Blockchain” Projeleri Özelinde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na İlişkin Hukuki Değerlendirmeler

Elçin Karatay
Solak&Partners
Published in
19 min readApr 1, 2019

--

ÖZET

Blockchain” teknolojisi kullanılarak geliştirilen projeler her geçen gün artmakta ve merkezi bir otorite olmaksızın kişiler arasında elektronik veri aktarımının gerçekleştirilebildiği ve doğrulanabildiği güven sistemlerinin gelişimi sağlanarak birçok sektörde daha önce görülmemiş çözümler ortaya konmaktadır. Bununla birlikte, blockchain tabanlı projelerde dağıtık veri tabanlarında kişisel verilerin işlenmesi ve saklanması durumunda; merkezi gerçek veya tüzel kişilerin veri işleme, saklama, silme ve benzeri uygulamaları gerçekleştireceği yönündeki öngörü ile hazırlanmış Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Avrupa Birliği’nde yürürlükte olan General Data Protection Regulation’da yer alan hükümlerin uygulanması noktasında bazı durumlarda uyumsuzluklar oluşturmaktadır. İşbu çalışmada, blockchain tabanlı projelerde kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda öngörülen genel yükümlülüklerin uygulanmasındaki zorluklara değinilmiş ve bu yükümlülüklere uyum sağlanabilmesi için projelere adapte edilebilecek bazı çözüm önerileri hukuki olarak incelenmiştir.

Anahtar sözcükler: Blockchain (blokzinciri), kişisel verilerin korunması, hukuk, GDPR.

1. GİRİŞ

2010 yılında Anayasa’nın 20’nci maddesine eklenen fıkra, kişisel verilerin korunmasını Anayasal güvence altına almış ve bu kapsamda kişisel verilerin korunmasına ilişkin usul ve esaslar 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) ile somutlaştırılmıştır.

Blockchain teknolojisini kullanarak merkezi bir otorite olmaksızın kişiler arasında elektronik veri aktarımının gerçekleştirilebildiği ilk kripto para konsepti olan “Bitcoin”i anlatan Satoshi Nakamoto’ya ait makale ise 2009 yılında yayımlanmıştır (Nakamoto, 2009). Söz konusu makalenin yayımlanmasının ardından dağıtık bir veri tabanı ile “güven merkezleri”ni ortadan kaldıran güvenli, izlenebilir ve verimli projelerin hayata geçirilmesi için yapılan blockchain teknolojisine dayalı çalışmalar hız kazanmıştır.

Ne var ki, “blockchain” teknolojisi kullanılarak geliştirilen projelerde kişisel verilerin saklanmasında; merkezi gerçek veya tüzel kişilerin veri işleme, saklama, silme ve benzeri uygulamaları gerçekleştireceği yönündeki öngörü ile hazırlanmış KVKK ve Avrupa Birliği’nde yürürlükte olan General Data Protection Regulation’da (“GDPR”) yer alan hükümlerin uygulanması bazı durumlarda uyumsuzluklar oluşturmaktadır. Yabancı hukuk doktrininde, konuya ilişkin tartışmalar özellikle iki temel eksende toplanmaktadır. Bunların ilki, “immutable” olarak ifade edilen değiştirilemez veri bütünü oluşmasını sağlayan blockchain teknolojisi kullanılarak dağıtık veri tabanlarına işlenen verilerde, GDPR kapsamında getirilen “silme” yükümlülüğüne uyumun sağlanabilmesine ilişkin; ikincisi ise “public blockchain” olarak adlandırılan herkesin verilerin kopyasını bulundurma ve çoğu zaman yeni bloklar oluşturma yetkisine sahip otorite (“node” veya “miner”) olarak görev yapabildiği durumlarda, veri sorumlularının tespit edilebilmesi ve sisteme veri işleyen kişiler ile veri sorumlularının sorumluluklarının belirlenebilmesine ilişkindir (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018; Finck, M., 2017; Toth, A., 2018; Ibanez, L. D. et al, 2018; Ferrari, V., 2018).

Biz işbu çalışmamızda KVKK ekseninde blockchain ile geliştirilen projelerde verilerin saklanması, işlenmesi ve silinmesi gibi işlemlere ilişkin ortaya çıkabilecek hukuki problemlere değinmeyi; yabancı hukuk doktrini ve uygulamasında öngörülmüş çözüm önerilerini değerlendirmeyi ve bu kapsamda ilgili problemlere ilişkin hukuki çözüm önerilerimizi paylaşmayı amaçlamaktayız.

Nitekim, merkezi otoriteleri ortadan kaldırmak suretiyle bireyselliği ön plana çıkaran bir felsefeyi yansıtan blockchain tabanlı projelerde, temel olarak veri güvenliğini ve kişisel verilerin muhafazasında şeffaflığı sağlama amaçlarına hizmet etmektedir. Bu bağlamda, KVVK’nin Genel Gerekçesi’nde ortaya koyulan bireylerin aydınlatılması ve veri güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınması yönündeki ana ilkeler de blockchain tabanlı birçok projenin temelindeki felsefeyle paraleldir. Dolayısıyla, kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin tatbiki esnasında blockchain’i kapsam dışında bırakmaktansa; blockchain ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemeleri birbirleriyle uyumlu olabilecekleri bir eksene getirmek, iki kurumun da temelinde yatan prensipleri nazara aldığımızda, daha makul çözümler üretebilmemizi sağlayacaktır.

