Sürdürülebilirlik Nedir ve Aslında Ne Değildir?

İDİL ZEYNEP ÖZER
StartupMEF
Published in
3 min readJan 23, 2022

Sürdürülebilirlik, insanoğlunun üretimi düzeltmek ve gelecek nesile aktarabilmek için oluşturduğu bir yapılandırma sürecidir.

Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1972’de 113 ülkenin bir araya gelmesiyle kurulan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile ortaya atılmıştır. Resmi olarak da 1987’de Birleşmiş Milletlerin yayınladığı “Ortak Geleceğimiz” adlı raporda karşımıza çıkmıştır. Bu raporda “Sürdürülebilir kalkınma bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılayabilen kalkınma” olarak tanımlanmıştır. Raporda vurgulanan önemli bir diğer durum da yoksulluğun, sürdürülebilirliği azaltarak çevresel baskıları hızlandırdığının; bununla beraber ekonomi ve ekoloji arasındaki dengeye daha fazla ihtiyaç duyulduğunun belirlenmesidir. Peki; insanoğlu sürdürülebilirliği günümüzde daha çok tüketmek için bir perde olarak mı yoksa yok etmeye başladığı üretimi yeniden kalkındırmak için mi kullanmaktadır?

Şunu diyebiliriz ki; sürdürülebilirlik aslında tek toplumsal sorunumuz değildir. Birçok toplumsal sorunun doğurduğu bir başka toplumsal sorundur. Sürdürülebilirliği birden fazla faktör etkilemektedir. Bunların başında da nüfus gelmektedir. Ne yazık ki daha çok insan daha çok üretim değil, daha çok tüketim demektir. Sürdürülebilir bir toplum için daha çok üretim yapabilen bir topluma ihtiyaç vardır. Sürdürülebilirlik zamanla daha çok bilinen ve çözüm aranan bir problem haline gelmiştir. Bu konuda girişimci şirketler daha fazla adım atsa da henüz toplumun tam olarak bilince ulaştığı ve sürdürülebilirlik kavramından haberdar olan insan sayısının yeterince arttığı bir dönemde değiliz.

Sürdürülebilirlik alanında adım atan şirketlerin bu konuda nasıl bir yol izledikleri çok önemlidir. Örneğin şirket bunu kâr amacıyla mı yoksa sürdürülebilirliği görev bilincine aşılamak için mi yapıyor? Şirketler için sürdürülebilirlik başta maliyetli ve zor olsa da yakın zamanda yayınlanan bir araştırmaya göre sürdürülebilirlikten elde edilen kâr her geçen gün artmaktadır.

Sürdürülebilirlik denilince ilk akla gelen konulardan biri de geri dönüşümdür. Geri dönüşüm için yapılan onca yatırıma rağmen geri dönüşüm oranı yansıtıldığı gibi değildir. Plastik atıkların geri dönüşüm oranı %10’un altındadır. Kafe zincirlerinin plastik bardak ve kâğıt pipetle kahve satıyor oluşu buna en güzel örnektir. Kimi şirket bunu sadece göz boyamak için yapıyor olsa da sürdürülebilirliği vizyon haline getiren şirketler de vardır. Örneğin Migros’un yaptığı ‘Sürdürülebilirlik algısı ve Pazarın Geleceği’ adlı çalışmada 600’den fazla insanla bir araştırma yürütülmüştür. Bu araştırma sonucunda dünyanın önde gelen perakende ve hızlı tüketim ürünleri üreticisi şirketlerin çatı kuruluşu olan Consumer Goods Forum’un (CGF) dijital platformlarda yayımlanarak global arenada perakende sektörüne referans oldu.

Değinilmesi gereken diğer bir konu ise temel ihtiyacımız olan sudur. Her geçen gün azalan su rezervi hem şimdiki nesli hem de gelecek nesli fazlasıyla tehdit etmektedir. Resmi verilere göre bir dilim ekmek için harcanan su miktarı 40 litredir. Ülkemizde bir günde 6 milyon ekmek çöpe atılmaktadır. Çöpe atılan her ekmekle birlikte litrelerce su da boşa harcanmış olmaktadır.

Burada topluma düşen görev nedir? Gelecek nesilleri kendimiz kadar düşünmek ve doğal kaynaklar başta olmak üzere tüm kaynaklardan gelecek neslin de yararlanabilmesini sağlamaktır. Bu durumun en zor kısmı ise bu bilinci edinmektir. İnançların değişmesi zordur. İnsanlara hayat tarzlarının komple değiştirmesini söyleyen bir fikri aşılamaksa bundan daha zordur. Şirketlerin ve devletlerin sürdürülebilirliği vizyon edindiği gün, insanlara sürdürülebilirlik fikrini daha rahat aşılayabiliriz. Önce birey sonra da toplum olarak gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakabiliriz. Şunu unutmayalım ki kelebek etkisinde de olduğu gibi doğru zamanda doğru yerde yapılan ve aslında küçük görünen işler iyi sonuçlar doğurabilir. Sadece durun ve düşünün. Siz gelecek nesil olsaydınız size nasıl bir dünya bırakılsın isterdiniz?

--

--