Ders 4.1: Piyasaya Sürmek (Launch)

Furkan Biçer
Startup School Notları
5 min readAug 19, 2019

Girişimi/Ürünü Piyasaya Sürmek - Başlangıç Yapmak

Photo by Headway on Unsplash

Merhaba,

Burada seri halinde yayınlamaya niyet ettiğimiz yazılar, Y Combinator tarafından oluşturulan Startup School’da yayınlanan ders videolarının derlemesi olacaktır. Toplamda 10 hafta sürecek dersler, her hafta iki bölümden oluşmaktadır, bu yazı dördüncü haftanın ilk bölümünün yazın haline getirilmiş halidir.

Dördüncü haftanın ilk konusu Kat Manalac tarafından verilen geliştirdiğimiz ürünü nasıl piyasaya sürebileceğimiz ( How to Launch, Again and Again) hakkındaydı. Derste neden piyasaya sürmenin bir süreç olduğunu ve piyasaya sürerken kullanabileceğiniz yöntemleri ele alacağız.

Girişimciler ürünleri hakkında uzun ve detaylı olarak çalışmayı sever. Piyasaya sürmek için ince eleyip sık dokuyarak, her ayrıntıyı gözden geçirerek 6 ay geçiren girişimler görülebiliyor ama bunlar piyasaya sürmek konusunda başarısız birer başlangıçtır. Bunun nedeni piyasaya sürme olayının tek seferlik değil sürekli yapabileceğiniz bir olay olmasıdır. Bu derste ürününüzü piyasaya sürmenin tek seferlik olması fikrini değiştirmeye çalışacağız.

Piyasaya sürme olayı sürekli yapabileceğiniz bir şeydir, çünkü;

- Kullanıcılarınıza A/B Testi yaparak tasarım ve içerik anlamında en doğru ürüne ulaşabilirsiniz.

- Kullanıcılarınızın ürünlerinize nasıl tepki verdiğini görürsünüz.

- Çeşitli kullanıcı gruplarına deneterek ürününüzün gerçekten istediğiniz kullanıcı grubuna hitap edip etmediğini görebilirsiniz.

Şimdi piyasaya sürme yöntemlerinin tek tek üstünden geçelim:

1.Sessizce Piyasaya Sürme (Silent Launch)

Bir ürünü piyasaya sürmek için gösterişli bir başlangıç yapmanıza gerek yok. Bu tip bir başlangıçta ihtiyacınız olan güzel bir Açılış Sayfası (Landing Page)’dır ve içeriği çok basittir:

a. Alan Adı (Domain Name)

b. Şirket İsmi

c. Girişiminizin kısa bir açıklaması

d. İletişim Bilgileri

e. Bizi Takip Edin - Bizden Haberdar Olun Butonu (Subscribe)

Bu tip başlangıç oldukça hızlı ve basittir ve kendi sitenizi kurabileceğiniz gibi ProductHunt gibi bir platform üzerinde de bir sayfa yaratabilirsiniz.

2. Eş-Dost Başlangıcı (Family-Friend Launch)

Bu piyasaya sürme şekli ürününüzü veya sitenizi, yakın çevrenize deneterek başlatabilirsiniz demektir. Bunu fikir aşamasında bile yapabilir, fikrinizi açıklayarak ne düşündüklerini sorabilirsiniz. Hele elinizde MVP varsa olabildiğince çabuk bu başlangıcı yapın. Ancak bu aşamada çok fazla oyalanmamanız gerekir, çünkü çevrenizdeki insanlar ürününüzün gerçek ve ideal kullanıcısı değildir. Hemen bir sonraki aşamaya geçip gerçek kullanıcılara ulaşmaya çalışmalısınız.