2. YÖNTEM

Adalet odaklı bir normatif bilim olduğu kabul edilen hukuk bilimi açısından yöntem, deney ve gözlem değil varsayım ve amaçsallık ile temellenir (Serozan, 2013). Serozan (2013) hukuk biliminde yönteme ilişkin açıklamalarında (i) hüküm hukukçuluğunda yani uyuşmazlık konusunda rapor ve karar veren hukukçulukta tümden gelim yönteminin izlendiğini ve genel kuralın özel duruma uygulandığını; (ii) uyuşmazlık önleyici hukukçulukta ise tüme varım yolunun izlendiği ve özelden yola çıkarak soyut ve genel kuralın üretildiğini anlatmaktadır. Bizler bu çalışmamızda öncelikle tümden gelim yöntemiyle, yürürlükte olan KVKK’nin blockchain fikri kullanılarak geliştirilen projelere nasıl uygulanabileceğini irdeleyecek; daha sonra ise tüme varım yöntemiyle halihazırda KVKK’de özel olarak düzenlenmemiş olan dağıtık sistemlerde kanunlara uygun olarak veri saklanabilmesine olanak verebilecek değişiklikler veya önerilen teknik çözümler hakkındaki görüşlerimizi paylaşacağız.

Halihazırda yürürlükte olan KVKK’nin blockchain projelerine nasıl uygulanabileceğine ilişkin görüşlerimizi aktarırken öncelikle dağıtık bir veri tabanında kişisel verilerin saklanmasında çıkabilecek uyuşmazlıkları saptayacak ve çözüm bekleyen hukuksal sorunu belirleyecek, daha sonra uygulanabilecek kuralları özetleyerek kişisel yargılarımızı anlatacağız.

Çözüm önerileri paylaştığımız kısımda ise daha önce irdelediğimiz sorunlara önerilen teknik çözümleri irdeleyecek ve KVKK’de ele alınabilecek değişikliklere ilişkin kişisel görüşlerimizi tüme varım yöntemi ile aktaracağız. Bunu yaparken özellikle hukukun adalet değeri odaklı bir normatif bilim olmasını gözeterek KVKK ile getirilmek istenen hukuki düzeni amaçsallık kapsamında yorumlamaya çalışacağız.

3. BULGULAR

KVKK m. 1 uyarınca, KVKK’nin amacı, kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın gizliliği ile birlikte kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini düzenlemektir. Bu kapsamda, KVKK’nin bütününde, “veri işleyen” ve “veri sorumlusu” tanımları altında üçüncü kişilerin kişisel verileri ile çeşitli ilişkiler kuran kişilere, bu kişisel verileri Anayasa’ya uygun olarak korumaları ve kendileri veya başka kişiler tarafından verileri işlenen kişilerin haklarına haksız olarak müdahalede bulunmamaları için yükümlülükler getirilmiştir. KVKK’nin gözettiği kişisel verilerin korunması amacı, blockchain temelli birçok projede de kendini göstermektedir; merkezi kuruluşlara ihtiyaç duymadan kişilerin kendi kişisel verilerini işleyebilmesi ve verilerin doğruluğunu teyit edebilmelerini sağlayan bu sistem, hem verilerin değiştirilmesinin önüne geçmekte, hem de verileri merkezi kurumlar da dahil üçüncü kişilerle doğrudan paylaşmadan işleme imkanı yaratmaktadır. Kişisel verilerin işlenmesi ve korunması noktasında sistemde çığır açıcı bir bakış açısı kazandıran blockchain tabanlı projeler çoğu zaman; bu işlevlerin hayata geçirilebilmesi için (yeni geliştirilen ve bu kaygıları önleyen teknolojilerin kullanılmadığı projelerde) verilerin veya bunların şifrelenmiş “hash”lerinin herkes tarafından görülmesine de sebep olmaktadır. Kişisel verilerin korunması açısından hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabileceği söylenebilecek bu durum aşağıda ayrıntılı olarak incelenecektir.

Dağıtık bir sistemde, merkeziyetsiz olarak veri işlenmesi ve doğrulanması sisteminde tartışma konularını belirleyebilmek için öncelikle KVKK sisteminin temelini oluşturan “kişisel veri”, “kişisel verilerin işlenmesi”, “veri sorumlusu” ve “veri işleyen” tanımları incelenmeli ve bunların uygulanabilirliği denetlenmelidir.

3.1. KVKK Sisteminde “Kişisel Veri” Tanımının Blockchain Tabanlı Projeler Açısından İncelenmesi

KVKK m. 3/1(d) uyarınca “kişisel veri”, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. KVKK m. 3’ün gerekçesinde, kişisel verinin yalnızca bir bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgileri de kapsadığı ifade edilmiştir. Bu durumda, örneğin Bitcoin blockchain’i özelinde, dağıtık veri tabanında saklanan bir kişinin sahip olduğu bitcoin sayısı, hangi cüzdanlar üzerinden diğer hangi cüzdanlar ile kaç bitcoin üzerinden işlem yaptığına ilişkin veriler ilgili kişilerin kişisel verisi olarak nitelendirilecektir.

KVKK m. 3’ün gerekçesinde ayrıca bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade edeceği açıklanmıştır. Bu durumda, her ne kadar veri tabanında verilerin kendileri değil hash’leri, yani bir algoritmadan geçirilerek “şifrelenmiş” izdüşümleri tutuluyor olsa da; ilgili hash’lerin veya başka bir şekilde dağıtık veri tabanında tutulan bilgilerin o kişiyle ilişkilendirilebildiği durumlarda bu hash veya diğer verilerin de kişisel veri olduğunun kabulü gerekecektir. Bu noktada, gerekçede örnek verilirken telefon numarası, motorlu taşıt plakası, özgeçmiş gibi verilere yer verilmiştir. Bitcoin veri tabanında bir kişinin ödeme aldığı bitcoin cüzdan numarasının bilinmesi durumunda ilgili cüzdandan yapılan her işlem takip edilebildiği için; gerekçedeki açıklamalar ışığında, her ne kadar kendiliğinden ilgili kişinin kimliğini ortaya çıkarmasa da karakterlerden oluşan bitcoin cüzdan numaralarının kişisel veri olduğu öne sürülebilecektir.

