Milan&FFP&Galatasaray

Aquilanera
STANDART
Published in
5 min readJun 6, 2018

Geçmişte 3 kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu, 4 kez Avrupa Kulüpler Kupası şampiyonu, 5 kez UEFA Süper Kupa kazananı, 2 kez Kupa Galipleri Kupası şampiyonu, 1 kez UEFA Kulüpler Dünya Kupası şampiyonu olarak uluslararası birçok başarı kazanan, 18 kez Serie A’da şampiyon olan Milan takımı, son yıllarda büyük finansal problemlerle boğuşuyor. 2017’nin Nisan ayında “Rossoneri Sport Investment Lux” olarak 740 milyon Euro bedelle satın alan Çinli yatırımcılar da ünlü İtalyan kulübün zarar etmesine engel olamadılar.

Oysa Milan, 2015 yılında UEFA ile yaptığı “gönüllü anlaşma”yla finansal durumunu düzeltmeyi ve eski başarılı günlerine dönmeyi istiyordu fakat işler arzulanıldığı gibi olmadı. Yeni Çinli sahipler, Milan taraftarları için yeni bir umut ışığı oldu. Nitekim Çinliler de Elliott Management’tan 303 milyon Euro’ya yakın bir kaynak sağlayarak hızlı bir başlangıç yaptılar. Gerçi bu paranın 200 milyon’a yakın bir kısmı Leonardo Bonucci, Andrea Silva, Hakan Çalhanoğlu gibi isimlerin transferi için harcandı.

Kadro güçlendirilmesine rağmen, başarı ve para girdileri beklenildiği gibi olmayınca Milan yönetimi, tekrar bir “gönüllü anlaşma” yapabilmek için birkaç ay önce UEFA’nın kapısını çaldı. Fakat finansal durumda herhangi bir iyileşme gerçekleşmediği için eli boş döndü. Mayıs ayında ise yeni bir “yapılandırma anlaşması” talep etmek için Nyon’a gitti Milan. UEFA’nın Mali Kontrol Komitesi olan CFCB, bu talebini reddederek Milan’a büyük bir şok yaşattı. UEFA’nın Milan’ın talebini reddetmesinin ana gerekçeleri şunlardı; yapılan finansal plana sadık kalınmaması, finsansmandaki ve geri ödemelerde yaşanan büyük belirsizlikler, Milan’ın Berlusconi’den sonraki sahibi olan Yonghong Li üzerindeki belirsizlikler. UEFA sonuca ilişkin kararını Haziran ayı ortasında açıklayacağını bildirdi. Çünkü 28 Haziran’da oynanacak UEFA Kupası’nın ilk karşılaşması ile sezon açılacak ve kararın verilmesi için bir aydan daha kısa bir süre var. Top, şimdi UEFA’nın Yargılama Dairesinde.

Tüm bu olan bitenler, İtalyan basınında büyük yankı uyandırdı. Şimdi herkes Milan’a ne olacağını ve ne gibi bir ceza alacağını tartışıyor. Milan kulübü, bir ya da birden fazla ceza ya da kısıtlama alma tehlikesi ile karşı karşıya: Transfer yasağı ya da kısıtlaması, maaş ücretlerinin kısıtlanması gibi… En iyimser ihtimal düşünüldüğünde, Milan’ın UEFA Kupalarına katılacağı oyuncu listesine bir kısıtlama gelebilir; en kötü ihtimal ise Avrupa Kupalarından men edilmesi.

UEFA’nın açıklamasının ardından, İtalyan Futbol Federasyonu, Milan’ın olası ihracını göz önünde bulundurarak Atalanta ve Fiorentina’dan kupalara katılmak için gerekli belgeleri hazırlamasını istedi.

Avrupa futbolunda, İtalya ve Türkiye finansal açıdan en başarısız ülkeler olarak göze çarpıyor. KPMG Football Benchmark’ın verilerine göre en çok zarar eden kulüpler sıralamasında Galatasaray, 80 milyon Euro ile birinciliği kimseye kaptırmıyor. İtalya‘da Avrupa Kupalarından men edilebilme olasılığı ciddi ciddi tartışılan Milan bile, 70 milyon Euro zararla ikinciliğe yerleşiyor. Avrupa’daki bir diğer gururumuz Fenerbahçe ise, 40 milyon zararla üçüncü sıradaki yerini sağlamlaştırıyor.

