“Şampiyonlar Barı ve Beşiktaş”

Aquilanera
STANDART
Published in
4 min readFeb 28, 2018

KPMG Football Benchmark, Avrupa’nın şampiyon kulüpleri arasında ekonomik yönden karşılaştırma yaptığı bir rapor yayınladı. Bu raporda gelirlerinin dağılımı ve artış oranları gibi veriler üzerinden bir sıralama ortaya çıkıyor.

Veriler milyon euro üzerinden, 2016–17 sezonuna ilişkindir.

Avrupa’da ünlü ve güçlü kulüplerin misafir olabildiği bir bar var: Şampiyonlar barı. Buraya girebilmek için ilk kural mücadele ettikleri ulusal liglerde “şampiyon olmak”. Bu sene barın misafirleri arasında, her biri 400 milyon euroyu aşan gelirleri ile locadan yer almayı başarabilen dört takım mevcut: Real Madrid, Bayern, Chelsea ve Juventus. Oturdukları deri koltuklarının önündeki masalarında şişe şişe şampanya, Jack Daniel’s, Chivas Regal, Grey Goose, yanında ateşli meyve tabakları, antep, kaju, badem tüketebilecek ekonomik güce sahip takımların sayısı sadece dört. Manchester, PSG, Napoli, Barselona gibi diğer nice zenginler son şampiyon olamadıkları için bu sene kabul edilmediler bu bara.

Loca sahiplerini tek tek incelersek;

Real, bu sene faturalandırılmış 671 milyon euro geliriyle en iyi locayı almaya hak kazanıyor. Gelirinin %37'si yayın haklarından, %21 stat gelirlerinden ve %42'lik bölümü ise ticaret ve diğer gelirlerden oluşuyor. 2015–16 sezonuna göre, gelirlerinde %8'lik bir artış var. Diğer taraftan 406 milyon euro gibi büyük bir rakamı maaşlar için harcıyor. Sadece futbol şubesi için neredeyse 377 milyon euro.

İkinci locanın sahibi, 588 milyon euro ile Bayern’in. Gelirinin %17'si stat, %25'i yayın hakları ve %58 gibi büyük bir oranı ise ticaret ve diğer gelirlerden oluşuyor. Real seviyesine ulaşamasa da, Bayern de oyuncu ve personel için harcadığı rakam 265 milyon. Daha önceki sezona göre gelirlerinde %1'lik bir düşüş görülüyor.

3 numaralı loca 420 milyon geliriyle Chelsea’nin. Bir önceki sezona göre yaşadığı %4'lük düşüş, sterlinin euro karşısında değer kaybetmesinden kaynaklı. Gelirlerinin büyük bir bölümünü (%45), ödenen astronomik paralar göz önünde bulundurulduğunda, yayın hakları oluşturuyor. %18'lik pay stat gelirlerine aitken, %37'si ticaret ve diğer…

Gelelim elit sınıftaki son loca sahibi, İtalya şampiyonu Juventus’a. 412 milyon geliriyle, bir önceki sezona göre %21'lik bir artış sağlamış. Juve de, Chelsea gibi gelirinin büyük bir bölümünü (%57) yayın haklarından elde ediyor. Maaş harcaması ise Bayern ile neredeyse kafa kafaya, 262 milyon. İtalya’nın şimdilik en büyük kulübü olsa da, global anlamda henüz o kadar değil.

Barın orta sınıfının oturduğu yer tahta masa ve sandalye, içtikleri ise genellikle yerel içkiler. Loca için ise hala uzun bir yol var önlerinde. Loca sahipleri 400–700 milyon gelire sahipken, bu sınıfın gelir düzeyi 100–150 milyon arasında. Aralarında yaklaşık 250 milyon euro gibi büyük bir uçurum söz konusu.