3.2. KVKK Sisteminde “Kişisel Veri İşlenmesi” Tanımının Blockchain Tabanlı Projeler Açısından İncelenmesi

KVKK m. 3/1(e) uyarınca “kişisel verilerin işlenmesi”, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade etmektedir.

KVKK m. 3’ün gerekçesinde kişisel veri işlenmesi kavramının, verilerin ilk defa elde edilmesinden başlayarak veriler üzerinde gerçekleştirilen tüm işlem türlerini ifade ettiği açıklanmaktadır. Bu durumda, blockchain ve dağıtık veri tabanları açısından hangi işlemlerin veri işleme olarak nitelendirilebileceği incelenirken genel olarak iki işlem türüne değinmek gerekecektir. Bu işlem türlerini irdeleyebilmek için blockchain’de büyük oranda işlem gören iki tür node’un işlevleri açıklanmalıdır. Genel olarak blockchain ağlarında “validating nodes” olarak adlandırılan ve dağıtık deftere (“ledger”) kuralları belirlenmiş olan bir algoritmaya göre veri eklemeye izni olan node’lar; ve “participating nodes” olarak adlandırılan ve senkronize edilmiş veriyi (veya bu verinin bir bölümünü) kendi bünyesinde saklayan node’lar bulunmaktadır. “Participating node”ların da dağıtık deftere veri yüklemeleri mümkündür ancak bu verilerin öncelikle bir “validating node”a gönderilmesi gerekmektedir (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 14). Bitcoin blockchain’ininde herkes her iki node olarak da görev alabilmektedir, herhangi bir kişi ilgili yazılımı bilgisayarına yükleyerek tüm veri bütününü kopyalayabilir, saklayabilir ve inceleyebilir; bunun yanı sıra bilgisayarında çalıştırdığı program ile blok oluşturulmasına katkı sağlayabilir. Bu sebeple, Bitcoin blockchain’i halka açık (“public”) ve izne gerek olmayan (“permissionless”) bir ağ olarak adlandırılmaktadır. Ancak farklı teknolojiler ile geliştirilen blockchain ağlarında herkesin verileri görmesine izin verilirken, dağıtık deftere veri ekleyen kişilerin sınırlandırılması veya gerek verileri gören, gerekse ekleyen kişilerin sınırlandırılması gibi örneklere rastlanmaktadır (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 15).

Bu durumda, gerek dağıtık veri tabanında blok oluşturan ve veri ekleyen validating node’ların, gerekse kendilerine ait veya başkalarının verilerinin validating node’lara gönderilmesine vesile olan participating node’ların (ortada bir kişisel veri olması durumunda) bu verileri KVKK anlamında işledikleri iddia edilebilecektir.

Dikkat edilmesi gereken bir husus, GDPR m. 2 kapsamında “salt kişisel veya ailevi/evle ilgili faaliyetler kapsamında gerçek kişi tarafından gerçekleştirilen veri işleme” faaliyetlerinin ticari olmayan amaçlarla yapılması halinde GDPR’ın uygulama kapsamından istisna tutulmuş olmasına rağmen, benzer bir istisnaya yer veren KVKK’da ilgili istisnanın yalnızca m. 28/1(a) kapsamında “üçüncü̈ kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi” için verilmiş olmasıdır. Bu durumda, özellikle halka açık olan, yani verilerin tüm sistem kullanıcıları ile paylaşıldığı ve herkesin verileri kaydederek inceleyebildiği sistemlerde, kişisel verilerin “üçüncü kişilere verildiğinden” bahisle, GDPR kapsamında değerlendirilebilecek bu istisna KVKK kapsamında uygulanamayacaktır. Bu durumda, özellikle ilgili blockchain ağını kullanan kullanıcıların veya kendi kişisel verileri ile işlem yapan ve bu kişisel verileri işlerken ticari bir amaç gütmeyen node’ların GDPR m. 2 kapsamında ilgili kanunların uygulanmasına tabi olmadıkları söylenebilecekse de (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018); aynı yorumun KVKK açısından yapılması mümkün olmayacaktır.

3.3. KVKK Sisteminde “Veri Sorumlusu” Tanımının Blockchain Tabanlı Projeler Açısından İncelenmesi

KVKK m. 3/1(ı) uyarınca “veri sorumlusu”, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir. KVKK m. 3’ün gerekçesinde de ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, veri sorumluları yalnızca tüzel kişiler değil gerçek kişiler de olabilmektedir. Bu durumda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca bir adi ortaklığın varlığı halinde, temsile yetkili ve kişisel verilerin işlenme amaç ve vasıtalarını belirleyen adi ortaklık ortakları da veri sorumlusu olabileceklerdir.

Bir gerçek veya tüzel kişiyi veri sorumlusu olarak nitelendirebilmek için gerekli olan unsurların sayıldığı KVKK m. 3/1(ı) uyarınca, veri sorumlusunun kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen kişi olduğu söylenmiştir. GDPR’da da data controllers yani veriyi kontrol eden kişiler tanımı altında benzer bir açıklamaya yer verilmiştir. Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından çıkarılmış olan kitapçıklarda (Veri Sorumlusu ve Veri İşleyen, 2018, s. 3) veri sorumlusunun tespiti için kişisel verilerin toplanması ve toplama yöntemi, toplanacak kişisel veri türleri, toplanan verilerin hangi amaçlarla kullanılacağı ve benzeri kriterlerin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu durumda, veri sorumlularının belirlenebilmesi için blockchain tabanlı sistemlerde kimlerin verilerin toplanması ve toplama yöntemlerine ilişkin karar verme yetkisine sahip olduğu ve verileri işleme amaç ve vasıtalarını belirlediği incelenmelidir.

