Sohbet — İşlevsel Enerji ve Mana ile Çalışmak #1

Doğal ve Astrolojik Enerjilere Uyumlama

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
24 min readMar 6, 2019

--

Muallakta olan konulardan biri de Enerji Uyumlamaları. Aslında Enerji ve Uyumlanma tabirlerinin hem teori hem de pratik bağlamlarda bir çok problemi var Şifa disiplinleri içinde. Konu biraz Takata Senseinin Usui Senseiden alarak başlattığı zincirde acelecilik olmasından bazı problemler oluştuğunu düşünüyorum.

Biraz da konuya hiçbir pratik (teknik ve sanatsal) — teorik (bilimsel ve felsefi) ve İlahi eğitim altyapısı olmadan 4 uyumlama ve reçetelerle birisinin Master/Usta seviyesine geldiği bir İnisiyasyon tabiri kullanılan bir Uyumlama zinciri oluşması haliyle bir çok kişiyi de muallakta bıraktı. Ama bu zincir hemen ve çok yayıldı. Medikal alana çok yakın olması gereken Şifacılığa dair çok basit bir algı oluşturması haliyle etkinlik ve yetkinlik konusunda da sıkıntılar ve sanrılara sebep olabiliyor.

Şimdi ben Şifada ve Ruhsallıkta doğru bir Terminoloji/Jargon kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu saygın ve güvenilir olmamız için de önemli akademik ve klinik bir çerçeve içinde uygulama eğitim ve araştırma yapacaksak. Az önce ‘enerji’ dedim çünkü genel kullanılan bir kelime ama ben kendi zihnimin içinde enerji yerine Can , Qi, Prana, Işık ve Mana diye ayrımlar yapıyorum.

Keza Enerji kelimesini bu kadar sık kullanmak bana doğru gelmiyor. Sanki olay bir güç meselesinden ibaretmiş gibi bir izlenim oluyor, çünkü Enerji bir eylem yapabilme kabiliyetidir. Şimdi Fizikteki veya Biyolojideki enerji tanımları ile uyuşmayan bir şeye yaygın bir şekilde Enerji dediğimizde aslında elimiz de boşluğa düşüyor.

Yorum

Enerji deyince benim zihnimde hepsini kapsayan bir şey canlanıyor, yani enerji hepsinin genel adı ama alt başlıkları da mevcut gibi.

Ömer Melih

“Fizikte, enerji doğrudan doğruya gözlemlenemeyen fakat kendi konumundan hesaplanabilen fiziksel sistemin geniş ve korunmuş bir özelliğidir. Enerji, fizikte temel önemdedir. Pek çok biçime girebilmesinden dolayı enerjinin kapsamlı bir tanımını yapmak imkansızdır ama en yaygın tanım şudur: Enerji, bir sistemin iş yapma kapasitesidir. Fizikte iş, kuvvetin yer değişim yönündeki bileşeninin etkisinin yerdeğiştirmeyle çarpımı olarak tanımlanır ve enerji, iş ile aynı birimle ölçülür.”

Ancient Greek English Wikipedia has an article on: Energeia
Etymology — From ἐνεργής (energḗs) +‎ -ιᾰ (-ia).
Pronunciation IPA(key): /e.nér.ɡeː.a/ → /eˈner.ɣi.a/ → /eˈner.ʝi.a/
Noun — ἐνέργειᾰ • (enérgeia) f (genitive ἐνεργείᾱς); activity, operation, vigour workmanship, supernatural action, cosmic force, the active principle in Aristotelian ontology (Latin actus) actuality (Aristotelian philosophy)

Middle Liddle Scott Antik Yunanca Sözlüğünde energia ile benzer veya aynı kökten kelimeler.

Bu da Liddell Scott sözlüğü ve Wİktionary’deki tanımlar arasında Doğa Üstü Eylem ve Kozmik Güç anlamı burada verilmemiş.

Büyük Liddell (bu arada Alice Harikalar Diyarında kitabının yazarının ilham aldığı Alice Liddell’ın babasıdır) Scott sözlüğünde de böyle bir tanım var.

Yunanca İncil’de (Ep. Eph — Efeslilere Mektup) kullanılmış mesela İlahi bir bağlam içinde. Galenos da tıp bağlamında ilaçların etkisi olarak göstermiş.

En+ Yunanca’da içinde anlamında edat olarak kullanılan bir ön-ektir.

İçinde veya içine… İngilizcedeki in gibi.

Middle Liddell Scott Sözlüğünde Ergo/Ergein (çalışmak) fiil ve bu fiil ile ilgili kelimeler.

O yüzden enerjinin en- takısını attığımızda Ergo/Ergein fiili kalıyor. sözlüğe tekrar bakınca hep önümüze İş bağlamında kullanılan bir kök kalıyor.

İşin içindeki unsur anlamına geliyor yani biraz da Enerji.

Ama bu bir şeyi meydana getiriyor mu? Olayların olmasını sağlıyor, ama var ediyor mu yoksa sadece varlığını devam mı ettiriyor?

Mana anlamın daha derini olan Linguistik/Dilsel Mana değil. Maneviyat kelimesindeki Mana. Bahsettiğim Mana Majikal bir olgu ve Ruhsallık, Tasavvuf, Simya ve Şifa için de geçerli.

Maji biraz da Maneviyat-Gayb-Ruhsallık içindeki her şeyi toparlayan ve açan gayb ilmi olarak görülebilir. Bir kişinin büyümesi ve olgunlaşması ile olayların büyümesi gibi bağlamları var. Doğan her şey büyür. Ebediyette de var olan her Varlık yok olmadan ebedi yolunda olgunlaşır.

Simya’daki amaçlardan bazıları Tanrı ile Vahdet, Kutlanma ve Kötünün İyiye Dönüşmesini Sağlamaktır. Şifa’daki amaç Bütüncül Sağlık, Sorunları Çöme ve İyileşmedir.

Manayı ben bir bütünlük olarak görüyorum içinde hem Enerji hem Düşünce hem Duygu hem de Niyet var. Biçimlenebilir ve hareket edebilir. Çoğalabilir ve azalabilir. Mesela Sanat Eserleri, Şarkılar, Şiirler, Totem, Tılsım, Muska Mana yüklüdür, bu Mana da işlevlere sahiptir. Sembollerin de Mana yükü vardır ve bu kavramsal olgudan çok daha fazlasını içerir

Bu yüzden Dildeki Mana’dan daha farklı bir şey Maneviyat kelimesinin kökündeki Mana.

Misalli Türkçe Sözlükte — Mana ve Maneviyat

Mana kelimesi aynı zamanda Büyü konularını içeren FRP, RPG türü oyunlarda kişinin Büyü Yapabilme kapasitesini gösteren bir birim olarak kullanılıyor.

Bu biraz da geçen günlerde üzerine konuştuğumuz Manna ile alakalı olabilir.

Ama bu alaka biçimsel bir alaka. Bu wiki sayfasında biraz daha Antropolojik bir terim olarak ele alınıyor.

Enerji biraz daha İş ile ilgiliyken Mana kelimesini biraz daha Hayati bir kelime olarak görüyorum. Şimdi bu sözcükler için belirttiğimiz tanımlar bizim içinde olduğumuz disiplinlerin Terminolojik Sözlükleri içinden gelmiyor, bu türden bazı kapsamlı çalışmalar var ancak şu anda buna başvuramıyorum ve Şifacılıkla pek ilgili olmadığına dair bir izlenimim oldu. Zaten ortada araştırmalar içinde kabul edilmiş bir jargonumuz yok. Bütün terimler bir çok kişi tarafından çok farklı anlam ve manalarla anlaşılarak kullanıldı. Bazı şeyleri tabi zamanla saptayacağız.

