Korkulardan Özgürleşmek #1

Korkuların Tabiatı ve Yapısı

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
7 min readAug 13, 2017

--

Korku hali ve korku kaynaklı duygu ve düşünceler kişinin kendini, sevdiklerini, sahip olduklarını, hayatını, kimliğini ve yaşam koşullarını koruma amacı güder. Böyle bir risk olmadığı zaman korku haline girmek illüzyonlardan ötürü kişide enerji kaybı ve zihinsel engellere sebep olur. Temelsiz ve asılsız korkulara kapılmak kişiyi bir uçta şiddet eylemlerine itebilirken diğer bir uçta tamamen edilgen ve çaresiz bir duruma sokabilir.

Korku deneyimlendiği zaman hissiyatla özdeşleşmeden inceleyebilmek mevcut veya muhtemel bir problemin de anlaşılarak doğrulanabilmesini ve çözülebilmesini sağlar.

Korku çok kapsamlı bir konudur. Panik, heyecan, telaş, acelecilik, evham, endişe, kuruntu, alaycılık, yalan, inkar, alay, kaygı, şüphe, değişim direnci ve atalet gibi durumlar da içinde korku barındıran, korku ile birleşerek kompleks oluşturan veya korkudan doğan durumlardır. Bunların da çözülebilmesi için korkunun anlaşılması gerekir. Ancak korkular mantıksal olmamalarına rağmen alışkanlıktan, travmalardan kaynaklanabilirler, sadece bireysel olarak değil aynı zamanda atalardan/genetik hafızadan veya geçmiş yaşamlardan taşınabilirler; aile veya çevre tarafından aşılanabilirler ve çözülene kadar kalabilirler.

Korkunun hakim olduğu geçmiş yaşam anılarımızın tetiklendiği durumlarda bugün yerleşik bir bağlamı olmayan bir korku hissetmemiz olağandır, bunlar genellikle psikoloji ve psikiyatri alanlarında sanrı olarak görülür ancak şifa alanında bu bir hafızadır. Bu tür deneyimlerin tetiklenmesi için geçmiş yaşamlarda yaşanılan olay ve süreçlere dair herhangi bir unsur veya benzerlik olması yeterli olabilir. Aynı şekilde bu tür anı kayıtları geçmiş yaşamlardan kadersel bağların olduğu kişilerle ilişki içindeyken, cinsellik esnasında, uyuşturucu/alkol kullanımında, ölüme yakınlaşılan deneyimlerde, hastalıklarda (ör. ateşli veya ölüm tehdidi olan hastalık), kazalarda, şiddetli nefes teknikleri uygulandığında, yoğun meditasyonlar sırasında ve Kundalini uyanışları ile de açılabilir ve bilinç alanımıza girebilir. Bunlarla özdeşleşmeden ve tepkisel davranmadan önce ayrıştırma yapmamız önemlidir.

Örneğin geçmiş yaşamlarda bize tecavüz etmiş bir kişi ile karşılaştığımız zaman o kişinin bize yaşattıkları ruhsal hafızamızdan açılabilir, bu kişiyle bu yaşamda sevgili olursak ve cinsel ilişki yaşarsak daha da şiddetli bir açılım olabilir.

Aynı şekilde geçmiş yaşamlarımızda bizi veya yakınlarımızı dövmüş, öldürmüş, hapsetmiş, işkence etmiş, yaralamış, taciz etmiş, tehdit etmiş bir kişiyle karşılaşmak da benzer/aynı hafıza tepkilerinin oluşmasına sebep olabilir.

Eğer geçmiş yaşamlarımızda bir kişiyi korkulu bir şekilde travmatize etmişsek o kişiden ayrışan parçalar üzerimize tutunursa bu da bizde korku olarak kendini gösterebilir. Böyle durumlarda kurbanın ettiği lanetler ve beddualar da bizi şifalanma sağlanana ve hatadan dönülüp telafi gerçekleşene kadar etkileyebilir.