3. Üçüncü Kişilere Açılmak (Stranger Launch)

Eş-dost dışındaki yabancı insanlara yapmış olduğunuz başlangıçtır. Nakliye üzerine bir girişim olan Lugg bu konuda çok güzel bir örnek sergilemiştir. Kurucusu girişimi şu şekilde başlattı, İkea’nın önüne üzerinde Lugg yazan nakliye kamyonuyla gitti ve müşterilerden ürünlerini arabaya yerleştirmeye çalışıp zorlanan müşterilere dedi ki;

- Hey, aldığınız ürünleri taşımakta zorlandığınızı görüyoruz. Tek tuşla bunu başkasının sizin için çözmesini ister miydiniz?

Kan ter içinde kalan müşteriler bunu çok istediklerini belirtiler. Girişimin kurucusu onlara Lugg aplikasyonunu indirtti ve tek tuşla çağrı butonuna bastırdı. Yine kendisi (Lugg’ın kurucusu) koşarak kamyonetine gitti ve onunla geri geldi. Bunu gören müşteriler hem şaşırdılar hem güldüler.

Bu tarz bir başlangıç elbette epey çetrefilli ancak girişimciye böyle bir sorunun gerçek olduğunu ve potansiyel müşterilerinin böyle bir çözüme ihtiyaç duyduklarını yerinde ve tanımadığı insanlar üzerinden göstermiş oldu.

4. Online Topluluklar (Online Communities)

Online topluluklar size en iyi geri bildirim verecek yerlerdir. Çünkü online platformlarda ürününüz için en doğru yorumu yapabilecek birçok girişimci de yer almaktadır. Bu çevrimiçi platformlardan bazıları şunlardır:

- Startup School

- Product Hunt

- Hacker News

- Reddit

- Elpha

- Facebook Grupları

- Mezun Grupları

Bu konudaki uç örneklerden birini size vermek istiyoruz. Magic adlı girişim 2015 yılında online toplulukların beğenisine sunuldu. Aslında bu girişim tansiyonunuzu sürekli olarak takip edebileceğiniz bir platform kurmaya çalışıyordu. Ancak işler istedikleri gibi gitmiyordu. Bu yüzden yeni bir fikirlerini test etmek istediler. Magic adlı girişime sadece bir açılış sayfası koydular ve kullanıcılardan e-mail ile üye olmalarını istediler. Yapmayı vadettikleri şey ise, siz isteyin (yemek, market alışverişi, vs) biz yerine getirelim, aynen bir sihir (magic) gibi şeklindeydi. Reddit ve Hacker News’da bunu paylaştılar ve bir gecede 40.000 kişi katıldı. Bu epey uç bir örnek tabi ki ama bu platformların potansiyelini ortaya koyuyor.

Online platformların hepsinin kendine göre kuralları ve moderatörleri vardır, bu yüzden paylaşımlarınızda buna dikkat edin. Eğer sizin üyesi olmadığınız bir platform ise bir başkasından paylaşması için yardım isteyebilirsiniz. Yine bu platformlara yapacağınız paylaşımlarda pazarlamacı ağzıyla değil konuşuyormuşçasına samimi bir şekilde yazmalısınız ve postunuz şu bilgileri içermelidir:

  • Girişimizin tanıtımı
  • İnşa ettiğiniz şeyin ne olduğu
  • Kimin için bunu yaptığınız
  • Neden bunu yaptığınız
  • İlgi çekici yorumlar

5. Erişim İsteği (Request access launch)

Magic hikayesinde anlattığımız olay aslında 40.000 kişinin erişim isteği için kayıt olmasıydı. Fakat Magic elbette bunların hepsine hemen hizmetini sunmadı, onun yerine bir bekleme listesi yarattı. İnsanlara sosyal medyada bunu paylaşırlarsa bekleme listesinde ilerleyebileceklerini söylediler. Benzer şekilde kullanıcılarınızdan viral olarak reklamınızı yapmalarını isteyebilirsiniz. Bunun bir başka örneği de yeni bir e-posta deneyimi sunan Super Human. Bu girişimin de bir bekleme listesi var ve hali hazırdaki kullanıcılar yeni kullanıcıya referans olduğunda bu kişi listenin üst sıralarına çıkabiliyor. Ayrıca Super Human üzerinden gönderilen e-postaların sonuna ufak bir ibareyle “Super Human ile gönderildi” yazıyor, bu sayede kullanıcılar e-posta gönderdiğinde aynı zamanda Super Human’ın da reklamını yapmış oluyor. Aynı örneği Iphone’nuzdan deneyerek de görebilirsiniz.

