Neden Zaman Azken, Proje Çok?

Süleyman Sönmez
Süleyman Sönmez
Published in
2 min readSep 29, 2016

--

Credit: Kyle Fletcher — https://www.flickr.com/photos/kylefletcher/

Dünyada zamanın az, yapmak istenenlerin çok olması duygusu, üstünde çok dikkatle düşünülmesi gereken, uzun vadede insanı depresyona sürükleyebilen tehlikeli bir duygu.

Birlikte bakalım mı?

Zaman, saat ile ifade edildiğinde herkes için eşittir diye düşünülür. Gerçi izafiyet teorisi her yerde ve sürekli sabit bir 24 saati reddetse de öyle düşünürüz.

Ancak algı söz konusu olduğunda, sıkıntı duyulduğunda zaman yavaş geçer, eğlenceli ve keyifli anlarda çabuk geçer. Gençken ve çocukken yavaş geçer, yaş aldıkça çok hızlı geçer. Bu son cümle bilimsel olarak açıklandı hafızadaki anı miktarı ile alakalı.

Yapılmak istenen listesi için gereken reel zamanı, gözümüzde olduğundan uzatan bir duygusal unsur olmalı. Çünkü eldeki saat zamanın buna yetmediğini hissediyoruz. Oysa o zamanı sosyal medyada, tv başında, YouTube da, dizi karşısında veya başaramadığımız konuları düşüne düşüne geçiriyoruz.

Biliyoruz ki, yapmak istediğimiz şey için her gün kısa bir zaman ayırarak tamamlamaya gidebiliriz.

Eğer daha fazla zaman gerekliyse para kazanmanın çalışmanın farklı bir yoluna odaklanabiliriz, parçalı multifaz uyku ile daha etkin uyuyabiliriz, hızlı okuyabiliriz, dikkatle ve özenle dinleyerek insanlarla iletişimimizi artırabiliriz.

Ama delikler açılmış bir su kabından akan su gibi tüm boş zamanlarımız da akıyor, hayal ettiklerimize zaman kalmıyor. Resim yapmaya, gezmeye sevdiklerimizle beraber zaman geçirmeye, bir kedi evi yapıp sokağa yerleştirmeye, güzel bir elbise tasarlamaya, tiramisu ustası olmaya, dünyanın en iyi halı saha kalecisi gibi topu yakalamaya, stop motion ile bir kısa film çekmeye…

Böylece üretmeye ayrılması gereken zaman aşırı yorgunluk ve zamanın azlığı duygusu ile huzursuzluğa dönüşüyor.

Sıkıntı hissinden kaçmak için tüketmek gerekiyor. Genelde oyun oynamak, bir şeyler izlemek bu kaçış hareketinin son adımı oluyor.

Demek ki anahtar nokta, duygusal olarak yorgun hissetmek, zamanı, üretim ve proje için az hissetmek, hedefleri koymak ama onlara aslında aşk ile bağlı olmamak ve bol bol sızlanma.

Artık zamanı uzatabiliriz. Daha sessiz kalmayı deneyin, yapacağınız işi herkese anlatıp enerjinizi bitirmeyin, o işi yapmışsınız gibi zihninizde sosyal tatmine ulaşmayın.

İşin tüm adımlarını çok detaylı madde madde yazın. Yaptıkça da üstünü çizin ilerlemenizi tarih yazarak tespit edin. Takıldığınız yerde yardım isteyin.

Bir de, “şimdi”ye odaklanma konusu çok yazılıp çizildi ama pratikte geçmiş ve geleceğin olmayışı sadece şimdinin oluşu önemli bir ayrıntı.
Zihin, şimdi de kalırken dağılması daha zor değil mi?

Zamanın azlığı duygusu da, yorgunluk duygusu da bakış açınızı değiştirdikçe azalacak. Deneyin, görün…

--

--