“Kahve Atıklarıyla Değer Yaratmak” Havuz’dan: Wastespresso

Beyza Seyhan
Sosyalfon
Published in
4 min readMay 17, 2021

1) Kendinizi ve girişiminizi tanıtır mısınız?

Mine Okyay: 21 yaşındayım. İşletme bölümünde 4. sınıf öğrencisiyim. Wastespresso projesinde başladığı andan itibaren iş geliştirme süreçlerinden sorumluyum. Wastespresso’dan kısaca bahsetmem gerekirse bizler kafe, restoran ve otel gibi işletmeler için özel olarak geliştirdiğimiz kahve atıklarını toplama, kompostlama ve kurutma yöntemiyle doğada kısa sürede çözünebilen biyoplastikler, hammaddeler ve materyaller üretiyoruz. Böylece hem müşterilerimizin atık yönetimini yapıyoruz hem de çevresel değer yaratmalarını sağlıyoruz. Aynı zamanda dünya için iki büyük sorun olan kahve ve plastik atığını da engelliyoruz. Çıkış hikayemizden bahsetmem gerekirse kurucu ortaklarımız Cavid ve Kerem’in baristalık deneyimleri var. Çalıştıkları kafede sorumluluklarından biri de kahve atıklarını çöpe atmaktı. Kahve atıklarını her çöpe atıklarında “Bu atığı nasıl değerlendirebiliriz?” gibi sorular oluşmaya başlıyorlar. Aynı zamanda kafenin bulunduğu konumdan dolayı çok fazla yabancı müşterisi de var. Yabancı müşteriler kafeye geldiklerinde plastik yerine daha çok sürdürülebilir çözümler arıyor. Bu müşterilerin soruları sayesinde Cavid ve Kerem’in aklında kahve atıklarını değerlendirebilecekleri bir çözüm fikri oluşmaya başlıyor.

2) Siz projeye nasıl dahil oldunuz?

Mine: Biz daha önce farklı bir projede çalışıyorduk. İlk onların baristalık yaptığı kafede tanışmıştık. Benim girişimciliğe bir ilgim vardı fakat herhangi bir projeye dahil değildim. Bir süre sonra yakın arkadaş olduk ve benim ilgimi fark ederek önceki projelerine beni dahil ettiler. Ardından Wastespresso fikri gelişmeye başlayınca bu fikri benimle paylaştılar. Tabii ki bu fikri ilk anda duyduğum heyecanı asla unutamayacağım. Ben de bu şekilde projeye dahil oldum ve yer almaktan çok memnunum.

3) Ekip olarak motivasyon kaynağınız nelerdir?

Mine: Genel olarak bahsedersem ekip olarak birbirimizi motive ediyoruz. Tüm ekip olarak çevresel sorumlulukların bilinciyle geliştirdiğimiz sürdürülebilirlik hedefimiz ve geleceğe yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacımız en büyük motivasyon kaynaklarımızdan. Bunun bilinciyle günden güne daha da fazla çalışıyoruz. Aynı zamanda bizim en büyük motivasyonlarımızdan biri de karşılaştığımız zorluklar. Çünkü biz biliyoruz ki her zorluk bizi bir adım ileri taşıyacak. O sebeple karşılaştığımız her zorlukta birbirimizi daha da motive ediyoruz. Böylelikle karşılaştığımız sorunları çözerken bir yandan da ilerleyebiliyoruz. Ben her başarılı girişimde motivasyon kaynağının ekip olduğunu düşünüyorum. Ekip birbirini motive ettiği zaman ve birbiriyle uyumlu bir şekilde çalıştığı zaman hedeflenen noktalara geliniyor. Böylelikle sorunların üzerinden de gelinebiliyor. Bilincimiz, karşılaştığımız zorluklar ve ekibimiz bizim motivasyon kaynaklarımız.

4) Girişiminizi kurarken nasıl zorluklarla karşılaştınız ve bu zorlukları nasıl aştınız?

Mine: Türkiye’de bir girişim olarak kuruluşumuzun başından beri belli sorunlarla karşılaştık. Karşılaştığımız ilk zorluk sermaye bulmaktı. Şu anda karşılaştığımız zorluk ise pandemi dönemi. Pandemi sürecinde işler bizim planladığımız sürece uygun ilerlemiyor. Ancak biz bu zorlukları olumsuz görmüyoruz. Biz bu zorlukları olumlu bir hale getirmeye çalışıyoruz çünkü daha önce de bahsettiğim gibi her zorluk bizi daha da ileriye taşıyacak. Bizler karşılaştığımız her zorlukta farklı çözüm yolları bulmaya çalışıyoruz. A planı, B planı, C planı… Birçok plan yapıyoruz ve bazen D planı A planından çok daha yararlı olabiliyor. Bu şekilde zorluklarla başa çıkabiliyoruz.

