Nişantaşı’nda Bir Cennet Bahçesi: Bazlama Kahvaltı

Enis Erdem Yurdatapan
Startup Grind İstanbul
8 min readOct 26, 2018

Çeşme’nin şirin mi şirin butik otelinden, Nişantaşı’nda anne evi sıcaklığında, sadece karınları değil kalpleri de doyuran muhteşem bir kahvaltıcıya uzanan yolculuk: Bazlama Kahvaltı

Bugün, İstanbullu’ lar için kahvaltı yapmayı adeta eğlenceli bir etkinliğe dönüştüren Bazlama Kahvaltı’ nın kurucuları Nurten Anne ve kızı Sinem Hanım ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bazlama Kahvaltı’ nın kuruluş hikayesinden gelecek hedeflerine, kahvaltıda sunulan birbirinden güzel yerel lezzetlerden, eğlenceli videolar ile süsledikleri Instagram sayfalarına kadar birçok konuda sohbet ettik. Sinem Hanım’ın girişimciliğe olan merakını ve gelecek hedeflerini de sormayı ihmal etmedik tabii ki. Daha önce Bazlama Kahvaltı’ ya gidenler için kafalarındaki soruların cevaplanacağını, gitmeyenler için ise ufak da olsa bir merak uyanacağını umuyor ve keyifli okumalar diliyorum.

  • İsterseniz önce Nurten Anne’ mizle konuşmaya başlayalım. Nurten Anne kimdir; kısaca bahsedebilir misin bize?

Nurten Anne: Tabii ki. Ben emekli Coğrafya öğretmeniyim. Eşim de Matematik öğretmeni fakat hiç öğretmenlik yapmadı. Onun ideali hep turizm sektöründe çalışmaktı. Yıllarca Çeşme Otel’de , şimdiki Sheraton Otel, çalıştıktan sonra kendi otelini açmak istedi ve Çeşme’de bir butik otel işletmeye başladık. Ben emekli olduktan sonra misafirlerimize yöresel bir kahvaltı da vermeye başladık. Ben Tokatlı’ yım ve hamur işlerini yapmayı çok severim. Bu yüzden haşhaşlı börekler, çörekler ve su börekleri hazırlıyordum kahvaltıda. Yöresel lezzetleri misafirlerimiz çok beğendi ve kısa zamanda kahvaltının ünü otelinkini geride bıraktı. Misafirlerimiz artık oda kahvaltı değil kahvaltı oda şeklinde anlaşmaya başlamışlardı bizimle.

İki tane de kızım var biri sanatçı. Diğer kızım ise (Sinem) lise yıllarından itibaren uzun yıllar yurt dışında yaşadı. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul’da kurumsal bir şirkette çalışırken hayatından çok mutlu değildi. Bir yaz benim yanıma yardıma geldi ve bana “Anneciğim senin kahvaltıların çok güzel bunu halkla buluşturalım.” dedi. Ancak otelin kahvaltı alanı bunun için yeterli değildi. Bu nedenle benim emekli ikramiyemle aldığım, otelle bitişik olan evin bahçesindeki duvarı kaldırdık ve geniş büyük bir bahçe ortaya çıktı. Yaptığımız bahçe çok şirin bir yer oldu. Dışardan asla görünmüyordu ancak içeri girildiğinde saklı bir cennet gibiydi. O yaz işlerimiz çok iyi gitti, talep umduğumuzun da üzerindeydi. Hatta bizim Çeşme’de daha önce böyle bir kahvaltı yok muymuş yani diye şaşırdığımız zamanlar oldu.

Sezon bittikten sonra ise Çeşme boşaldı tabii ki. Sinem uzun süre Çeşme’de kalmak istemiyordu çünkü sadece yaz dönemlerinde çalışacağı bir hayat ona göre değildi ve “Bunu İstanbul’a taşımamız gerek anne” dedi. Biz de oraya çok fazla yatırım yapmıştık bu nedenle eşim orada kalmamızı istedi ancak ben Sinem’den böyle bir şey isteyemezdim. Amerika’da okumuş, İstanbul’da Nişantaşı’nda yaşıyor. 9 ay Çeşme’de ne yapacaktı.

Nurten Anne ve Sinem Hanım
  • Otelde başlayan ve sonrasında otelin ününü geçen bir kahvaltı sadece Çeşme’de kalmamalıydı tabii ki :) İstanbul’a geliş hikayeniz ise oldukça zor olmuş anladığım kadarıyla. Peki, İstanbul’a geldiğinizde işi kurarken zorlandınız mı? Neler yaşadınız?

