Sadakat ve Güven

Ars Amatoria — Doğru İlişki — Doğru Cinsellik — Şehvet, Soğukluk ve Zinanın Önlenmesi

Ömer Melih Aksoy
Şifahane
13 min readAug 3, 2017

--

Şehvet ayrılıktan doğan bir olgudur ve fiziksel cinsellik varken ilişkinin bütününde var olan bir birleşme, samimiyet ve tatmin eksikliğidir. Ancak cinsel ihtiyacın bastırılmaması ve ilişkilerimizde kutsal değerler gözeterek aşk ve sevgi ile tatmin edilmesinin sağlık kazanımları vardır, bu yönüyle yaşanan bir cinsellik günah olamaz.

Cinsel ihtiyaç bastırıldığı zaman insan kendi içinde yabancılaşma yaşar ve tatmin eksikliği özgüven problemleri üzerinden ilişkilerimize bütüncül olarak yansır. Cinsel enerji bütün bedenimizi ve aklımızı besleyebilen, yapılandıran ve geliştirebilen bir enerjidir. Bunun doğasını anlamak hem kendimiz hem de sevgililerimiz-eşlerimiz hem de toplum için çok hayırlıdır.

Ancak sadakat sadece cinsellikle ilgili değildir. Sadakat bir ilişkinin harcında çok önemlidir ancak bu harcın içinde sadakati tutan başka malzemeler de vardır, cinselliğin yanı sıra yaşanan deneyimin güzelliği. Eşlerin birbirlerine ve umuma açık tavır, hal, görünüm, davranış ve alışkanlıklarına özverisi de sadakati sağlar.

Ancak bir kişiyi aldatmaya götüren önemli sebeplerden biri eşiyle birlikteyken cinsel olarak takdir edilmemesi veya kabul görmemesi , reddedilmesi, ötelenmesi de olabilir. Böyle bir durumda kişi kendini daha çok isteyen ve kabul eden biriyle birlikte olmaya eğilir.

Cinsellik kesinlikle girift manipülasyon taktiklerinin uygulanmaması gereken bir yerdir, bir eş eşini yatak muhabbeti, cinsel kabul-tatmin üzerinden ödüllendirme veya cezalandırma yoluna gittiğinde evlilik/sevgililik ilişkisi manipülasyondan dolayı sevgi, saygı ve samimiyet gibi değerleri kaybettiği için ilişkinin harcı çürümeye başlar ve başka kişiler ilişkiye dahil olabilir.

Cinsellik ihtiyaca dayalı olarak anlaşılıp karşılıklı ve birleşik menfaat olarak algılanmalıdır. İhtiyaçlarımızı karşıladığımızda alınan haz tatminin sinyalini verir, karşılamadığımız zaman da acı veya stres bizi ihtiyacı karşılamaya çağırır. Bu bütüncül sağlığımızın devamlılığını sağlayan dinamikte vardır. Hiçbir eş öbürünün evcil hayvanı veya eşyası değildir, bu yüzden

1) Bir eş eşi istediğini yaptığı için cinsel açıdan kabul ve tatmin ile ödüllendirip, istediğini yapmadığında soğuk davrandığı

2) Bir eş kendi yalnızlığına kapılıp öbürünün cinsellik de dahil eşyalarına karşı takipsiz, isteksiz, kayıtsız ve kabulsüz olduğu durumlarda ilişki evlilik / sevgililiğin temel bağlamlarından, koşullarından ve değerlerinden çok uzaklaşır ve bu da ihanete, entrikaya veya ayrılığa davetiye çıkarır.

Ancak bir eş-sevgili içsel problemlerinden dolayı da sadık kalamayabilir. Bu tür problemler arasında içeride sevgiye aç ve tatmin olmayan parçaların bulunması, sevgiyi alamama/verememe, eş-sevgili ile empati yapmama, heyecan arayışı, cinselliği sadece bedensel bir konu olarak görme, derin bağlar kuramama ve kutsal değerlere saygı/hürmet duymama olabilir. Bunun yanı sıra kişi geçmiş yaşamlarından veya genetik olarak çok eşlilik kalıbına sahip olabilir, örneğin geçmiş yaşamlarında birden çok eşle evlilik yaşaması kişinin içinde çok eşli olmasına ve tek bir eşle yetinmemesine sebep olabilir.

