkıntılar görülebilir. Ruh eşi ilişkilerinin bu yüzden tatminle bitmesi, eşler arasında ayrılıktan sonra küslük dargınlık olmaması önem taşımaktadır. Muhabbetin devam etmesi manevi bağdan ileri gelir ancak kurulan bu bağın ilişkiden sonra suistimal edilmemesi de ayrı önem taşıyor. Bazı aşklar ebediyete intikal eder, asırlarca ve hatta bin yıllarca süren aşk hikayeleri vardır kadim ruhlar arasında.

Ruh eşleri geçmiş yaşamlarda bir çok ilişki türü yaşadıkları için birbirleri ile önemli tamamlanmalar yaşayabilmektedirler. Geçmiş yaşamlarda birbirlerine anne, baba, kardeş, evlat, dost, düşman, sevgili, arkadaş, yoldaş ve daha bir çok şekilde karşılaşmış olabilirler. Bütün bu deneyimler hayat bağının kuvvetlenmesini sağlar. Böylelikle ebedi hayata yaygın bir ilişkinin içinde yaşanan karşılaşmaların muradına ermesini gözetmek doğru bir anlayıştır. Bu karşılaşmalar bir çok şekilde evrene de hizmet edebilmektedir. Ayrıca ruh eşleriyle yaşanan ilişkinin karakteri dönüştürücü ve farkındalık açıcıdır. Değişimler ve eşik geçişleri söz konusudur. Geçmiş yaşamlara dair bir bağın olması ömürün ötesinde ebedi hayata dair bir farkındalık getiriyor ve ruh eşleriyle olan ilişkiler de bu boyutta bir takım çözümlere ve yaklaşımlara ihtiyaç duyuyor. Tam özgürleşme yolunda olan birisinin geçmişten yüklerini temizleyip kapatması fiziksel ölüme hazır gitmesi için önem taşır. Çözümlenmemiş durumlar vücutta ağrılar, seğirmeler, kronik hastalıklar ve duygu durum bozuklukları oluşturabilir. Bunların karmik bedenden temizlenmesi ölüm ötesindeki yaşam için önem teşkil etmekte.

Ancak eş seçimlerinde devreye bir çok faktör girebilmektedir. Bir kişinin bu safhada nasıl bir eş ve nasıl bir ilişki istediğine dair aklında net bir resim oluşması, hayatına çekeceği deneyimi de etkilemektedir. Düşüncelerimiz haliyle geleceğimizi etkiliyor ve bu konuda kararsız ve puslu kalmak gelecek ilişkinin de akıbetini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden eş ve ilişki beklentilerinin zaruri ihtiyaçları mantıklı bir şekilde karşılayacak şekilde iki tarafa dengeli bir şekilde yapılması, birleşimin de güzelliği ile yaşanabilmesi için önem taşır. Eşlik ederken eşit düzlemde olabilmek ve ortak payda oluşturabilmenin önünde özellikle Karşılık Sevgi Edimlerinde kişilerin birbirlerine denk olması uygundur. Sadece verici veya sadece alıcı olmak haliyle kişisel kusur olmakta ve bu ilişkide dengeyi bozarsa diğer kişiyi de kusurlu kılabilmektedir. Emeklerde denkliğin yanı sıra çiftlerin birbirlerini denk olarak görmesi, ne üstün ne alçak tam tamına hizada görebilmesi de ilişki akışında olumlu bir belirleyici oluyor.

İlişkilerimizin merkezine koyduğumuz değerleri bu noktada sorgulamamız ve iyi tespit etmemiz lazım. Bizi arayıştan buluşa, tatminsizlikten tatmine getiren önemli değerleri nasıl seçebiliriz. Bu biraz da ilişkinin sebebini belirleyebiliyor. Bir ilişkinin merkezinde tek bir şey yoktur. Her ilişki kendi merkezinin içeriğini oluşturmakla sorumludur. Bu merkezde belirsizlik olması çiftin buluşmasını ve birleşmesini engeller.