6. Sosyal Medya — Blogger

Ürününüzü sosyal medyada ve bloglarda paylaşarak bir başlangıç yapabilirsiniz. Bu konu zaten herkesin aşina olduğu bir şey olduğu için üzerinde çok durmayacağız. Hızlı bir google aramasıyla karşınıza çıkacak bloglara ulaşıp onlara kendi topluluklarının seveceği bir ürününüz olduğunu söyleyebilirsiniz. Pek çoğu cevap vermeyebilir ama cevap verenler olacaktır ve girişiminizin ilk aşamaları için bu önemlidir. Bu arada bazı bloggerlar ve influencerlar sizden paylaşım için para talep edebilir. Tabiki de bu aşamada para harcamamalısınız ve bunun etrafından dolaşacak bir yol bulmalısınız.

7. Önsipariş (Pre-order)

Eğer bir donanım veya fiziksel bir ürün geliştiriyorsanız ön sipariş şeklinde bir başlangıç yapabilirsiniz. Bunu eğlenceli yapan bir örnek verelim: Sheertex! Kadınlar için yırtılmaz külotlu çorap geliştiren bir girişim. Bu girişimini Hacker News üzerinde yani erkek basın bir grup içerisinde paylaştı ve buradaki insanların gerçekten beğendiğini gördü. Bu örnekte olduğu gibi girişiminizi farklı platformlarda paylaşıp çok farklı insanların da fikirlerini alabilirsiniz.

8. Yeni Özellik/Ürün (New feature/product launch)

Yeni özellik veya ürününüzü sitenizin blogunda paylaşarak yayınlayabilirsiniz. Bunu başarılı şekilde yapan şirketlere örnek olarak Stripe ve Glossier verilebilir. Örneğin Stripe ne zaman yeni bir ürün çıkarsa kurucusu Hacker News üzerinde bunu yayınlayıp potansiyel kullanıcılarla doğrudan konuşuyor. Aynı zamanda bloglarında ve sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar.

Son olarak söyleyebileceğimiz şey kendi topluluğunuzu kurmalısınız. Bunu ürününüzü geliştirmeden önce bile yapabilirsiniz. Symmetria’nın kurucusu Gadi Evron bunu çok iyi gerçekleştirenlerden biri. TechCrunch’ta girişimi hakkında bir yazı yayınlandığında bunu tüm dünyaya hızlıca yaymayı başardı. Bunu nasıl gerçekleştirdiğini sorduğumuzda cevabı yıllar boyunca tanıştığı herkesi; girişimcileri, yatırımcıları, eşi, dostu, arkadaşları bir e-posta listesine kaydetti ve onlarla yarı düzenli aralıklarla çalıştığı şey hakkında güncellemeleri paylaştı. Gün gelip TechCrunch’ta kendisi hakkında yazılınca bunu da e-posta listesiyle paylaştı ve onlardan bunu yaymalarını istedi. Sonuç inanılmazdı! Yatırım yapmamış VC’ler bile kendi twitter hesaplarından bu yazıyı paylaşmışlardı. İnsanların sizin yardım çağrınıza gerçekten kulak astığını görünce şaşıracaksınız. Bu yüzden tanıdığınız herkesle bir topluluk oluşturmaya çalışın. Yazıyı bitirirken yeniden hatırlatmak gerekirse, piyasaya sürmeyi önemli bir an olarak düşünmeyi bırakıp bunu bir süreç olarak ele alın ve ilk seferde istediğiniz etkiyi yapamamış olsanız bile verdiğimiz tavsiyeleri diğer denemelerinizde uygulayın.

Bizlere linkedin (Engin & Furkan) üzerinden ulaşabilir, görüşlerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz.

Bir sonraki içerikte görüşmek dileğiyle…

--

--