Halka açık olmayan ve izne tabi olarak veri işlenmesine izin veren dağıtık veri tabanı sistemlerinde; ilgili verilerin nasıl işleneceğine karar veren kişilerin belirlenebileceği (örneğin sistemi işleten ve validating node’ları yöneten kişiler) iddia edilebilse de özellikle halka açık ve herhangi bir izin gerekmeksizin işleyen dağıtık veri tabanlarını kullanan sistemlerde verinin nasıl işleneceği noktasında karar veren kişi veya kişileri belirlemek çok güçtür. Nitekim, halka açık ve izin gerekmeksizin işleyen blockchain sistemlerinde münferit bir kontrol noktası bulunmamakta, aksine, tüm ağ node’lar tarafından topyekûn işletilmektedir; herkes ilgili ağlara katılabilmekte, sistemleri kullanabilmekte ve tanımadığı veya güvenmediği kişiler ile etkileşimde bulunabilmektedir (Finck, 2018). Bu noktada, yabancı doktrinde GDPR özelinde, ilgili açık ve izne gerek olmaksızın çalışan sistemlerde protokolü geliştiren yazılımcılar, validating nodes olarak adlandırılan onaylayan otoriteler (düğümler) ve sisteme kendi verilerini işleyen yahut sistemin kopyalarını kendilerinde tutan kullanıcıların veri sorumlusu olup olamayacakları tartışılmıştır.

Protokolü geliştiren yazılımcılar açısından yapılan incelemede, her ne kadar ilgili protokol ve algoritmalar geliştirilirken yazılımcıların verileri işleme amaç ve vasıtalarını belirledikleri iddia edilebilse de; bu yazılımcıların özellikle açık kaynak kodlu, halka açık ve izin almaksızın kullanılabilen dağıtık veri tabanlarının işletilmesinde, yalnızca yazılımın ilk halini geliştiren kişiler oldukları ve ilgili kuralları uygulayan konumunda olmadıkları, validating node’ların kendi aralarında bir uzlaşmaya vararak onay mekanizmalarında değişikliğe gidebildiği gerekçelerine dayanılarak, açık kaynak kodlu bu tür yazılımları ortaya çıkaran yazılımcıların veri sorumlusu olarak addedilemeyecekleri iddia edilmiştir (Ibanez, L. D., O’Hara, K., Simperl, E., 2018, s. 5). Yine, ilgili yazılımcıların yalnızca bir araç ortaya çıkardıkları ve bu aracın nasıl kullanılacağını tayin etmedikleri ve bu sebeple veri sorumlusu sayılmamaları gerektiği de ifade edilmektedir (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 18)

Node’lara yönelik olarak yapılan incelemelerde Finck (2018) ilgili node’ların veri işleme noktasında birlikte ancak birbirlerinden habersiz ve bağımsız olarak çalıştıkları düşünüldüğünde ya hiçbir node’un işleme amaçları ve vasıtalarını belirlemediği veyahut tüm node’ların birlikte bu işleme amaç ve vasıtalarını belirlediği çıkarımının yapılabileceğini savunmuş; bu sebeple de ya hiçbirinin ya da hepsinin birlikte veri sorumlusu olması gerektiği açıklanmış ve ikinci durumun daha olası olduğu üzerinde durmuştur. GDPR açısından bu tez savunulurken, özellikle, ilgili node’ların protokollerin yeni sürümlerini yahut farklılaştırılmış hallerini uygulama noktasındaki serbest iradelerinin, blockchain projelerinin gelişimi ve işleyişi üzerinde doğrudan etkili olduğu gerekçesine de dayanılmaktadır (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 18). Bu fikrin kabulü halinde, her bir node’un, özellikle bu node’u kurma ve veri işleme noktasında serbestçe hareket ettiği düşünüldüğünde, KVKK’de veri sorumluları için gösterilen yükümlülüklere uyma noktasında sorumlu olacağı söylenebilecektir. Nitekim, GDPR açısından benzer bir sonuca varan Finck (2018), bu durumda, GDPR’da merkezi olarak veri işleme yöntemlerine karar veren kurumlar için öngörülmüş olan yükümlülüklere uyma noktasında birçok problemle karşılaşılacağını aktarmıştır. Bununla birlikte, node’ların veri sorumlusu olarak addedilemeyeceğini, node’ların bir ödül kazanmak, sistemin sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasına katkı sağlamak veya üçüncü kişi aracılar olmaksızın verilere ulaşmak ve doğrulamak için protokolleri çalıştırdıkları ve aslında verilerin işleme amaç ve vasıtalarını belirlemedikleri görüşü de savunulmaktadır (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018, s. 2; EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 18),

İlgili ağı kullanan ve ilgili işlemleri blockchain ağına (node’lar tarafından işlenmesi veya onaylanması için) gönderen kullanıcılar açısından yapılan değerlendirmede ise, bu kişilerin veri sorumlusu olarak addedilmelerinin mümkün gözüktüğü savunulmaktadır (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018, s. 1). Nitekim, kendisine veya üçüncü kişilere ait kişisel verilerinin işlenmesi, işlenme amaçları ve vasıtalarını belirleme noktasında bu kişilerin söz sahibi olduğunun söylenmesi gerekir . Bununla birlikte, GDPR’ın ticari olmayan salt kişisel kullanım için veri işlenmesi durumunda bu işlemlerin GDPR uygulama kapsamında olmayacağına ilişkin getirdiği istisna doğrultusunda, ilgili kişilerin kendi verilerini işlemesinde yalnızca profesyonel veya ticari bir amaçla veri işlenmesi durumunda GDPR’da yer alan yükümlülüklere uyması gerektiği vurgulanmaktadır (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018, s. 1). Fakat, yukarıda da açıklandığı üzere, KVKK’da bu istisnanın yalnızca “üçüncü kişilere verilmemek kaydıyla” tanındığı düşünüldüğünde, üçüncü kişilerle verilerin paylaşıldığı blockchain sistemleri için GDPR’da öngörülen istisnanın uygulanamayacağı sonucuna varılacaktır.

