Her Veri Merkezi Çalışanının Bilmesi Gerekenler

Kenanerdey
Turk Telekom Bulut Teknolojileri
12 min readJan 17, 2022

Eğer bir veri merkezi çalışanıysanız iklimlendirme, enerji, yedeklilik, standartlar gibi konularda sahip olunması gereken bilgiler ve bilinmesi gereken terimler var. Bu yazıda bunları kısa kısa anlatmaya çalıştım. Herkesin bildiği terimler yerine daha önemli olan fakat bilinmeyenleri burada bulabilirsiniz. Daha fazla bilgi için en altta bulunan kaynaklara başvurabilirsiniz. Yazıda önce veri merkeziyle ilgili standartlar oluşturan kurumlara bakacağız. Sonrasında enerji, iklimlendirme, yedeklilik, finansal terimler ve genel terimleri inceleyeceğiz.

Kuruluslar ve Standartlar

Yazının genelinde yer alan terimleri bulan ve standart oluşturan kurumlar aşağıdadır. Ayrıca diğer önemli olanları da ekledim.

ASHRAE: (American society of heating, refrigerating and air conditioning engineers) 1984 te kurulmuş ısıtma, soğutma,iklimlendirme v.b. konularda standartları belirleyen, bu konularda araştırma, eğitim v.s. düzenleyen bir kuruluş.

GREEN GRID: Veri merkezlerinde enerji, eko-sistem verimliliği gibi alanlarda standartlar belirleyen bağımsız bir kuruluştur.

TIA : ANSI tarafından kabul edilmiş, ICT( Information and Communications Technology) alanında standartları belirleyen, sertifikasyon sağlayan kuruluş.

Gartner : IT alanındaki araştırmaları ve tavsiyeleri ile bu konuda dünyanın lider konumundaki şirketi olmuş bir şirkettir.Merkezi USA da dır. CEO, IT yöneticileri, büyük Telekom firmaları, danışmanlık firmaları v.b. hizmet eder. Kendi buldukları hype cycle ve magic quadrant grafikleri ile inceledikleri ürünler hakkında analizlerini yayınlarlar.

IDC : Gartner gibi IT, telekomünikasyon, ve tüketici teknolojileri alanında market araştırması yapan bir kuruluştur.

Uptime Institutue: 1993 yılında şirketler datacenter hakkında bilgilerini paylaşmak amacıyla bir konsorsiyum kurmuslar. Bugün bu şirketlerden bir çoğu Amerika’nın ilk büyük 100 şirketi arasında bulunmaktadır. Genelde yedeklilik, güvenirlilik, availability ,sıcaklık, soğutma gibi konularla ilgileniyor ve ne yapılırsa daha etkin olur konusunda araştırmalar yapıyorlar. 10000 lerce sunucuyu barındıran datacenterlara sahip olan bu şirketlerin ortaya koyduğu bulgular da haliyle standart olusturuyor ve uptime institue yü bir otorite haline getiriyor.

TIA-942(Telecommunications Infrastructure Standard for Data Centers,) TIA tarafından bulunan veri merkezi tasarımında kullanılan bir standarttır. Fiber optik ve bakır kablo kablolaması ve network dizaynı konularında görüş bildirmektedir. [1]

ISO27001: Bilginin korunmasının önemli olduğu bütün kurumlarda kullanılan uluslararası bir standarttır. Sahip olunan envanterin varlıgı, açıkları, riskleri, yedekliliği, erişim yetkileri, dökümantasyonun tutulması gibi konularla ilgilenir. Sertifika alındıktan sonra yer yıl denetleme yapılarak mevcut durumun korunup, iyileştirilmesi için kontrol yapılır.Türkiye’de denetleme TSE tarafından yapılıyor.

Soğutma

Veri merkezlerinde benim gördüğüm en çok kullanılan iki tür soğutma yöntemini aşağıda bulabilirsiniz.