Nurten Anne: İstanbul’da bir yer açmak hiç kolay değildi. Sonuçta ben emekli öğretmenim; kızım yeni kurumsal hayattan çıkmış ve bir birikimimiz yoktu. Tam bu sırada, kızımın Şirvan adında Karaköy’de meyhanesi olan bir arkadaşı vardı ve ona “Senin mekanın sadece akşamları çalışıyor. İstersen haftasonu sabahları biz işletelim” dedik. O da kabul etti ve aslında paylaşımlı iş modeli şeklinde çalışmaya başladık. Bu işletmede sabahları biz dekorasyonumuzu kendimize göre yapıp kahvaltı verirken akşamları Şirvan meyhaneyi işletmeye devam etti. Sonra bir baktık kahvaltımız için kapıda sıralar oluşmaya başladı. Bu şekilde 2 ay çalıştıktan sonra daha büyük bir yere taşınma kararı aldık ve şu anki mekanımızı bulduk. Burada da 1901 Salata New York adında pizza/salata konseptli bir restoran vardı ve hafta sonları iş yapamadıkları için 2 günlüğüne kiralamak istiyorlardı. Fakat bize 2 gün yetmeyeceğini düşünerek 3 gün rica ettik ve cuma-cumartesi-pazar olacak şekilde 3 güne anlaştık. Karaköy’deki sistem burada da devam etti. Perşembe günleri biz pazar günleri ise onlar kendi dekorunu oluşturup işini yapıyordu. Bir süre böyle devam ettik fakat yaşanan krizden sonra onlar dükkanı tamamen bize devretmek istedi. Bu sayede mekan haftanın tüm günleri bizim oldu.

Bazlama Kahvaltı Sofra
  • Gerçekten kendi işini kurmak isteyenler için ilham verici bir hikaye. İsterseniz Bazlama Kahvaltı ile ilgili detay sorularımıza geçelim. Bazlama Kahvaltı ismi, Nurten Anne lakabı, “Doymadan Kalkmak Yasak” sloganı ve “Bittikçe Getirelim” konseptinizi merak ediyorum. Bunlar nasıl ortaya çıktı?

Sinem: Bazlama Kahvaltı ismi babaannemden geliyor. Kendisi Aydın’da köyün en iyi bazlama yapan kişisiydi. Ben de çocukken hep bu bazlamayla büyüdüğüm için ismimizin Bazlama Kahvaltı olmasını istedim. Diğer bahsettikleriniz ise kendi kendine oluştu aslında. Biz zaten en başından beri anne kahvaltısı veriyoruz. Sloganımız olan “Doymadan Kalkmak Yasak” da bu şekilde ortaya çıktı. Nasıl annenizin masasından doymadan kalkmazsınız, burada da aynı şekilde. Bazlama Kahvaltı’ da başrolde annem olduğundan dolayı Nurten Anne lakabı ortaya çıktı. Marka olarak baktığımızda ise markanın bir yüzü sözcüsü olmalı biz de annemi markanın yüzü olarak seçtik.

“Bittikçe Getirelim” konseptimize de gelecek olursak açık büfe algısı giderek yozlaşıyor. Tatil bölgelerinde çok yaygınlaştı ve kötü algılara maruz kaldı. Çokluk ama kalite yok şeklinde oluşan algıya karşı biz de açık büfe olsun ama kendi belirlediğimiz standartlarda açık büfe olsun dedik ve sınırsız tazelemekten yola çıkarak “Bittikçe getirelim!” dedik. Bizimki de açık büfe aslında ama biz getiriyoruz size.

  • Biz de eşimle birlikte çok sık geliyoruz Bazlama Kahvaltı’ ya ve bittikçe en çok gelen şey reçeller :) Buraya her geldiğimizde farklı reçellerden tadıyoruz ancak hala hepsini deneyemedik. Nurten Anne, nasıl oluyor da bu kadar fazla çeşitte ve lezzette reçeller yapabiliyorsun?

Nurten Anne: Afiyet olsun canım :) Valla, ben reçel yapmayı ve denemeyi çok seviyorum. Otel bünyesinde çalışırken de bu böyleydi. Reçellerimin özellikleri ise çok hafif olması. Şimdi ise hiç şeker kullanmadan pekmezle yapmayı düşünüyorum. Zile’nin beyaz pekmezini kullanabilirim bunun için. Geçtiğimiz hafta karadut pekmezi ile domates reçeli yaptım. Şimdi ise beyaz üzüm suyu ile yapmaya başlayacağım. Pekmez ve üzümlerimiz kendi yetiştirdiğimiz bağlardan geliyor. Ondan lezzetli bence :)

Reçeller
  • Seni dinlerken bile acıktım biraz :) Reçeller bence kesinlikle bir faktör ama sizce Bazlama Kahvaltı’ yı diğer kahvaltıcılardan ayıran özellikler neler?

