Video Hakem Ne Getiriyor?

Deniz Irmak
STANDART
Published in
4 min readOct 16, 2017

Uzun süredir ülkemizde de tartışılan Video Referee Assistant (VAR) sistemi için Federasyon Haziran ayında ilk somut adımlarını atmaya başladı.

Uzun süredir FIFA, UEFA ve IFAB (Uluslararası Futbol Birliği Kurulu) ile iletişim halinde olduklarını belirten TFF, bu kurumlarla koordine, inceleme ve çalışmaların yürütüldüğünü ifade etti. Ocak 2018’den itibaren yani ligin ikinci yarısının başlamasıyla, VAR sistemi uygulanacak deniyor. Teknik detaylar ve eğitimler yavaş ilerlediği için bana bu süre gerçekçi gelmiyor.

Ve birkaç gün önce Yıldırım Demirören’in çıkıp; ‘aslında ben video hakeme karşıyım, futbolun ruhunu zedeler yalnız kulüpler birliği çok ısrar ettiği için tamam dedik’ açıklaması da benim açımdan kafa karışıklığına sebep oldu. Çünkü daha öncesinde basına verdiği demeçlerde son derece arzulu ve heyecanlı gözüküyordu.

Peki, nereden çıktı bu sistem?

Aslında 2010 Dünya Kupası’nın ikinci turunda oynanan meşhur Almanya-İngiltere maçında Frank Lampard’ın çektiği şutta topun kale çizgisini geçmesine rağmen hakemin devam kararını vermesi, teknolojinin artık kullanılması yönünde baskı yapılmasına sebep olmuştu. Dönemin UEFA başkanı Michel Platini bu tarz teknolojilere karşı olduğunu belirtmiş ve hayır oyu kullanmıştı. Dolayısıyla o dönem VAR rafa kaldırıldı ve ‘gol çizgisi teknolojisi’ geliştirip kullanılmaya başlandı. Daha sonra görevi devralan Gianni Infantino bu teknolojinin kullanılmak zorunda olduğunu söyledi ve konuyla alakalı çalışmaları raftan indirip hızlandırdı.

VAR nedir?

Saha içerisine 8 ayrı canlı yayın kamerası yerleştirilecek ve saha dışında güvenliği alınmış araca direkt görüntü gönderecek. Aracın içerisinde maçı izleyen 2 yetkin hakem ve bir de teknik asistan olacak. Birisi maçı hiç kesmeden izlemeye devam edecek, diğeri müdahale edebileceği konularla alakalı yanlış bir karar olduğunu düşünüyorsa pozisyonu tekrar izleyip hakeme kararın hatalı olduğuna doğru mesaj gönderecek. Hakemin kolundaki saate saniyeler içinde gönderilmiş sinyalden söz ediyoruz. Maçı yöneten hakem eğer:

İsterse; hiç saha kenarında kurulmuş özel ekrandan izlemeden, video hakemin kararına güvenir ve uygular.

İsterse; görüntü tekrarı izler kararını değiştirir ya da değiştirmez.

İsterse; video hakemin sinyalini hiç ciddiye almaz ve direkt kendi kararına güvendiğini söyleyip oyunu devam ettirir.

Oyuncular ve teknik heyet oyuna müdahale edemiyor. Hakem şiddetli itiraz durumunda gidip pozisyon tekrarını izleyebiliyor. Net göremediğini düşündüğü, kararsız kaldığı bir pozisyon için de izleme şansı var.

Büyük puntolarla belirtilmesi gereken şu ki, söz yetki karar kayıtsız şartın maçın hakeminde. O ne yapmak isterse o şekilde reaksiyon gösterebilir.

Şimdi de VAR’ın müdahale etmesine izin verilen pozisyonlara kısaca bakalım.