Hot aisle/cold aisle: Geleneksel Veri Merkezi soğutma sistemidir. Bu sistemde sunucu rackları ön tarafları birbirine, arka tarafları da birbirine bakacak şekilde sıra sıra dizilir. Bu şekilde mümkün oldugunca soğuk ve sıcak hava birbirine karışmaz ve soğuk hava kabinetleriniönünden üflenir. Bu soğutma sisteminin gelişmiş versiyonlarında soğuk hava ile sıcak havanın karışmasını engellemek için araya cam, plastik v.b. maddelerden yapılmış bariyer konulur.

Close-Coupled Cooling. Klasik hot aisle/cold aisle modelinde sogutucu hava racklara tanısana kadar enerji kaybeder. Bu modelde Soğutulmuş su ya da sogutucu madde nin sunucuların oldugu racklara kadar tanınarak, sogutucu kaynagının mümkün oldugunca yakınlastırılmasıyla sağlanır. Racklarda ya da hemen yanına monte edilir. Verimerkezinin havasına karışmadan rack’ın içerisine direkt olarak hava üflenir.

Free Cooling : Dış hava sıcaklığının kullanılabilir kadar soğuk oldugu lokasyonlarda dış sıcaklığın veri merkezinin içerisinde kullanıldığı yöntem. Burda dış havadaki soğuk hava direkt kullanılabildiği gibi bu soguk hava chiller taradından suyun soğutulup CRAH lara aktarılması ile de yapılabilir.

Hot Spot: Sistem salonları içerisinde yetersiz hava akışı yüzünden sıcaklığı kabul edilenden fazla olan noktalara denir.Bu noktalar salon içerisinde bir rack/rack grubu etrafında olabilir.

CFM(Cubic Foot per Minute) Hava akış hacmini ölçmeye yarayan birimdir. Hacmi isminden anlaşılabileceği gibi her tarafı bir foot olan bir küp kadardır. Sistem salonu içerisindeki bir noktadadan geçen hava akışı büyüklüğünü gösterir.

Veri Merkezi sıcaklık/nem Gereksinimleri : ASHRAE’nin 2008 de çıkardığı guide’a göre tavsiye edilen sıcaklık aralıgı 18 ile 28 derece arasıdır. Nem aralığı ise %30 ile %55 arasıdır.[2]

Peki bu sıcaklık değerleri dışında çalıştırılamaz mı sunucular ?

Elbette çalıştırılıyor. Bir veri merkezi içerisinde en çok enerji harcanan nokta soğutma. Durum böyle olunca veri merkezlerinin çalışma sıcaklıklarınıa daha yükseklere çıkarma gibi bir trend var şu anda. Tahmin edilen değerler her 1 C sıcaklık artırımında % 4–5 enerji tüketiminin azaldığını gösteriyor. Hal böyle olunca Veri Merkezleriinin sıcaklıkları 30 C lerin üzerlerine çıkabiliyor. Burda dikkat edilmesi gereken noktalar var.

· Yüksek sıcaklıkla çalıştırmak sunucu/network cihazlarının soğutma yı sağlamak istemesi nedeniyle fanlarını daha fazla çalıştırması demek. Burda enerji tüketiminde artış gözüküyor. Yani daha az soğutma ile enerjiyi az tüketecek hem de fanların fazla çalışması ile tüketeceği enerji göz önüne alarak ara bir sıcaklık bulunmalı.

· Yüksek sıcaklıklara çıktıkça parçaların bozulma olasılığı artıyor. Bu değer genelde 28 üzerinde görülüyor.

· Yüksek sıcaklıklarda çalıştırıldığında, soğutma cihazlarında yaşanacak bir kesintinde sistem yöneticilerinin müdahale süresi bulunmuyor. Bu da arızalara/data kaybına bile yol açabiliyor.

Belki arızalanmalarının etkisi çok olmayacak sunucuları tek bir kompartmentte toplayıp bunları yüksek sıcaklıkta çalıştırmak mümkün olabilir. Burdan elde edilecek enerji kazançları ile sunucuları arıza maliyetini çok kolay telafi edilebilir.