Şifa içinde Enerji dememizin sebebi Hayati bir Güç ile çalışmamız. Burada Prana — Qi ve Can kelimelerinin aynı şeyler olduğunu düşünebiliriz biraz da ama Enerji farklı yerlere gidiyor biraz da.

Ama evet Enerji kelimesini de hep kullanıyoruz. Bir şeyin/işin içini işleyen unsur olarak elbette mümkün. Ancak Hayat bir işten daha fazlası.

Ama Düşünceler ve Duygular gerçekten Enerjiden mi oluşuyorlar yoksa bunun bir Maddesi var mı? Maddenin de içini işleyen güç sahibi unsurlar var. Burada Güç — Enerji — Mana — Qi / Can / Prana biraz daha mantığımızda netleşmeli.

Şimdi bizim oryantasyonumuzu bozan bir durum 20. yüzyıla kadar elimizde enerjiyi nicel olarak ölçen ve işleyen cihazların olmamasıydı. Mikroskop, Elektrik, Analog ve Dijital Elektronik sayesinde çok şey değişti. Fiziksel enerjilerin birbirlerine dönüşebildiklerini gördük mesela elektriği dirençlerden geçirerek radyatörlerde ısı, ampüllerde ışık üretiyoruz.

Elektrikli gitarlarda manyetik özelliklere sahip telleri titrettiğimizde manyetikler bunu yakalayıp elektrik sinyallerine dönüştürüyor ve bir kablo ile bu sesi lamba/transistör ile yükseltip (amplifiye ederek) tonlar elde edebiliyoruz. Ortaya çıkan sesin özelliklerini değiştirebiliyoruz. Bunun aynısının bir benzeri mikrofonların diyaframlarında da mevcut.

X-Ray, MRI, CAT, CT gibi teknolojiler ile bedenin içine bakabiliyoruz derinin ötesinde neyin olup bittiğini görebiliyoruz.

Haliyle Prana — Qi — Can — Maneviyat gibi terimler geleneksel terimler. Esir-Aether ve Ruh da bu terimler gibi gelenekseldir.

Bir önemli durum bizim Şifa çalışmasında kullandığımız kaynak, güç ve imkanların içinde genetik şifre veya imza olup olmadığıdır.

Bu yüzden Reiki içinde Evrenden Alıp Verme gibi bir durum öğretiliyor.

İçsel işleyişimiz içinde çok az bileşen aslında bizim genetik imzamızı taşımayan çok az unsur var.

Şimdi bu özellikle bir kişi şifa çalışması yaptıktan sonra tükenme / aşınma yaşıyorsa kendi kişisel yüklerini şifa çalışmasında başkasına yüklediği anlamına gelir. Bu istemediğimiz bir durum. Bunu aile-kabile içinde acil durumlar dışında yapmamamız gerekiyor.

Biyolojik ve Psikobiyolojik Can-Qi ve Prana kişisel genetik imza-şifre taşır

Biz aslında dün Enerji kelimesinin bağlamı üzerine konuştuğumuz zaman bir güçten ziyade bir sistemin içindeki işleyişi sağlayan unsurları vurgulayan bir durum olduğunu gördük.

Yani Biyoenerji veya Psişik Terapilerde enerji yüklemesi yapmaktan ziyade var olan enerji tesisatını-işleyişi-mekanizmadaki problemleri düzeltmemizin daha doğru olduğu kanaatindeyim. Bir kişinin enerjisi düşük diyorsak bu kişinin enerjisinin neden düştüğünü anlayıp kaçağı kapatmadığımızda da enerji yüklememiz durumunda yine kişi imkan-kaynak sıkıntısı çeker, bizim yüklediğimiz de israf olur. Belki de kaçaktan ziyade dirençten kaynaklı bir verimsizlik var. Sorun ne olursa olsun teşhis etmemiz ve bu teşhise göre uygun bir yöntem izlememiz daha doğrudur.

Vücut, Sezgi, Zihin ve Ruhtaki işleyişi daha kazançlı hale nasıl getirebiliriz. Önemli sorumuz bu. Kayıpları bitirmenin ötesinde kazanç sağlamayı hedeflemeliyiz.

Verimli olduğu zaman birisi zaten kendi kendini de şifalandırabilir.

İyileşme dinamizmini verimli çalışır halde tuttuğumuz zaman bu dinamizm tekrar bozulana kadar kişi sadece mevcut görünür şikayetini değil bütün şikayetlerini çözebilir hale gelir, terapi bağımlılığı kalmaz böylece

Biz de bir kişinin hayatını uzun bir vadede gerçekten olumlu yönde doğru bir yöntemle değiştirmiş oluruz.

Mesleğimizin itibarı da zaten paranormal-doğaüstü-mucizevi bir şekilde anında gerçekleşen şifalanmalardan ziyade kişinin hayatını uzun süreçlerde bütünüyle olumlu etkileyen çalışmalar üzerine kurmamız daha gerçekçi ve daha etkili olmamızı sağlar

Burada sabırlı bir çalışma mevcut belirgin problemi çözmenin ötesinde ileride yaşanabilecek çokça sorunu önden çözebilir.

Eskiden Çin’de insanlar hastalanmadığı sürece doktorlara para verirlerdi. Hastalanınca da bedavadan iyileştirilmeyi beklerlerdi.

Şimdi Evrenden alıp Evrene vermek veya Evrenden alıp Şifalanana vermek veya Evrenden alınanı Şifacının kendine uygulaması denklemlerinde gözardı edilen büyük bir problem var…

Evrende çok şey var…

Somut madde planının periyodik tablosunda bulunan elementlerin sayısı soyut madde planlarında bulunan elementlerin periyodik tablolarının yanında çok ufak bir parça olabilir. Bu soyut maddeyi görebileceğimiz bir teknolojimiz yok, ama varsa vardır.

Evrende çok şey var… Şimdi İlahi Kaynaktan bir Şifa Işığı alıp onu Uygulamak ile Evrenden alıp Evrene vermekten birbirinden çok farklı durumlar.

Evrende neyi alıyoruz da kim için, ne amaçla, nereye, ne zaman, nasıl, ne ölçüde, neden ve neye göre uyguluyoruz.

Şimdi enerji terapilerinde yapmamız gereken ilk doğru koşullandırma yüklemelerimizin ve uygulamalarımızın içinde şifalananın (kendimize yapıyorsak da kendimizin) kendi genetik imzası dışında yabancı bir genetik imza taşıyan bir şeyi yüklememek ve yerleştirmemek.

Ama Eşinizle-Sevgilinizle birlikte yaptığınız Şifa amaçlı Cinsellik içinde bu serbesttir, çünkü bu en basitinden Bakterilerdeki Eşeyli Üreme ile alakalıdır, bakteriler birbirleriyle genetik alışveriş yaparak evrim sürecinde ilerlerler ve çoğalmaları yine mitoz bölünme ile gerçekleşir.

Eşeyli cinsellikte bu genetik evrim daima vardır, insan da doğru cinsellik yaşadığı zaman genetik değişimler yaşar

Yine genetik bir şifre içeren bir enerjiyi genetiğin tamamlanması için yüklememiz gereken durumlar olabilir, bu ileri seviyelerde olan bir şey. Şifacılık da bakterilerdeki eşeyli üreme durumuna benzer bir çok durum olur.

Ama burada genetik imza ile şifre arasındaki farkı anlamak lazım.

