Çağdaş DADA | Manifesto

Gülhan Adışen
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 16, 2020
Dikkat! Bu bir manifesto değildir. (!)

Dada anlayışının devri kapanmış görünüyor olsa bile bir şeyleri hala reddediyorsak dada ruhu fikirsel açıdan hep bizim ile, organ nakli gibi başka bedenlerde yaşamaya devam ediyor ve “Sanatı sorgulama hatta kendini sorgulama dada ile başlar” düşüncesiyle herkes bir dadaisttir aslında.

Neden ‘Çağdaş Dada’?

Dadaizmin amacı sanatı rahatsız etmekti çünkü estetik ve beğenilmeyi amaçlayan sanatın politikaya alet edildiği düşünülüyordu, akılcılık reddediliyordu. Çağdaş dada akılcılığı reddedemez çünkü dadanın doğurduğu kavramsal sanatta bir fikir geliştirmeniz için bile akla ihtiyaç duyarsınız ve çağdaş dada politikanın ve felsefenin sanata dahil edilmesinden yanadır. Nasıl mı? Turner Prize 2019’a baktığımızda ödül alan sanatçı Lawrence Abu Hamdan şu konuyu ele alıyor; Suriye’deki Saydnaya Hapisanesi’nde mahkumlara akıl almaz işkenceler yapıldıktan sonra, mahkumlar katledildiler. Cezaevinde konuşmak, kafalarını yerden kaldırmak, gardiyanlarla göz göze gelmek yasaktı. Bu mahkumlardan bazıları hayatta kalmayı başardı, sanatçı ve ekibi de bu kişilerle oradaki duydukları sesleri tarif etmeleri üzerine çalışmalar yaptı ve ilgili ses yerleştirmelerini görsele dönüştürdüler. Bu çalışmayla çağdaş dadada sanatın estetikliğinden çok politik olması özelliğini konuşmaya başlayabiliriz.

Çalışmanın anlatıldığı video:

Dadaizmin bir diğer görüşü de aslında doğaya inanmamasıydı. Çağdaş dadada böyle olmadığını savunabiliriz ama bu özgür irade ile mi böyledir yoksa kendi sonunu hazırlayan insan zaten böyle düşünmeye mecbur mudur? Günümüzde tartışılan konularda artık sanatsal anlamda bireysel konulardansa toplumsal konular popüler hale geldi. İklim krizi, mültecilik, yangın, göç, sel, gibi. Bu konular gayet gerçekçi konular, çoğu sanatçı da bu konulara dikkat çekmek için sanatı kullanıyor, dikkat çekiyor ya da çekmiyor bilmemem ama toplumlar olarak sanki atmosfere yaydığımız gazlar farklı bir kimyasala dönüşmüş de bizi uyuşturmuş gibi tepkisiziz. Bir çok yayın organına baktığımızda yaşananlara tepkilerin çığ gibi olduğunu görebiliriz fakat bu, sanki tepkili tepkisizlik gibi, sonuç yok. Belki sadece bir vicdan rahatlatma. Bu da sistemlerin ve büyüme hırsının bir sonucu. Şunu söylemek gerekirse herkes büyümesini gerçekleştirmek için bir şeye ihtiyaç duyar, günümüzde de bu konuların ekmeği yeniliyor. Herkes farkında ama herkes aynı göz damlasını kullanıyor olmalı ki bulanık.!

Neden sanatla anlatım yoluna gidildiğini düşünüyorum aslında elbette birçok yolu var ama sanatı araç olarak kullanmakta en çoktan sanata bile sanat dediğimiz için(!) bir değeri olduğundan, konunun da değer görmesi için tercih ediliyor. Buradan da dadaizmin sanatı rahatsız ettiğini, çağdaş dadanın ise sanat aracılığı ile rahatsız ettiğini düşünebiliriz.

Güncel Sergi

Dadaizm ile çağdaş dadanın ortak özelliği olabilecek bir düşünce varsa o da sanatın samimi değil gerçekçi olması gerektiğidir.

Bu konuyla ilgili yakın zamanda ziyaret ettiğim bir sergiden söz etmek istiyorum. Sergi Pera Müzesi’nde gerçekleşiyor ve serginin adı da “Bir Yol Öyküsü”. Serginin küratörlüğünü Engin Özendes üstleniyor. Sergi özetle; fotoğraf makinesinin icadıyla beraber Marsilya limanından hareketle 30'a yakın yer gezen dönemin bazı sanatçıları bu yerleri fotoğraflayarak orası ile ilgili görüşlerini not alıyor ve tekrar Marsilya’ya dönüş yapıyorlar. Bundan 180 yıl sonra günümüzdeki fotoğraf sanatçılarından, her biri bir rotaya gidecek şekilde buraları tekrar gezerek fotoğraflıyor ve yeniden not düşüyorlar. Bu kadar fotoğrafı bir arada görebileceğiniz ve notlarıyla kaçırmamanız gereken bir sergi. Beni etkileyen ve dada ile bağdaştırdığım kısım Kahire rotası. Kahire rotasını Murat Germen fotoğraflıyor. Aslında bir yıkımı gözler önüne sererken bunu birçok yönden ele alıyor. Girişi emperyalizm kavramıyla yapıyor. Emperyalizmin aslında modası geçmediğini, günümüzde daha güçlü bir şekilde ilerlediğini ve şirin gözükmek için biçim değiştirdiğini ifade ediyor.

Tekrar

Dikkat bu bir manifesto değildir(!) Ama olmadığını da bilemeyiz. Çağdaş dada bu olabilir, hala bunu yaşıyor olabiliriz ama adlandırmak için erken olabilir, asıl çağı ancak iliklerde hissedince anmaya başlayacağız.

--

--

Gülhan Adışen
Türkçe Yayın

İstanbul University Museum Management Master Project Developer İnsta: @lazutpuskulu