Eskimeyen Hikayeler

Caner Demircan
STANDART
Published in
2 min readJan 9, 2018

“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” ( Antoine de Saint-Exupéry — Küçük Prens)

Taraf olmak, taraftar olmak; zamanla daha fazla sürgün salan bir sarmaşık misali, gitgide tamamen bağlanmayı göze almak bir bakıma. Duygusal bir olguyu matematiğe, ya da mantığa dökmeye çalışmak gereksiz. Önce benimsiyor sonra öyle olmasını istiyoruz hepsi bu.

Sevdiğiniz bir arkadaşınız, desteklediğiniz bir grup, hayranı olduğunuz bir sporcu, tuttuğunuz takım… uzun süre kendinize yakın bulup gerektiğinde fedakarlıklar yapmanıza sebep olmuştur. Bir arada işler yolunda giderken iyi güzel de dünya tam olarak o kadar toz pembe değil. Herkes kendi çıkarı doğrultusunda bir karar verdiğinde kimileri için yollar ayrılmak zorunda kalıyor. Veda etmek gerekiyor. Ortada bir bütünlük varken bir parçanın diğerinden kopması da en azından bir tarafı kanatıyor. Gitmek mi zor, kalmak mı, ya da en çok kim üzüldü… İleride teknoloji gelişir de duygular, düşünceler bir şekilde tartılabilir mi bilmiyorum ama; “onlarca güzel hatıraya katkı sağlayan kişi artık olmayacak düşüncesinin yükü” en fazla en koyu taraftarlara dokunuyor.

Tamam yetişkinler için daha kolay, maddi sebepleri neden sonuç ilişkilerine bağlayıp anlamlandırmak, bu dünyaya alışmak. Belki bizim için zamanla sıradanlaşacak ama birkaç yıl önce Demba Ba için ağlayan Mete ve onun gibi niceleri için durum aynı değil. Beşiktaşlı yaptığım altı yaşındaki yeğenimin Cenk Tosun neden gitti sorusuna yanıt vermek şu an bu yazıyı yazmaktan daha zor. Ben basitleştirerek bir şeyler söylesem de Cenk transferini geçtim, o hala top oynarken “Sosa” diye bağırmaya devam edecek biliyorum.

“Abartmaya gerek yok, çok gelen giden oldu” diyen iç sese başka bir iç ses karşılık veriyor, “tamam ama bu çocuğu biz yetiştirdik, biz büyüttük artık sanki taraftar gibi olmuştu, bu ötekilere benzemez”. -Belki yemeklerini biz hazırlamadık, antrenman programlarını biz düzenlemedik, maç taktiklerini biz vermedik, hatta belki bir çoğumuz dünya gözüyle görmedik -ama olsun, destekledik ya, bu sahiplenme duygusunu artırmaya yeter.

Bir zaman geçecek başka isimler mutlu olmamıza sebep olacak, sonra onların da vakti gelecek bu defa onlar için hüzünleneceğiz ve bu hep böyle devam edecek. Çünkü taraf olmak, taraftar olmak bunları da göze almak demek.

“… beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım. Kuşların geçişlerini, bulutların birbirlerine rastlayışlarını bekleyecektim…” (Albert Camus — Yabancı)

--

--