Ayrıca dışsal faktörler de çiftler arasındaki sadakati ve muhabbeti bozabilir. Gelini veya damadı beğenmeyen ailelerin evliliklerin, sadakatin ve muhabbetin bozulması için büyü yoluna başvurması gibi durumlarla zaman zaman karşılaşabiliyoruz. Bunun yanı sıra eşlerin-sevgililerin daha önce birlikte olduğu kişiler ve yakınları da mevcut ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen türden hareketlerde bulunabiliyorlar. Aynı şekilde eş-sevgili çiftlerden birine ilgi duyan bir başkası da ilgiyi kendisine çekecek türden bir bağlama büyüsü ve çift arasındaki ilişkiyi-muhabbeti-sadakati bozacak türden bir büyü yapabilir/yaptırabilir. Evliliğinizde veya ilişkinizde ani bir soğuma hissettiğiniz, ne yapsanız fayda etmemesi, sebepsiz kavga etme isteği, kusurların çok fazla göze batması, birbirinize çekiminizin azalması, eşinizin-sevgilinizin ya da kendinizin başka kişilere ilgi duymaya başlaması veya sebepsiz tartışmalar içine girmeniz durumlarında ilişkinizi etkileyen büyülerin ve olumsuz varlıkların bulunması oldukça muhtemeldir.

Evliyken eşine sadık kalmayan kişi hem eşini hem de birlikte olduğu kişiyi sürünceme altına sokar. Eğer evlilikten doğan ve duygu-karakter-irade açısından olgunlaşmamış reşit olmayan çocuklar varsa bu durumdan oldukça olumsuz etkilenirler. Zihinsel gelişiminde önemli yol kat etmiş olan ergen çocuklar bile boşanmalardan çok kötü etkilenirler ve çoğunlukla sallantılı ergenliklerde boşanma stresi ergen psikolojisini tümden kırabilir. Anne ve babalarına saygılarını tümden yitirebilirler ve kendi anne-baba figürleri kırıldıkları için ileride yaşayacakları sevgililik ve evlilik ilişkilerinde problem yaşarlar ve kalıcı bağlar kuramayabilirler. Farkında olmadan anne ve babalarının olumsuz huylarını sergileyebilirler, ilişkilerinde güven eksikliği, verdiği sözü tutmama/tutamama ve aldatma eğilimleri olabilir veya kendilerini aldatabilecek eşler-sevgililer seçebilirler.

Kendimizden gizli veya açık bir şekilde memnun olmamak da bir ilişkinin yıkılmasına ve bitmesine sebep olabilir. Ruh ve Ego arasında kendi içinde samimiyet kuramadığınız zaman ve kişiliğiniz içinde bölünmeler varken haliyle bu hem sağlıklı düşünmenizi engelleyebilir ve hislerinizde illüzyonlara kapılmanıza sebep olabilir.

Koşulsuz sevgi her ilişkinin harcını sağlamlaştıran bir durumdur ancak bir ilişki tamamen koşulsuz sevgiden oluşmaz. Evliliklerde de sevgi tamamen koşulsuz değildir, ömür boyu beraber olacak iki insanın ihtiyaçlar, istekler ve beklentiler üzerinde karşılıklı anlaşması gerekir. Ayrıca tek taraflı koşulsuz sevgi sağlıksız evliliklere de sebep olabilir. Sevginin, sadakatin, emeğin ve fedakarlığın hor görülmesi durumunda uzaklaşma, soğuma ve sadakatsizlik meydana gelebilir.