İmza bir bireye ait bütüncül bir şifreler bütünü veya parçaları iken şifreler/genler bir işleve dair olup kişisel değildir.

Bu yönüyle kimseye ait değillerdir ve evrensel kullanıma açıktır.

Şimdi bir Düzlem/Plan/Boyuta dair bir çalışma yapıyorsak… Buna dair algı ve anlayışımızın çok yüksek çözünürlükte olması, bütünün bilimesi ve bütünün içinde hayati önem taşıyan bütün parça ve detaylara dair genel ve özel fikirlerimizin olması gerekir.

Yeterince algılamadığımız anlamadığımız bir şeyi şifalandırmamız aslında ihlaldir.

Çünkü anlamazsak kaş yaparken göz çıkarma riski vardır. Şansa da bırakamayız.

Şimdi burada bahsetmek istediğim birbirine benzer iki tür yaklaşım var… Birincisi Direktif ve ikincisi Regulatif terapi yaklaşımları. Burada bir sistemin yönetimini işlediğimiz veya işlettiğimize dair Rego (Latince — yönetiyorum, doğruluyorum) kökünden türeyen iki isim var.

Direktifte şifa sonucu elde etmek için bütüne ve parçalarına bir emir verme türünde bir yönetim uygularız. Olumlamalar aslına bakarsanız Direktif Terapi içine giriyor çünkü burada Psikolojik bir Koşullandırma yapıyoruz. Bundan sonrası için hayatımıza bir yön çiziyor, dümeni/direksiyonu çeviriyoruz.

Regulatifte şifa sonucu elde etmek için mekanik bir düzenleme uygularız. Bir takım unsurların ilişkilerini yeniden düzenlediğinizde Regulatif bir iş yapıyorsunuz. Örneğin sinir ağlarını yeniden yapılandırmak, öncelik sıralamaları veya kaynak yönetimi yapmak, parçaları birbirleri ile uyumlu hale getirmek, bütünü evrenle uyumlu hale getirmek, kişinin kendine kurallar koyması. Kavramlar arasındaki bağları doğruladığımızda da Regulatif Terapi olur. Mesela tecavüze uğramış birisi cinselliği üreme ve sevgi bağlamlarından koparıp öfke, dominasyon, ihlal, alay, eksiklik, lanet, kötülük gibi bağlamlar içinde bağlantılar, cinselliği yine doğal ve muradınca konularla bağlantıladığımız ve olumsuz bağları olumsuz olaya dair yüklerle birlikte çözündürdüğümüz zaman da Regulatif Terapi yapıyoruz, ancak olumsuz yükleri sağalttığımız zaman aynı zamanda Transmutasyon da olur çünkü Olumsuz — Değişim Süreciyle> Olumlu olur.

Yükleme yapılan terapiler Additif terapidir, ayrıştırma-azaltma yapılan terapiler de Subtraktif terapidir.

Bu terimleri ilk benden duyarsınız şu an için. Çünkü burada bir takım sınıflandırmalar oluşturmaya çalışıyorum.

Bir de Modülasyon var, yani çalışma kiplerini (Modus Operandi) değiştirme ve bu da Regulatif ve Direktif içinde bulunan bir şey.

Takip edebiliyor musunuz buraya kadar? Sorunuz varsa alabilirim şimdi?

Soru

Şifreler/Genler kollektif mi oluyor?

Ömer Melih

Şimdi bizim mümkünse çalışmamız gereken şifreler/genler İlahi kaynaktan olmalı.

Tanrı’nın önerdiği bir takım şifreler/genlerle çalışmamız daha doğru olur ama bunun için de ilerlemiş bir samimiyetimiz olması gerek Tanrı ile ve ne yaptığımızı iyi bilmemiz gerekiyor. Araştırmamız gereken bir konu, bu ormana balta girmiş olsa bile turta girmemiş olabilir.

Örneğin bir organeli oluşturan bir takım genler bütünlüğü var. Hücrelerimizin sübtil seviyelerinde de işlevsel organeller olduğunu düşünüyorum. Somut genetiğimizin ötesinde soyut bir genetiğimizin olması ve bunun içinde de genlerin, kodonların olduğuna dair bir varsayım üzerinden hareket ediyoruz. Ama somut ile soyut birbirinden bağımsız değil, birbirine danışıklı ve bazen soyut somuttan serbest oluyor, bazen de somut soyuttan serbest oluyor.

Şimdi somut bir kat varken soyutlukta birden fazla kat olabilir ve bu katlar arasındaki ilişkiler de birbiriyle bağımlı bağımsız olabilirler.

Örneğin biz bir bardak su içinde somut olarak sadece H2O ve belli başlı mineraller görsek bile, bu H2O’ya bağlı olan bir çok soyut atomlar olabilir. Bu durumda belki 6 belki 200+ çeşit H2O bir bardak suyun içinde olabilir.

Suyun da bir sürü manevi işlevi var ve bunu su içmeyi bırakmadığımız sürece pek anlayamayız. Zaten vücudumuzda su hep var, eksikliğini maneviyatta hissedene kadar madde planında yığınla problemimiz olup manevi problemlerden önce kendini algılatabilir.

Böyle bir şeyi gözlemleyebilecek doğru bir araştırma yöntemi bulmamız olasıdır ama çok kapsamlı teorilere ihtiyacımız var.

Yorum

Muradımızca açılımlar gerçekleşiyordur o zaman niyet ettikçe.

Ömer

Evet ama niyet etmenin ötesinde bir de niyeti/talebi takip etmek gerekir.

Gerçekleştiğini de gördüğümüzde gerçekleştiğinden emin oluruz.

Şimdi burada şöyle bir durum olmuştu, biraz kişisel geçmişimi açmam gerekiyor. 2009 yılında Reiki uyumlaması aldım ama en mühim problemlerim Reiki ile çözülmedi. Enerjiyi yüklediğimizde o akıllı ve nasıl çalışacağını biliyor dediler ama bu böyle olmadı, çoğu durumda ne olduğuna bizzat şahit olduğumda şifalanmalar gerçekleşti hep kendimde.

Bu ondan sonra bazen kendiliğinden işleyen süreçler haline geldi ama ona kadar şehadet ve alışkanlık gerekti.

Haliyle geçmiş yaşamlarımıza dair bir problemi üstün körü enerji yüklemesi yaparak geçiştiremiyoruz.

Dai Ko Myo kullanmayı da denedim zamanında ancak doğrudan ve dolaylı derin yüzleşme terapileri yaptıktan sonra artık aklıma bile gelmiyor.. Ama bir noktada da o sembole dair işlevlerin daimi bir akışını sabitlediğimi de düşünüyorum.

Ama buraya gelene kadar Reiki bana çok yol yürüttü.

Ama bu işin Miksolojisine girdikten sonra gerçek bir takım açılımlar yaşamaya başladım. Barmen gibi enerji karıştırma hallerim oldu. Bunu da zaten şimdi Şifahane’de bulunan İksirler olarak görüyorsunuz.

İlk başlangıçta Reikiyi bir su gibi düşünüp bunu çakraların içinde dönüştürüyordum. Yani mesela Reikiyi önce Boğazımın içinde tutup boğazda işleyip örneğin zeka açıcı bir enerji haline getiriyordum.

Choa Kok Sui’nin Pranik Şifa kitabını okuduğumda da buna dair daha başka kullanımlar öğrendim. Mesela hücre sayısını arttırmak için önce Kırmızı ve sonra da Sarı ışık uyguluyordu.

