Meditasyon Sanatı — Sessizlik

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
Published in
4 min readDec 27, 2017

Hakikatin sesini dinleyenler duyar.

Sessizlik Evliyaların en önemli erdemlerinden biridir. Zihnimiz sessizken de doludur ve daha etkili bir şekilde düşünür. Ayrıca sessizlikte sınırsız sayıda keşif yapabiliriz. Sessizlik ilham için yer açar. Sessizliğe odaklandıkça duyu ötesi yeteneklerimiz açığa çıkar ve manevi-ruhsal algılarımız güçlenir.

Sessizlik ilişkilerimiz içinde de oldukça önemlidir. Karşımızdakine hiç söz hakkı vermeden konuştuğumuz veya konuşmalarını ortada böldüğümüz zaman bu hem bir saygısızlık işaretidir hem de karşımızdakine kendini yalnız hissettirir. Karşımızdaki kişi konuşmasına devam ediyorken ona ne cevap vereceğimizi düşündüğümüz zaman onu gerçekten dinlemiyoruz demektir, bu durumda ilişkilerimizde denge bozulur. Bir kişi konuşurken onun sözünü kesmeden zihnimizde de sessiz kalarak dinlemek ve konuşması bittikten sonra kısa bir sessizlik içinde ne söyleyeceğimizi düşünerek konuşmak hem karşımızdakine saygı ve değer verdiğimizin ölçüsüdür hem de söylediğimiz sözlere değer katar.

Meditasyon’un başlıca anlamlarından biri odaklanmaktır. Formlu veya formsuz bir nesneye yeterince odaklandığımızda zihinsel bir sessizlik de bulunur. Bu sessizliğin içinde odaklandığımız her ne varsa o da bulunur.

Meditasyonlarımızda Tanrı ile buluşuyorsak sessizliği sağlamak ve koruyabilmek çok gereklidir. En nihayetinde İlahi Akıl nasıl düşünüyorsa onunla birleştiğimiz yerde biz de aynı şekilde düşünürüz. Tanrısal içgörünün geldiği zihinsel ortamın nasıl bir ortam olduğu hakkında sizi düşünmeye çağırıyorum. Tanrı ile buluştuğunuz ve birebir diyalog kurduğunuz yer nasıl bir yerdir?

Burası herhalde Nurun en yoğun olduğu ve varlığın ilk meydana geldiği yerdir. Varlığınızın başladığı yer fiziksel bedeniniz değil İlahi bedeninizdir. En nihayetinde bir varlık olarak Öz-Esas Ruh en merkezde ve fiziksel bedeniniz en somut olduğu haliyle en sondadır. Bu ömürdeki kimliğiniz geçicidir ve geçmiş bir çok ömürlerinizle birlikte bu ömürün de sahibi sizsinizdir.

Tanrı her daim varlık merkezinizde bulunan sessiz bir gözlemcidir. İslamiyetteki 99 Güzel İsminden Es-Selam, Eş-Şehid ve Er-Rakib bu yönüne işaret eden isimlerdir. Ancak onu dinlediğimiz ve ona soru yönelttiğimiz zaman bize söyleyecekleri muhakkak vardır. Onu doğru dinlemek ve anlamak da doğru meditasyon yapmakla mümkündür.

Ancak soruların cevaplarını duymak kadar Allah’ın bize sorularımızdan, dualarımızdan ve şikayetlerimizden bağımsız olarak bildirmek ve söylemek istediklerini de algılayıp anlamak önemlidir. Allah ile muhabbetimiz tek yönlü değildir.

Sessizliği sağlamak sanıldığı kadar zor değildir. Çok pratik yöntemler ile zihninizde sessizlik sağlayabilirsiniz.

İzleyici veya dinleyici olduğunuz yerde siz de sessiz olursunuz. Ancak bu sessizliğinize rağmen zihninizin içi düşüncelerle doludur ve bu düşünceler bir bir şuurunuzun gözlemine-izlemine veya duyumsamasına gelirler. İşte tam bu noktada sizin de fark edebileceğiniz üzere bu düşünceler şuura gelmeden önce zihninizde bir devinim olarak kendilerini hissettirir. Bu hissi yakalayarak kesici bir alet (makas, bıçak, kılıç vs.) ile düşünceyi kestiğinizi imgeleyin. Böylelikle düşünceler gelmeden siz sessizlikte kalabilirsiniz.

Bir başka yöntem de müzikte es verir gibi meditasyonunuza sessizlik koymaktır. Klavyede boşluk tuşuna bastığınızda nasıl boşluk koyuyorsa siz de zihninizde sessizlik komutunu kendi şuurunuzla koyabilirsiniz. Böylelikle sessizliği uzatabildiğiniz kadar uzatın.

Gündelik hayatınızda çok konuşuyorsanız düşünceleriniz çok fazla yankı yapmaya başlar. Meditasyon sırasında sessizliği sağlayamıyorsanız bu belki de gereğinden daha fazla konuştuğunuz içindir. Gündelik hayatınızda daha az konuşarak sessizliği sağlayabilirsiniz. Ayrıca konuşma orucu tutmak da önemli bir terbiye kazandırır, bu terbiye sayesinde hem iç seslerimizi ayrıştırabilir hem de Allah’ın ve ruhumuzun sesini duymaya başlayabiliriz, bunun yanı sıra zihnimiz sessiz kaldığı zaman daha etkili ve verimli işler.

Sessizliği sağladığınız zaman da merkezinizi sağlamlaştırın ve odaklanmak istediğiniz şeye odaklanın. Çünkü meditasyon sadece sessizlikten ibaret değildir. Meditasyonda bir nesneye veya varlığa odaklanmanız gerekir. Bu Allah’ın bizzat kendisi, İlahi İsimler/Nitelikler (Esma’ül Hüsna, Shemhamphorash), Melekler, Nur, Koşulsuz Sevgi, Bütünün Hayrı, kişisel muradınız, nefesiniz, çakralarınız, gezegenler ve yıldızlar, arketipler, kavramlar, semboller, olabildiği gibi geçmiş yaşamlarınız, bedeninizin organları, sübtil bedenleriniz, akıl, sezgi, duyular, doğal olaylar ve süreçler de olabilir. Ancak sessizliğin kendisine de meditasyon yapılabilir.

Meditasyonda aktif düşünce de olabilir pasif gözlem de. Ancak İlahi Varlık ile bütünleşme ve odaklanılan nesne/varlığı Tanrı’nın gözünden görebilmek ve aklından düşünebilmek esastır, bu en nihayetinde İlahi Vahdet-Fenafillah-Samadhi-Nirvana olarak tabir edilen haldir. Buraya gelirken haliyle gündelik ve insani düşüncelerden sıyrılır ve İlahi Düşünceye ulaşırız. Bu yolculukta sessizlik ve odaklanma (sessizliği sağlamak ve sessizlikle beraber odağı korumak) önemli bir yer tutar.

Düzenli olarak yaptığımız zaman Meditasyonlar ile geldiğimiz yerde kalıcı olabiliriz. Sakin ve odaklanmış hali gün içinde de koruyabiliriz. Çakralar doğru ve güzel çalıştıkları yerde zihinsel sessizlik olağandır.

Sessizlik bir noktada yerleşir ve sezgisel algılayış için dinleyici-alıcı bir alan içimizde oluşur, bunun yanı sıra başka bir sessiz alan içinde de düşüncelerimiz daima gelişebilir. Zihnimizin sessiz alanları arkaplanda çalışır ve bize ilham/içgörü olarak ürünler ve çözümler sunabilir.

--

--