Beşiktaş, locaların ardından 145 milyon gelirle bu barda en iyi masaya sahip. Masasına çilingir sofrası kurulmuş rakısını yudumluyor, sahneyi de güzel bir yerden görüyor. Gözünü locaya da dikmiş, ancak geçmiş dönemlerin borçları, yüksek gelire rağmen oldukça zorluyor. Bir önceki sezon ile karşılaştırıldığında, gelirlerinde %43'lük bir artış var. Maaş yükü ise neredeyse yarı yarıya (70 milyon euro). Yayın hakları gelirin %48'ini, stat gelirleri ise %13'ünü oluşturuyor. Her ne kadar gelir artış oranı yüksek olsa da, giderler gelirden çıkarıldığında kalan para 1,3 milyon euro gibi cüzi bir miktar. Ancak kısa bir zaman önce büyük sıkıntılar yaşayan ve “Feda” diyen bir camianın, bu hızlı yükselişi, doğru yolda olduğunun ve tünelin sonunun aydınlık olduğunun göstergesi. Tabii başarılı olmanın ve gelirlerin artmasındaki en önemli etken kendi liginde şampiyon olmak, Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek ve gücünün yettiği yere kadar gidip başarılı olmak.

Şampiyonlar Ligi’nden gelen gelir, özellikle orta seviye kulüpler için, sadece yayın haklarından değil, stat gelirleri ve sponsorların bonuslarından da kazandıklarından dolayı büyümede kilit bir role sahip.

Orta sınıfta Beşiktaş ile birlikte Monaco, Benfica ve Celtic bulunuyor.

Monaco’da dikkat çeken detay, ortalama maç başı 9.499 seyirci sayısıyla stat gelirleri, toplamdaki en az yüzdeye sahip (%6). Orta sınıftaki en yüksek maaşı, yine Monaco ödüyor (99 milyon). Gelirlerinin büyük bir kısmını ise yayın haklarından elde etmiş. Giderlerinin çokluğu ise kasaya sadece 0,1 milyon euro kalmasına neden olmuş.

Benfica, her ne kadar büyük başarılara imza atmamış olsa da 128 milyon gelirin 44,5 milyon eurosunu kasasına atarak 10 kulüp arasında en fazla kâr eden oluyor. Önceki sezona göre %2'lik bir gelir artışı olumsuz olarak yorumlanabilirse de aslında Benfica’nın istikrarını ortaya koyuyor. Yayın gelirleri de toplam gelirlerinin %55'i gibi büyük bir orana sahip.

Celtic, orta gelirlilerin içinde 105 milyon ile baraja en yakın olan kulüp. Birçok kulüpten farklı olarak, Celtic’in maç başı 48.742 seyirciye sahip olması, kulübün kazandığı paranın büyük bir bölümün stat gelirlerinden olmasını (%42) sağlıyor. Yayın hakları ise toplam gelirinin %40'ını oluşturuyor. Orta sınıftaki en az maaşı ödeyen (62 milyon) Celtic, kasasına 8 milyon net kâr koyuyor.

Bardaki son grup ise Bistro. Yüksek bir masa etrafında ayakta yudumluyorlar içkilerini. Gelirleri ve giderleri orta sınıfın altında olan bu grupta, bu sene Hollanda şampiyonu Feyenoord ve İsviçre şampiyonu Basel bulunuyor. Her iki takımın da ortak özelliği maaş yüklerinin, düşük olması. Feyenoord 37 milyon, Basel ise 32 milyon harcıyor maaşlar için. Ancak her iki kulüp de, kısıtlı gelirlerine rağmen kar etmiş ve kasasına iyi meblağlar koymayı başarıyor.

KPMG Football Benchmark’ın yayınladığı bu raporla, futbolun kâr elde edilebilecek bir iş kolu olmaya başladığını ve artık futbol kulüpleri için para kazanmanın bir hayal olmadığını vurguluyor. KPMG’nin spor bölümü şefi Andrea Sartori şöyle açıklıyor: “Son yıllarda futbol şirketlerinin temel meydan okumalarından biri işlerinin sürdürülebilirliğine ilişkindi. Rapora dahil edilen şampiyonların hepsi kar yaptılar. Ses getiren transferlere ve artan personel harcamalarına rağmen, endüstri kar etmenin hayal olmadığı bir yöne doğru gidiyor. Bu senaryoda, örneğin Chelsea, Juve ve Benfica gibi Oscar, Pogba, Guedes ve Lindelof’u satarak oyuncuların değerini artırabilen kulüpler ise yarışta avantaja sahip olabiliyor”.

--

--