Galatasaray ve Milan’ın durumu arasında farklılıklar var tabii. Örneğin, Milan UEFA ile “gönüllü anlaşma” ve “yapılandırma anlaşması” yapmak istedi fakat her ikisi de UEFA tarafından reddedildi. Galatasaray reddedilmedi çünkü mali kriterlere uymadığı gerekçesiyle 2016–2017 sezonunda Avrupa’dan men edildi ve son üç raporlama döneminde ceza alan bir kulüp UEFA’ya “gönüllü anlaşma” öneremez.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in açıklamalarından yaptığım çıkarımlarla anladığım diğer farklılıklar şunlar;

  • Milan, büyük ihtimalle “Teknokent”gibi projelerle yetkilileri dumura uğratıp, tuvalete bile gitmeden 2 saat 45 dakika süren bir “Slide SHOW” yapamadı.
  • Galiba UEFA, Milan yetkililerini “fizikleri düzgün olduğu” için Nyon’a görüşmeye çağırıyordu, çünkü taahhüt edilenden (30 milyon Euro), 110 milyon Euro fazla zarar etmesine rağmen Galatasaray’a inanabildiler (toplam zarar 140 milyon Euro).
  • Milan’ın renkleri arasında “sarı” olmadığı için “Yellow Friday” yapamadı ve bu büyük gelirden mahrum kaldı.
  • UEFA, bir UEFA Kupası ve Süper Kupa kazanan Galatasaray’ın bir “dünya markası” olduğunu gördü. Milan’ın yazının başında belirtilen kupaları dünya markası olmaya yetmedi.
  • Milan’ın kararı önceden müjdelemek için UEFA’dan telefon açabilecek bir tanıdığı yoktu.

Sonuç; Ben, Haziran ortasında açıklanacak kararla Milan ve Galatasaray’ın aynı cezayı alacağını ve bu cezanın men olmayacağını düşünüyorum. Bunun nedeni ise, bahsedilen kulüplerin mali durumları değil, FFP’nin ilkelerini darmaduman eden PSG.

FIFA ve UEFA ile çok iyi ilişkileri olan Katarlıların sahip olduğu Qatar Sports Investments tarafından 2012 yılında satın alınan Paris kulübü, son yıllarda sıra dışı bir yükseliş ve performans sergiliyor. Ibrahimoviç, Thiago Silva, Di Maria, Pastore, David Luiz gibi yıldızların ardından, son olarak geçen sene 222 milyon Euro bedelle Neymar’ı, 180 milyon Euro bedelle de Monaco’dan Kylian Mbappe’yi renklerine bağlayarak transfer piyasasını ateşe vermişti. PSG’nin fütursuzca transfere para harcaması ve yarattığı haksız rekabet doğal olarak Real Madrid, Bayern Münih ve Barselona gibi pastada payı bulunan Avrupa’nın diğer devlerini rahatsız etmeye başladı. Eğer PSG, Şampiyonlar Ligi’nden son 16'da elenmeyip kupayı kazansaydı, şu an Avrupa futbolunda çok farklı şeyler tartışılıyor olabilirdi. Yine de çatlak sesler ve UEFA üzerindeki baskı giderek artıyor.

Tüm Avrupa kulüpleri, oğlu PSG’nin patronu Katarlılarla birçok iş yapan UEFA eski Başkanı Platini’nin “ufak tefek hilelerini”, şimdiki Fifa Başkanı, UEFA eski Genel Sekreteri Gianni Infantino’nun “göz yummalarını” yakından biliyor.

UEFA, PSG’ye bu sene de herhangi bir yaptırım uygulayamazsa, Milan ve Galatasaray da PSG kontenjanından yararlanacak ve bu işten karlı çıkacaktır. Çünkü bu cepheye Galatasaray ve Milan da katılmış olacak. Bu bağlamda, bilmem hatırlar mısınız, Milan’ın sahibi Yonghong Li’nin sağ kolu ve Milan’ın CEO’su olan David Han Li sürpriz bir şekilde İstanbul’a gelerek, Şubat ayında TT Arena’da oynanan Galatasaray-Antalyaspor maçını Mustafa Cengiz’in tahsis ettiği locadan izlemesi daha bir anlam kazanıyor. Oysa medyada FFP ile ilgili tek bir haber bile çıkmamış, bu sürpriz ziyaret birçok farklı nedene dayandırılmıştı.

Ben, bir Beşiktaşlı olarak, FFP yüzünden satılan Marcelo’muza ve tapusunu alamadığımız ve belki de bu yüzden bu seneki şampiyonluğu kaçırdığımız Aboubakar’a yanarım. Yazıyı bitirirken, sizlere hüzünlü bir şarkıyla veda ediyorum; Babutsa’dan geliyor “Yanayım Yanayım”…

--

--