Bu kokteyl yaklaşımına Astrolojiyi de ekledim. Sonra Meleklerin de bazı işlevsel uyumlamalarının olduğunu keşfettim Kabala çalışmaları içinde. Sonra hepsi daha bir detaylandı.

Yorumlar

  • Tek bir yöntem ve yol olmadığı ve her biri bir diğerini destekliyor. İnsan çare aramaya başladığında bütün yollar bir şekilde hayatında var oluyor.
  • Reiki eğitimlerine başlamadan önce 2001 yılıydı sanırım kişisel gelişim çalışmaları içinde iken bazı kişilerin öğrendiği teknikleri egosal biçimde kullandıkları ve sonuçlarınin başkalarına zarar getirdiğini gözlemledim ve bu durumda bir yerslik olduğunu böyle olmaması gerektiğini düşünürken Reiki ile tanıştim ve bütünün hayrına olması bana iyi gelmişti.
  • Çaresiz kalınca hangi yöntem dahi iyi diye bakamıyorsun hepsini deniyorsun.

Ömer Melih

Şimdi Usui Sensei, çağdaşları ve diğer ondan önce gelen 1000 yılı aşkın bir Reiki geleneği var aslında. Usui Sensei uyumlamadan ziyade Darshan / Hediye Ritüeli yapıyordu diye biliyorum ben. Bunun ötesinde işin daha ziyade teori, teknik, pratik ve terbiyesinde yani Hekimlik/Doktorluğunda.

3 senede yetişiyor öğrencileri diye duydum/okudum seneler önce.

Takata Sensei ile Batı’da başlayan zincir ve dalgada bir terslik oluştu diye gözlemliyorum. Çünkü Şifa hayati bir durum. Bunun terbiyesi de hiç yüzeysel değil. Elbette bazı kişiler derin problemleri çözmeden mesele yüzeyde Negatif Ego olarak gösterebiliyor.

Soru

Benim merak ettiğim bir mesele var bu konuda. mesela diyelim ki kişide problem yaratan bir mentalite yatıyor bu da onun özgüvenini özsevgisini sarsıyor enerjisini düşürüyor. Bu kişiyi konuyla ilgili özgüven ve özsevgi gibi enerjilerle beslendikçe mentalitesini aşabilir diye düşünürüm ben hep, kendim için de öyle.

Yani kaçağı giderip olayı görüp harekete geçmesi için mukavemet sağlamak, kaçağı gidermekten kastettiğim de enerji yüklemek.

Ömer

Gerilim / Stres yönetimi de yapmak gerekiyor. Özgüven ve özsevgi problemi altında çok derin geçmiş yaşam bağlamları ve zincirleri olabiliyor.

Hayatlar boyu devam eden sabitlenmiş bazı yükler var, dışardan pozitif bir yük yüklendiği zaman bu sabit yüklerle gerilim ve çelişki oluşturuyor.

Haliyle Release/Özgürleşme için hatırlamanın/yüzleşmenin çok önemli bir rolü var. Bu en azından yükü kaldırabilmemizi ve işleyebilmemizi sağlıyor.

Bu sadece geçmiş yaşam olmaz da ergenlik çocukluk döneminde alaydan da kaynaklı olabilir ama geçmiş yaşam bağlamı varken bu ömür çerçevesinde yaptığımız bütüncül bir temizlik şifa da o bağlamı çözmüyor.

Soru

Hiroshi Doi dördüncü kuşak olarak devam ettirmiş Gendai Reiki Ho yu aksaklık devam ediyormu o zaman?

Ömer

Bazı bağlamlar çok sisli bence Reiki genelinde. Her hemşirenin bilmesi gerek ama doktorluğa yetmez gibi düşünüyorum.

Haliyle Master tabiri de çok sakıncalı oluyor Doktorluk yetkinliği olmayınca.

Çünkü Doktor Eğitilmiş demek Hakim demek değil aslında, Hekime Hekim denmesinin sebebi konunun içinde sorun çözecek kadar anlayış ve hakimiyetinin olması

Usta bence geçmiş yaşamlarında da yetkin ve terbiyeli olup başkasına gerek duymadan kendini açabilen bir kişi olabilir.

Yine okur öğrenir anlar ama kendi tekniğini teorisini de geliştirebilir, eğitmese bile işini iyi yapar haldedir. Meslekteki diğer uzmanların da sorunlarını çözebilecek bir durumda olur. Haliyle Profesörlükle geçmiş bir çok ömründen sonra kaldığı yerden devam eder halde olabilir. Usta yetkinliği ile Edip/Alim yetkinliği farklı haliyle. Ustada ilmin ötesinde ilme hakimiyet olması gerekiyor.

Ruhsal konularda ebediyet çerçevesini unuttuğumuz zaman çok sanrı ve sanrılardan kaynaklı gizli sancılar çekeriz.

O yüzden Maneviyat dediğimizde Ebediyetin olduğu ve olmadığı bağlamlar varken Ruhsallık dediğimizde Ebediyet her zaman var.

Ana Akım Psikoloji maneviyatla ilgileniyor ve maneviyatta çalışıyor ama ebedi bağlama dair problemlerle uğraşsa bile yaklaşımda ebediyet bağlamını göz ardı ediyor.

Birinin silah veya balta gördüğü zaman verdiği tepkiyi koşullandıran ebedi bağlam içinde bir çok unsur bulabiliriz. Bu kişinin hem aile hem de ruhsal geçmişine bağlı olabilir.

Konumuza geri dönelim.

Genel İşlemler

  • Koruma Özgözlem
  • Gözlem — Tespit, Tarama ve Teşhis
  • Özdenetim / Denetim
  • Hazırlama
  • Hatırlama
  • Yüzleşme
  • Özetleme
  • Arınma ve Saflaştırma
  • Olumsuz ve Başkalarına Ait (Yabancı) Yüklerin Ayrıştırılması
  • Sağaltım
  • Restorasyon ve Onarım
  • Nötrleme
  • Dengeleme
  • Denkleme
  • Eşitleme
  • Kusurların Giderilmesi
  • Detay ve Kapsam Kazanımı
  • Bilinçlenme
  • Ayrıştırma
  • Karıştırma
  • Bileştirme (Kimyasal Reaksiyon gibi düşünülebilir)
  • Birleştirme
  • Hizalama
  • Bütünleme / Entegrasyon
  • Canlandırma
  • Uyandırma
  • Koşullandırma / Programlama
  • Planlanma
  • Uyumlanma / Kanal Olma
  • Uyumlama / Harmonizasyon
  • Nazikleştirme
  • Hassaslaştırma / Duyarlılaştırma
  • Dayanıklılaştırma / Kalıcılaştırma
  • İsabet Kazanımı
  • Güzelleştirme
  • Geliştirme
  • Düzenleme
  • Yapılandırma
  • Güçlendirme
  • Yükseltme
  • Damıtma
  • Nitelik / Nicelik Kazandırma veya Dönüştürme
  • Karakter Kazandırma
  • Sabitleme
  • Hareketlendirme
  • Isıtma / Soğutma
  • Kıvam ve Yoğunluk Ayarı
  • Faz Ayarı (hem Madde fazı hem de Dalga fazı)
  • Işınım (Radyasyon) Ayarı
  • Depolama
  • Demleme, Bekletme ve Yıllandırma üzerine yapılan kapsamlı bir takım işlemleri içerir.

İşlevler ve İşlemler üzerine çalışıyoruz ne de olsa bu konuda. Bir liste sunayım size şimdi nasıl işlemler var. Bu işlemlerin büyük bir kısmının nasıl yapıldığını Tanrı’dan Talep Ederek Meditasyonlar aracılığı ile öğrenebilirsiniz. Her işlem için tek tek kısa meditasyonlar yapmanız gerekir.

