Havuz’dan : Mumo

Mehmet Akif Çırlan
Sosyalfon
Published in
5 min readMar 9, 2021

1)Bize kendinizden ve girişiminizden bahseder misiniz?

Işınsu Kaya: Mumo doğal ürünlerinin kurucu ortağıyım. Mumo’yu 2017 yılında ilkokul arkadaşım Erdem ile birlikte kurduk. Biz Mumo’da streç film ve buzdolabı poşetine alternatif, tekrar kullanılabilir yiyecek saklama kumaşları üretiyoruz. Aslında girişimimizin amacı sürdürülebilir yaşamın mümkün ve pratik olduğunu insanlara gösterebilmek. Hali hazırda olan bu tüketim alışkanlıklarının biraz daha türetim alışkanlıklarına evrilmesine vesile olmak. Tek kullanımlık plastiğe karşı bir girişimiz. Şu anda iki kurucu ortak, bir üretim çalışanı, bir stajyer ve bir tane de freelance çalışan bir dijital pazarlama uzmanımız var. Mümkün olduğunca yerel malzemeler tedarik ederek ürünlerimizi üretiyoruz. Ürünler yaklaşık 100 defa tekrar kullanılabiliyor ve tamamen doğal malzemelerden üretiliyor. Kullanım ömrünün sonuna geldiğinizde yenileme kitimizle ürünleri yenileyip tekrar kullanabilirsiniz. Kumaş zaten çok uzun ömürlü bir malzeme. Üretiminde de çok su harcandığı için mümkün olduğunca uzun ömürlü kullanmak gerekiyor. Döngüsel ekonomi tarafına da özen gösteriyoruz. Kullandığımız ürünlerin tekrar kullanılabilir ve uzun ömürlü olması bizim için önemli. Bu sebeple ürün portföyümüzde bir yenileme kiti de bulunuyor. İsteyen kişiler yenileme kitini edinerek kumaşın üstündeki balmumu kaplamayı tazeleyip daha da uzun süre kullanabiliyorlar.

2)Yenileme kitini siz mi uyguluyorsunuz?

Işınsı: Kendi evinizde yapabilirsiniz. Ürünlerimizin temelini organik sertifikalı poplin kumaş oluşturuyor. O kumaşın üstünü biz balmumu, hindistan cevizi yağı ve çam ağacı reçinesi ile yaptığımız bir karışımla kaplıyoruz. Kumaş solüsyonu tamamen emerek farklı bir doku oluşturuyor. O doku kendi kendine yapışarak yiyecekleri muhafaza edebiliyor. Kumaşları soğuk suda elde yıkayarak tekrar temizlenebiliyor. Ancak zaman içerisinde bu kaplama malzemesi, yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bu noktada kaplama malzemesini yenileyebilirsiniz. Kumaşı kapladığımız karışımı kalıp halinde satıyoruz. İsteyenler bu kalıbı rendeleyip kumaşın üstüne koyarak fırınlayabilir. Böylelikle kumaş tekrar bu malzemeyle kaplanmış olur. Yenileme işlemi, evde yapılabilir basit bir işlem.

3)Yiyeceklerin doğal bir ürünle temas etmesine vesile oluyorsunuz aslında…

Işınsu: Kesinlikle. Türkiye’de kullanılan streç filmlerdeki mikroplastiklerin gıdaya geçiş yaptıklarını görebiliyoruz. Özellikle gıda uzun süre kalıyorsa veya sıcakken streç filmle temas ediyorsa ister istemez bir geçiş oluyor. Alüminyum folyolar zaten sağlığa çok zararlı. Alüminyum kolaylıkla gıdaya geçebiliyor. Dolayısıyla Mumo, çok daha sağlıklı bir seçenek. Zaten kaplamada kullandığımız hindistan cevizi yağı ve balmumu yenilebilir ürünler. Çam ağacı reçinesi de tamamen doğadan gelen bir ürün ve gıdaya bir geçişi olmuyor. Mumo, sadece sıcağa biraz hassas çünkü kaplama maddesi eriyebiliyor. O sebeple oda sıcaklığında ve daha soğukta kullanılması gerekiyor.

Mumo, aslında kullanıcıların biraz daha yavaşlamasına vesile oluyor. Kültürümüz şu anda çok fazla tüketime yönelik. Çok hızlı olmamız gerekiyor, her şeyi bir kez kullanıp atıyoruz ancak bunlar bize iyi gelmiyor. Biz o çöp yığınını görmüyoruz belki ama şu anda yedinci kıta olarak adlandırılan plastik bir kıta var. Bu atıklar da bize geri dönecek. Şu anda tüm deniz canlılarının mikroplastiklerden etkilendiğini biliyoruz. Bunları değiştirmek için Mumo’nun çok fayda sağlayacağını düşünüyoruz.

4)Bu işe başlarken motivasyonunuz neydi? Nelerden ilham aldınız?