Bir kişinin veri sorumlusu olarak addedilmesi durumunda, diğer yükümlülüklerinin yanında, örneğin, KVKK m. 10’da gösterilen aydınlatma yükümlülüğüne (yani kendisinin veya temsilcisinin kimliği, kişisel verinin hangi amaçla işleneceği, işlenen kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceği, kişisel veri toplama yöntemi ve hukuki sebebi gibi konularda bilgi verme yükümlülüğüne); KVKK m. 11’de gösterilen kişilerin başvuru haklarını kullanmaları durumunda bunlara cevap verme veya uyumlu davranma yükümlülüklerine; KVKK m. 12’de gösterilen veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere; KVKK m. 16 ve devamında gösterilen veri sorumluları siciline kayıt yükümlülükleri uyması gerekmektedir.

3.4. KVKK Sisteminde “Veri İşleyen” Tanımının Blockchain Tabanlı Projeler Açısından İncelenmesi

KVKK m. 3/1(ğ) uyarınca “veri işleyen”, veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak onun adına kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. GDPR’da da data processors yani veri işleyenleri açıklamak için benzer bir tanım kullanılmıştır. KVKK m. 3’ün gerekçesinde bu kişilerin, kişisel verileri kendisine verilen talimatlar çerçevesinde işleyen çalışanlar olabileceği gibi, veri sorumlusunun hizmet satın almak suretiyle belirlediği ayrı bir gerçek veya tüzel kişi de olabileceği belirtilmiştir.

Bu noktada, blockchain tabanlı sistemler açısından veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak veri işleyen kişilerin veri işleyen olabilecekleri ve bu kapsamda bazı durumlarda “akıllı sözleşme” yazan (başka bir ifade ile programlayan) ve bunları işleme koyarak veri sorumlusu adına veri işleyen kişilerin, bazı durumlarda ise ilgili algoritma ve dağıtık veri tabanı onay kurallarına göre ilgili verinin işlenmesinin uygun olup olmadığını denetleyen ve bu verinin işlenmesinde görev alan “miner”ların veri işleyen olarak addedilebileceklerine dikkat çekilmiştir (Commision Nationale Informatique and Libértes, 2018, s. 3).

Akıllı sözleşme yazılımı geliştiren ve yayımlayan kişiler açısından yapılan değerlendirmede, bu kişilerin gerçekten “kişisel veriyi işleyen” sıfatına haiz olup olmadıklarına yönelik bir tartışma bulunmakla birlikte, bu hususun somut olay özelinde çözülmesi gerektiği vurgulanmaktadır (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018, s. 18).

Bir kişinin veri işleyen addedilmesi durumunda, bu kişi KVKK m. 12/4’te gösterilen sır saklama yükümlülüğüne uygun davranmak ile verilerin işleme amacı dışında kullanılmaması yükümlülüğüne uymak zorunda olacak; yani, veri işleyen kişiler, diğer yükümlülükleri yanında, öğrendikleri kişisel verileri KVKK hükümlerine aykırı olarak başkasına açıklayamayacak ve verilerin toplanması ve saklanması gibi işleme amaçları dışında kullanamayacaklardır.

3.5. Blockchain Projelerinde KVKK Kapsamında “Kişisel Verilerin Silinmesi”ne İlişkin Yükümlülüklere Uyum

KVKK m. 7 uyarınca KVKK ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinmeli, yok edilmeli veya anonim hâle getirilmelidir. KVKK m. 7’nin gerekçesinde silinme, yok edilme ve anonim hale getirmeye ilişkin tanımlar açıklanmıştır. Kişisel verilerin silinmesiyle, bu verilerin tekrar hiçbir şekilde kullanılamayacak ve geri getirilemeyecek şekilde imhasının ifade edildiği belirtilmiş ve verilerin kayıtlı oldukları evrak, dosya, CD, disket, hard disk gibi araçlardan geri dönüştürülemeyecek şekilde silinmesi gerektiği açıklanmıştır. Verilerin yok edilmesinde, bilgilerin tekrar geri getirilemeyecek ve kullanılamayacak şekilde, verilerin kaydedildiği evrak, dosya, CD, disket, hard disk gibi veri saklamaya elverişli materyallerin imha edilmesinin ifade edildiği açıklanmıştır. Verilerin anonim hale getirilmesiyle ise, kişisel verilerin başka verilerle eşleştirilse dahi kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek hale getirilmesinin kastedildiği açıklanmıştır.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından çıkarılmış olan 30224 sayılı ve 28 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ise, KVKK m. 7’de öngörülen hükümleri ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Yönetmelik m. 8 ile silinme, kişisel verilerin ilgili kullanıcılar için hiçbir şekilde erişilemez ve tekrar kullanılamaz hale getirilmesi işlemini; m. 9 ile yok edilme, kişisel verilerin hiç kimse tarafından hiçbir şekilde erişilemez, geri getirilemez ve tekrar kullanılamaz hale getirilmesi işlemini; ve m. 10 uyarınca anonim hale getirilme ise, kişisel verilerin başka verilerle eşleştirilse dahi hiçbir surette kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek hale getirilmesi işlemini ifade edecek şekilde tanımlanmıştır.

Yine, ilgili işlemlerin somut olay özelinde nasıl uygulanacağına ilişkin olarak Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Rehberi yayımlanmıştır (Kişisel Verileri Koruma Kurumu, 2018, Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi rehberi). İlgili rehberde, anonim hale getirmeye ilişkin olarak, aşağıdaki açıklamalara da yer verilmiştir:

“Anonim hale getirme, bir veri kümesindeki tüm doğrudan ve/veya dolaylı tanımlayıcıların çıkartılarak ya da değiştirilerek, ilgili kişinin kimliğinin saptanabilmesinin engellenmesi veya bir grup/kalabalık içinde ayırt edilebilir olma özelliğini, bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek şekilde kaybetmesidir.