Şimdi burada bir tanımlama yaptık Enerji hakkında.

İşin İşleyişi içindeki Unsurlar ve Dinamizm.

Sinerji de birlikte gerçekleşen iş/işleyiş

Bu işlevlerin çoğu Saf Enerji ve Saf Işık ile gerçekleştirilebilen işler.

Ama mesela bu Saf Enerjiyi veya Işığı nasıl kullandığımıza bağlı ve bu Saf Enerji Kişisel İmza taşıyor mu yoksa taşımıyor mu?

İmza taşımayan saf enerjiyi uyguladığımız yerde bu saf enerji yüklendiği birimin imzasını taşımaya başlayabilir mi? Bunun için de istersek imza taşımadan kişiselleşmeden/özümsenmeden de var olabilir mi?

Ama Enerjiye, Işığa ya da Şifa Güçlerine İşlev kazandırmak nasıl mümkün?

Burada mesela Ayetlerin ve İlahi İsimlerin Şifa Etkinliği ile İlaçların, Taşların, Kristallerin, Metallerin, Bitkilerin/Bitkisel Ürünlerin, Hayvanların/Hayvansal Ürünlerin ve İnsanın Şifa Etkinlikleri üzerine biraz düşünebiliriz.

Bu listedeki çoğu işlemi sadece niyet edip bu niyet doğrultusunda imgelemle gözetleyerek gerçekleştirebiliyoruz.

İmgelem enerjiyi koşullandırıyor ve önşehadet oluyor, bu enerji işlevi gerçekleştirdiği sırada şehadet oluyor ve nihayetinde işlemin gerçekleştiğine şifanın sağlandığına şahit oluyoruz.

Ama mesela bu işlemlerin nasıl yapıldığını tek tek bilmemiz durumunda Şifacılıkta Kör, Engelli ve Topal olmuyoruz.

Reiki’de 4 Sembol bize Enerjiye dair bir takım çalışma işlevleri ve çalışma seviyelerine dair koşullandırma içeriyor. Bunun yanı sıra 99 Esma ül Hüsna da var. Hakeza Astrolojik Unsurların sembolleri ile de Saf Enerjiyi/Işığı işlevlendirebiliriz,

Şimdi burada Şehadetin bir yönünü ele almak istiyorum.

Burada Sessiz Şahit/Şahitler konusunu anlamamız lazım. Şehadet daima Tanrı ile birliktedir. Biz bu bilinçle yaşadığımız zaman Tanrı’nın nurunun baktığımız her yere odaklandığımız her unsura/konuya/bağlama aktığına şahit oluruz. Burada Saf İlahi Güce sahip Akan ve İşleyen bir Olgu var. Buna kimisi Enerji der kimisi İlahi Nur/Işık der. İki terim de yetersiz bence.

Bunun içinde Genetik Kod taşıyan bir İmza olmaz ama Genetik Kodu da İmzayı da İmza’nın sahibi olan bireyi de oluşturur.

Burada Primaller — İlkler konusuna giriyoruz.

Heyula — Prima Materia — İlk Cevher, İlk Madde, İlk İlke

Mater = Madde — Rahimiyet ile ilişkili bir durum teşkil eder.

İlk Madde demek çok doğru değildir haliyle İlkler sadece Maddeden ibaret değil.

İlk İlke demek daha doğru. Biraz da Simya metinlerinde sırlama vardır… Bazı şeyleri Simyacının Tanrı rehberliğinde keşfetmesi gerektiği düşünülür.

Böylece öğretilerin korunması amaçlanmıştır. Ama bu koruma bir şeylerin yanlış anlaşılmasına da sebebiyet veriyor, bu da daha kritik problemlerin oluşmasına sebep olabiliyor. Bu bilgileri yanlış kullanacak kişilerden korumak için yapılan bu koruma başarısız da oldu bence yeterince, önlenmesi amaçlanan zarardan çok daha fazlası toplumsal boyutlarda gerçekleşti.

Dinin sembolizması yeterince tefsirlerde açılamadı ve insanlar Hilafet bayrağı altında kardeş kardeşi öldürürken bu bilgilerin açık ve yaygın olmaması körlüğe de sebep oldu.

Bir Simyacının Simyaya başlayabilmesi için en önemli aşamalardan biri İlk İlkeyi keşfetmesidir.

Bunun bir çok meditatif bağlamı var.

Takip ediyor musunuz? Sorunuz var mı buraya kadar?

Soru

Daha yukarıda imgeleme demişsiniz, imgelemekten kastınız nedir tam olarak ? Yani duayı ya da şifa niyetini gerçekleştirirken ya da enerjiler ile çalışırken bunu görselleştirmemiz mi ?

Ömer Melih

Evet ama aslında cümle biçimizde düşüncelerimizi kurmamız da bir imgelemdir. Her kelime zaten bir imgeye veya imgelemin içinde bir eyleme veya hale etki eder.

Taş demeden önce taşı imgeledim, dediğimde ve duyduğunda imge sende de oldu. Pasif bir imgeleme zaten hep var böyle. Bir de aktif imgeleme var.

Mana Aleminde şimdi Hayal de Gerçek de birlikte bulunabiliyor.

Manevi Gerçek imgelem ile değiştirilebiliyor.

Şimdi Manevi Gerçeği Değiştiren bir imgelem ile Manevi Gerçeği Değiştirmeyen bir imgelem var.

Soru

Bir de şehadet konusunda, işlemlerimizin sağlaması için nasıl şahit olabiliriz ? Sanırım niyet yetiyor ama daha önemlisi şahit olabildiğimizden nasıl emin olabiliriz ? Yani bir sağlama bilgisi alabildiğimiz bize hangi yollarla ulaştırabilir ?

Ömer Melih

Bu durumda aslında ilk dediğim Pasif İmgelemdeki pasif kelimesi doğru bir kelime değil daha ziyade Arkaplan veya Kendiliğinden İmgelem demek daha doğru. Bilinçli yapılan ilk olarak Aktif İmgelem dediğim durum için de Bilinçli İmgelem demek daha uygun.

Bu durumda Aktif İmgelem Manevi Gerçeklikte Etkinliği olan yani değişim sağlayabilen İmgelemdir. Nötr İmgelem Manevi Gerçekliği etkilemeyen İmgelemdir. Pasif İmgelem ise Manevi Gerçeklikten etkilenen / edilgen imgelem olur ve buna Manevi Gerçeklikten geliyorsa Sezgi — Manevi Hayalden geliyorsa ise Hayali Sezgi veya Sanrı diyebiliriz.

Sanrıyı da çok çeşitli şekillerde kategorilere ayırabiliriz.

Manevi Gerçek, Manevi Hayalin yanı sıra bir de Manevi İhtimal var.

Manevi İhtimali algılamak da Sezgidir. Ama Öngörü veya Önsezidir.

Sanrı sadece Manevi Hayalden kaynaklı değildir. Sanrı Manevi Gerçeğin yanlış anlaşılmasından da kaynaklı olabilir. Mesela İhtimal, Gerçek, Hayal, Hafızayı birbirine karıştırmak da Sanrı olarak sınıflandırılabilir. Çoğu insanın zaten düştüğü durum Sezgileri Hafıza veya İhtimaller ile karıştırmaktır.

Hayal kurduğumuz zaman bunun gerçekleşmesini istemediğimizde aslında Bilinçli Nötr İmgelem yapıyoruz. Ama Dua ettiğimizde Bilinçli Aktif İmgelem yapıyoruz.