Başka bir örnek olarak mızrakla ölmüş bir kişi mızrak gördüğü zaman ölüm esnasında ve sonrasında yaşadığı süreçlerde yaşadığı duyguları hatırlayabilir. Asansörden korkan bir kişi Dünya’da veya Evren’de başka bir yerde bir geçmiş yaşamında asansörde kalmış veya asansör düştüğü için yaralanmış ve/veya ölmüş olabilir. Aynı durum bir çok fobiyi açıklayabilir.

Bu yüzden Regresyon Terapileri ve Kadersel/Ruhsal Bütüncül Şifa Çalışmaları ile birlikte yaşanan şifa süreçleri sayesinde korkulardan önemli ve anlamlı bir oranda özgürleşme sağlanabilir.

Korkulara sebep olan bir başka sebep ise Aile Tarihi ve Genetiğinde kayıtlı bulunan deneyimler ve süreçlere dair yüklerdir. Kendinden önce gelen nesillerde zulüm, cinayet ve korku içeren travmalar yaşamış bireylere ait yükler aile içindeki fertlere psişik/manevi bağlamda paylaşılır. Bu durum da aile fertlerinde korku yüklerinin bulunmasına sebep olur. Aile, Grup ve Soylara dair Aile-Sistem Dizimi gibi şifa çalışmaları Bütüncül Ruhsal Şifa çalışmaları ile birleştirildiği zaman korkulardan özgürleşmemizi sağlayabilir.

Bir başka korku sebebi de özellikle hayvan ve canlıların öldürüldüğü veya korku enerjilerinin hakim olduğu büyülere, lanetlere maruz kalmak ve beddua toplamaktır. Haliyle ölüm, korku, hastalık, uyutma, bebekleştirme, sanrı, sakarlık, cezalandırma, kilitleme ve daha bir çok çeşitleri ile büyüler ve negatif varlık bağlama/musallat durumları da korku oluşturabilir. Büyüler bu yaşamımızdan bizi, ailemizi, sevdiklerimizi, çevremizi, toplumumuzu, evrenimizi etkileyebileceği gibi geçmiş yaşamlarımızdan veya aile-soy-ırk üzerinden de bizi etkileyebilir. Bizim veya bizimle ilişkili kişilerin beddua toplaması da korkular oluşmasına sebep olabilir. Bu yüzden Büyüsel ve Varlıksal Problemlerin çözülmesi de korkulardan özgürleşmek için oldukça önemlidir.

Ayrıca mantıksal bir yetersizlik de problemlere veya korku durumuna sebep olabilir. Deneyimlerin olumsuz gitmesi ve kişinin zarar görmesi bir kişide korku oluşması için yeterlidir ancak birey olgunlukla korkunun oluşmasını engelleyebilir.

Korkularda her zaman bir olumsuz gidişat veya sonucun ihtimali vardır. İhtimal seviyesinde bir gerçeklik sahibi olmasından dolayı korkular tehdit unsurları olmadığı sürece temelsizlerdir.

Hakikatle uyuşmayan, çarpık, kırık veya belirsiz illüzyonlar kişinin evren içinde de uyumsuz olmasını ve olumsuz durumlara sebep olmasına veya maruz kalmasına yol açabilir. Belirsizliklerin üzerine gidilmezse üzeri yanlış inanç ve düşünce ağlarıyla kaplanarak bir kompleks yapı oluşturabilir. Bu yapı zihinde çözümsüz kaldığı sürece enerji kaybına sebep olur. Yeniden yapılandırılıp hakikate uyumla hale geldiğinde ise enerji kaybı yerine verim olur ve hatta enerji üretimi sağlanabilir. Zihindeki komplekslerin önemli bir kısmı zihne yapışık yapıda veya zihnin içeriğinde faal haldedir.

Zihin bütüncül olarak bedene de yaygındır. Organların içeriğinde bulunan veya kayıtlı duygular da zihnin içeriğini belirler. Korku çoğunlukla kalp, kalınbağırsak, incebağırsak, dalak, beyin ve deriye kayıtlıdır. Dayak yemekten korkan birisi daha önce darbe aldığı organ ve kaslarda korku duygusu taşır. Cinsel korkulara sahip olan birisinin korkuları cinsel organları, erojen bölgeleri veya üreme sisteminde bulunabilir.