Bu özelliklerin engellenmesi veya kaybedilmesi sonucunda belli bir kişiye işaret etmeyen veriler, anonim hale getirilmiş veri sayılır. Diğer bir ifadeyle anonim hale getirilmiş veriler bu işlem yapılmadan önce gerçek bir kişiyi tespit eden bilgiyken bu işlemden sonra ilgili kişi ile ilişkilendirilemeyecek hale gelmiştir ve kişiyle bağlantısı kopartılmıştır.

Bir kişisel verinin silinmesi ya da yok edilmesi yerine anonim hale getirilmesine karar verilebilmesi için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gereklidir. Bu şartların yerine getirilmiş olmasını veri sorumluları sağlamalıdır:

· Anonim hale getirilmiş veri kümesinin bir başka veri kümesiyle birleştirilerek anonimliğin bozulamaması,

· Bir ya da birden fazla değerin bir kaydı tekil hale getirebilecek şekilde anlamlı bir bütün oluşturamaması,

· Anonim hale getirilmiş veri kümesindeki değerlerin birleşip bir varsayım veya sonuç üretebilir hale gelmemesi.

Bu riskler sebebiyle veri sorumlularının, anonim hale getirdikleri veri kümeleri üzerinde bu maddede sıralanan özellikler değiştikçe kontroller yapmaları ve anonimliğin korunduğundan emin olmaları gerekmektedir. (Kişisel Verileri Koruma Kurumu, 2018, Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi rehberi, s. 16 vd.).”

Bitcoin ve benzeri blockchain ağlarının bloklar oluşturarak sağladıkları güven sisteminin çalışabilmesinin temel esaslarından biri ilgili bloklara işlenmiş verilerin “immutable” yani değiştirilemez olduğudur. Bu sistemde işlenen veriler veya bunların hash’leri bloklarda saklanmakta ve oluşturulan her bir bloktan sonraki blok, önceki bloğa ilişkin verileri barındırmaktadır. Bu sebeple, herhangi bir bloktaki verinin silinememesi yahut değiştirilememesi mümkün olmamaktadır.

Sistemin işlemesinin verilerin değiştirilemez olmasına dayandığı bu sistemlerde, gerek KVKK gerekse GDPR’da tanınmış olan silinme, yok edilme veya anonimleştirme haklarının genel olarak blockchain tabanlı projelerde dağıtık veri tabanında saklanan veriler için uygulanması mümkün gözükmemektedir. Bu noktada, GDPR’ın uygulanması açısından yapılan tartışmalarda özellikle GDPR m. 17/2’de gösterilen “silinme talebi halinde, veri sorumlusunun mevcut teknoloji ve uygulama maliyetini dikkate alacağı”na ilişkin madde kapsamında bir değerlendirme yapılıp yapılamayacağı üzerinde durulmaktadır; ve bu kapsamda, ilgili maddenin blockchain kullanılarak dağıtık veri tabanında saklanan verilerde silinmenin gerçekleşemeyeceği şeklinde yoruma imkan verip vermediği tartışılmaktadır (Finck, 2018, s. 24). Ancak, ilgili maddenin izdüşümü KVKK’de bulunmadığı için, Türk hukuku kapsamında bu tartışmanın aynı kapsamda yapılması mümkün olmayacaktır.

Bu noktada, Bitcoin blockchain ağı özelinde, KVKK’de öngörülmüş olan silme, yok etme veya anonimleştirmeye ilişkin yükümlülüklerin uygulanması imkanı olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte, tartışma ve sonuç bölümünde ayrıntılı olarak değinileceği üzere, GDPR ve dolayısıyla KVKK’deki yükümlülüklere uyumlu olacak blockchain projelerinin geliştirilebileceğine ilişkin bazı öneriler ve görüşler bulunmaktadır.

4. TARTIŞMA ve SONUÇ

Kişisel verilerin korunmasının, bireylere tanınmış bir Anayasal hak olması gözetildiğinde, ilgili Anayasal hakkın bireylere sağladıkları özgürlük alanlarının düşünülmesi ve amaçsal olarak yorumlanması zorunluluğu hasıl olmaktadır. Özel hayatın gizliliği gibi birçok temel ilkeye temas eden kişisel verilerin korunması hususu, kişisel verilerimizin işlenmesi ve paylaşılmasının her geçen gün arttığı, ilgili kişisel veri havuzlarının büyüdüğü ve dağıldığı dünyamızda kontrol edilmesi ve hukuki olarak düzenlenmesi çok zor bir süreç haline gelmiştir. Bu noktada, gerek KVKK’nin gerekse GDPR’ın kurduğu sistemin merkezi olmayan güven mekanizmaları ve merkeziyetsiz veri tabanları sistemleri ile uyumlu olarak çalışmak üzere hazırlanmamış olduğu hususu çalışmamızın Bulgular başlıklı üçüncü bölümünde özetle açıklanmıştır.

Bu noktada, blockchain’in bireylerin kişilerin verileri üzerindeki kontrollerini arttırma ve veri işleme süreçlerini şeffaflaştırma noktasında devrim yaratabileceği iddia edilse ve bu kapsamda kanunların yorumlanmasında ilgili hükmün konuluş amacının da değerlendirilmesi gerektiği savunulabilse de; kanunun lafzı önünde yalnızca amaçsal yorum ilkeleri benimsenerek bir hukuki çıkarım yapılması mümkün değildir. Bu durumda, kanun koyucu tarafından gerekli önlemler alınıncaya kadar yukarıda öngörülen hukuki problemlerin, projelerin uygulanmasındaki yöntemlerdeki değişiklikler ile aşılarak halihazırdaki mevzuatımıza uyumlu hale getirilmesi için çözümler aranmalıdır.

KVKK m. 3/1(d) kapsamında kişisel veriler yalnızca gerçek kişiye ilişkin verileri ifade ettiğinden, anonim şirket ve benzeri tüzel kişilere ait verilerin saklanması noktasında KVKK uygulama alanı bulmayacaktır. Bu durumda, blockchain projelerinde yalnızca tüzel kişilere ait verilerin saklanması ihtimali üzerinde durulabilir.

