Bir Merhaba Daha

Cem Fante
STANDART
Published in
3 min readMar 17, 2018

Geçenlerde gördüğüm; “günümün %90’ı başka insanlara ‘bırak bırak, ver ben yaparım’ dememek için kendimi tutmakla geçiyor” minvalindeki laf, beni çok iyi anlatıyor. Bir farkla. Ben kendimi tutamıyorum. Hayatım boyunca değişmesi gerektiğine inandığım şeyleri “biri gelip değiştirsin” diye bekleyemedim. Denediğim her şeyi başarıya ulaştıramadım ama inandıklarımın peşine düşmekten de hiç geri kalmadım.

Futbolu konuştuğumuz dili değiştirmek gerektiğine inanıyorum. Bunun “bünyem bu kabalıkları, yozlukları kaldırmıyor” kibarcıklığıyla pek ilgisi yok. Beşiktaş’ın düşlediğimiz yerlere gelmesinin yolunun buradan geçtiğini düşünüyorum. Aklımda iki hedef var.

Birincisi, Beşiktaş’ın ve taraftarının; kaderini pek de parlak görmediğim ligimizden ve rakiplerinden olabildiğince pozitif ayrışması, yönünü Avrupa’ya çevirmesi, başarı-başarısızlığını uluslararası standartlara göre değerlendirmesi ve planlamasını buna göre yapması. Bunun olabilmesi için taraftarın beklentilerini buna göre ayarlaması, dünyayı bilmesi ve Beşiktaşlıların futbolu “tüketme” biçiminin de farklılaşması gerekiyor.

İkinci mesele ise, biraz daha büyük. Kendimizi ne kadar ayrıştırırsak ayrıştıralım ağacımızın kökleri yerel futbol habitatına saplanmış vaziyette. Türk futbolu kötü, art niyetli, günlük hesaplarla ve adaletsiz yönetiliyor. Beşiktaş’ın gelirlerinin büyümesi, finansal ufkunun genişlemesi ve çıtasının yükselmesi için yapılması gerekenlerin önemli bir bölümü; mevcut durumda bu yerel, “küçük olsun benim olsun” zihniyetli ligi yönetenlerin vizyonuna bağlı. Yani umutlu olmak için pek bir sebep yok. Bu köhne/ilkel düzenin çarklarının dönmesini; insanların alınan bütün deli saçması kararlara, futbolu seven insan sayısının giderek azalmasına ve ligin marka değerini geliştirmek için hiçbir şey yapılmamasına rağmen isyan etmemesini sağlayan ise, ahbap çavuş medyası. Sistemin tencere düdüğü görevini görüyorlar. Ortam biraz ısındı mı, biraz buhar atıyorlar; sonra her şey -eski tas eski hamam- kaldığı yerden devam ediyor. Her biri Beşiktaş faydasına olacak; ligin büyümesi, iyi futbolun peşine düşülmesi ve insanların adil bir oyun seyrettiğine inanması şu halimizle mümkün değil. Değişim de ancak her kesimden taraftarın toplu, bilinçli ve ısrarcı talebiyle gerçekleşebilir. O taraftarlarsa hayatlarında böyle bir eksiklik hissetmiyorlar. Talep ancak daha iyinin mümkün olduğunu bilmek ve bunun ihtiyacını hissetmekle oluşur.

İşte benim derdim de; öncelikle olabildiğince Beşiktaşlıya, sonrasında da ulaşabildiğim herkese futbolu seyretmenin, yazmanın, anlamanın, anlatmanın, coşkusunu köpürtmenin ve mutluluğunu yaşamanın başka bir yolu olduğunu duyurabilmek. “Bizim millet bundan anlamaz” kolaycılığına kaçmadan önce taraftarlarda; onların aracılığıyla da spor medyasında bir değişimi zorlamak. Standart bir iş yapmak değil, benzerlerini yanına çekmeye çalışan bir Standart koymak.

Daha istediklerimin %5’ini yapamadım. Şu ana kadar yaptığım işi de çok beğeniyor değilim. Tasarladıklarım hayata geçse bile bizim gücümüzün saydığım hedeflere varmaya, sorunları çözmeye yeteceğini de sanmıyorum. Zaten mesele de o değil. Ben derdin ne olduğunu anlatacağım, bir yol ve yöntem ortaya koymaya çalışacağım. İkna olan başkaları, bambaşka yerlerde daha iyi daha güçlü işler yapacaklar. İnsanların ana akım medyaya muhtaç olmadığı, kendi içeriğini üreten; yeteneğin, kalitenin ve yaratıcılığın geçer akçe olduğu alternatif yayıncılık büyüyecek. Ana akımı dönüşmek zorunda bırakacak.

Standart Dergi için bir sitenin dergiye, derginin çeşitli programları olan bir podcast network’üne, onun bir youtube yayın stüdyosuna hepsinin toplamının spor-kültür-teknoloji haber ve içeriği üreten bir yayın kuruluşuna dönüşeceği bir geleceği hayal ediyorum. Bu noktaya kadar fedakâr, içten ve yetenekli yirmiyi aşkın yazar arkadaşımızla beraber geldik. Bundan sonrası için de onlara ve bana benzeyen insanlara, yani sizlere güveniyorum.

Dünyayı; sevmeyi, yaşamayı, mutlu olmayı bilen; inandığının peşinden dostuyla omuz omuza gidenler değiştirecek.

Yaşasın Beşiktaş Mücadelemiz!

--

--