Özgüvenli İnsanların 8 Ortak Özelliği

Gunseli Akyol
Türkçe Yayın
Published in
6 min readAug 13, 2020
https://www.photo.rmn.fr/CS.aspx?VP3=SearchResult&VBID=2CO5PC7XWQJND&SMLS=1&RW=1366&RH=643&PN=1

Özgüven eksikliğinin ne kadar hassas bir konu olduğu ve özgüven eksikliğinin hayatlarımız üzerinde kimi zaman yıkıcı etkiler bıraktığını tecrübe etmiş ya da gözlemlemiş olabiliriz.

Partner seçimlerimizden tutun, dış görünüşümüze, yürüyüşümüzden kariyerimize özgüvenimiz karakterimizin görmezden gelemeyeceğimiz bir parçasıdır. Ve hatta çoğu zaman isteseniz de istemeseniz de insanaların sizi tanımlamak için kullandığı ayırtedici sıfatlardan bir tanesidir.

Çoğu zaman sahip olduğumuz özgüven seviyesini, doğuştan gelen bir kişilik özelliği gibi algılayabiliyor veya daha özgüvenli bulduğumuz insanların hayatlarına bakıp kıyaslamalar yapabiliyoruz. Daha ayrıcalıklı insanların daha özgüvenli olduğuna inanabiliyoruz. Veya geçmişteki kötü tecrübelerimizin özgüvenimiz üzerinde değiştirilemez bir etkisi olduğuna çoktan ikna olmuş olabiliriz. Fakat geçmişteki kötü tecrübeleri geride bırakıp size daha güçlü yapacak ve özgüveninize katkı da bulunacak yeni tecrübeler edinebilirsiniz.

‘Geçmişin size adaletsiz davrandığını düşünüyorsanız, geçmişteki kötü tecrübelerinizi gelecekteki güzel tecrübelerinizin sebebi olarak görün, bu size kendiniz için adaleti sağlayacak güç verir.’

İnsanlar hayatlarının her döneminde aynı özgüven seviyesine sahip olmadıkları gibi, sahip oldukları özgüveni geliştiremeyeceklerinde dair olan inançlar da doğru değildir. Özgüven tecrübelerle oldukça bağlantılırdır ve bazı tecrübeler özgüvenimize olumlu yansırken bazıları ise özgüvenimiz üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. O yüzden eğer siz de geçmişte başınıza gelen kötü tecrübelerin ve derin yaraların özgüvensizliğinizin kaynağı olduğunu düşünüyorsanız evet bunda haklısınız. Fakat gelecekteki tecrübelerinizi ele almak ve dönen çarkın yönünü değiştirmek sizin elinizde.

‘Kim olduğumu keşfettiğimde, özgür olacağım.’ (Ralph Ellison)

Öz farkındalık, özgüvenli insanların sahip olduğu ortak özellerinden başında gelir. Kimse kendisi için açık bir kitap değildir, kendinizi tanımak farkına varmak tıpkı başka bir insanı tanıyormuşuz gibi çaba ve gözlem gerektirir. Başka insanların size doğru sözcüklerle tanımlaması, çoğu zaman kendimizi doğru ifade etmemizden geçer. Fakat kendisini yeterince tanımayan birisi bu eylemde başarısız olacaktır. Ve daha da kötüsü kendimizi başkalarının bizi tanımladığı kalıpları sahiplenirken bulmamız olabilir.

Bu yüzden var oluşumuzun bu asli görevini kimselere bırakmamalı, gerekirse zoru ve bilinmezliği seçmeli, hata yapmaktan, risk almaktan korkmamalı ve nihayetinde kendimize dair edindiğimiz gözlemler sonucunda bizi tanımlayan doğru kelimleri kendimiz seçmeliyiz ve böylelikle kendimiz özgür kılmalıyız.

Kim olduğunuzu bilmek size her zaman kendinizle daha iyi geçinmenin ve akışta bir yaşam yakalamanın fırsatını sağlayacaktır. Ve en nihateyinde kendinizi tanımak adına attığınız her adım, her girişim özgüveninize olumlu olarak yansıyacaktır.

Eğer tek başınıza kaldığınızda yalnız hissediyorsanız, demek ki kendinize kötü bir arkadaş seçmişsiniz. (Jean- Paul Sartre)

Özgüvenli insanlar tek başlarına da mutlu olmayı bilirler.

Tek başımıza aktivite yapmak, tek başımıza zaman geçirip keyifli hissedebilmek, kendimizle olan iletişimimizi güçlendirmek için mükemmel bir yöntemdir ve özgün seviyemizi yükseltmeye muazzam şekilde katkıda bulunur.