Evlilik ve aşk ilişkilerinde cinsellik önemli bir boyuttur ve önemli bir yer tutar. Kişiler bedenini sadece eşi veya sevgilisi ile paylaşma yönünde birbirlerine söz verirler. Ancak yataktayken çiftlerin birbirine karşı samimiyetsiz olması durumunda sadakatsizlik meydana gelebilir. Sadakatin sağlanması için cinsel paylaşıma özen gösterilmeli ve her boyutunda tatmin yaşanmalı ve yaşatılmalıdır. Tatmin yönünden eksiklik olduğu zaman sadakatsizlik ortaya çıkabilir. Cinsellik bir sevgi ve aşk eylemi olarak görülmeli ve doluluğuyla yaşanmalıdır. Cinsel birleşme sırasında iki birey de hem sevmeli hem de sevilmelidir ve bunda bir denge bulunmalıdır.

Genellikle kıskançlık duygusunu bir ilişkide en çok vurgulayan kişi aldatmaya en çok meyilli olandır. Bu eğilim kendi içinde olduğu için sürekli iç Dünyasından dışarı bakarken bunu görür ancak kendinde bu durumu kabul etmediği ve işlemediği zaman bu ilişkiye olumsuz yansıma yapar. Kendi kusurunu partnerine yansıtarak kendini zan altında bırakmaktan kaçınır ancak özgüvensizlik ve tatminsizlik kişiyi başkalarına iter. “Acaba beni başkasıyla aldatıyor mu?” düşüncesi de duygusal olarak olgunlaşmamış ve partnerini kısıtlayan aşırı sahiplenici bir kişinin dürüstlük-samimiyet zemini tam olmamış ilişkilerde kişiyi karşı taraf ona son derece sadık olsa bile gizli kuruntular üzerinden sadakatin bozulmasına sebep olabilir. Kendi özgüvensizliğini partnerine-eşine aşırı derece yansıtan bireylerin sadık kalması zor olur. Sadakat konusunda en iyi önlemlerden biri cinselliğin doğrularını öğrenmek ve cinsel ilişkinin kalitesini yükseltmektir. Bu bireylerin psikolojik olarak hem kendilerinden hem de birbirlerinden tatmin olmasını sağlar.

Evli çiftler ve sevgililer ilişkilerinin ilk dönemlerinden itibaren birbirlerine cinsel olarak soğuyabilirler. Bu olağanlaşmış bir durum olsa da aslında normal ve doğal değildir. Eşten cinsel olarak soğumanın en önemli sebebi aradaki manevi bağdır. Cinsellik çıplak bir şekilde yapılır ve sembolik olarak bu çıplaklık hem sevgililer hem de evli çiftler arasında manevi boyutlara da taşınmalıdır. Göz, el ve gönüllerin teması özellikle bağların yenilenerek taze kalması için önemlidir. Bu temaslar çiftin birbirini onaylaması ve her seferinde derinine nüfuz edebilmesi için önemlidir.

İlişkinin içinde saygı, sevgi ve güzelliğin devam etmesi önemlidir. Birisini eşinden soğutan en önemli sebeplerden biri eşinin kendine hem fiziksel hem de manevi açılardan bakmamasıdır. Bu iğreti bir görünüme ve olumsuz olayların cereyan etmesine sebep olur. Hem maddi hem de manevi açıdan güzel olma çabasını bırakmak ve güzel deneyimler yaşama yönünde emek ve özveri göstermemek de sevginin sönmesine ve ilişkinin kurumasına sebep olur. Bunlar ilişkinin harcının önemli bir malzemesi olarak görülebilir ve sağlam tutulduğu sürece ilişkiler kalıcı olur.

Sadakat bize ilişkilerde güven oluşturmamızı ve korkuyu sağlam bir şekilde yenerek karakterimizi geliştirmemizi ve partnerimizle beraber büyümemizi sağlar. Sadakat bu yönüyle bize değer katan ve hem kişiliğimizi hem de ruhumuzu olgunlaştıran bir konudur. Kendimizi bu şekilde geliştirdiğimiz zaman haliyle hem kendimize özgüvenimiz olur hem de güven ve sevgi ortamı içinde ayrı bir tatmin, doluluk ve derinlik yaşarız. İlişkilerde güvenin oluşmaması haliyle çiftlerin sürekli birbirini test etmesine ve kuruntulara kapılmasına sebep olur, bu durumda korku, özgüvensizlik ve tedirginlik sürekli bizi denetleyemediğimiz veya anlaşma dışı olayların olmasına sebep olabilir.