Sadece korkularla sınırlı kalmamakla birlikte olumsuz duygular ve düşünceler belli bölgelere yoğunlaştığı zaman psikosomatik rahatsızlıklar gerçekleşebilir. Bu rahatsızlıkların semptomlarını tedavi etmek beyhudedir ancak manevi kök sebeplerini bularak şifalandırmak gerçek tedavi için yeterli olur. Bu durumda korku ve diğer olumsuz durumların temizlenmesi, bunlarla ilgili olaylar ve tecrübelerin yeniden daha duru ve net bir gözle yorumlanması kişinin psikosomatik rahatsızlıklara maruz kalmasını engelleyebilir.

Korkulardan duygu ve düşünce kompleksleri ve aşırılıklar doğabilir. İçsel korkular bireyin kendi içinde yabancılaşma ve ayrışma sağladığı zaman psişik enerji kontrolsüz hale gelir, bu komplekslerin kişinin özdenetim ve iradesine baskın çıkmasının sebebinde bireyin kendi zihni içindeki içeriğe yabancılaşması vardır. Bu içerik kendini tetiklendiği zaman bireyin özdenetimini aşarak ifade bulabilir. Bu kompleksler bir çok duygu ve düşünceden oluşabilir, bir varlık ya da imge olarak bireyin bilincinde form kazanabilir ve enerji seviyesindeki varlıklarına kadar bireyin iradesinden bağımsız hareket edebilir, ancak şifalanma durumunda bireyin bütünlüğüne uyumlanmaları ve daha olumlu içeriklere dönüşümü amaçlanır.

Genellikle bireyin kendi içinde bastırılmış, yadsınmış, yadırganmış, örtülmüş, korkulan, kabul edilmemiş parçalar merkezi şuurun aydınlığından uzaklaşırlar ve bakımsız kaldıkları zaman bozulma, kabuklanma, çürüme veya kararma yapabilirler. Bu parçalar genellikle o an bilinmedikleri için bilinçaltında korku unsurları olarak bulunurlar. Kişi korkularını çözümledikçe Gölge ile Ego bütünleşme yaşar. Bu haliyle kişi bütüncül olarak özdenetim ve özgürlük kazanırken, bütüncül varlığında da verim ve etkinlik artışı olur. Bu da kişinin farkındalığının gelişmesine ve genişlemesine sebep olur.

Geçmiş yaşamlardan olumsuzluk taşımak çok olağan ve doğaldır. Ancak birey Ego eşiğini geçerken bu olumsuzluklar ile yüzleşerek doğru olanı seçmesi kendi bütüncüllüğü ve özkabulü için önemlidir. Genellikle kompleksler kabul edilemeyen kişilik parçalarının korkuyla ilgisiz ve sevgisiz kaldığı yerde serbest kalmasından doğar.

Her korkunun kökeninde bir sebep, inanç veya deneyim bulunmaktadır. Sebebi anlaşıldığı zaman her korku uygun yöntemler kullanılarak rahatlıkla çözülebilir. Ancak korkular ayrıştırılarak çözümlenmediği sürece üzerimizde olumsuz bir etkileri olur. Korktuğumuz ve negatif tutum gösterdiğimiz sürece onları besleriz ve denetim gücümüzü kaybedebiliriz. Bunun sebebi kendi bütüncüllüğümüzü kabullenememekten dolayı ilerleyebilir ve manik depresif, bipolar, major depresyon veya şizofreni gibi durumlar oluşabilir.

Korku doğru ele alındığı zaman sağlık, güvenlik, yaşam, kimlik ve varlığın korunması ile ilgilidir.