Sırf kimse sizinle gelmeyi kabul etmedi diye planlarınızı değiştirmeyin. O tatile tek başına çıkabilir, tek başınıza film izleyebilir, tek başınıza akşam yemeğine gidebilirsin.

Tek başınalık yalnızlık değildir der Osho.

Tek başınıza bir seyahate çıkmak, bütün zorluklarla ve çıkabiliecek bütün tersliklerle tek başınıza yüzleşmek, kendi sorunlarınıza kendiniz çözümler bulabilmek, aslında ne gibi donanımlara sahip olduğunuzu size hatırlatacak ve üstesinden gelecek güce sahip olduğunuzu tekrar fark edeceksiniz.

Manzaranın keyfini tek başına da çıkarabilirsin.

Herkesin aynı yanlışı yapması yanlışı doğru yapmaz.

Unutma ki, bir zamanlar herkes Güneş’in Dünya’nın etrafında döndüğünü zannediyordu, ama herkesin aynı yanlışa ikna olmuş olması ne Güneş’in gerçekten Dünya’nın etrafında dönmesine yetti ne de Galileo’nun gerçeği söylemesine engel oldu.

Özgüvenli insanların özelliklerinden bir tanesi de görüşleri ve düşüncelerini dile getirmeleri ve kendilerini ifade etme konusunda başarılı olmalarıdır, üstelik özgüvenli insanlar, görüşleri çoğunluğun görüşünün aksi olsa bile seslerini duyurmaya çalışmaktan çekinmezler. İletişim ve kendini ifade etmeye isteklidirler ve bu konuda başarılıdırlar.

Eğer dile getirmek istediğiniz düşünceleriniz varsa kalabalık sizi korkutmasın.

size anlamaya istekli birileri mutlaka olacaktır. İletişim kurmak ve kendini ifade etmek bir insanın en temel ihtiyaçlarından birisidir.

Gelişmiş iletişim kurma becerisi insan türünün ilkel çağlardan bu günkü modern çağa ilerlemesinin ve medeniyetlerin sahip olduklarını aktarabilmesinin en önemli sebebidir. İnsanlık tarihi unutulmaz olaylarla dolu olduğu kadar o olayları gerçekleştirmekte rol oynayan ve sesini çıkartmaktan korkmayan unutulmaz insanlarla da doludur.

Merakınızın Peşinden gidin; ‘Benim özel bir yeteneğim yok, yalnızca tutkulu bir meraklıyım.’ (Albert Einstein)

Özgüvenli insanlar genellikle keşfetmeye ve yeniliklere açıktırlar. Dünyayı ve çevrenizde olan biteni keşfetmek için attığınız her adım, kendinizi keşfetmeye attığınız bir adım olacaktır.

Keşfetmek, meraklı olmak ve yeniliğe açık olmak önyargılarınızdan arınmanıza yardımcı olur. Unutmayın Dünya sizin yaşadığınız yerden ve sizin çevrenizdeki insanlardan ibaret değil, henüz keşfetmediğiniz binlerce kültür, inanış, yaşam biçimi ve coğrafya var.

Merakınız bir şeylerin peşinden gitmenizi öneriyorsa ona engel olmayın. Her keşif, zihninizde yeni bir odanın kapısını aralayacak, sizi daha bilgili bir insan yapacak ve edindiğiniz her tecrübe sizi daha öz güvenli birisi haline getirecek.

Bu yolda ne istediğinizden çok keşiflerinizin size neler getirdiğine odaklanmalı, iyisiyle kötüsüyle keşfetmeye açık olmalısınız.

Strateji fikir taktik gözlem gerektirir. (Max Euwe)

Özgüvenli insanlar harekete geçmeden önce daima durumu gözlemler, analiz ederler, uzun vadeli düşünürler ve hareketlerini bu doğrultuda gerçekleştirirler. Bu davranış biçimi attığınız adımları sağlamlaştırmanızı sağlar. Gereksiz risk almanıza engel olur.

Bu davranışı yaşamınızın bir parçası haline getirmek uzun vadede sizi daha güvenilir bir insan yapar, çevrenizdeki insanlar sizin aldığınız kararların acele ile alınmış kararlar olmadığını, üzerinde düşünülerek atılmış adımlar olduğunu bilirler. Gözlemlerinize ve çıkarımlarınıza güvenir uzun vadeli beklentilerinize saygı duyarlar.

Gözlemlemek ayrıca çevrenizdeki insanları daha iyi tanımanıza, onlarla daha iyi iletişim kurmanıza yardımcı olur. Hayatınızı kötü etkileyebilcek insanları ise iyi bir gözlemci olarak rahatlıkla anlayabilirsiniz. Olabilecek şeylerin ve çevrenizde olup bitelerin farkında olmak size daha özgüvenli ve kendinden daha emin bir insan yapar.

