Üsküp Gezisi

Funda Koca Gülbay
Türkçe Yayın
Published in
3 min readFeb 12, 2019

Uzun bir süredir Balkanları çok merak ediyordum, en yakın arkadaşımın doğum günü bahanesiyle Makedonya’ya gitme fırsatım oldu. Biz Üsküp’ü gezmek için 2 gün ayırdık, ilk gün şehir merkezini gezdikten sonra; ikinci gün de Matka Kanyonu, Milenyum Haçı ve Makedon Köyü’nü gezdik. Şehir merkezinde her yer birbirine o kadar yakın ki, tek günde her yeri keşfedebilirsiniz.

1. Gün

Üsküp’e geldiğimiz ilk gün, Rahibe Teresa’nın Evi, Türk Çarşısı ve Taş Köprü’yü gezdik. Türk Çarşısında kendinizi Anadolu’nun herhangi bir yerinde gibi hissedebilirsiniz. Arka planda Rafet El Roman şarkıları çalarken esnaf amcalar sizi çay içmeye davet ediyorlar :)

Şehir merkezinde en çok dikkatimizi çeken şey, her yerin heykellerle dolu olduğu. Rehberimiz, heykellerin turist çekmek için olduğunu ve aslında işsizlik oranı çok yüksekken böyle bir yatırım yapıldığı için halkın pek de mutlu olmadığını belirtti. 2014 yılında, “Üsküp 2014 Projesi” kapsamında yaptırılan heykellere şehrin her yerinde rastlamak mümkün.

Osmanlı’nın Mührü diye nitelendirilen ve Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Taş Köprü şehri ikiye ayıran Vardar Nehri’nin üzerinde yer alıyor. 500 yıl boyunca bu topraklarda yer alan Osmanlı ve Türk kültürü şehirde hala varlığını hissettiriyor. Hatta insanlar, Türk olduğunuzu öğrendiklerinde size daha sıcak davranıyorlar.

Taş Köprü

İlk gece geleneksel bir Balkan gecesi yaşamak için ev sahibimizin önerisiyle Kalabalak Park’a gittik. Canlı müziğin ve arkadaşlar gruplarının geldiği tatlı bir mekan.

2. Gün

Gezimizin 2. gününü Matka Kanyonu, Milenyum Haçı ve Makedon Köyü’ne ayırdık. Eğer Üsküp’e giderseniz Matka Kanyonu’na kesinlikle gitmelisiniz. Gezimiz boyunca en güzel burada vakit geçirdik. Geziyi bir rehber eşliğinde yapmanızı öneririm çünkü hem toplu taşımayla 3 yeri tek günde gezme şansınız yok. Hem de yerel birinin size anlattıklarıyla gezi daha keyifli oluyor. (Tahir Amcanın oğlu Timura buradan selamlar :))

Matka Kanyonu

Bence Milenyum Haç’ı gece ışıklandırmayla çok daha görkemli ve spiritüel görünüyor. Bizim gittiğimiz sırada Makedon Köyü kapalıydı, yani restoran ya da oteller hizmet vermiyordu. O yüzden sadece köy yolunda gezindik, buranın Safranbolu’daki Yörük Köyü’nden farkı yok bence :)

Not: Hamur işinin hakim olduğu bölge mutfağında en şaşırdığım yiyecek simit poğaça oldu. Üsküp’ün yerel lezzetinden olan simit poğaça aslında bildiğimiz ekmek arasında börek.

Türk mutfağına çok benzediği için, Üsküp’e gittiğinizde bol bol köfte (onlar kebap diyor) ve hamur işi yiyebilirsiniz :)

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular |

--

--