Müşterim Ne İster?

Pazarlama ve satış departmanları olarak içinde olduğumuz organizasyona bakacak olursak;

Sürekli üzerinde kafa yorduğumuz ve efor sağladığımız konular nelerdi? Potansiyel hedef kitlenin kim olduğunu bilmek, hedef kitlenin dikkatini çekmek, kitleler üzerinde farkındalık yaratmak, doğru yerde ve doğru zamanda onlarla iletişime geçmek, satışı tetikleyecek ortamları oluşturmak, satın alma sürecini etkin kullanmak, eşsiz müşteri deneyimini yaratmak ve izlemek, sadakati, devamlılığı sağlamak…

Baktığımızda her marka ve her sektör için bu sorular aynı ama cevaplar çok farklı olabilir!

Çünkü yakın geleceğe damgasını vuracak yepyeni gelişmeler yaşanıyor. Teknoloji dünyası hiç durmuyor! Ve bu da pazarlamacıları sürekli yeni bir yaklaşım keşfetmeye teşvik ediyor.

Son zamanlar üzerinden konuşulan bu yaklaşımın ismi “Gerçek Zamanlı Pazarlama”.

Aslında bu yaklaşımın size yabancı gelmemesi çok normal çünkü biz gerçek zamanlı yaptığımız pazarlama faaliyetlerine genelde gerilla ve deneyimsel pazarlama diyorduk öyle değil mi?

Peki nedir bu yaklaşımın diğerlerinden farklı? Yeni dünyanın önemli trendlerinin neredeyse tamamı bir şekilde gerçek zamanlı pazarlama ile kesişiyor. Akıllı telefon ve aplikasyonların önlenemeyen yükselişi; sosyal medya devrimi; giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması; çok kanallılıkla 360° müşteri deneyimi, mikrolokasyon ile nokta atışı ve hepsinden önemlisi büyük veri…

Aslında bu pazarlama fikrinin en büyük farkı odağında tamamen teknoloji olması ve iletişimi tamamen bu yolla sağlıyor olmasıdır.

Nedir bu Big Data ile Dönüştüğümüz Yer?

Veri, geleceğin en değerli hazinesi, zenginliği… Tüketici, ürün, ortam, lokasyon, hareket, zaman, mecra, deneyim, dış faktörler ve daha nice alanla ilgili her geçen gün daha fazla veri birikiyor.

Hammaddeyi bulmak, dönüştürmek ve kullanım alanları yaratmak pek çok mucizeyi de beraberinde getirecek. Ancak işin zor tarafı da o veriyi gerçek bir pazarlama fikrini çevirebilmekten geçiyor. Her şirketin yaklaşımıysa farklı. Kimi kurum çok bilinçli, bu konuyu önceliklendiriyor.

Örneğin çok gelişmiş teknolojilere sahip taşıma şirketleri, taşıdığı her kutuyla ilgili bir çok ayrı veri başlığı belirliyor. Operasyonunu devamlı bu verileri analiz edip doğru zamanda aksiyona geçerek mükemmelleştiriyor. Kimi şirketler ise henüz hiç adım atmamış durumda. Olan biteni izliyor ve hala geleneksel yöntemlerle işini iyileştirmeye çalışıyor. Ancak sadece tek şirketin kendi sistemlerinden elde edeceği, çıkaracağı veri ile de bu dönüşümün devreye girmesi mümkün değil. Şirketin dış dünyayla entegre çalışması gerekiyor.

Büyük Veri İle Gerçek Zamanlı Pazarlama

Müşterinin ne istediğini bilip, öngörüp ona doğru zamanında yani gerçek zamanlı ulaşabilmek, uzun bir kurgunun, deli bir operasyonun sonucu diyebiliriz. Bu kurgunun odağında ve hedefinde sadece müşteri var. Aslında bu güç tamamen müşteriyi doğru tanıyacak hamleleri yapmaktan ve onu tanıdıktan sonra doğru hamleleri yapmaktan başka bir şey değil!

Tabii ki her yeni keşif belli zorlukları beraberinde getiriyor. Milyonlarca veri arasında işe yarayacak olanı bulmak samanlıkta iğne aramaktan farksız. Tabi bir de sapla samanı iyi ayırmak gerekecek bunu da unutmamak lazım! Bu yüzden işin en zor tarafı bu keşif yolculuğundan bir anlam ile dönebilmekte. Hangi kanaldan ulaşmalı? Doğru zaman hangisi? Durumsal veriyi nasıl kullanmalı? Etkileşime nasıl geçmeli? Tabii ki kafamızda deli sorular!

Size güzel bir haberim var! Tüm pazarlama dünyası bu soruların cevabını arıyor! Ancak unutulmaması gereken şeylerden birisi müşteri bunu istiyor mu? Yani ona özelleşmiş bilgilerle ulaşıp, özelleşmiş ürünler sunmamızı ister mi?

Teknolojiye bu kadar kısa zamanda kolay adapte olmuş yurdum insanının çok karşı olacağını sanmıyorum. Zaman zaman bu telefonlar yüzünden yaptığımız her şeyi izliyorlar biliyorlar deseler de teknoloji bizim bir parçamız!

Özetle gerçek zamanlı işler ve pazarlama projeleri, çok sevdiğimiz ama gerçekten bu sürece geçebilmek için öncelikle arkasında derinlemesine CRM çalışmalarının olduğu yapılar diyebiliriz. Yani gerçekten müşteriyi daha önceden tanıyıp o an ne yaptığını görebilmekle hikaye başlıyor diyebiliriz.

Önümüzdeki günlerde bu tür işlerden birebir örneklerle bahsedeceğim ve bakalım ülkemizde nasıl yapılıyor ya da yapılmaya çalışılıyor anlatmaya çalışacağım.

Devam edecek…