Böyle bir haldeyken bir ilişkinin üretken, yaratıcı, derin, manevi ve ruhsal yönlerini keşfetme ve yaşama imkanından mahrum kalırız. Bu derinliği yakalayabilmemiz için ilişkilerin içindeki temel ve esas değerleri iyi oturtmamız her şeyden önce gereklidir.

Güven oluştururken toplumsal normlardan daha da önemli olan bireylerin birbirlerine verdikleri sözleri tutmasıdır. Toplumsal normlar ilişkilerin genel sağlığına bakarsanız çok da yerinde ve doğru değildir, bu yüzden her birey ilişki içinde hem kendi hemde partnerinin ihtiyaç ve fıtratını gözeterek ilişkinin kurallarını koymalıdır. Sözünüzde durmak ve eylemlerinizin düşüncenizi doğru bir şekilde göstermesi güven oluştururken önemli olandır. Öz, söz, duygu, düşünce, eylemler arasında tutarlılık yokken bir ilişkinin derinleşmesi ve tatmin edici olması olanak dışı hale gelir. Doğru bir ilişki yaşanmadığı zaman bir ilişkinin yaşama anlamı da ortadan kaybolur.

Evlilik ve sevgililik ilişkilerinin merkezi temelleri üzerine önceki Ars Amatoria yazı dizisinde yer vermiştik. Bu temel sağlam ve güzel değerler üzerine kurulmadığı zaman ilişkilerin içinde bir çok çıkar çatışması, karışıklık, çözümsüz problemler kalabilir. Romantik ilişkilerin önemli özelliklerinden biri herşeye ek olarak ilişki samimiyetinin çıplaklık ve cinsellik boyutunun olmasıdır. Bu haliyle eş-partnere bir ebeveyn, evlat, dost, kardeş veya arkadaş gibi davranamayız ancak ilişkimizin bu yönleri de olabilir.

Bedensel samimiyet burada mesafenin eriyip gittiği bir ilişkiye bizi sokar. Bu samimiyet seviyesinde de kendimiz ile aramız nasılsa, karşı tarafla da aramız öyle olabilmektedir. Kendimizle ne kadar samimiyiz, kendimize ne kadar dürüstüz, bütün bunlar romantik ilişkilerde karşı tarafla olan ilişkimizi koşullandırır ve yansımalar yapar. Bu açıdan romantik ilişkiler bir bakıma kendimizle olan ilişkimize ölçü olabilmektedir. Partnerinize yalan söylediğiniz zaman buna karşılık kendinizi inandırdığınız bir yalanınız da iç Dünyanızda bulunabilir. Partnerinizin saygısını yitirmeniz kendinize saygınızı yitirmenize sebep olabilir. Ancak bu ölçü özellikle değerlerde denge kurulan, denk kişiler arasında daha olumlu ve net görülebilir.

İlişkilere geri dönersek ilişkilerin ruhsal boyutunda kendimizle olan samimiyetimiz partnerimizle olan samimiyetimizi de koşullandırır. Kendini tanıyan birisi partnerini de daha iyi tanıyabilir. Kendini tanıyan birisi tekbaşına yaşam deneyiminde derinleşirken, ilişkilerinde de derinlik kazanır. Haliyle bunlar ilişkiyi son derece koşullandırır. İçsel Kadın-Anima ve İçsel-Erkek Animus arasındaki ilişki de bir evlilik olabildiği kadar, tam bir karışma olan boyutları da vardır. İçsel ilişkimizde hem birliği, hem ayrılığı, hem birlikteliği hem de çoğulluğu yaşarız. Esas Ruhun cinsiyeti yoktur ama bütünlüğümüzün içeriğinde her cinsiyeti ve muhtemel cinsel tercihleri yaşadığımız boyutlar ve kişilikler vardır. Ruhun içeriğinde özne dışındaki insanlar da ruhun bir parçası olarak görülüp algılanabilirler. Bu ruhun açık sınırlarından kaynaklıdır ve toplumsal ruhun bütünlüğündendir. İçsel Samimiyet başlıklı yazımızda bu konuyu daha detaylarıyla işleyebiliriz.