5) Wastespresso yolculuğunda unutamadığın bir anın var mı?

Mine: Bu yolculuğa başladığımdan beri yaşadığım her anın benim için faklı bir değeri var. Hepsi benim için unutulmaz diyebilirim ama tabii bazı anlar var ki onları hayatım boyunca aklımdan çıkaramayacağım. O anılarım benim için her zaman motivasyon kaynağı olacak. İlki Cavid ve Kerem’in projeyi benimle ilk paylaştıkları an. O zamanki yaşadığım o duygu ve motivasyonu hiçbir zaman unutabileceğimi düşünmüyorum çünkü proje hem beni çok heyecanlandırdı hem de duyduğun ilk an aklımda hemen bir çerçeve oluştu. İkincisi ise TUSİAD Bu Gençlikte İş Var ve BTM WinGlobal yarışma süreçleri ve o süreçleri başarıyla tamamlamamız. Bir girişim olarak küçük büyük hiç fark etmez bir başarı yakaladığınızda ve bir umut ışığı gördüğünüzde hedefiniz için çok daha fazla çabalamaya başlıyorsunuz. Tabii ki yatırım süreçlerimiz ve yatırım aldığımız anı da unutamayacağım.

6)Wastespresso’nun gelecek hayalleri neler?

Mine: Hem kısa süreli hedeflerimizden hem de gelecekteki hedeflerimizden bahsetmek istiyorum. Kısa süreli hedefimiz olarak; bizler çok yakında hazır olan ürünlerimizi piyasaya sürmek istiyoruz. Yaklaşık bir yıl içinde ikinci yatırım turuna çıkmayı hedefliyoruz. Hem yatırımla hem de gelir modelimiz ile birlikte belli bir miktarda kar elde etmeyi planlıyoruz. Gelecek hedeflerimizden bahsetmem gerekirse; Türkiye pazarında belli bir konum elde ettikten sonra globale açılmayı hedefliyoruz. İlk aşama olarak Almanya ve İngiltere pazarlarını düşünüyoruz. Bu pazarları seçmemizin sebebi ise bu pazarların aslında çok büyük olması çünkü hem kahveyi çok tüketen insanlar bulunuyor hem plastik kullanımında sürdürülebilir çözümleri benimsemiş belli bir bilince sahip olan insanlar var. Aynı zamanda kahve atığını bertaraf etme gibi çeşitli regüslayonlarının Wastespresso ile çok uyumlu olacağını düşünüyoruz.

7)Türkiye’de sosyal girişimciliğin yerini nasıl görüyorsun? Sosyal girişimciliğin yaygınlaşması için neler yapılmalı?

Mine: Türkiye’de girişimcilik özellikle de sosyal girişimcilik daha yolun çok başında. Ancak bu olumsuz bir şey değil. Bu aslında çok büyük bir pazarın olduğunun da göstergesi. Sosyal girişimcilerin dikkat etmesi gereken bazı belirli hususlar var. Birincisi aslında biz hitap ettiğimiz müşterilerimize ve fayda sağladığımız kitleye belli bir bilinç sunuyoruz. Bu bilinci yaratmamız gerekiyor ki belli bir ihtiyacın olduğunun farkına varılmalı. Bu sebeple birinci aşamada bence tüm topluma belli bir bilinç sağlanmalı çünkü bizler bile projenin içinde yer alsak da belli noktaları yeni öğreniyoruz. Her projenin hitap ettiği topluma bu bilinci aşılaması gerekiyor. Türkiye’deki pazarın çok daha kat etmesi gereken daha çok yol var ama şu bizim için güzel bir avantaj ki globalde hem başarılarından hem de başarısızlıklarından ilham alabileceğimiz örnekler var. Biz bu örneklerin yoluna bakarak belli bir şekilde yol kat edebiliriz çünkü önümüzde örnek olmadan tamamen bir boşlukta hareket etmek ile örneklerden yola çıkarak hareket etmek çok farklı. O nedenle ben Türkiye pazarında yeterli derecede bilinç sağlanabilirse ve bu örneklerden ilham alırsak çok büyük bir pazar oluşacağını düşünüyorum. Bence Türkiye’deki tüm girişimciler bu pazar ihtiyacını karşılayabilecektir.

Son olarak röportaj için teşekkür ederim. Sosyalfon’un desteğini yanımızda her an hissediyoruz. Sosyal girişimciler için demem gereken bir şey var ise hiçbir zaman motivasyonunuzu kaybetmeyin. Yaşadığınız her zorlukta daha da motive olun çünkü biz ekip olarak karşılaştığımız sorunlara üzülmek yerine hırs yapıp ilerlemeye çalışıyoruz. Bence bizi de şu ana kadar belirli bir noktaya getiren de bu.

--

--