Blockchain ağı kullanılan projelerde dağıtık veri tabanlarına kaydedilmiş verilerin silinmesi, yok edilmesi ve anonimleştirilmesi yükümlülüklerinin yerine getirilebilmesi için, ilgili verilerin şifrelenerek saklanması yahut belirli algoritmalardan geçirilmeleri sonucunda hash’lerinin saklanması ve veriler silinmek istendiğinde bu verilere ulaşılabilmesini sağlayan key yani anahtarların silinmesinin bir çözüm olabileceği önerisinde bulunulmuştur (Finck, 2018; Filippi, 2016). Bu noktada, Yönetmelik m. 8 ile silinme ile, kişisel verilerin ilgili kullanıcılar için hiçbir şekilde erişilemez ve tekrar kullanılamaz hale getirilmesi işlemi; m. 9 ile yok edilme ile, kişisel verilerin hiç kimse tarafından hiçbir şekilde erişilemez, geri getirilemez ve tekrar kullanılamaz hale getirilmesi işleminin ifade edilmiş olması kapsamında; ilgili yöntem ile yalnızca bu verilere ulaşılmasının engellendiği düşünüldüğünde, bu yöntem uygulanarak KVKK ve Yönetmelik kapsamında silinme yahut yok edilme gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir. Bununla birlikte, Yönetmelik m. 10 uyarınca anonim hale getirilmenin ise, kişisel verilerin başka verilerle eşleştirilse dahi hiçbir surette kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek hale getirilmesi olarak tanımlanması kapsamında bir değerlendirme yapıldığında ise ilgili anahtarın silinmesinin bu verilere erişimi engellediği düşünülse dahi, Yönetmelik m. 10’da gösterilen “başka verilerle eşleştirilme” lafzının yorumlanmasındaki farklılıkların; ilgili işlemin anonimleştirme olup olamayacağı konusundaki görüşü değiştireceği düşünülmelidir. Nitekim, burada mutlak bir ilişkilendirilememe arandığı söyleniyorsa, anahtar verisi her ne kadar silinmiş bulunsa da, bir şekilde şifrelenmiş asıl veri ile eşleştirildiğinde ilgili veriye ulaşılabiliyor olması; Yönetmelik hükmünde öngörülen sonuca ulaşılmadığı çıkarımının yapılması sonucunu doğuracaktır.

GDPR ile uyumlu blockchain projeleri geliştirilmesine yönelik olarak sunulan önerilerden bir diğeri ise kişisel veri niteliğindeki verilerin off-chain yani dağıtık veri tabanı ve blockchain ağı dışında merkezi bir veri tabanında tutulması ve böylece dağıtık veri tabanı üzerinde kişisel verilerin saklanmaması yönündedir (Ibanez, L. D., O’Hara, K., Simperl, E., 2018, s. 8). Ancak, bu noktada, ilgili kişisel verinin ayrı olarak tutulduğu merkezi veri tabanından silinmesine rağmen hash’in başlı başına bir kişisel veri oluşturabileceği üzerinde durulmakta (EU Blockchain Observatory and Forum, 2018; Finck, 2018) ve bu sistem benimsendiğinde blockchain ağı kullanmanın anlamsızlaştığına vurgu yapılmaktadır (Ibanez, L. D., O’Hara, K., Simperl, E., 2018, s. 8)

Halka açık ve izin verilmeden işlem yapılan blockchain sistemlerinin aksine, izin verilmeden işlem yapılamayan blockchain ağları bakımından problemin çözümüne daha ılımlı yaklaşılmaktadır. Nitekim, ilgili ağın veri işleme kurallarına göre bir mutabakat sağlandığında, temeldeki bir verinin değiştirilerek blockchain ağının işlerliği bozulmadan kayıtlara devam edilebileceği ifade edilmektedir (Wirth, C. and Kolain, M., 2018).

Verilerin silinmesi yükümlülüğü dışında, blockchain projeleri açısından değerlendirilmesi gereken KVKK kapsamındaki yükümlülüklerden bir diğeri; KVKK m. 11 uyarınca herkesin veri sorumlusuna başvurarak kendisiyle ilgili kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme ve verisi işlenen kişinin, hangi kişisel verilerinin ne şekilde işlendiğine ilişkin olarak bilgi alma hakkının uygulanması noktasındadır. Nitekim, ilgili hükmün uygulanması, node’ları yahut veri işleyen kullanıcıları veri sorumlusu olarak ele aldığımız noktada, bunların her birine başvurulabilecek olduğu sonucunu doğuracaktır. Yine, bu durumda, veri sorumluları açısından da ilgili kişilerin gerçekten kişisel veriye sahip olan kişi olup olmadıklarını anlama noktasında bir çözüm geliştirmeleri beklenecektir. Bu noktada, verilerin herkese açık olduğu public blockchain’lerde verilerin hangi şekilde ve ne şekilde işlendiğine ilişkin bilgiler herkese açık olsa da KVKK m. 11 uyarınca gösterilen bilgilerin veri sorumlusu tarafından cevaplanması yükümlülüğü ortadan kalkmamaktadır. Bu durumda veri sorumlusu ilgili verilerin halka açık olduğunu öne sürerek, ilgili kişinin talebini geri çevirme hakkına sahip değildir. Yine bu problemlerin aşılması için, daha merkezi bir yapı tarafından işletilen ve izin alınarak veri kaydedilen blockchain projelerinde bu yükümlülüklere uymanın imkanlı olabileceği görülmektedir.