Bu durumda cinsel içerikli ilişkiler ve kadim dostluklar ruhsal sınırların birbirine açılabildiği ve bireylerin birbirine harmanlanabildiği ilişkilerdir. Burada ruhsal bir doğaya sahip ancak cinselliğe benzeyen üretken ve dönüştürücü bir ilişki mevcut bulunur. Bu ilişkilerden çocuklar doğabildiği kadar, fikir-sanat eserleri de ortaya çıkabilir. Dolan bir insan taştığında üretken hale gelir. Burada ruh ilişki içindeyken sadece alışverişte bulunmaz ayrıca yaratıcı ve çoğaltıcı bir güce de sahiptir. Ancak ruhun miktarı ve nicel ölçütleri yerine hali ve yaşam içinde nitelikleri vardır. Ancak özden kopuş hayat seviyesinin azalmasıyla ruhun da sönmesine ve ebediyet ekseninde ölmesine-kaybolmasına-yokolmasına sebep olabilir.

Doğru Cinsellik ve Tatmin

Kadının da erkeğin de cinselliği suç olarak görmesi, baskılaması, yadırgaması cinselliğin de doğal güzelliğinden ve sevgiden uzak yaşanmasına sebep olabilir. Bu da bireylerin eş ve sevgililerinden başka kucak aramalarına sebep olur, ancak problem doğru yaşamamaktadır. Cinsellik üzerine bu kadar toplumsal ve bireysel basınç uygulandığı zaman haliyle problemlerin köküne inmek ve çözmek yerine sağduyusuz hareketler sergilenebilir. Cinselliğin baskılanması da hem ilişki içinde hem de ruhsal bütünlüğümüz içinde samimiyet eksikliğine sebep olursa bunun da sonucunda bir şehvet olağan hale gelir ve özden kopuş olur.

Çiftler birbirleri ile hem ilişki genelinde hem de cinsellik içinde de manevi olarak ilişki kurmayı öğrenmelidir. Bunun için hem bedeni hem de maneviyatı tanımak gerekir. Cinsellik sırasında ise enerji ve farkındalık yükseltmek çok doğaldır çünkü hayat kaynağına yakınlaşma vardır. Bundan doğru bir şekilde beslenmek sadece cinsel eyleme odaklanmak hayırsızdır, aynı zamanda gün içinde yaptığınız uğraşlar ve kişisel gelişiminizle de ilgilenmeniz gerekir. Çakraların içine zihinsel bir tesisat yerleştirmeden veya olan tesisatı onarmadan cinsellik ile enerjiyi yükseltmek ancak kusurları daha baskın hale getirir. Güzel niyetlerle ve sevgiyle, doğru bir cinsel yaşam elbette besleyici, geliştirici, ilham verici ve farkındalık arttırıcı olduğu kadar bu ilişkinin içinde aşk ve tutku ateşinin de sönmemesini sağlar. Unutmamak gerekir, birbiriyle cinsel ilişkiye girmeyi gerçekten arzulamaya devam eden bir çift birbirini aldatmaz ve daha kolay sadık kalır. Bu arzunun kalıcı olması da cinsel birlikteliğin güzel ve tatmin edici olmasına dayanır.

Aşk ve arzu ateşinin sönmesiyle ilgili olarak en temel durum ejakülasyonun orgazm olduğuna dair yanılgıdır. Çoğu erkek boşalmaktan ötürü cinsel yaşamının içine sevgi ve farkındalık katamaz. Bu cinsel soğumanın da önemli bir sebebidir. Aslında enerji kaybı orgazm değildir, sadece savurganlıktır. Orgazm harmanlanmış cinsel enerjinin vücuda, organlara, zihine, çakralara ve ruha dolması ve salınarak taşmasıyla meydana gelen bir durumdur. Orgazm hususunda enerjetik, zihinsel ve duygusal açıdan üretkenlik ve çoğalma vardır, bu ruha da olumlu yansır. Sanrılar her zaman kısır döngüler oluşturur. Çoğu erkek boşalmamaktan korkar çünkü kasık ağrısı çeker, ancak bu alt taban bölgede bulunan kaslara sıkışmış olan duygusal, ailevi ve özellikle cinsellikle ilgili travmalar, yükler ve çeşitli blokajlardan dolayı oluşur. Bu blokajlar uzun süren cinsellikte yaşanan bölgesel orgazmlar sayesinde ve enerji-manevi-karmik şifa çalışmaları ile çözülebilir ve kasık ağrısı bir problem olmaktan çıkar. Ancak bu ağrıyı çekmemek için boşalarak enerji kaybeden bir erkek zira hiç tatmin olamaz ancak tatmin olduğunu sanır.