IFAB’ın konu ile alakalı sloganı ‘minumum müdahale, maximum fayda’

1) Gol/Gol değil

2) Penaltı/Penaltı değil

3) Direkt kırmızı kart (iki sarıdan kırmızı karta karışamıyor)

4) Yanlış İhraç

Bunların dışında taç, korner, faul gibi pozisyonlarda müdahale şansı olmuyor ve oyunu durduramıyor.

Video Hakem Ne Yarar Sağlar?

Maç içerisinde yapılmış bir iki ‘hata’ maçın ve takımın kaderini tayin ediyor. Bu ‘hatalar’ nedendir bilinmez sistematik olarak aynı takım lehine ya da aleyhine gerçekleşiyor. Sonra yetkili kişi çıkıp ‘hakemin 7 kararından 5’i doğru, sadece iki hatası var, bence bu kötü bir yönetim değil’ açıklamasını yapabiliyor. Aynı takım aleyhine nizami golün ofsayt gerekçesi ile iptali ve net penaltısının çalınmaması şeklinde gerçekleşen ‘iki tanecik’ hatadan bahsediyoruz. Bu iki tanecik hata 6 puan demek oluyor. Henüz çok taze yaşandığı için bu örneği verdim. Herkesin kafasında daha net oturur belki video hakemin ne işe yarayacağı. Ancak bu noktada %100 doğru karar çıkacak diyemiyoruz, hakemin gözünün önünde gerçekleşen pozisyon için yanlış karar vermesine nasıl defalarca şahit olduysak, buna da şahit olabiliriz. Bu noktada tek güvencem, video hakeme rağmen, izlemesine rağmen hatalı karar veren hakemin üzerinde oluşturulacak baskıdır. Çünkü diğer türlü ‘hata’larında, hakemler de insan, görmemiş olabilir gibi bir argüman oluyor ellerinde.

Bana göre ilk ve en elzem faydası, adaleti sağlamaya yönelik olan müdahale. Olumsuz yanları da olabilir ancak ben yine kendimce olan faydalarını sıralamaya devam edeyim.

Saatlerce hatta günlerce hakem tartışılan futbol programlarının, artık hakemi ve kararlarını daha az irdeleyip maçın taktik teknik kısmı ile alakalı ‘bilgi’ aktarabileceklerini umut ediyorum. Safça bir umut farkındayım, neyse bu kısmı geçelim.

Maç arasında yöneticilerin, hakemin kararlarına saygı duyup, odalarını basmaya çalışmayacaklarını umut ediyorum. Bu da mı benzer saflıkta oldu, neyse bunu da geçelim.

Yıllarca, aylarca vermiş olduğun çabaların, emeklerin ve hayallerin, bir insanın yanlış kararıyla heba olmamışını umut ediyorum. Ve bu konuda son derece ısrarcıyım.

Teknoloji artık hayatın her alanında olmazsa olmaz. Milyonlarca insanın izlediği, ekonomik ederi çok yüksek bir sektör de teknolojiden faydalanmalı.

Futbolun ruhu zedelenir, futbol hatalarıyla güzel, futbolu cazip kılan oyunun akıcı olması, gol sevincim kursağımda mı kalacak?

Hak etmediğin golse o sevinç kursağında kalsın bir zahmet, uygulama doğru yapıldığı takdirde şu ankinden daha fazla bile akıcılık sağlanabilir. Futbol hatalarıyla güzel falan değil. Olaydan mağdur olan taraf açısından yıllarca sürüyor bu travmalar. Benzer bir olay yaşandığında şak diye yıllar öncesine gidiyor ve yaşadıklarını düşünüyorsun. Bu da bana hiç güzel gelmiyor.

Yazımdan da anlaşıldığı üzere, bu teknolojinin doğru olduğunu ve kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Yakında Süper Lig’de uygulanmaya başlandıktan sonra oluşacak sonuçları hep birlikte gözlemleyeceğiz. Elbette teknolojinin ne olduğundan çok, kimin nasıl uyguladığı belirleyici olandır. Ancak ben biraz umut etmeye devam edeceğim müsaadenizle.

--

--