Emoji Dili ve Edebiyatı

Caner Demircan
STANDART
Published in
3 min readSep 15, 2017

Bana seni seviyorum yazma. Bana kalp at.

Teknolojinin yaşamımıza etkisinin iyice hissedilmesiyle, zaman kavramına bakışımız da değişime uğruyor. Bir dakika içinde birden fazla kişiyle haberleşmek, derdimizi daha kısa sürede anlatmak; yani daha az kelimeyle hatta daha az harfle konuyu özetlemek istiyoruz.

Twitter’ın insanları 140 karaktere sıkıştırmış olması da buna etken. Ama asıl sebep yazılan ileti, yorum ya da mesajın sıradanlaşmış olması. Noktasına virgülüne kadar özen gösterilen mektuplar yok artık. Onun yerini günde onlarca defa yapılan yazışmalar aldı.

Belki eski nesil tarafından bu yazışmalar kolaylık olarak görülüyor ama peki yeni nesil? Zaten elinde cep telefonu ile büyümüş olan neslin kısa mesaj yazabiliyorum diye kendini şanslı görmesi için bir neden yok.

Tarih boyunca insanoğlu hep bir kolaylık aramış, bulmuş ve bulduğunu kısa sürede yaymış. Bunu dijital yazışmalarda da uygulamakta gecikmemiş. Tabi ki teknolojiyle ilişkili bu adım, ilk olarak Japonya’da atılmış.

Yazışmanın da kolayı; hiç ummadığımız ağır abilerin / yaşlı teyzelerin kullandığını gördüğümüzde yadırgadığımız, başlarda gayri ciddi görünen ama zamanla normalleşen “emojice”; ilk olarak Japonya’da üretilen cep telefonlarında, kısa mesajlarda kullanılmak üzere denenmiş.

Büyük şirketler, bu özelliği ürettikleri yeni modellere eklemekte gecikmemişler. Bugün hemen hemen tüm sosyal medya platformlarında karşımıza çıkan bu “dil” böyle doğmuş.

Sarı suratlı ifadeleri, üç beş tane el işaretini abartıyormuşum gibi gelebilir ama emojili iletişimin yükselişini farkedenler Üsküdar’ı geçmekte. Emoji ne işe yarar? Kısa sürede etkili görsel anlatım. Tam da reklamlarda aranan özellik sanki? Ama bu emojiler reklamda nasıl kullanılabilir ki? Mesela Barcelona kulübünün yayınladığı videolarda yaptığı gibi.

Hazırlanan videolarda oyuncular takım arkadaşlarının özelliklerini bir sembol seçerek anlatıyor ve videolar kısa sürede dünyaya yayılıyor. Aynı içerik kelimeler kullanılarak hazırlansa çok daha uzun sürecek ve insanlar sıkılıp izlemekten vaz geçecekler.

Bildiğimiz kadarıyla “bir lisan bir insan” demekti. Ama emojice bu denklemi altüst etmeye aday. Çünkü sembollerin dili evrensel.

işaretini yapan kişi ister Asyalı olsun ister Afrikalı bunun beğeni ya da onay anlamı taşıdığını görür görmez anlayabiliyoruz. Bu semboller günün birinde harflerin önüne geçer de tüm meramımızı anlatmaya yeterse o zaman yeni atasözümüz; “emojice her lisan” olacak. Harflerin olmadığı, tüm insanların resimlerle haberleştiği dünya zaten önceden de vardı. Bugün kullandığımız

işareti bundan yaklaşık 40000 yıl önce Endonezya’da da kullanılıyordu. Biçimleri aynı ama amaçları farklıydı.

Mağara duvar resimleri, günlük konuşma amaçlı değildi. Çoğunlukla bir ritüelin parçasıydılar. Yine de, geçmişe bakınca, kafa kurcalayan bir düşünce geliyor akla. Yazılı dil dediğimiz şey geçmişte resimden yazıya geçiş yapabildiyse zamanla bu işin tersini yapıp da yeniden resimli dile dönebilir miyiz?

Sanki yapmaya başladık bile.

--

--