Böyle bir tatminsizlik sanrısı içinde tüketici bir kısır döngü içine girer ve bir noktadan sonra problemi eşinde-partnerinde sanarak başka kişilere gidebilir, ancak çoğu zaman boşaldıktan sonra yorgun düştüğü için sırtını dönerek uyur ve eşini samimiyet ihtiyacı duyduğu savunmasız bir anda yalnız bırakır. Bu da haliyle bir sonraki sevişmelerde katlanarak artan bir mesafe oluşturur.

Ancak çoğu kadın erkek içine girdiğinden itibaren onun varlığını içinde bedeninin bir parçası gibi hissetmeye başlar. Erkek de kadının içinde olduğunun bilincinde olmalıdır. Bu yüzden erkek kadının, kadın da erkeğin içine girerek erkeğinin gönlünü fethetmeyi bilmelidir, bu homoseksüel ilişkiler için de geçerlidir. Erkek de cinsel enerjisini koruduğu zaman partneri eğer içine akarsa onu içinde hissedebilir. Böyle bir durumda ilişki de içinde yaşanan cinsellik de çok daha tatmin edici olmaktadır. Düşünün ki ruhunuz ve maneviyatınız bütünüyle fizik bedeninize yansıyor, bu yönden bir ilişkinin manevi ve ruhsal boyutu tatmin olmadan fiziksel tatmini de tam olarak yaşayamazsınız. Bu açıdan ilişkiler bütünüyle ve derinliği ile doldurulmalı, bütünün içinde her bir parçasına özen gösterilmelidir.

Cinsel sevginin bariz bir birleşim ve aşkınlık deneyimi vardır. Boşuna Cennet Merdivenleri olarak tasvir edilmez. Poligami veya başka birisine ihtiyaç duyma bu durumda ortadan kalkar. Çünkü eşinizi-partnerinizi içine girerek bilmek, onun ihtiyaçlarını, isteklerini, koşullarını ve beklentilerini de anlayabilmenizi sağlar. Eşten başkasıyla bedensel olarak birlikte olmak bedendeki enerji ve manevi iletişim bağlarını çoğaltır ve bundan eşler psişik olarak haberdar olur.

Erkekte cinsellik sırasında sperm içeriğindeki enerjiler süblimleştirilerek prostat dokusundan emilip vücudu besleyebilir. Bunun için bu bölgedeki kasların çalıştırılması, zaman zaman dışarı çıkıp bölgedeki kaslar rahat bırakılarak ve Vajroli Mudra ile enerji yukarı pompalanarak kasık bölgesinde yoğunluğun azaltılması ile boşalma önlenebilir ve cinsel süre uzatılabilir. Kadının da erkeğin de suyu yaklaşık 45 dakikada ısınır ve bu eşikten sonrası iki cinsiyet için de uzun-kısa, vadi-tepe, bütüncül, yerel ve kozmik orgazmlarla dolu multi-orgazmik cinsel deneyim başlar. Cinsel ihtiyaç böyle bir tatminden sonra oldukça azalır. Mikrokozmik Yörünge ile çiftin enerjilerinin sevgiyle harmanlanması da cinsel eylemin içini doldurur.

Cinsellik bu halinde yaşandığı zaman cinsel poligami ancak çok ender olarak istenen bir durum olur, böyle bir kişinin de artık doğasında veya genetiğinde poligami vardır ve böyle yaşaması gerekir, ancak bunun sebebi geçmiş yaşamlarından kaynaklı olabilir veya kişinin bağ kurması gereken başka ruh eşleri olabilir.