HVAC(heating, ventilating, air conditioning): Kapalı alanda ısıtma, havalandırma, havanın akışı v.s. gibi konularla ilgilenen teknoloji.

CRAC(Computer Room Air Conditioners)/CRAH(Computer Room Air Handler) Sistem salonlarında ısıtma, havalandırma, nemlendirme, havanın taşınmasını sağlayan iklimlendirme cihazlarına denir. Sistem salonlarında klima olarak nitelendirdiğimiz cihazlar aslında CRAC tır. CRAC havayı soğutur(Direct Expansion,DX) . CRAH lar ise Chiller dan gelen soğuk su vasıtasıyla havayı soğutur ve sistem salonlarına üfler.

Chiller: Suyu soğutup, CRAH birimlerine soğuk su sağlayan cihazlardır.

GREEN GRID Terimleri

Green Grid kurumunun ortaya çıkardığı başlıca 3 adet terim bulunuyor. PUE/DCIE,CUE,WUE. Bunlar enerji, ekosistem verimliliğinin ölçülmesi için ortaya atılmış. Şimdi bunlara bakalım…

PUE ( Power Usage Effectiviness) : Veri merkezi içerisine giren enerjinin ne kadar efektif olarak kullanıldıgını gösteren bir değerdir. Soğutma ve diğer enerji giderlerini hesaplamak için, dolayısıyla TCO nun hesabı için kullanılır. Green Grid tarafından bulunmuştur. Formülünü aşağıdaki gibi yazabiliriz.

PUE= Veri Merkezine giren enerji(ofis v.s. hariç)/ Sunucu,switch,storage gibi cihazların pdu larına giren enerji

Bu değer çoğu verimerkezi için ortalama 2.5–3 civarlarında iken, en iyi değerler 1.6 civarıdır. [3]

Peki bu değeri değiştiren nedir ?

Veri Merkezi içerisinde bu sunucu, depolama, switch gibi cihazlara elektrik sağlayan ups, jeneratör gibi cihazlarla soğutmada kullanılan cihazlardır. PUE nin düşürülmesi ihtiyaç duyulan toplam enerjinin düşürülmesiyle enerjinin etkin kullanılmasını sağlar. Bir de Veri merkezleri arasında karsılaştırmada da kullanılıyormuş.

DCIE (Datacenter infrastructure Efficiency): PUE nin tersi olarak hesaplanan bir değerdir. DCIE = 1/PUE denilebilir. [3}

CUE(Carbon usage effectivines) Green Greed tarafından üretilen başka bir metrik. Veri merkezi içerisindeki karbondioksit salınım oranını bulmak için kullanılıyor. Formülü şu şekilde..

CUE =Veri merkezine giren enerjiden doğan Toplam Co2 Emisyonu / IT cihazlarına giden enerji[4]

Verimerkezinin Co2 emisyonu oranını ölçüp Green IT ye ne kadar uyumlu oldugunu, PUE de olduğu gibi diğer Veri Merkezleri ile karşılaştırma yapmak, altyapı gelişimini ölçmek v.s. için kullanılıyormuş. Denklemdeki pay değerini nerden bulacaz diye sorarsanız o da şu şekilde. Eğer enerjinin hepsi VM’in dışından geliyorsa Enerji sağlayıcının(tedaş)ın vereceği değerler alınıyor. Veri merkezi içinde de enerji üretiliyorsa(jeneratör v.s.) buradan çıkan Co2 emisyonunun da ayrıca hesaplanması gerekiyor. Bu durumda ayrıca formül de değişiyor. Çok kafa karıştırıcı olmaması için burda yazmıyorum. [4] deki dökümanda ayrıntılı olarak bulabilirsiniz.

WUE — Green Grid tarafından bulunmuş diğer bir metriktir. Veri merkezinde nemlendirme ve soğutma için kullanılan suyu ölçmek için kullanılır.