İlhamla dua ettiğimiz zaman bir giriş bir de çıkış oluyor. Giriş pasif ve çıkış aktif oluyor. Mesela pasif sezgiyle kollektif niyetlerin içinde uygun olanları seçip toplayarak bir de bunun gerçekleşmesini imgeleyerek güçlendiriyoruz ve diğerlerini eleyebiliyoruz. Yani aynı anda bir çok imgelem türü olabiliyor.

Aynı anda bir çok bileşen bir çok kipte çalışabiliyor. İlk önce Manevi Alemi bu yüzden algılamak ve anlaya anlaya çözünürlüğümüzü arttırmamız gerekiyor

Mesela düşünce okuma yetisinde de ilginç bir durum vardır.

Soru

Duam ve kelimelerim ile birlikte gerçekleşmesini istediğim olayı zihnimde canlandırmaya çalışmam ya da anlamlarına göre renklendirmeye çalışmam da bilinçli aktif bir imgelem oluşturur mu ya da daha doğrusu bunu güçlendirir mi ? Mesela şifa için beyaz yeşil renk kullanmam ya da dönüşüm için mor hayal etmem?

Ömer Melih

Bu çalışma esnasında stres yapmaman önemli.

Zaten kelimeleri söylerken imgeliyorsun, imgelem için stresli bir çaba sarfedersen, duana stres kazarsın bu stres de duanla çelişen bir işlev taşır ve güç çelişmesi olur duanı zayıflatırsın. Ağzından dökülen kelimeler rahatlıkla imgelemini tetikleyebilir ve akıtabilir.

Burada ekstra bir güç sarfiyatı yapmamak önemli. Bileşenlerin kaliteleri de önem taşıyor.

Soru

Yani bizim için en önemli olan kendimizi en rahat ettirecek şekilde duada bulunmamız, kendimizi zorlamamamız.

Ömer Melih

Evet yayının içindeki unsurların hepsi niyete hizmet etmeli. Yayın halindeyken süreç içinde halindeki her bileşen o an yayına katılabilir. Ama algıladığın negativitenin katılmaması yönünde bir önkoşullandırma yapman gerek çünkü Şifa çalışmaları sırasında negativiteyi algılarsın. Yayının algıladığın negativiteyi/negativitenin unsurlarını sağaltacak/dönüştürecek nitelikte olmalı.

Aslında doğru bir terapi yapabilme şartlarını sağlamak için yapılması gereken bir çok önkoşullandırma var, bunları ancak kendi kendimizi şifalandırdığımız süreçler içinde yapabiliyoruz.

Haliyle bir filtre var. Bu filtreyi bir okumamız lazım, elimizdeki filtre uygun değilse yeni bir filtre yapmamız gerekiyor

Ya da bir çok filtremiz olabilir.

Teşhis için ayrı filtre, Ameliyat için ayrı filtre.

Ameliyat = Operasyon / yani AMELiyat

Amele = İşçi

Soru

Peki şehadet olgusu tam olarak nasıl çalışıyor ? Yani çalışmalarımızın kontrolünü yapmak için ya da işlerin gidişatını görmek için şahitlik talep ettiğimizde , bu şahitlik bize hangi kanallarla ulaşıyor, buna nasıl anlayabiliriz ? Bir his veya bir olay gibi mi?

Ömer Melih

Şimdi İmgelem ile bir süreç başlatırsın. Bu eğer mümkünse o an olur mümkün değilse sürece yayılır.

Örnek olarak iki elinde avcunu kaplayan bir karanfil çiçeği imgele ve bunları şakaklarına koy ve sabit kalmalarını söyle ellerini de rahat bırak. Geri yaslan ve bir kaç dakika gözlerin kapalı karanfillerin şakaklarını nasıl etkilediklerine şahit ol. Hiçbir şey yapmıyorlarsa başka bir şey yapacağız.

Şimdi sorduğun soruya şöyle bir cevap oluştu. İlk önce şifalanma ihtimali var mı? Yoksa bu ihtimal nasıl oluşturulabilir. Önce haliyle kişiyi Şifalanmış bir halde hayal edebiliyoruz.

Hakikatte o an kişi Sorunu Yaşar halde oluyor. Bu imgelem ile birlikte Sorunun Çözülme İhtimali de beliriyor ve Kişi + Şifacı + Evren + Tanrı birlikte ve paralel eylemleri ile kişinin şifalandığı / sorunun çözüldüğü ihtimale doğru bir akış başlatabiliyoruz.

Burada kişinin şifalanmadığı ihtimalleri ortadan kaldırmamız lazım. İhtimallerin de bir gerçekleşme dinamizmi var. Mekanik Kinetik ve Potansiyel.

Şehadet talep etmiyoruz Şehadet zaten daimi. Talebimiz Şifa yönündeyse ilk önce bakıyoruz bu Şifayı gerçekleştirebilecek bir mekanizma var mı? Bu mekanizma ne durumda? Bu mekanizma işlevsel ise şifa ihtimali artar. Bu mekanizma işlevsel olmadığı için de bozukluk veya hastalık durumları oluşabilir. Bu şifalanmayı sağlayabilecek unsurlar ve koşullar neler?

Bu biraz da 4 Asil Hakikat ile bağlantılı Budizm içinde.

Yorum

Gözümde daha rahat canlandigi icin iki kırmızı gül düşündüm ve yaptım.

Aslında o kadar görsel olmasına gerek yok, önemli olan var olması

Neler gözlemledin?

Yorum

Hiçbir şey hissetmem diye düşünüyordum, kendime karşı güçlü bir olumsuz algım var. Ama işin dogrusu hicbir şey hissetmedim diyemem. Hissettim.

Ömer

Tanımlayarak ve tarif ederek zaten bu algıları geliştiriyoruz aslında. Şimdi hissiyatını tanımlayıp tarif edebilir misin?

Yorum

Tuhaf bir şekilde sağ tarafıma yapıştırdığım gülün aslında beyaz oldugu imgesi oluştu kafamda. Şimdi başımın tam üst kısmında normalde hissetmedigim daha değişik bir şey hissediyorum.

Ömer

Peki duyguların düşüncelerin nasıl oldu?

Yorum

Açıkcası bundan 5 dk kadar önce, sen bu çalışmayı tarif ederken ve yazarken çok sinirliydim. Birisi ile tartışıyordum diyebilirim. Şimdi daha sakinim. Uzakta olarak tanımlayabilirim hissettiğim şeyi. Yani olaylardan Dünyadan uzakta olmak. Bir çesit boşalma.

Biraz da kimliksiz olmaya benziyor.

Kafamin ustunde tuhaf bir zevk hissi var.

Ömer

Bu gülü bir koklamayı dene ve biraz da konuş istersen.

Mesela ondan şifasını, güzelliğini, dostluğunu, kederini, neşesini, ilmini, anlayışını, hikmetini, sırrını talep edebilirsin… Vermek istiyorsa verir.

Yaşayan bir varlıkla birliktesin orada aslında bir Ruh var bütün Güllerin Kollektif Ruhunun bir parçası olarak

Yorum

Belli bir koku alamadım sanırım. Yalnız sol gözümün önünde, tabii gözlerim kapalı, mor bir ışık noktası yanıp söndü bir kaç kere.

Yaşadığım karısık ve agresif hislere tekrar odaklanamiyorum şu an. Anlamsız ve daha yararsız geliyor.

Ömer

Manevi koku burnundan aldığın koku gibi değildir zaten her zaman 5 duyu gibi bekleme. Stres yaparsın. Bazen kokuları burnunla alır gibi olursun ama.

