İhsan Kalkavan Meselesi

saladze
STANDART
Published in
6 min readMay 8, 2018

Çeşitli mecralarda konu Türk futbolundaki şike meselesine geldiğinde herkes doğru ya da yanlış olduğuna bakmaksızın eline geçirdiği ilk argümanla rakibini suçlamakta. Beşiktaş da bundan nasibini alıyor elbet. Bu konu ne vakit açılsa her Beşiktaşlının duyduğu ve duyacağı ilk şey İhsan Kalkavan’ın adı oluyor. Ben elimden geldiğince kronolojik olarak bahsi geçen yıllarda İhsan Kalkavan’ın Beşiktaş’ta neler yaptığını anlatmaya çalışayım. Böylece Beşiktaşlı arkadaşların bundan sonra Beşiktaş-Şike-Fetö-İhsan Kalkavan zırvalarıyla saldırıda ve suçlamada bulunan insanlara verebileceği berrak bir cevabı olsun.

İhsan Kalkavan adının kulüpte geçtiği ilk tarih:
2 Mart 1990: 1989–90 sezonunun 22. haftasında İhsan Kalkavan’ın Başkan Süleyman Seba’nın listesine girmesi kesinleşir.

Kalkavan, Seba’nın parasız yönetici ilkesinden vazgeçmesi ile listeye girer.

Beşiktaş o sırada ikinci Trabzonspor ve Fenerbahçe’den 4 puan önde liderdir.

İhsan Kalkavan’ın Beşiktaş yönetimine girmesi:
25 Mart 1990: Ligin 26. haftasıdır. Süleyman Seba seçimi kazanır. Listesinde İhsan Kalkavan da vardır.
Beşiktaş o sırada ikinci Fenerbahçe’nin 1 puan önünde liderdir. Sezonu da Fenerbahçe’nin 5 puan önünde şampiyon olarak tamamlar.

İhsan Kalkavan’ın Fethullah Gülen ile ilk kez tanışması:
İhsan Kalkavan 1989–90 sezonu sonunda Zaman Gazetesi’nin düzenlediği “Yılın Spor Adamları” ödül törenine gider. 2005 yılında verdiği röportajda o günlerden şöyle bahsediyor:

“…O gün gittiğimde muazzam bir resepsiyon gördüm. Bakanı, Milletvekili, Valisi, Kaymakamı, bürokratı herkes orada. Salona girince müthiş bir alkış koptu. Bir sürü talebe lehime çok büyük tezahürat yaptı. Kendimi tribünlerde hissettim. Benden daha büyük tezahüratı da Galatasaraylı İsmail’e yaptılar. İsmail’in yanına oturdum, ‘İsmail bu ne iş?’ dedim. ‘Hadi ben çok başarılı bir takımın başındayım, Galatasaray dökülüyor ama yer yerinden oynadı İsmail’ diye. ‘Ağabey seviyorlar’ dedi kesti attı. O gece şaşkınlığım üstümden gitmedi. İlgileneyim ya bunlar kim, neyin nesi kimin fesi dedim…”

İhsan Kalkavan daha sonra İzmir’e gidip Fethullah Gülen ile tanışır.

28 Ocak 1991: 1990–91 sezonunun 16. haftasıdır. İhsan Kalkavan beraberindeki beş yöneticiyle beraber istifa eder.

İstifaların sebebi ise Süleyman Seba’nın, “Paralarıyla başkan olacaklarını sananlar, bu camiadan silinir giderler” açıklaması. 28 Ocak akşamı yapılan yönetim kurulu toplantısında Şirin Kuru, İhsan Kalkavan, Tevfik Yamantürk, Ferhat Özgen, Bahattin Beyoğlu ve Osman Akalın adlı yöneticiler Seba’ya bu sözü söyleyip söylemediğini sorar. Daha sonra sert tartışmalar yaşanır. Bu altı yönetici de istifa mektuplarını imzalayıp toplantıyı terk eder. Seba, kalan yöneticilerle toplantıya devam eder. İstifa eden yöneticiler spor basınında “Altılılar” olarak anılır.

Beşiktaş, o sırada 34 puanla, lider Galatasaray’ın arkasında 2. sıradadır.

