wrangler
signumX
Published in
3 min readJan 29, 2019

--

Tanzimat sonrası Türk modernleşmesi ve Mithat Paşa

Osmanlı toplumunda modernleşme çabası, toplumun kendi devinimiyle değil, devletin ve belirli seçkin kişilerin yöntem ve uygulamalarıyla ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılda Osmanlı toplumunun Tanzimat sonrası yeniden inşasında modern hareketlere öncülük edenler, günümüzde ‘yapısal reform’ denilebilecek eğitimin çağdaşlaşması, sağlam temelli bir hukuk düzeni, ordunun yeniden inşası gibi konulara ağırlık vermişlerdir. Ancak değişen dünyada, halkın, sosyal, siyasi ve iktisadi değişime verdiği tepki gözardı edilmiştir. Tanzimat ile yapılması kararlaştırılan düzenlemeler toplumsal ve siyasal yapıdaki değişimi içermemektedir. Mithat Paşa’nın önemi ise burada karşımıza çıkar.

1822'de İstanbul’da doğan, asıl adı Ahmet Şefik olan, genç yaşta girdiği Divan-ı Hümayun’da gösterdiği başarısı ile kendisine “Mithat” (övülen, methedilen) ünvanı verilen Mithat Paşa, çok yönlü bir kişilik ve devlet adamıdır. Kendi kendine Fransızca’yı öğrenmiş, müfettişlik, Niş, Tuna, Bağdat, Selanik, Suriye, İzmir valiliği, Adalet Nazırlığı ve Sadrazamlık yapmıştır. 19. yüzyıl Avrupası’nda değişen dünyanın farkındaki pek çok kişi gibi, liberal ve laik eğilimlere sahiptir.

Osmanlı’nın her alanda Batı karşısında gerileyişinin ve endüstriyel gelişmelere adapte olamamasının sebepleri nedir sorusuna Tanzimat kadrolarının bulduğu cevap devlet düzeninin bozulması ve askeri yetersizlik gibi üstü kapalı sebepler idi. Çözüm olarak somut adımlar atılsa da, sosyal ve iktisadi dinamiklere dokunamadığından yeterli olmadı. Bu ortamda, Mithat Paşa, değişim ve ilerlemeyi başı ve sonu olan doğrusal bir sürece yaymayı hedefledi. Ona göre Osmanlı toplumunda modernleşmenin süreklilik kazanması ve kendi kendini besleyen bir süreç haline gelmesi için yapılacak ilk iş, iktisadi düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler devletçi regülasyondan ziyade dönemlik iktisat politikası olarak düşünülebilir. Kentleşme, sanayileşme, bireyleşme, laikleşme gibi modernliğin diğer unsurlarını etikleyebilecek en temel faktör ekonomidir.

Mithat Paşa’nın bu amaçla uyguladığı en belirgin çabası, yerel olarak ortak ekilen alanların gelirinin toplandığı Köy Fonları sonrası bunun kurumsallaştırıldığı Ziraat Bankası’dır. İktisadi kalkınmada bir başka önemli konu, yatırımlar için gerekli sermaye birikiminin oluşturulmasıdır. Mithat Paşa bu amaçla Menafi Sandıkları ile Emniyet Sandığı’nı kurdurmuştur. Ayrıca Bağdat Valisi iken, kenti Batılı bir görüntüye kavuşturma yönünde ciddi altyapı işlerine girişmiştir. Kaldırımlar ve sokak ışıkları ve halka açık bir parklar ile kent kısa sürede yeni bir çehre kazanmıştır.

Mithat Paşa’nın siyasi alandaki etkinliği de son derece önemlidir. Zihinlerde meşrutiyet düşüncesinin yaygınlaştırılmasında önemli bir rol üstlenmiş, 1876 Anayasası’nın ilanı onun gayretleri sonucunda gerçekleşmiştir

Ayrıca Mithat Paşa, modernleşme anlayışı olarak Genç Türklerden ayrılmaktadır. Genç Türklerde ayrışma yaratan isimlerden, daha sonraları Adem-i Merkeziyet ve Teşebbüs-i Şahsi Cemiyeti kurucusu olan Prens Sabahattin, toplumun dinamiklerinden ve sosyolojik her türlü unsurdan soyutlamış mekanik ve tek yönlü rasyonel/modern toplum fikrinin Osmanlı toplumuna uymayacağının farkına varamamıştır. Yine bu kadrolar, modernleşmeyi devlet eliyle ve projeler kanalıyla gerçekleştirmeyi hedeflerken, Mithat Paşa modernleşmede devlete sınırlı ve dolaylı bir rol biçmiş ve onu aktörü toplum olan bir değişim süreci haline sokmak istemiştir.

Türkiye, bu yüzyıl içinde, zaten asrın büyük hadisesi olan sanayi inkılabına ayak uyduramamakla düştüğü iktisadi gerilik ve yarı sömürgelik durumundan başka, askeri ve siyasi alanlarda da bir gölge ülke haline gelerek, sönecek, parçalanacaktı. İşte Mithat Paşa, bu gidişi en iyi gören insandı. Evet, böyle bir şahsiyetlilik, cesaret ve sorumluluk örneği zor rastlanır olduğu olmadığı gibi,her milletin tarihinde de pek yoktur. Fakat demokrasilerde dahil oldukları halde rejimlerin ve bu rejimlere kader bağlamış olan milletlerin, böyle şahsiyet sahiplerine ve karakter misallerine, elbette ki ve daima ihtiyacı vardır.

Kaynakça:

i. Ecevit, Bülent (1990), Mithat Paşa ve Türk Ekonomisinin Tarihsel Süreci, DSP Yayınları, İstanbul.

ii. Aydemir, Şevket Süreyya (1970), Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver Paşa Cilt I, Remzi Kitabevi, İstanbul.

iii. Akşin, Sina (1997), Siyasal Tarih (1789–1908), Türkiye Tarihi Cilt 3: Osmanlı Devleti 1600–1908, Cem Yayınevi, İstanbul.

--

--