Sıklıkla gördüğüm hatalar arasında da ilişkiyi sadece cinsellik, yalnız kalmamak, güven, sevgi, aile kurmak, mantık, maddi istikrar gibi tek bir kavram üzerine kurmak. Etraflıca baktığımızda ilişkiler tek bir kavramdan çok daha önemli bir bütünlük vaat edebiliyorken, böyle bir ilişki seçimi yapmak kısmetin kapanmasından ziyade, kısmetin kısıtlayıcı bir ilişkiye açılmasına sebep olur. Bu kısıtlayıcı ilişkiler içinde yaşanan olumsuz deneyim kişiye farkındalık getirebilir ama bunun ağır bedelleri de olabiliyor. Özellikle yüksek yaşam standartlarını garantilemek için girilen Sevgili-Evlilik ilişkilerinde ekonomik bağlılığın oluşturabileceği sınırlardan ötürü Aşk çok hızlı sönebilmektedir. Böyle bir durumda kişi kendisi için asıl özünden istediği türden bir ilişki yaşamak yerine, uyumlu olabileceği birinden çok daha başka birisiyle çok başka seviyelerde bir ilişki yaşayarak özünden uzaklaşabilir. Bunun yaşam deneyimine yapacağı olumsuz etki kuşkusuz büyük olacaktır. Başka önemli bir hata ise merkezi veya merkezi olmayan bir değerin aşırı derecede vurgulanması. Bu da ilişki odağının temelinden kaymasına ve binanın eninde sonunda bir yöne yıkılmasına sebep olabiliyor. Buna örnek olarak Kıskançlık yükünden dolayı Sadakatin aşırı derecede vurgulanması ve tatminsizlik baş gösterdiği zaman, tatmine odaklanmak yerine kıskançlığa odaklanılmaya devam edilmesinde sadakatsizliğin meydana gelmesi olabiliyor. Bu haliyle önemli bir travma açıp öfke, kin, haset, özgüvensizlik, gelecek ilişkilerde aldatılma ve kaybetme korkusu, bağ kuramama, önyargı, gelecek ilişkilere dair umutsuzluk gibi yüklerin meydana gelmesine ve kompleksler oluşturmasına sebep verebilir. Akabinde bu yükler etrafında tekrarlayan karmik ilişki kalıpları da duygusal ve ruhsal sağlığı olumsuz etkiler. Bu ve bunun gibi durumlar Kalpte, Beyinde, Organlarda, Dokularda, Çakralarda ve Ruhta kırılmalara sebep olabiliyor. Bu konularda özellikle şifa talebinde bulunursanız manevi yoldan yardım ve şifa alabilirsiniz.

Hangi kavramlar üzerine ilişki kurmak sağlıklıdır? Bu kavram herkesin kendi ihtiyaç ve muradı ekseninde değişiklikler gösterebilir. Hayatı boyunca ilişkilerinde verici, besleyici taraf olurken adaletten nasibini alamadığı için kurban pozisyonuna düşmüş birisi bir sonraki ilişkisinde bu kavramı merkez haline getirmeye meyilli olacaktır. Ama bütün bu bireysel çeşitliliğin içinde ilişkileri zaptedebilecek herkes için geçerli merkez unsurlar bulabiliriz, bunların hayatın özüne işaretçi kavramlar olması haliyle uygun olur. Böyle düşünürsek Aşk, Denge, Sevgi, Adalet, Özgürlük, Özgünlük, Huzur, Barış, Neşe, Hoşgörü, Uyum, Sadakat, Yaratıcılık, Mutluluk, Bereket, Hizmet, Aydınlanma, Şifa, Güven, Sanat, Ruhsallık, Duygudaşlık, Şefkat, Merhamet, Tamamlanma, Tekamül, Hikmet, Anlayış, Güzellik, Güç, Sağlamlık, Üretkenlik, Ulviyet, Yardımlaşma, Dayanışma, Sağlık, Cinsellik, Sağduyu, Dürüstlük ve daha nice kavram ve eksenlerde bir ilişkiyi oluşturabilir, inceleyebilir, bu kavramlara odaklanarak bir ilişkiye olumlu değerler katabiliriz. Bu işin harcı, tuğlası, tuzu, biberi, rahiyası, temeli, güzelliği, nedeni, nihayeti, ateşi, suyu, havası, toprağı ve ruhu nedir? Birbirimizle bir ilişki için sözleşirken nelere dikkat etmeliyiz ve nasıl anlaşmalıyız?

Kısmet konusunu biraz da ele aldık aslında eş seçimlerinden bahsederken. Hayırlı kısmetin her türlü niteliklerle o anki yaşam koşullarımız ve tercihlerimize göre geldiği ve gerçekleştiğini bilmemiz gerekir. Bu yönden kendi kısmetimizin önünde kendimize koyduğumuz engelleri (negatif ilişki inançları, aşırı veya düşük beklentiler, umutsuz romantik, kapanmamış hesaplar, ödenmeyen giderler, standartlar, şikayetçilik vb.) kaldırdığımız kadar çevreyle ilişkili (dedikodu, rivayetler, saygınlık, rekabet, ortam seçimleri, samimiyet, hoşgörü vb.) ve çevreden gelen tesirleri de (kara büyü, kısmet kapatma-kitleme-bağlama-düğümleme gibi büyüler, ters giden karmik durumlar, hesaplaşmalar vb.) durumları da düzeltmemiz gerekebilir.

--

--