WUE= Yıllık Su Kullanımı / IT Cihazları İçin Kullanılan Enerji [5]

BTU (British Thermal unit)

Btu enerji birimidir. Watt, joule ve cal enerji birimleri ile dönüşüm yapabilmektedir. Veri merkezi konumuz oldugundan watt ile arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz. BTU soğutma enerjisi birimi için kullanılmaktadır. Sunucu speclerinde gördüğümüz sunucunun çektiği watt cinsinden enerjiyi 3.41 ile çarptıgımızda sogutma için kullandıgı enerjiyi bulabiliriz.

1 btu = 3.41 x Sunucu Enerjisi

Eğer veri merkezinin ihtiyaç duyduğu soğutma enerjisini hesaplıyorsak, hesaba sistem salonu içerisindeki diğer ekipmanların da soğutma enerjilerini de katmak gerekmektedir. Bu hesaba aydınlatma lambaları, diğer ısı yayan ekipmanlar ve hatta içeride çalışan sistem yöneticileri de dahildir. Sonuçta elde etimiz değer soğutma için kullanacağımız klima cihazlarının ihtiyaç duyduğumuz toplam kapasitesini vermektedir.

— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — —

Yedeklilik

Uptime institue yedeklik konusunda 4 katmandan oluşan bir sertifikasyon model geliştirmiş.[6][7]

Tier 1: Temel veri merkezi olarak adlandırılıyor. İt cihazlarının yedeksiz enerji ve soğutma cihazlarıyla çalıştığı, bunların bağlantılarının yedeksiz olarak sağlandığı veri merkezlerini tanımlar.

Tier2: tier 1 den farklı olarak yedekli enerji ve soğutma cihazlarına sahiptir. Fakat cihazlara bağlantıları tekildir.

Tier 3: Tier 2 den farklı olarak it cihazlarına olan bağlantılar yedeklidir. Fakat aynı anda sadece bir bağlantı aktiftir.

Tier4: “Fault Tolerant Data Center” olarak adlandılır. Bütün cihazlar ve bağlantıları yedekli ve aktif olarak çalışır. Her yedekli cihazlar farklı enerji kaynaklarından beslenmeli ve farklı bağlantılardan gelelidir.

Bu oluşturulan katmansal yapıda oluşturulan yedeklilik durumu, uptime süresi, ve kriter tablosu ise aşağıdaki gibidir.[8]

Bu tabloda N; ihtiyacı görecek kadar, N+1 ihtiyacın dışında bir yedek, 2N her komponent yedekli anlamına gelmektedir. Ayrıca,

%99,671 28 saat kesintiye,
%99,741 22 saat,
%99.982 1.5 saat
%99.995 ise 26 dakikaya denk geliyor.

RAS(Reliability, Availability, Serviceability)

IBM Mainframe sunucuların kesintisiz ve sorunsuz çalışmasıyla onların güçlü özelliklerinden gelen bir terimdir. Zamanla open sistemler in mainframe lerin özelliklerine sahip olmasıyla x86, itanium, power v.b. mimariler için de kullanılır olmuştur. Burda 3 özellikten bahsedilir. Şimdi bunlara bakalım.

Reliability(Güvenirlik) Arıza vermeden çalışma anlamına geliyor. Güvenilir bir sistem hata olduğunda farkına varır, hata oldugunda fark ederek hatayı düzelterek çalışmaya devam eder. Memory lerde ECC koruması, parity hesaplaması v.b. özellikleri örnek olarak sayabiliriz.

Availability(Devamlılık) Herhangi bir sorun,arıza oldugunda sistemi durdurmadan, kesinti olmadan sistemin çalışmasının devam etmesidir. 7/24 çalışan servisler için bu özellik önemlidir. Bu iş için sistem ya da sistemin bileşenleri yedekli olarak çalıştırılır. Arıza durumunda yedek component sayesinde servis kesintiye uğramaz. Raid, Hot swap diskler, clustering, v.b. özellikleri sayabiliriz.