4 Şubat 1991: Beşiktaş, Karşıyaka maçı için İzmir’e çıkarma yapar. Aynı günün gecesinde de Rıza’nın doğum günü şerefine bir organizasyon tertiplenir.

Yöneticiler, istifa eden yöneticilerle arayı yumuşatmak için çaba sarf ederler ama başarı sağlanamaz. İnatları inattır. Geceye vapurla katılan İhsan Kalkavan’ın dansözle göbek atması ise henüz cemaatin tahterevallisine tam manasıyla binmediğinin bir göstergesi sayılabilir.

5 Şubat 1991: Altılıların istifası oylama ile kabul edilerek karar defterine işlenir.

12 Şubat 1991: İki hafta sonra, yani 1990–91 sezonunun 18. haftasında İhsan Kalkavan, Beşiktaş futbol şubesi sorumluluğuna geçici olarak getirilir.

O sırada Beşiktaş 40 puanla lider, Galatasaray 38 puanla ikincidir.

13 Şubat 1991: Kalkavan’ın geçici olarak göreve gelişinden bir gün sonra İnönü Stadyumu’nda Galatasaray ile Türkiye Kupası Çeyrek Final maçı vardır. Maç oynanır ve Galatasaray turu atlar. İhsan Kalkavan maç sonu, çok iyi mücadele ettiklerini ve elenişe rağmen oyunculara prim verilmesi için yönetime teklif götüreceğini belirtir.

17 Şubat 1991: Kupada darbe alan Beşiktaş, Anadolu takımları karşısında büyükleri “kollamamasıyla” ünlü Erman Toroğlu’nun yönettiği deplasman maçında Bursaspor’u 1–0 yener. Kupa moralli Galatasaray ise sahasında Ankaragücü ile 0–0 berabere kalır. Adanaspor’u yenen Trabzonspor Galatasaray’ın önüne geçerek 2. sırayı alır. Maçtan iki gün sonra Tanju Çolak Teknik Direktör Mustafa Denizli’ye çok ağır eleştiriler getirir. “Galatasaray çok yanlış oynuyor”.

1 Nisan 1991: Ligin 25. Haftasına Beşiktaş, Galatasaray’ın 4 puan önünde lider ve namağlup girer. Galatasaray Adanaspor’u 5–2'yle geçerken, Beşiktaş Gençlerbirliği deplasmanında 2–0 kaybeder. Fark 1 puana iner. Bir sonraki hafta da iki takımın galibiyeti ile geçilir.

20 Nisan 1991: Ligin 27. Haftası bir Galatasaray-Beşiktaş derbisine sahne olur. Beşiktaş 1 puan farkla hala liderdir. Maç öncesi centilmenlik hakimdir. Galatasaray Futbol Şube Sorumlusu Yurdeşen Karahasan, İhsan Kalkavan ile kolkola sahaya çıkar ve seyirciyi selamlar. Hatta Kalkavan, Galatasaray tribünlerine öpücükler gönderir. Maçın hakemi Ahmet Çakar’dır. Daha 18. dakikada Galatasaray Tanju ve Ulvi’nin kendi kalesine attığı gollerle 2–0 öne geçer. O dakikadan sonra maç tamamen Beşiktaş hakimiyetinde geçer. 33 ve 43'te Ali’nin golleri ile 2–2 olur. 73'te Feyyaz skoru 2–3 yapar ve maç bu şekilde biter. Maç sonu Mustafa Denizli’nin açıklamaları: “Rakibimiz büyük bir avantaj yakaladı. Şimdi bundan sonraki maçlarımızı kazanarak bekleyeceğiz. Beşiktaş’ı kutluyorum. Söyleyecek başka kelime bulamıyorum. Kendi futbolcularımı yermek istemiyorum. Asıl üzüntümüz 2–0'dan sonra maçı kaybetmemiz. Defansını ileriye çeken Beşiktaş orta sahayı eline geçirdi. Prekazi çok yoruldu, dağıldı. Kosecki de hastaydı. Bu yüzden iyi oynadığı söylenemez”.

Beşiktaş’ın ikinci golünde ıska geçen Yusuf maç sonu şunları söyledi: “Orada ne olduğunu bilemiyorum. Nasıl ıska geçtiğimi hala anlayamıyorum. Çok üzgünüm”.