Gülün sakinleştirici ve düzeltici etkisi oldu işte.

Yorum

Belirgin olarak hissettiğim sey, hınçtan uzaklaşmak. Kötülüğü deşmemek ve amacın güzelligin yayılması olması.

Merhamet benzeri bir his de geldi.

Ömer

Tamam başka bir deneme daha yapalım mı?

Yorum

Tabii

Ömer

Can her organda farklı özellikler kazanır, bu özelliklerin bazıları da işlevsel özellikleridir.

Bir kaç dakika gözlerini kapatıp üzerinde yaptığım şeyleri gözlemleyebilir misin? Sana bitkiler, iksirler ve taşlar/kristalleri imgeleyerek bazı çalışmalar yapacağım. Sen gözlemlediğini yazarsın ben de neler imgelediğimi ve ne yaptığımı. Bu çalışmayı sende tespit ettiğim ihtiyaçlarına göre muradınca yapacağım ama.

Yorum

Peki, şu an yalnızım ve görece karanlık bir yerdeyim. Bunu deneyeceğim.

Ömer Melih

Tamam ben sana şimdiden bir şeyler hazırladım. Gözünü kapatıp çalışmayı kabul ettiğin zaman başlar akışlar. Neler gözlemledin, hissettin, düşündün?

Yorum

Gözlerim kapalıyken, bir süre gözümdeki karanlıkta yoğunlaşmalar, renkler oldu. Morumsu pembemsi renkler gördüm. Duman gibi. Yoğunlaştı, dağıldı. Daha sonra sol taraftan gelen daha yeşilimsi bir duman gördüğüm de oldu. Başımın üzerinde yukarıda duran bir yoğunluk hissettim. Bunun dışında karnımda ve alt karnımda ve kafamın içinde bir yoğunluk ve hislenme oldu. Ayaklarımda da sanki.

Ömer Melih

Bu yoğunluğun içeriğinde neler var sence. İçeriğindeki bileşenler ile birlikte yoğunluğun aktivitesini tarif edebilir misin? Halinde nasıl bir değişim gözlemledin? Odanda bir değişim var mı?

Yorum

Bunu çözümleyemiyorum yani neyle tarif edeceğimi bilmiyorum. Aşağıdan yukarı geliyor diyebilirim belki. Benim en büyük sorunum devamlı kendime ket vurmam. Her ne olursa olsun bir şey için aklıma hemen olmayacağı olmadığı gelir. Gözlem sırasında da bu korkular zihnime doldu. Tersini düşünmeye çalıştım. Evet uzaklaşabildim diyebilirim.

Nefes sesi duymuş olabilirim.

Ömer

  • İlk önce bir detoks üçlüsü hazırladım bunlar Zerdeçal bitkisi, Zencefil kökü ve Susam tohumu, bunları öncelikle Karaciğer, Akciğer ve biraz sonra da Dalak ve Kalbe yerleştirdim.
  • Beyincik, Beyin Kökü ve Beyin Geneli için Pasiflora-Çarkıfelek çiçeğinin yardım ve şifasını talep ettim.
  • Omurga boyunca sağaltım işlemleri yapması için Pancarın bütününü talep ettim. Bir de Kristal Kuvars yerleşti.
  • Karın çakranın şifa, sakinleşme ve dengesi için ilk önce Eflatun ve Mor Sümbüller sonra bir de üzerine Pasiflora çiçeği yerleştirdim.
  • Sağ ve Sol kolunda omzuna yakın yan taraflarına iki tane altın iğne yerleştirdim. (Korkular buradan geliyor, atalarında olan yüklerle ilgili bir noktadır iğneleri batırdığım yer)
  • Sağ ve Sol ayağının 4. parmağından çıkan meridyenin başlangıç noktasına altın iğneler yerleştirdim.
  • Ense ve Boyun bölgene Pelesenk Yağı sürdüm.
  • Beyin köküne Pelin tütsüledim.
  • Kök çakraya Panax Ginseng Çiçeği, Zümrüt ve Yakut yerleştirip biraz Saf Enerji yüklemesi yaptım aktifleşmeleri için.
  • Omurga hattı boyunca Zümrüt ve Sodalit taşlarını sıvı formuna alıp omurgaya işlettim.
  • Odanda Palo Santo ve Cavi yakarak tütsüleme yaptım.
  • Odana bir Misk bir de Ankara kedisinin gelmesini talep ettim.

Hareketler halen devam ediyor mu?

Yorum

Kollarımda bir şey hissettiğimi hatırlıyorum evet. Basparmagimda bir acı oldu.

Ömer

Başparmak Akciğer meridyeni üzerindedir.

Yorum

Kafamda bir seyler hissetmeye devam edebiliyorum. Karın ve mesane bölgem genelde gergindir. Şu an gergin değil gibi.

Ömer Melih

Bunları yerleştirdik ama varlıkları bir süre daha kalıp etkileri günlerce devam edebilir.

Her zaman İlahi Kaynaktan ve Tanrı’dan saf bir ışık aktı ve bunları bütüncül olarak aktifleştirdi ve şu an sinerjinin bozulmaması için harmonize ediyor.

İğneler çıktı şimdi mesela hissettin mi?

Yorum+Soru

Çok teşekkür ederim yani buna nasıl teşekkür edebilirim bilmiyorum. Hayır bunu hissetmedim sanırım.

Sen bunun gerçekleştiğini gözlemleyebiliyorsun, ben nasıl daha hisli bir konuma geleceğim

Ömer

Ben de hiçbir şey hissetmez bir halde başladım. Çalıştıkça ve üzerine gittikçe olan bir durum bu. Tabi bazı organların şifalanması ve bazı özel çalışmaların yapılması gerekiyor. Bunlarla ilgili öncelikli önerdiğim bazı makaleler var; biri Kriya Yoga Pranayama, biri Mikrokozmik Yörünge, bir diğeri Cinsel Süblimasyon, bir diğeri de Diagnosis.

Şifalanma sürecinde bunlar zaten kendiliğinden de açılacaklar. Şifalanma ile doğru orantılı olarak algılar da netleşiyor.

Dün gece boyunca konuştuk.

Burada aslında elimizde imgelediğimiz taş, kristal, bitki, metal ve hayvanların da beden, enerji, akıl, sezgi, niyet, kader, ruh ve bütüncüllüğün bütün bağlamlarında şifa işlevlerine sahip olduğuna/olabildiğine dair bir deneme yaptık.

Soru

Bu çalışmayı topluca yapabilir miyiz?

Ömer Melih

Bunu zaten hepinizin yapabileceği bir hale getirmeyi amaçlıyorum.

Yani kristal, taş, mantar, bitki ve hayvanlarla bunları tüketmeden sadece kendilerini çağırıp yerleştirip Ruhsal ve Varlıksal bir bağlantı ve ilişki kurarak Şifa sağlamak bugünlerde işlediğimiz konunun bir yönü.

Ama önce bir de İşlevsel Enerji ve Manayı anlatmam gerekiyor.

İşlevsel Enerji ve Mana nasıl bir şey ve nasıl-ne yollarla elde edilebilir konusunda biraz bugün pratik yapabiliriz.

İlk öncelikli olarak İşlevsel Enerji/Mana/Işık/Gücü her zaman evrenden seçip toplayarak temin edebiliyoruz. İkinci Saf Enerji/Mana/Işık/Gücü kendi içimizde ve dışımızda işleyerek işlevsel bir hale getirebiliyoruz.