Özellikle cinsel tantra bilgisine vakıf birisinin tek bir eşe bağlı kalmadan, özgür bir şekilde cinselliğini bir çok bireyle paylaşarak, cinselliğin ruhsal boyutuna dair irfanı bir çok kişiyle paylaşması ve birlikte olduğu insanları şifalandırması aslında lazımdır. Cinselliğin bu yönü ancak pratik edilerek öğrenilebilir. Bilen birisinin bilmeyene aktarması, bilmeyen iki kişinin risk alıp yanlış alışkanlıklar geliştirmesinden daha iyidir. Bu yönden cinselliği katı duygusal bağlarla koşullandırmamak ancak ilişkilerini güzel niyetler ile samimiyet ve içtenlikle yaşamak, böylece irfanı yaymak önemlidir. Ruhsal iffet kısa ilişkilerde de korunabilir.

Şehvet ile ilişkiye girmek insana ve sevgiye değer vermemek ve hayvansal doğayı denetlememek olduğu için günah sayılır. Şehvet enerji ve şuuru hayvansal doğaya veya bireysel ego seviyesine indirir. Şehvetin tatmini yoktur sadece tatmin edilene kadar bitmeyen bir isteği vardır, bunun sebebi de samimiyetsizlikten kaynaklı olarak bütüncül dolgunluk ve derinliğin olmamasıdır. Şehvet sadece yatakta olup biten bir mesele değildir, cinsel ilişkinin nasıl yaşandığı kadar ilişkinin bütünüyle nasıl yaşandığı da çok önemlidir.

Aslında erkek için boşalmak şehvetten kaynaklıdır ve boşalmaya devam etmek şehveti daimi hale getirir. Erkek için bu boşalmanın bırakılması, cinsel ilişkiyi sevgiyle doldurması ve ilişkinin geri kalanında da sevginin gerçekleşmesi ile bir temele oturabilir. Kadın için şehvet cinselliği erkek için bir ödül-ceza sistemi haline getirmesi onun ihtiyaç, emek ve sevgisini önemsemek yerine ilişki içinde bir ticaret oluşturarak sıklıkla gözükür. Kadınlardaki şehvet genel olarak cinselliği erkeklere istediklerini yaptırmak ve manipüle etmek için kullandıkları zaman ortaya çıkan soğukluk ve mesafeden doğar. Bu çift için cinselliği hayvansal veya egosal bir mesele haline getirir ve sevginin sıcaklığını tamamen ilişkiden dışarı atar. Erkek de kadın da aptal yerine konulduğu zaman sadık ve samimi olmak istemez, ilişkiden emek ve fedakarlığı çekmek ister. Bu da her ne kadar başta çok dolu ve yoğun başlasalar da aşktan yoksun ilişkilere, bayağılaşmış hayatlara ve sıkılgan çiftlere sebep olur.

Kadın da erkek de hem cinsiyetlerinin hem de birlikte olmanın doğasını kaliteli orgazmlar ile yaşarlar ve bu bir çok durumda kişilerin özgüvenini sağlaması için yeterlidir. Cinsel özgüven gittiği zaman çiftler arası diplomasinin içine her türlü dırdır, alay, çemkirme, şikayet, manipülasyon, kötü söz, hakaret girebilir.

Bitirirken

Bir ilişkiyi başlatan unsurlar kadar devam ettiren ve sonlandıran unsurlar ve eksenleri de iyi gözetmemiz gerekir. Bir ilişkinin güzel deneyimler yaşandıktan sonra bütün hesaplar kapatılarak ve anlaşarak bitirilmesi mümkündür ve en hayırlı olandır. Her ilişkinin bir muradı vardır ve bu murat tamamlandıktan sonra ilişki bitirilebilir. Çoğumuzun bir çok ruh eşi vardır ve bu karmik bağların içeriğini temizlemek için veya dharma bağlarımız varsa muradımızı gerçekleştirmek ve aydınlanmak için başka insanlarla da ilişkiye girmemiz gerekir.