Serviceability : Problem oluşmadan problemin farkına varıp aksiyon alabilmeyi anlatır. HP, IBM gibi firmalar bu özellik için proaktif olarak sistemleri izler ve arıza olmadan onsite mühendislerine sorunu bildirebilir. Ayrıca yedekli komponent yapıları ve sapladığı diğer teknolojiler ile kesintisiz parça değiştirebilmek de bu alana girer.

Mainframe gibi sistemler, HP,IBM ve SUN gibi firmaların high end sunucuları ve cpu,memory gibi bileşenleri RAS özelliklerine sahiptir. Bu yüzden daha az kesinti gerektiren mission-critical uygulamalarda kullanılır. Ama x86 işlemcilerde de RAS konusunda epey ilerleme kaydedilmiştir. Itanium ve x86 işlemcilerin RAS özellikleri karşılaştırmasını aşağıdaki adreste görebilirsiniz.

http://www.intel.com/content/dam/doc/white-paper/mission-critical-computing-itanium-9300-ras-features-of-the-mission-critical-converged-infrastructure-paper.pdf

Raid (Redundant Array of Inexpensive disks): Kısaca Birden çok diskin yedeklilik, hız sağlamak için bir araya gelip tek bir disk gibi gösterilmesini sağlayan teknolojiye denir. İlk olarak 1987 yılında Kaliforniya üniversitesinde Raid1 den Raid5 e kadar seviyeleri tanımlanmıştır. Bu konu kendi içinde geniş ve teknik olduğu içi ayrıntıya burda girmeyeceğiz.

Cluster : Türkçe olarak kümele teknolojisi olarak geçmektedir. Birden çok bilgisayar, sunucu nun belli bir amaca yönelik hesaplama işlemini yapması için bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Bu konunun da genişliği nedeniyle sadece tiplerini ve amaçlarını görelim.

Üstünde tam anlaşılmasa da üç kategoriye bölebiliriz.

1. Load Balancing(Yük dengeleme): Bir iş yükünün birden çok sunucuya bölünmesiye kuruluyor. Örneğin bir load balancer arkasında çalışan 10 uygulama sunucusunun oluşturduğu yapı bu kategoriye giriyor. 2 ya da 2 den çok node(sunucu) içeren iş yükünün kendi aralarında dağıldığı her bir node un aktif olarak çalıştığı mimariler,aktif-aktif cluster lar da bu sınıf içerisinde. Bu cluster ın her bir sunucusu aynı disk alanına aynı anda yazabilmektedir.

2. High Availability(HA) Clusters: Yedeklilik isteyen uygulamalar için kullanılıyor. Bir ya da birden fazla sunucu yedek olarak beklemede çalışıyor. Aktif olan sunucuda sorun olursa diğer sunucu iş yükünü kendi üzerine alıyor.

3. Computational Clusters : Çok sayıda node un bir araya getirilerek oluşturulan yapı. Burda iki tip yapıdan bahsedebiliriz. Birinde node lar aralarında haberleşme ihtiyacı çok olmadığından birbirinden

çok uzakta bulunabiliyor. Bu node lar PC, sunucu gibi farklı donanımlardan oluşabiliyor. Bu yapının adı grid. Diğerinde ise node lar birbirine çok yakın, özel network ile birbirine bağlanmış durumda. Tek sunucu bu yapıyı tek bir hesaplama birimi gibi gösteriyor. Bu sunucunun arkasında çalışan pc ve serverlar hesaplama birimlerini oluşturuyor. Bu yapının adı da beowulf cluster. Supercomputing uygulamalarına kullanılıyor.

— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — -

Finansal Terimler

Capex ( Capital Expenditures) / OPEX ( Operational Expenditures)

Veri merkezi kapsamında incelediğimizde bu terimler veri merkezi içerisindeki cihazların bize toplam maliyetini hesaplamamızda gerekli olan değerlerdir. Veri merkezi içerisindeki her cihaz(sunucu, switch,klima, lisans v.s.) herhangi bir iş servisine hizmet etmek amacıyla alınmıştır. Ve bu cihazların üzerinde koşacak servisler şirkete ilerisi için gelir getirecektir. İşte bu amaçla alım sırasında yaptığımız harcamalar CAPEX olarak adlandırılır. Sistemlere sonradan eklenen kart v.b. üniteler, arızalı ünitelerin değiştirilmesi ve yenisi için yapılan harcamalar da CAPEX olarak değerlendirilir. .

CAPEX harcaması yapmasıyla şirket harcamadan kurtulmuş değildir. Çünkü bu cihazların çalışması için enerjiye ihtiyacı vardır. Harcanan enerji sonucu çıkan ısının düşürülmesi için soğutmaya ihtiyacı vardır. Belli aralıklarla bakım yapılmasına ihtiyaç vardır, cihazların devamlılığını ve yönetimini sağlamak için operatöre/sistem yöneticisine ihtiyaç vardır. Görüldüğü üzere bu harcamalar belli aralıklarla(aylık,belli dönemlik) ödenen harcamalardır. Alınan cihazların operasyonel olarak çalışmasını sağlamak için yapılan harcamalara OPEX adı verilmektedir.

TCO (Total Cost of Ownership): Türkçe’de toplam sahip olma maliyeti olarak geçmektedir. Bu değer ROI hesaplanmasında kullanılıyor. TCO hesaplanmasında göze alınan harcama değerleri hangi kalemler için daha fazla harcama yapıldıgının anlasılması ve kontrol altına alınması için yapılıyor. Kabaca bir ürün/datacenter için TCO o ürün/DC için harcanan Opex ve Capex değerlerinin toplamıdır.

ROI ( Return On İnvestment) Yapılan bir yatırımın ne kadar oranda kazanç sağladığını göstermek için kullanılan bir değerdir. Elde edilen kazançlar farklı bakış oranlarına göre farklı olabileceğinden hangi yonlerde kazanç olacağı iyi değerlendirilmelidir. (maliyet, iş yükü, farklı yatırım alanları olusturma v.s.)

Formülü şu şekildedir. ROI = (Yatırımdan elde edilen kazanç — Yatırımın maliyeti)/Yatırımın maliyeti [9]

Gartner, Veri merkezleri için bu şekilde ilerisi için kazanç sağlayacak yatırımları başta sanallaştırma, enerji ve soğutma teknolojilerinde iyileştirmeler ve uzun süreli olarak alternatif enerji kaynakları, çalışanların bilinçlendirilmesi, süreçlerin etkinleştirilmesi üzerine sıralamışlar. Tam listeyi http://www.californiagreensolutions.com/cgi-bin/gt/tpl.h,content=2732 adresinde görebilirsiniz.

— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — —

Enerji

Veri Merkezi Enerji Gereksinimi: Veri Merkezinde ihtiyaç duyulan enerji için farklı hesaplama yolları bulunuyor. Eski olanı veri merkezinin alanını belirlenen bir sayı ile çarpmak. Fakat veri merkezi içerisinde bulunan cihazlara göre ihtiyaç çok değişeceği için bu yaklaşım geçerliliğini yitirmiş. Bunun yerine rack tipine göre ve sayısına göre hesaplamak daha mantıklı günümüzde. Aşağıda rack içerisindeki cihaz tipine göre enerji ihtiyacını gösteren tablo bulunuyor. [2]

Bu değerler sadece cihazlar için. Bunun dışında sogutma, ışıklandırma, UPS v.s. içinde enerji ihtiyacı hesaba dahil ediliyor. Bir veri merkezi içerisindeki enerji ihtiyacının dağılımı da aşağıdaki gibi.[10] Burda sunucu,network, storage v.s. cihazlar için gereken enerji critical loads ile belirtilmiş.

Bir de önerilen soğutma için farklı zone lar oluşturulduysa rack ları yogunluklarına göre aynı zone lara koymak. Böylece her rack tipi için özel soğutma sağlanabiliyor.