Uyumlama Çalışmaları

Bundan sonra tekrar Şifa İşlemleri — İşlevsel Mana ve Enerji konusuna geri dönüş yapacağız ama öncesinde yapmamız gereken Teknik Uyumlamalar var. Bunlar Doğa Kanunları üzerinden Doğadaki Varlıkların Şifa Faziletleriyle çalışabilmek için yapılıyor, uyumlama sonrasında 1-Kristal-Taş-Metal-Mantar-Bitki ve 2-Yıldız-Gezegen-Asteroidlerin enerji/mana/ışıkları ile şifa çalışmaları yapabilecek hale gelebiliriz.

1. Uyumlama iki parça halinde oluyor önce Kristal-Taş-Metaller üzerine, sonra da Bitki ve Mantarların Şifası üzerine bir uyumlama oluyor.

Bu uyumlamalar sayesinde bunlar elinizde fiziksel olarak olmasa bile enerjisel-manevi olarak onları çağırabiliyor ve varmış gibi çalışmanız mümkün oluyor. Doğadaki bu cansız ve canlı ancak yerleşik veya enkarne ruhlara sahip varlıkların kollektif ruhları ile bağlantı kurarak şifa sağlayabiliyoruz. Bu noktada imgelememiz ve kollektif ruhla konuşarak şifa işlevlerini açmamız şifa için uygun dinamizmini başlatabiliyoruz.

2. Uyumlama ise biraz daha kritik ve ilk parçada bütüncül bir uyumlama var, sonrasında her gezegen-yıldız ve asteroid ile detaylı bir uyumlama-meditasyon çalışması yapmanız gerekiyor

3. Uyumlama da Yönler ve Elementler üzerine Ruh, Ateş, Su, Hava, Toprak, Bilinç, Akaşa/Prana üzerine bunları Başmeleklerle birlikte yapıyoruz. Ruh — Bilinç = Metatron Güney / Ateş = Mikail Batı / Su = Cebrail Doğu / Hava = İsrafil Kuzey / Toprak = Azrail Yönlü Başmelekler için başınızı belirtilen yöne doğru koyarak uzanmanız uygun olur.

Ama lütfen daha önce konuştuğımuz İlk İlke konusunda Tanrı ile muhabbet halinde meditasyon ve uyumlama talebi yaptıktan sonra bu uyumlamaları talep edin

Bu uyumlamaları yapmazsanız daha ileri konuları anlatabileceğim bir temel olmadığı için boşa kürek çekebiliriz

Fizik Ötesi Şifahane üzerinden uyumlamalar için uygun manevi ortam ve koşullar sağlanabilir. Bu noktada Tanrı’dan uyumamayı talep edip yatar veya uzanır halde alıcı ve gözlemci olmanız yeterli olur.

Niyet ve talepleriniz konusunda da içten ve samimi olmanız yeterli bence. Spesifik formüllere gerek duyulan bir çalışma değil. Doğadaki işleyiş de bürokratik değildir zaten.

Bu uyumlamalar zaten progresif uyumlamalardır, siz bunların üzerine ne kadar giderseniz yetenekleriniz de o kadar açılır, ne kadar araştırma ve keşif yaparsanız o kadar işlevsel olurlar.

Yani diyelim ki Taşlar-Kristaller-Metaller-Mineraller-Kimyasal Elementler uyumlaması yaptınız. Eğer kristalleri araştırırsanız ve kristallerle keşif meditasyonu yaparsanız işlevsel hale gelir. Oldu bittiye gelen türden bir durum yok o yüzden.

Mikail’den Ateş uyumlamasını aldıktan sonra Mikaille muhabbetiniz ve Ateşe dair çalışmalarınız ölçüsünde Ateşle ilgili çalışma ve tesir yelpazeniz ve veriminiz artar.

Krizokol dediğinizde krizokol gerçekten gelir ama onun hangi işlevleri size lazım buna dair ufak fikirleriniz bile yoksa Krizokol elinden geldiğini yapar ama konu bu kadar basit değildir.

Bu uyumlamalarda önemli olan Doğa ve içindeki Varlıklarla muhabbetiniz de. Yani Yakutu çağırdınız geldi ama, ona odaklanıp konuşarak ve dinleyerek/gözlemleyerek etkileri açabiliyorsunuz.

Muhabbetinizle onların güzelliklerini, neşelerini, kederlerini, sırlarını, ilimlerini, temellerini, ihtiyaçlarını, fıtratlarını, doğalarını, hikmetlerini ve anlayışlarını öğrenebilir ve onlardan istifade edebilirsiniz ancak burada sadece alıcı veya emir veren pozisyonunda olursanız uyumlamanın bütün olayını kaçırırsınız.

Onların kederlerine de şifa olursanız muhabbetiniz gelişir yoksa sizi duyarsız biri olarak görür ve şifacılıkta çok belirginleşmenizi istemezler ve Doğa bir takım şartları sağlamadığınız sürece ilerlemenizi istemez.

Uyumlama burada haliyle biraz da Doğa ile Uyum İçinde Yaşama

İcazet de bu şartta ilerleyip derinleştikçe geliyor ve dereceleri yükseliyor

Haliyle 5 yıl sonra 5 ömür sonra da devam edecek türden ebedi bir çalışmadır. Zamanı geldikçe bazı güç-bilgi aktarımları yine olur.

Kıdemlendikçe ve şartları sağladıkça bazı sırlar açılır.

Bunları sağlamadığınız sürece ileri seviye uyumlamalarını ben veya başkası verse bile alamazsınız, ben de veremem zaten. Böyle bir durum yaşadığınızda da sanrı olur bütün kategoriler birbirine karışabilir ve hata payı artabilir.

Bu şartlar da oldukça kişisel, toplumsal ve evrensel sabitler ve değişkenler içeriyor

Üst Seviyelere geçmeden önce sağlanması gereken Temel şartlardan biri zaten şartları başkasının rehberliği olmadan tespit edebilmek, hesaplayabilmek, anlayabilmek ve öngörebilmek. Bunda elbette Tanrı’dan rehberlik alabilirsiniz.

Ben de bir noktaya kadar size yardımcı ve rehber olabildiğim kadar olacağım. Bu zaten hemen sağlanabilecek bir şart değil.

Bir kısmınız tabi bunu dünden de yapabiliyordur.

Hayvanların ve İnsanların da Şifa Faziletleri var onlar için de uyumlama yapılabilir tabi. Ama bu biraz da bu önçalışmalar biraz oturunca daha makbul ama bazıların dilerse bugünden de başlayabilir.

Geçmiş yaşamlarında Şaman, Astrolog/Müneccim, Majisyen, Şifacı, Doktor, Biyolog, Simyacı, Yogi olmuş kişiler için haliyle bu uyumlamalar daha hızlı işler, ki bu uyumlamanın içindeki süreçler belki daha önceden başlamıştır.

Mikrokozmik Yörünge çalışması bizim doğa ve evrendeki her şey ile anlık uyumlamalar yapabilmemizi sağlıyor. Bir radyo alıcısı ve vericisi gibi olabiliyoruz ancak bununla sınırlı kalmıyor aynı zamanda dönüştürücü-yükseltici-hizalayıcı işlevlerimiz de olabiliyor Mikrokozmik Yörünge ile. Mesela bir Ağacın Altına gittiğinizde Mikrokozmik Yörünge yaptığınız zaman onunla uyum hali oluşturabilirsiniz. Bu evren ve doğadaki her şey için geçerli.

Ama ne yaptığınız hakkında bir fikriniz yoksa Mikrokozmik yörüngeyi lütfen Arkadan Yukarı — Önden Aşağı yönde çalıştırın.

--

--