Işınsu: Biz Erdem ile bu yola başlarken bir sosyal girişim olduğumuzu bilmiyorduk. Mumo’yu ilerletip girişimcilik destek programlarında yer almaya başladıkça sosyal girişim olduğumuzu fark ettik. Doğaya değer katmaya çalışan bir sosyal girişimiz. Kar odaklı olmayan bir sosyal girişim değiliz ama Mumo’nun değerlerine göre hareket ediyoruz. Örneğin balmumu, bitkisel beslenenler ve veganlar için çok hassas bir malzeme çünkü aslında arıcılıktan gelen bir ürün. Bu konuda biz de düşünmeye başladık çünkü doğaya mümkün olduğunca az zarar vermek istiyoruz. Bu sebeple vegan alternatif de çıkarmak istiyoruz. Hayvancılık sektörü karbon salınımında en yüksek etki yaratan sektörlerden biri. Çok fazla su da harcanıyor. Biz bu konuda çok hassasız. Balmumunu ilaçsız arıcılık yapan bir üreticiden tedarik ediyoruz. Arılarına çok iyi baktığına emin olduğumuz için içimiz daha rahat. Ekolojik döngüye daha az zarar veren bir üreticiden alıyoruz. Ancak bitkisel mum alternatifimiz de olsun istiyoruz.

5)Hangi ihtiyaca cevap veriyorsunuz?

Işınsu: Mutfakta kullandığımız tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmak istiyoruz. Ancak daha büyük bir şeye vesile olmak istiyoruz. İnsanların doğaya olan etkilerini daha geniş bir perspektiften görmelerini sağlamak istiyoruz çünkü mutfakta başlayan şey her alana etki ediyor ve bu bir yaşam biçimine dönüşüyor. Biz daha sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. Dolayısıyla mutfaktan başlayıp diğer alanlarda da tüketim alışkanlıklarımız konusunda farkındalık yaratmak amacımız.

6)Ne tür zorluklarla karşılaştınız?

Işınsu: Türkiye’de böyle bir şey yapmak çok kolay değil. Biz üç sene önce başladığımızda sürdürülebilir ürünler çok yeni yeni piyasaya girmeye başlamıştı. Bu bizim için hem avantaj oldu hem de dezavantaj oldu çünkü biz bu alanı kendimiz yaratmak zorunda kaldık. Bir kişinin alışkanlık değişimine sebep olacak bir ürün satıyorsanız o kişiye önce hali hazırda kullandığı ürünü bırakmasını sağlamaya çalışıyorsunuz. Bunlar bariyerler tabii. Ancak kullanan kişiler Mumo ile ilgili olumlu deneyimlerini paylaşınca insanlar daha fazla güvenmeye başlıyor. Bunun haricinde sosyal girişimcilik alanında Türkiye’de artık çok fazla destek olmaya başladı. Ancak devlet politikaları, örneğin vergiler gibi konularda daha sürdürülebilir ürünler üreten üreticileri destekleyen çok fazla destek yok. Bu alanda çok zorluk çekiyoruz çünkü kazancımızın çok büyük bir bölümünü vergilere veriyoruz. Bence devlet politikalarının bu anlamda destekleyici olması lazım. Şu anda tek kullanımlık ürün üreten bir sürü firma var ve bunlar zaten çok büyük üreticiler. Onlara yaptırım uygulanması uç bir istek olabilir ancak sürdürülebilir ürün üreten üreticilerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili bir değişiklik olsa çok güzel olur.

7) Gelecek için hayalleriniz neler?

Işınsu: Biz Türkiye’de uzun süredir aktif olarak çalışıyoruz. Biraz daha Balkanlar’da aktif olmak ve ihracat yapmaya başlamak istiyoruz. Onun haricinde fason üretim yapabiliyoruz. Bu tarafta da daha fazla insana Mumo’yu ulaştırmayı amaçlıyoruz. Ürünlerimizin hammaddelerini yerel olarak tedarik etmeye çalışıyoruz. Mesela reçine üretimi Türkiye’de yıllardır yapılmıyor. Çam sakızı toplanması yapılıyor ama reçine üretimi çok fazla yapılmıyor. O yüzden biz ithal reçine almak zorunda kalıyoruz. Şu anda kendi kullanacağımız reçineyi üretebilmek için araştırmalar yapıyoruz. Hem Mumo’yu daha sürdürülebilir olma yolunda ilerletmek hem de daha geniş bir coğrafyaya yaymak istiyoruz.

8)Türkiye’de sosyal girişimcilik hakkında ne düşünüyorsunuz? Neler geliştirilebilir?

Işınsu: Benim gözlemlediğim kadarıyla son 2–3 senedir çok fazla kurumsal firma sosyal girişimciliği desteklemeye başladı. Bankaların çok fazla destek programı var. Devletin de sosyal girişimcilikle ilgili politikaları oluşmaya başladı. Sosyal girişimcilik çok geniş bir alan. Örneğin topluma yönelik sosyal girişim yapanların çok daha büyük bir etki alanı olabiliyor dolayısıyla bu desteklerden daha fazla faydalanabiliyorlar. Türkiye’nin bu konuda iyi ilerlediğini düşünüyorum. Ancak bizim çalıştığımız sektör daha çevreye yönelik olduğu için o yönde daha kayda değer adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Belki Çevre Bakanlığı’nın bu yönde bir desteği olabilir. Ancak zaman içerisinde bunların da gerçekleşeceğini düşünüyorum. İklim krizinin içerisindeyiz, yıllar geçtikçe etkisini daha da hissedeceğiz. Dolayısıyla bu alanda çalışan sosyal girişimlerin daha fazla destekleneceğini düşünüyorum.

--

--