WPSF (Watts per Square Foot) da yine VM içerisinde foot kare alana düşen enerj yogunlugunu bildirmek datacenter tasarımı sırasına kullanılıyor.

— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — -

Diğer Terim/Konular

Lights-out(Darkened,Dark) Datacenter

İçinde operasyonu yapmak için personel bulunmayan her işin uzaktan baglanılarak yapıldığı veri merkezine deniliyor. Sanallaştırma yapılarak, remote-management yazılımları kullanılarak, operasyonu sırasında fiziksel müdahale isteyen klima v.b. iklimlendirme cihazlarını veri merkezi dışına taşıyarak, kart v.b. komponent değiştirme yerine hazırda bekleyen yedek kartların uzaktan devreye alınması, kartların sanallaştırılarak verilmesi v.b. teknolojiler ile bunu yapmak mümkün gözüküyor. Şu an veri merkezlerinde tam olmasa da dark olma yolunda epey adım atılmış durumda.. Bu ara darkened, ışıkların söndürülüp içeri girilmeyecek şekilde operasyonun yapılmasından geliyor.

Veri merkezi Ömrü: IDC ye göre bir veri merkezinin ömrü 9 yıl olarak geçiyor. Gartner’a göre 7 yıldan sonra ömrü dolmuş oluyor.

ICT(Information and Communications Technology) Var olan IT terimi nin genişletilmiş hali. IT de geçen sunucu, bilgisayar, middleware, veritabanı, v.s. terimler bilişim dünyasını anlatmaya yetmeyince telekomünikasyon teknolojileri de eklenmiş, ICT olmuş.

U. Herkesin bildiği üzere bir rack içertisindeki en küçük birimdir. 1.75 inch ya da 4.445 cm ye eş değer.

MTBF(Mean time between failure) : Aynı donanımın iki kere arızalanıp devre dışı kalması arasındaki süredir. burda dikkat edilmesi gereken nokta arızalı donanımın servisi devre dışı bırakması gerekmesidir.

RTO(Recovery Time Objective: İş sürekliliğinde konuşulan konulardan biri. Sunucunuz arızalandıktan, bu sunucu üzerinde çalışan ya da bu sunucuyla alakalı olan servis kesintisi başladıktan sonra ne kadar zaman sonra servisin verebilir hale getirileceğini gösterir. Bunu iş sürekliliği yöneticisi belirliyor. birimi dakika, saat,gün v.s. cinsinden olabilir.

RPO(Recovery Point Objective): Bu değer de göze alınan saatlik veri kaybını gösteriyor. Geçmişe yönelik bir zaman birimi olduğundan yedekleme v.b. operasyonları ilgilendiriyor. Anlaşılması için örneğin, RPO değeri 1 saat olan bir servis için en az saatte bir yedeklenmesi olarak söyleyebiliriz.

— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — —

Kaynaklar:

1. http://www.adc.com/Attachment/1270711929361/102264AE.pdf

2. http://www.eni.com/green-data-center/it_IT/static/pdf/ASHRAE_1.pdf

3. http://www.thegreengrid.org/~/media/WhitePapers/White_Paper_6_-_PUE_and_DCiE_Eff_Metrics_30_December_2008.pdf?lang=en

4.http://www.thegreengrid.org/~/media/WhitePapers/CarbonUsageEffectivenessWhitePaper20101202.ashx?lang=en

5. http://www.thegreengrid.org/~/media/WhitePapers/WUE

6. http://atd.uptimeinstitute.com/PDFs/TierStandards.pdf

7. http://searchdatacenter.techtarget.com/definition/Uptime-data-center-tier-standards

8. Unix and Lnux System Administration Handbook ,Evi Nemeth,Garth Snyder, Trent R.Hein, Ben Whaley

9. http://www.investopedia.com/terms/r/returnoninvestment.asp

10. http://www.apcmedia.com/salestools/VAVR-5TDTEF_R1_EN.pdf

--

--