Sinem: Biz burada sadece bir kahvaltı ürünü sunmuyoruz. Konsept, dekor, samimiyetimiz, enerjimiz ve ortamın ruhu bizi ayıran özellikler arasında. Tabii ki herkes kendine göre en iyi en kaliteli ürünleri satıyor. Ancak, biz buraya gelen misafirlerimizden hep başka bir diyara girdiklerini hissettikleri yönünde geri bildirimler alıyoruz. Biz onlara farklı bir aura, deneyim sunuyoruz. Bu deneyim de aslında bana göre bizi ayıran en önemli şey.

Nurten: Ben ev ortamı sunmak istiyorum. Herkes istesin, paylaşsın, konuşsun bunlar bizi çok mutlu ediyor.

  • Harika. Aslında her girişim için bu geçerli ama çalışanlar hizmet sektöründe çok daha önemli bence. Ben Bazlama Kahvaltı’ ya her geldiğimde mutlu çalışanlar görüyorum. Ekonomik krizin de olduğu Türkiye’de çalışanlarınızı bu kadar mutlu etmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Sinem: Biz 7/24 iş başında olduğumuz için burada çok güzel iş veren ve işçi iletişimi var. Biz arada bir denetim için gelsek çalışma arkadaşlarımızın hassasiyeti farklı olurdu. Ama biz burada 7/24 canla başla çalışarak firmamızı sahipleniyoruz. Dolayısıyla onlar da çok sahipleniyor. Aile ortamında hissediyorlar ve buradan aldıkları enerjiyi misafirlerimize de daha iyi yansıtıyorlar. Tabii ki sadece aile ortamıyla da olmaz. Maddi olarak da her zaman destekliyoruz çalışanlarımızı.

  • Sosyal medyada da çalışanlarınızın bu mutluluğunu görebiliyoruz aslında. Çok başarılı bulduğum, enerjinizi ve mutluluğunuzu bizlere en çok hissettirdiğiniz Instagram hesabınızın hikayesini çok merak ediyorum.

Sinem: Biz ilk işe başladığımızda çok göz önünde bir yerde değildik ve bunu bir şekilde benim görünür yapmam gerekiyordu. Zaten geçmişim de pazarlama ve reklamcılık olduğu için elim yatkındır bu işlerde. O zamanlar ve şimdi de en popüler uygulama Instagram olduğu için sayfamızı oradan yönetmeye başladık. Sonrasında fenomenler vs derken duyulmaya başladık ama tabii ki olay fenomenlerle bitmiyor. Önemli olan istikrarlı bir şekilde bunu sürdürüyor olmak ve iyi yönetmek. Samimiyet de çok önemli biz bunu misafirlerimize yansıtmaya çalışıyoruz. Aslında sosyal medya yönetimini bir şirkete verebiliriz; bunun için bütçemiz var ancak biz tercih etmiyoruz. Çünkü ajans tarafından yönetilen sosyal medya hesaplarının dili çok farklı. Bu da bizimle örtüşmeyeceğinden dolayı istemiyoruz.

Burada vermek istediğim mesaj her markanın kendine özgü bir sosyal medya yönetimi olmalı. Sosyal medya nasıl yönetilmelidir sorusunun belli bir cevabı yok. İçinde olduğumuz için durumu en iyi biz yansıtabiliriz. Ben zamanımın %70 ini sosyal medya yönetimine ayırıyorum. Hatta annemle Çeşme’de merkez şubeyi yenilerken sürekli elimde telefonla gördüğünde seninle iş yapılmaz elinde telefonla geziyorsun diyordu. Şimdi ise Tuba Hanım yetişemediğim yerlerde yardımcı oluyor sağolsun.

  • Gerek sunduğunuz yerel lezzetler gerekse kahvaltı esnasındaki etkinlikler çok güzel. Bir de bunları Instagram’ da paylaşınca insanlar da akın akın geliyor tabii ki. Nişantaşı’nda ana şubeye çok yakın bir yer daha açtınız. Devamı gelecek mi?

Sinem: Tabii ki kaliteden ödün vermeden yeni şubeler açmak istiyoruz. Fakat öncelikle bunu yapabilecek uygun kişileri bulmamız gerekiyor. İnternet sitemizden işbirliği için başvurular almaya başladık. Bazlama Kahvaltı konseptimizi devam ettirmek isteyen kişilerle görüşmek için kapımız sonuna kadar açık. Bekliyoruz :)

  • Peki, yurtdışı? Yaptığımız seyahatlardaki en büyük sorunumuz kahvaltı oluyor genelde. Turist olarak gittiğimizde bir Bazlama Kahvaltı hiç fena olmaz :) Bence, yabancı arkadaşlarımız da bu güzelliği hakediyorlar.

