Şahsi Sınırları Aşan İnsanlara İthafen

Emel Rüveyda Karagöz
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJun 17, 2024

#taslaklarımdan

Uçsuz bucaksız bir beyazlığın ortasında, tüm insanlar hep birlikte. Her biri ipten yapılmış, daireleri andıran sınırlar içerisinde. Bazılarının ipleri duvar gibi kalın, ardındakini saklar. Bazılarının ipleri saç gibi ince, ezilip geçilir. Bazılarının iplerinin kalınlığı ise belli değildir. İçerisindeki insan onu bir inceltir, bir kalınlaştırır. İpini deneyimler. Çünkü ona miras kalan iplerden ziyade, kendi ipini seçmek ister ve henüz seçebilmiş değildir. İpinin bazen fazla incelip kopmasını, bazen de fazla kalınlaşıp kendini gölgede bırakmasını deneyimler. İpinin kalınlığından ziyade, ipi aslında yerinde bile değildir. Çünkü bu incelik ve kalınlık döngüsünde, zevkle ip atlar. Umar ki denge arayışında ip atlarken, ipinin çizdiği hayali daireler onu korumaya devam edecek ve kimse onun ihtiyaç duyduğu alanı işgal etmeyecek. Ancak hep umduğu gibi olmaz. Bazen karşılıklı ip atladığını sandığı insanlar, gittikçe üzerine doğru atlar, onun sınırlarını aşar, dengesini bozar. Bir diğer kimseler ise acıyıp, tavsiye vererek ipi nasıl geri yerine koyabileceğini anlatır. Oysa orada ne iyi, ne de kötü bir deneyim vardır, sadece olduğu haliyle bir deneyim vardır. İpi nasıl yerine geri koyacağını bilmiyor değildir, fakat bu onun ihtiyaç duyduğu deneyim değil, bunun farkındadır. Alanına giren her insanı teker teker dışarıya çıkarmak için olan tüm çabaları bu yüzdendir. Kendi alanında bir sürü insanla sıkış tıkış, kendi sınırını koruyamadığı için kendine kırgın oturmak istememesi bu yüzdendir. Kişisel alanında olmaması gerekenleri uzaklaştırmasının ardından hissettiği suçluluk duygusunu zamanla sindirmesi bu yüzdendir.

--

--

Emel Rüveyda Karagöz
Türkçe Yayın

Düşüncelerimin değişimine eşlik etmek için aşağıdan yukarıya doğru.. melodileriyle birlikte...