Elbette her maçta olduğu gibi böyle önemli bir maçtan sonra da hakem Ahmet Çakar’a birtakım sitemkar söylemler olmuştur. Özellikle Tanju tarafından. Ama maçı Beşiktaş hak ederek kazanmıştır. Sonraki haftalarda Beşiktaş bir de Fenerbahçe’yi yenecek ve 69 puanla şampiyon olacaktır. Galatasaray, ligi 64 puanla ikinci sırada bitirir.

27 Mayıs 1991: İhsan Kalkavan 26 Mayıs’ta Galatasaray ile oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçından sonra Futbol Şubesi Sorumluluğu görevine veda eder. Maçı ve kupayı 1–0 ile Galatasaray kazanır.

5 Haziran 1991: İhsan Kalkavan transfer komitesinde yer almak üzere listeye yeniden yazılır. Transfer işi ondadır artık. Bu işte bir hayli çuvallar. İlk icraatı kaleci Engin’i Fenerbahçe’ye kaptırmak olur. Uzun bir süre Macaristan Milli Takımı’nın kalecisi Zsolt Petry’nin peşinde koşulur ama bir türlü olmaz. İş yılan hikayesine döner; hatta “kaleci komedisi” gibi haberler yapılır:

Aynı dönem Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye geçen Tanju Çolak da Kalkavan için, “transferden ne anladığı Bako ve Zeyer’i alışından belli” diyerek güldürür.

3 Ağustos 1991: İhsan Kalkavan, Ekim ayında oynanacak PSV Eindhoven maçlarından sonra istifa edeceğini açıklar.

26 Aralık 1991: İhsan Kalkavan, 1991–92 sezonunun devre arasında Beşiktaş Futbol Şube Sorumluluğundan istifa eder.

O sırada Beşiktaş 39 puanla lider, Fenerbahçe 35 puanla ikinci sıradadır.

9 Şubat 1992: İhsan Kalkavan göreve geri döner.

18 Mart 1992: İhsan Kalkavan, Süleyman Seba’ya işlerinin yoğunluğundan ötürü yeni dönemde yer almayacağını söyler.

11 Nisan 1992: İhsan Kalkavan 1991–92 sezonunun 24. haftasında görevi Selim Başar’a teslim eder.
O sırada Beşiktaş 60 puanla lider, Fenerbahçe 59 puanla ikincidir. Sezonu Beşiktaş 76 puanla Şampiyon, Fenerbahçe 71 puanda ikinci bitirir.

Beşiktaş’ın üç yıl peşpeşe şampiyonluk hikayesinde İhsan Kalkavan’ın yeri yukarıda yazdığı gibidir. Özetlersek;
1989–90 sezonu: 26. hafta göreve gelir. Beşiktaş zaten liderdir ve Şampiyon bitirir. İhsan Kalkavan o sırada Fethullah Gülen’i hayatında görmüş dahi değildir.
1990–91 sezonu: İhsan Kalkavan, iki hafta hariç futbol şubesinin başındadır.
1991–92 sezonu: İhsan Kalkavan, 24. haftaya kadar futbol şubesi görevinde kalmıştır.

Fetö’nün o dönem bir takımı tutup şampiyon yapabilecek gücü olduğuna inananlar en azından Kalkavan’ın böyle bir nüfuzu ne kadar kullanabildiğini yukarda görmüştür. Yani eğer var ise böyle bir durum, fiziksel olarak en fazla 1990–91 sezonu için söz konusu olabilir.

Tüm bu bilgiler bir yana, bu mevzu üzerinden Beşiktaş’ın o dönemki üç (3) şampiyonluğunu şaibeli gören Galatasaraylılar kendi kendilerine 1996–2000 arası dört (4) ve 2002–2015 arası altı (6) adet olmak üzere toplamda on (10) şampiyonluğun şaibeli olduğunu itiraf etmiş oluyorlar. Zira Fethullah Gülen ile birçok videosu olan ve şu anda kaçak durumunda olan futbolcular, Adnan Polat gibi yöneticiler bu dönemlerin erk ve oyuncuları. Üstelik Fetö’nün de ülkede hangi yıldan sonra palazlandığı herkesin malumu.

Not: İşbu yazı Galatasaray ya da Fenerbahçe’nin herhangi bir şampiyonluğuna leke düşürmek maksadıyla yazılmamıştır.

--

--