Halihazırda halka açık ve izin gerekmeksizin veri işlenebilen blockchain sistemlerinde dağıtık veri tabanında kişisel verilerin işlenmesi ve saklanması durumunda KVKK’de gösterilen yükümlülüklere uyularak ilgili projenin hayata geçirilebilmesi mümkün gözükmemekle beraber, özellikle izin verilerek veri işlenen ve veri işleyenlerin belirli küçük bir gruptan oluştuğu sistemlerde KVKK ile uyumlu blockchain projelerinin geliştirilebileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, temel olarak veri güvenliğini ve kişisel verilerin muhafazasında şeffaflığı sağlama amaçlarına hizmet eden blockchain ağlarının, KVKK’nin Genel Gerekçesi’nde ortaya koyulan bireylerin aydınlatılması ve veri güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınması yönündeki ana ilkeler ile paralel olması gözetilerek; kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin tatbiki esnasında blockchain’i kapsam dışında bırakmaktansa blockchain ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemeleri birbirleriyle uyumlu olabilecekleri bir eksene getirmek için mevzuat çalışmalarının yapılması gerekliliği de göz ardı edilmemelidir.

5. KAYNAKLAR

Allen, D., Berg, A., Berg, C., Markey-Towler, B., Potts, J. (2018, Mayıs). Some economic consequences of the GDPR. 27 Eylül 2018 tarihinde SSRN veri tabanından erişilmiştir.

Commision Nationale Informatique and Libértes. (2018, Eylül). Blockchain et RGPD : quelles solutions pour un usage responsable en présence de données personnelles?. [Çevrim-içi: https://www.cnil.fr/fr/blockchain-et-rgpd-quelles-solutions-pour-un-usage-responsable-en-presence-de-donnees-personnelles], Erişim tarihi: 09.10.2018.

EU Blockchain Observatory and Forum (2018, Ekim). Blockchain and the GDPR. [Çevrim-içi: https://www.eublockchainforum.eu/reports], Erişim Tarihi: 01.10.2018.

Ferrari, V. (2018, Eylül). EU Blockchain Observatory and Forum Workshop on GDPR, Data Policy and Compliance. Institute for Information Law Research Paper №2018–04. 27 Eylül 2018 tarihinde SSRN veri tabanından erişilmiştir.

Filippi, P. (2016). The interplay between decentralization and privacy: the case of blockchain technologies. 9 Journal of Peer Production. [Çevrim-içi: http://peerproduction.net/wp-content/uploads/2016/08/blockchain-technologies-draft.pdf], Erişim Tarihi: 17.09.2018.

Finck, M. (2017, Kasım). Blockchain and Data Protection in the European Union. Max Planck Institute for Innovation & Competition Research Paper. 12 Ocak 2018 tarihinde SSRN veri tabanından erişilmiştir.

Herian, R. (2018). Regulating Disruption: blockchain, GDPR, and questions of data sovereignty. Journal of Internet Law, 22(2), 8–18. 28 Eylül 2018 tarihinde The Open University veri tabanından erişilmiştir.

Ibanez, L. D., O’Hara, K., Simperl, E. (2018). On blockchains and the General Data Protection Regulation. 8 Ağustos 2018 tarihinde University of Southampton Institutional Repository veritabanından erişilmiştir.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (2018). Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi rehberi. [Çevrim-içi: https://www.kvkk.gov.tr/SharedFolderServer/CMSFiles/bc1cb353-ef85-4e58-bb99-3bba31258508.pdf], Erişim Tarihi: 12.09.2018.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (2018). Veri sorumlusu ve veri işleyen. [Çevrim-içi: https://kvkk.gov.tr/SharedFolderServer/CMSFiles/f63e88cd-e060-4424-b4b5-f6413c602060.pdf], Erişim Tarihi: 12.09.2018.

Lima, C. (2018, Haziran). Blockchain-GDPR Privacy by Design. [Çevrim-içi: https://blockchain.ieee.org/images/files/pdf/blockchain-gdpr-privacy-by-design.pdf], Erişim Tarihi: 12.09.2018.

Mainelli, M. (2017, Ekim). Blockchain could help us reclaim control over our personal data. Harvard Business Review. [Çevrim-içi: https://hbr.org/2017/10/smart-ledgers-can-help-us-reclaim-control-of-our-personal-data], Erişim Tarihi: 10.09.2018.

Nakamoto, S. (2009). Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System. [Çevrim-içi: https://bitcoin.org/bitcoin.pdf], Erişim tarihi: 01.11.2018.

Serozan, R. (2013). Hukukta Yöntem. Yaşar Üniversitesi Dergisi 8 (Özel 2423–2440). [Çevrim-içi: https://journal.yasar.edu.tr/wp-content/uploads/2014/01/6-Rona-SEROZAN.pdf], Erişim Tarihi: 18.09.2018.

Toth, A. (2018, Mayıs). Will GDPR block Blockchain? [Çevrim-içi: https://www.weforum.org/agenda/2018/05/will-gdpr-block-blockchain/], Erişim Tarihi: 18.09.2018.

Wirth, C.; Kolain, M. (2018): Privacy by blockchain design: a blockcchain-enabled GDPR-compliant approach for handling personal data. Proceedings of the 1st ERCIM Blockchain Workshop 2018, Reports of the European Society for Socially Embedded Technologies. 28 Eylül 2018 tarihinde EUSSET Digital Library veritabanından erişilmiştir.

Zarsky, T. (2017). Incompatible: The GDPR in the age of big data. Seton Hall Law Review, 47, Article 2. 9 Eylül 2018 tarihinde Seton Hall Law Review veritabanından erişilmiştir.

Zyskind, G., Nathan, O., Pentland, A. (2015). Decentralizing privacy: using blockchain to protect personal data. 2015 IEEE Security and Privacy Workshops, 180–184. 15 Mart 2018 tarihinde IEEE veritabanından erişilmiştir.

--

--

Elçin Karatay
Solak&Partners

Hi! I am the Managing Partner of Solak&Partners Law Firm which primarily focuses on developing legal solutions for technology firms.