Gereksiz korku bazlı duygular kişinin olumlu eylemlere yönelmek yerine pasif kalmasını ya da olumsuz yargılar ve kaderi seçmesine sebep olabilir. Aktif irade kullanmak her zaman öne atılmayı, alışkanlıkların dışına çıkmayı ve bazen de konfor alanından çıkmak için cesaret gerektirir. Aktif iradenin ateşini kullanmak alışkanlık haline geldiği zaman korkular süreç içinde çözünür.

Korkuları çözerken bütüncül hayır doğrultusunda ışığın karanlığa nüfuz edişini; sürece dikkatli gözlem ve aktif katılım göstererek şahit olmamız icab eder. İlahi Işık üzerinden Tanrı’nın huzurunda ve nurundan beslenerek dikkatle gözlem yapmak bilinçaltı ve bilinçdışındaki içeriğin aydınlanmasını ve netlik kazanmasını sağlar. Bu noktadan sonra ışığa taşınan konuyu da yeniden yapılandırarak bundan sonra yapacağımız tercihleri değiştirir ve öne atılmamız gereken yerlerde neler yapabileceğimizi tasarlayabiliriz.

Korkuları işlerken korkudan ayrışıp nötr ve çözümcü bir hal ile gözlemlemek ve korkuya kapılmamak önemlidir. Korku duygusunu elbet bu hal içinde hissederiz ancak bu korkuyu algılamak içindir. Bundan sonra korkuyu tuttuğumuz yerde içine ışıkla işleyerek korku veya kompleksleri dönüştürebilir, şifalandırabilir ve bütünleyebiliriz. Böylece korkulardan özgürleşebiliriz.

Kişinin cesur olmasıyla birlikte kendine güvenmesi de korkulardan özgürleşmek için merkezi bir konumdadır. Cesaret korkuyla yüzleşmek kadar hayatta engelleri aşmak için de önemlidir. Korkulduğu için yapılmayan hareketler çözüm için de gerekli olan hareketler olabilir. Kişinin kendine güvenini kazanabilmesi için olumsuz koşullardan olumlu koşullara geçiş yapması kişiyi olgunlaştırabilen ve sağlamlaştırabilen bir dayanaktır.

Korkuları çözmek için bir çok yol vardır. Trans halindeyken korku içeriği kontrollü bir şekilde uyandırılabilir ve bu korku böylelikle işlenebilir. İmgelem ile mor-eflatun alev ile korkuları ve korkularla ilgili deneyimlerden kareleri yakmak negatif enerji-duygu-düşüncelerin hayırlı karşılıklarına dönüşmesine yardımcı olur. Korkuları temizlerken sonuna kadar gitmek ve tamamen temizlendiğinden emin olmak çok önemlidir. Kalıntı bırakmadan dönüşüm ve şifalanma yapabilmek korkular için önemlidir. Korku genellikle ihtimallerde olduğu için kişinin daha olumlu bir tutumda ısrar etmesi korku yerine sevgi dürtüsüyle hareket etmeyi alışkanlık haline getirmesine yardımcı olur.

Korkudan kaçmak korkuyu yaşamaktır. Korku kendiliğinden kaçma (uzaklaşma-saklanma-uzak durma) veya savaşma (savunma-saldırı-tuzak kurma) reflekslerini tetikler. Gereksizlik veya aşırılık durumlarında korku bulunması bir çok olayın hayırlı gidişatını engeller. Korkuya kapılma halinde kişi refleksleriyle bu hallere geçiş yaptığı zaman bilinçli ve kontrollü davranmayabilir, ancak alışkanlık haline getirdiği davranışları tekrar edebilir.

Korku ve korku kaynaklı duygu-düşünceler dönüştürülürken duruma uygun bir şekilde yerine cesaret, özgürlük, sevgi, merak, sorumluluk, özveri veya benzeri hisler ve hallere yönelinebilir. Ayrıca korkuları temizlemek sezgisel gelişimin de dayanağıdır. Sezgisel gelişim gösterirken korku duygusunun doğrulanması içgüdüsel sezgilerin doğru çalışmasını sağlar.

Korkularla ilgili bir sonraki yazımızda korku çeşitlerini ve şifa yollarını ele alabiliriz.

--

--