Sinem: Çok teşekkürler sözlerin için :) Yurtdışına açılmayı düşünüyoruz ancak öncesinde altyapılarımızı sağlamlaştırmamız gerekiyor. Baktığımız zaman Türk Kahvaltısı kendi içinde markalaşmış durumda. Biz de bu işi iyi yapmaya devam edersek her yerde başarılı oluruz diye düşünüyorum. Aslında bu orada iş yaptığımız kişilerin doğru kişiler olmasıyla da bağlantılı. Hem kültürlerin yakın olması hem de talebin fazla olması sebebiyle Orta Doğu ilk tercihimiz.

  • Yurtdışında da başarılı olmamanızın için hiçbir sebep yok bence. Umarım her şey istediğiniz gibi olur oralarda da. Ben biraz hikayeyi başa döndürüp Sinem Hanım’ın girişimcilik penceresinden bakmak istiyorum. Kurumsal geçmişinden ve girişimcilik serüveninden bahsedebilir misin?

Sinem: Liseden itibaren 12 sene boyunca Amerika’da kaldım. İşletme alanında lisans, pazarlama ve reklamcılıkta master yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra ise aile işini devam ettirmek gibi bir amacım yoktu. 4–5 yıl bir reklam ajansında çalıştım. Sonrasında ajans tarafından müşteri tarafına geçmek istedim. EMEA bölgesinde pazarlama müdürü olma emellerim vardı. Kurumsal şirkette çalışmak bir yerden sonra beni motive etmemeye başladı. Fantastik iş fikirlerim de vardı ama arkadaşlarımla konuştukça veto yemeye başladım. Bu fikirlerden vazgeçtikten sonra bir yer açmaya karar verdim. Kuzenimle İstanbul’da bu işi yapmaya çalıştık ama olmadı. Sonrasında Çeşme’ye dönmeye karar verdim ve annemle birlikte çalışmaya başladık. Demin de anlattığımız şekilde Bazlama Kahvaltı’ yı güzel bir noktaya taşımayı başardık.

  • Konuşmalarınızda şunu hissettim. Her ne kadar Bazlama Kahvaltı ile çok güzel bir başarı sağlasanız da içinizdeki girişimcilik ateşi devam ediyor. Bakalım doğu tahmin etmiş miyim? :) Sinem Hanım ilerde başka alanlarda girişimcilik yapmayı düşünüyor mu?

Sinem: Tabii ki girişimcilik bağımlılık yapıyor. Bu her zaman böyledir hep başka oyunlar oynamak istersiniz. Girişimcilik de böyle bir şey. Bazlama Kahvaltı kendini idare etmeye başladığında ben de yeni girişimler için zaman bulabileceğim ve farklı alanlarda önemli işler başarabileceğime inanıyorum.

  • Başka alanlardaki girişim denemelerinizi de merak ediyorum açıkçası :)İnşallah, başka sektörlerde de başarı hikayeleriyle görürüz sizi. Peki, girişimci olmak isteyen gençlere önerileriniz diye sorsam?

Sinem: Umarım öyle olur :) Girişimci olmak isteyen kişilerin tutku duydukları bir fikrin arkasından gitmesinde fayda var. Kurumsal hayatta çalışmanın olumsuz yönleri olduğu gibi bu işin de olumsuz yönleri var çünkü. Tutku da bu olumsuzlukları azaltmak adına çok önemli. Bir diğer önemli konu ise yenilikçi olmak. Her ne sektörde iş kuracak olurlarsa olsunlar ürünü kullanacak kişilerin hayatını kolaylaştıracak ve aynı zamanda güzelleştirecek yenilikler getirebilmeliler.

  • İkinize de çok teşekkür etmek istiyorum. Hem çok güzel bir röportaj oldu hem de bizi çok güzel ağırladınız. Son olarak Bazlama Kahvaltı’ ya hiç gelmeyen fakat yazımızı okuduktan sonra merak eden takipçilerimize bir mesaj alalım mı sizden? :)

Nurten Anne: Tabii ki. Biz Bazlama Kahvaltı olarak sadece karınları doyurmuyoruz. Aynı zamanda kalpleri de doldurmak hedefimiz. Paylaşmayı, ev sahipliği yapmayı ve misafirlerimizi kendi evinde gibi hissettirmeyi çok seviyoruz. O nedenle hem yöresel lezzetlerle kahvaltı yapmayı hem de güzel duygularla vakit geçirmeyi isteyen herkesi Bazlama Kahvaltı’ ya bekliyoruz.

Bazlama Kahvaltı hakkında daha fazla bilgi edinmek için:

https://www.bazlamakahvalti.com/

https://www.instagram.com/bazlama.kahvalti/

Enis Erdem Yurdatapan

Startup Grind — Topluluk Yöneticisi

--

--