BÜYÜK KAOSLAR BÜYÜK GİRİŞİMLER DOĞURUR
Covid 19 virüsüyle dünyanın eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarında çöküşünü görmek hepimizi oldukça endişelendirmiştir hatta endişelendirmekle kalmayıp geleceğimiz hakkında şüpheye düşürmüştür. Çünkü en büyük yanılgımız esasında bu virüsün yayılmasından önce başlamıştır: insanlığın geleneksel araçlarla varlığını sürdürebileceği. Şimdi bir çember düşünelim, bu çember sizi ve çevrenizde yaşayan insanları kapsıyor olsun, bu çemberin etkisi çok dar ve yüzyıllar önce öldü. Bu çemberi genişletelim ve yavaş yavaş yaşadığınız şehri, ülkeyi ve en sonunda da dünyayı kapsamaya başlasın, bu çember günümüzün çemberidir. Siz daha farkında bile olmadan kendinizi her dakika olduğunuzdan çok daha global ve kolay ulaşılabilir hale getiriyorsunuz ve bu yeni teknolojilerin sayesinde gerçekleşiyor. Bu çember sosyal iletişim alanımızda bu kadar genişlemişken aynı çemberin ekonomi, sağlık ve eğitim alanlarında yeterince genişletilmemiş olmasının acısı covid 19 döneminde çıkmış olsa da esasen bu sorun yıllardır çözülmeye açık bir halde beklemektedir. Birtakım girişimler de bu açığı doldurmaya başladılar ve yeni bir çağ için büyük kırılımlar gerçekleştirmeyi başardılar.
Kırılımlarla birlikte en çok dikkat çekenler uzaktan çalışma sistemini ve eğitimi destekleyen programlar oldu. Bu programlar içerisinde Skype, Google Meet ve Zoom bulunmaktadır, bu süreçte de hem kullanıcıları hem de yatırımları artan bu uygulamalar, ciddi bir büyümeye doğru yol aldı. Ayrıca yöneticiler ve çalışanlar, uzaktan çalışma sisteminden memnun olduklarını belirttiler. Öte yandan sistemlerin ve bazı ülkelerdeki şartların yeterince iyileştirilmemiş olması ise bu programların verimliliğini azaltmakla birlikte çalışanların ve hatta öğrencilerin de memnuniyetini düşürüyor.
Yapay zekânın teşhislerdeki doğruluğu artırdığı da bir söylenti değil! Teşhislerdeki doğruluğu nedeniyle sağlık alanında devrim yaratacağı öngörülen yapay zekâ teknolojileri de firmaların gündem maddesi olmakla kalmadı, aynı zamanda yapay zekâ firmaları aldığı yatırımlarla ve kullanım alanlarının genişlemesiyle %50 civarında büyüme de gösterdi.
Covid döneminde en büyük ihtiyaçlarımızdan biri ne oldu? Elbette istatistikler. Çünkü kriz dönemlerinde yaşamımıza yön vermeye çalışırken elimizdeki en önemli kaynaklar salgınla ilgili istatistiklerdir. Bu istatistiklerle arkadaşımızın evini ziyaret edip edemeyeceğimizi bile belirlediğimiz zamanlar oldu. Bu nedenle böyle bir zamanda veri analitiği ve bununla bağlantılı teknolojilerin de ciddi bir büyümeye gitmesi şaşırtıcı olmadı. Avrupa’da firmaların %56’sı veri analitiğine ilişkin yatırımlarını artıracağını belirtti. Veri analitiğinin yanı sıra veri güvenliğinde de sıcak gelişmeler ortaya çıktı. Veri güvenliğiyle ilgili endişeler de bulut merkezli çözümlerin üretilmesine yol açtı. Bulut tabanlı, uzaktan çalışma sistemini kolaylaştıran ABD merkezli Lucidchart ve uzaktan süreç takibi sağlayan Confluent gibi girişimler milyonluk gelirler elde etmeyi başardılar.
Sağlık alanındaki gelişmelerin salgınla yaygınlaşmasını geç olsun güç olmasın diyerek değerlendirdiğimizde, bu alandaki gelişimin gecikmesine karşın ortaya çıkartılan uygulamalara hayran kalmamak da elde değil. Bu uygulamalardan birkaçı Kore’de vücut bulmuştur ve her ne kadar temelde covid 19 kapsamında fayda sağlayabileceği düşünülse de aynı teknolojilerin ileride sağlığın farklı alanlarında kullanılmasının önünde herhangi bir engel yoktur. Örneğin Kore’de kendi kendine teşhis programı kapsamında covid hastalarının yerlerinin belirlenebilmesi için bir telefon uygulaması kullanılmaktadır. Bu uygulamada aynı HES kodu gibi her vatandaş tarafından kullanılmaktadır ve kullanan her kişi de sağlık durumunu uygulamaya kaydetmektedir. Bu uygulama aynı zamanda ziyaretçiler tarafından da kolaylıkla kullanılabilir. Ayrıca Seul merkezli bir girişim tarafından geliştirilen Corona100m uygulaması da kullanıcılarına çevrelerinde maske satışı yapan yerleri ve yakınlardaki kayıtlı covid hastalarını göstermektedir. Bu uygulama sayesinde de covid virüsü takip edilebilir kalmaktadır ve vatandaşların alabileceği önlemlerin olumlu sonuçlanma ihtimalini de artırmaktadır.
Son olarak: Kaosların, inovasyonların besin kaynağı gibi olduğunu ve basamaklarını tırmandıkça bizi onlara götürebileceğini en kötü zamanlarda bile aklımızda tutmalıyız.