Ancak bozulmaya başlayan ve sağlığını kaybeden bir ilişkide de çiftler birbirine karşı kırıcı olmaya başlamadan önce davranarak güvenli bir iniş yapabilirler. Bu iniş yaparken anlayışlı ve özverili olmak önemlidir. Kazanamayacağınız savaşlar vermenize gerek yoktur. Değişmek zorunda olduğu halde değişmeyen birisinin değişmesini sağlayacak şey de yalnız bırakılmasıdır. Kimse kimsenin aşırı nazını ve kahrını çekmemelidir. İlişkiler birbirimizi kahretmek için değil, sevgiyle birlikte olmak ve güzel deneyimler yaşamak, birlikte ihtiyaçlarımızı karşılamak ve olgunlaşmamız için de yaşanabilir. Üretemeyen, sıkılan, tatmin olmayan bir çiftin yolları sağlıklı bir şekilde ayırması olayların ve kişilerin çirkinleşmemesi için önemlidir. Herkes duygusal açıdan özgür olmalıdır ve kimse ayrılıkların sonucunda yıkılmaz, kendisi yıkık olduğu için yıkılır. Doğamızda sağlamlık ve güzellik de vardır ancak tercih edilip itina gösterildiğinde bu yönlerimiz açığa çıkar, ilişkilerin de temel imtihanı budur.

Sevgiyi ve emeği hiçe sayarak manipüle etmek, insanı bir nesne-hayvan-köle olarak görmek ve insandışı muamele yapmak bir ilişkide cinselliği şehvete, ilişkiyi de işkenceye veya rehin almaya indirger. Böyle bir durumda sadakat ve dürüstlük korunamaz ve ilişkinin suistimale dönüşmemesi için bitirmek gerekir. Yoksa hesaplaşılamayan çok şey ortada birikebilir. Saf niyetler ve duygularla ilişkiyi yaşamak isteyen birisi adaletsizlik, sadakatsizlik, yalan, gizli ve art niyetlerin kurbanı olmaktan kaçınmalı ve gerekirse ayrılmalıdır. Günahıyla olgunlukla yüzleşemeyen ve kusurunu kabul edip düzeltme yoluna gitmeyen birisinde ikisi de devam eder.

Verilen sözlerin tutulması da çok önemlidir. Bir kaç kez sözünde durmayan bir eş ilişki boyunca yalancı olarak anlaşılabilir ve bu genel bir güvensizlik uzaklaşma sebebidir.

Sevgiyle dengede buluşulmayan bir ilişkide kaçaklar oluşur. Tatmin sevgiden doğar ve problemlerin çözümüyle oturur.

İlişkiler elbette sağlıklı bir şekilde sonlandırılabilir ama aşırı duyguların olduğu bir ilişkide aldatma bir çıkış yolu olarak görülür ve gurur üzerinden stresli ama zoraki bir ayrılığa çifti götürebilir. Ayrılırken de sevgilinizin veya eşinizin psikolojik akıbetini gözetmeniz gerekir. Hesapların sevgiyle ve dürüstlükle kapatılması hem ilişkinin geri dönüşlerinin sağlıklı olması hem de ruhunuzun rahatlaması için önemlidir.

Zamanla sağlam bir şekilde oluşmuş bir güven varken aldatmayı bir ayrılık aracı olarak görmek karşı taraf için yolculuk ettiği uçağın aniden çakılmasına sebep olabilir. Siz bu arada ne kadar psikolojik işkence veya tahribat görseniz de, şiddete şiddetle karşılık vermeniz durumunda karşınızdaki kötüyken daha da kötü olabilir. Karşı taraf anlayışsızsa ve bir kaç kere ayrılma isteğinize karşı iyice çengel veya kanca koyuyorsa, sebeplerinizi açıkça belirtip sadece ilişkiyi bitirmeniz daha uygundur. Sebebi söylemeden bir ilişkiyi bitirmek de karşı taraf için büyük bir haksızlık, hazımsızlık ve boşluk oluşturabilir.

--

--