‘Kendinle varış yerin arasındaki mesafe, yalnızca hareket etme cesaretin ve bu hareketi sonuna dek sürdürme kararlılığınla sıfırlanabilir!’ (Mehmet Murat İldan)

Özgüvenli insanlar genellikle ne istediğini bilen insanlardır. Ne istediğini, nereye varmak istediğini bilmek kim olduğunu bilmenin bir parçasıdır.

Bir başarıyı istemek çoğu zaman motivasyonun kendisidir fakat motivasyon yol boyunca sizinle kalmaz, kimi zaman azalır ve önünüze çıkan engeller sizi yılmaya yaklaştırır. Hiçbir başarı acısız ve mücadelesiz gelmez, sizi yola çıkaran şey motivasyon, hedefinize ulaştıran ise kararlık olacaktır.

Çıktığınız yolda hedefinize ulaşmak, ve sonunda herşeyin çabalarınıza değdiğini görmek, düştüğünüz yerden kalkıp yola devam etmek, gerekirse en baştan başlayabilmek size anlatacak bir hikaye verir ve yolun sonunda yeni yolculuğunuza daha özgüvenli bir birey olarak devam edersiniz.

Yavaşlasanız bile hedeflerinizden asla vazgeçmeyin.

Kendinizi kıyasladığınız tek kişi dünkü sizden başkası olmasın.

Sizi başarıya ve mutluluğa götürecek şey kendinize odaklanmaktır. Özgüvenli insanlar; ilham alır fakat kıyaslamaz.

Herkes kendi eşsiz tecrübesine ve fırsatlarına sahiptir. Kendinizi bir başkası ile kıyaslayabileceğiniz tek durum, istisnasız aynı şartlara, aynı tecrübelere sahip olduğunuz durumdur. Bu da kendinizi önceki kendinizden başka kimse ile kıyaslamaya hakkınız yok demektir.

Sizin eşsiz hayatınıza kimse sahip değil, siz oradayken diğerleri değildi, sizin acılarınızı ve mutsuzluklarınızı sadece siz hissettiniz. Öyleyse kendi bir sonraki adımınıza bakmalı kendinizi gerçekleştirmeye odaklanmalısınız.

Başkalarının başarılarını kendi başarısızlığınız kıstası veya başkalarının başarısızlığını kendi başarınız yapmak, kendinize ayıracağınız enerjiyi başkalarına ayırıyorsunuz demektir.

Kendinizi kıyaslamayıp, kendinize odaklanmak güçlü ve zayıf yönlerinizin farkına varmanızı, sahip olduğunuz fısratları en iyi şekilde değerlendirmenizi sağlar.

Kendi başarılarınızın sebebi ve kendi başarısızlıklarınız sorumlusu olmak size daha özgüvenli bir insan yapar.

Bir kere sınırı aşan için artık sınır yoktur. (Epictetos)

Prensiplerimiz bizim sağlam yıkılmaz duvarlarımızdır.

Özgüvenli insanlar prensiplerine bağlıdırlar, sınırlarını net bir şekilde belirlerler ve karşı tarafa da bunu net bir şekilde yansıtırlar.

Sınırlar hayatımızdaki her birey için farklı olsa bile prensipler herkes için kesin ve net olmalıdır. Onları değiştirmek veya yeniden düzenlemek karşı tarafın talebine bağlı değil size bağlı olmalıdır.

Prensipler ve sınırlar, benliğimizi diğerlerinden ayrıştıran ve bizim yarattığımız kişiye özgü çizgilerimizdir. Kendi prensiplerimizi yaratmak sadece sizin kendi alanınızı belirlemez aynı zamanda karşınızdaki kişiye de hareket alanını bildirir ve ilişkilerimizi korur.

Sınırlara ve prensiplere sahip olmak kendinizi karşı tarafa daha net ifade edebilmenizi kendi hareket alanınızı kendiniz belirlemenizi sağlar, kendinizi güvende hissetmenizi sağlar ve özgüveninizi arttırır.

Özgüven sadece insanın görüntüsü, konuşması veya geçmiş tecrübeleri ile ilgili değildir, ne iş yapmak istediğimiz, nerde yaşamak istediğimiz, mutlu olup olmamayı seçtiğimiz gibi özgüvenli bir birey olmakda bizim seçimlerimiz ve alışkanlıklarımız ile ilgilidir.

Özgüvenli insanların doğuştan sahip olduğunu düşündüğümüz bu ortak özellikler aslında onları özgüvenli bir birey yapan davranış seçimleridir.

Kim olacağımızı, kendimizi nasıl tanımlayacağımızı ve nasıl tanımlanacağımızı çoğunlukla kendi davranışlarımız belirler.

--

--