Şehirlerin Mimarisi: Kudüs

TOLGA DEĞERLİER
Türkçe Yayın
Published in
6 min readMay 22, 2021
Kudüs’ün genel görünümü, Fotoğraf: Raimond Klavins (Unsplash)

Son günlerde İsrail ve Filistin arasındaki gerilimle gündemde olan Kudüs, tarih boyunca bu tür toplumsal kırılmalara sahne olmuş ve savaşlar görmüştür. Göz alıcı güzellikteki mimarisiyle Kudüs şehri, dünyanın en paylaşılamayan şehirlerinden bir tanesi. Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlar için oldukça kutsal kabul edilen şehrin önemli bir Pagan geçmişi de bulunmaktadır. Bugün Kudüs’ün tamamı İsrail yönetimindeyken uluslararası hukuka göre Doğu Kudüs Filistin’e; Batı Kudüs, İsrail’e aittir. Eski Kudüs, şehrin tarihi ve kültürel merkezi konumundadır. İlk yerleşimin M.Ö. 4500–3500 yılları civarına tarihlendirildiği “Davut Şehri”, bugün ki bilgiler ışığında Eski Kudüs’ün çekirdeğini oluşturmaktadır.[1] Eski Kudüs, Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Ermeni mahalleleri olmak üzere 4 tarihi bölüme ayrılmaktadır. Eskiden bir de Fas Mahallesi varmış ancak Altı Gün Savaşları’ndan sonra bu tarihi mahalle ne yazık ki İsrail Hükumeti tarafından tamamen ortadan kaldırılmış.[2] Bu yazının amacı Kudüs şehrinin çeşitli kültürlere ve dönemlere ait mimarisini bir kaç seçilmiş önemli örnekle kısaca tanıtmaktır.

Kudüs’ün Surları ve Davut Kulesi, Fotoğraf: Kin Wai Cheung (Unsplash)

Kudüs’ün Surları, Davut Kulesi ve Ağlama Duvarı

Şehrin bilinen ilk surları M.Ö. 10.yy’da Süleyman Tapınağı’nı korumak için inşa edilmişlerdir ancak bu surlar M.Ö. 6.yy’da Babil Kuşatması sırasında yıkılmışlardır. İkinci tapınağın inşası M.Ö. 5.yy civarında tamamlanmış olup, şehrin etrafına 3 adet sur sistemi örülmüştür. M.S. 70 yılında I. Yahudi-Roma Savaşı’nda surlar tamamen yıkılmış ve 200 yıl boyunca şehir sur savunması olmadan kalmıştır. Romalılar 3.yy sonunda basit bir set inşa ederek şehri korumuşlar. Bizans Dönemi’nde surlar, İmparatoriçe Aelia Eudocia’nın Kudüs’e hac yolculuğu sırasında, M.S. 5.yy’da kapsamlı bir şekilde yenilenmişlerdir. 10.yy’da bu sur sistemi bir deprem sonucu büyük ölçüde yıkılmış, Haçlılar ve Araplar arasındaki savaşlarda defalarca kez yıkılmış, yeniden inşa edilmiş ve eklemeler yapılmıştır. Eyyubiler, şehrin tekrar Haçlılar’ın eline geçmesinden ve surların onlara hizmet etmesinden korktukları için, 13.yy’da surları büyük ölçüde kaldırdılar ve 300 yıl boyunca şehir yeniden sursuz kaldı. Bugün ki sur sistemi büyük ölçüde Kanuni Sultan Süleyman tarafından 16.yy’da eski sur kalıntılarının üzerine inşa ettirilmiş olan surlardır. Surlar çevresinde yapılan kazılarda Kanuni Sultan Süleyman’ın restorasyon kitabesinin yanı sıra Antik dönemlere ait çeşitli yapıların ve eski surların kalıntılarına ulaşılmıştır.[3]

Davut Kulesi, Antik dönemlerden kalma, Jaffa Kapısı’nın yanında bulunan iç kalede yer almaktadır. Bugün ki kule Kanuni Dönemi’nde, askeri garnizonun ibadethanesi için bir minare olarak inşa edilmiştir.

Ağlama Duvarı, Süleyman Tapınağı’nın Batı duvarıdır ve Babil hakimiyetinde tapınak yıkılıp Yahudiler için esaret dönemi başladığı için Musevi inancında oldukça kutsal kabul edilir. Museviler bu olayın yasını tutmak için duvarın karşısında ibadetlerini yerine getirirler. Duvarın yanında bulunan Wilson Kemeri’nde İngiliz hakimiyeti döneminde modern bir sinagog oluşturulmuştur.

Ağlama Duvarı, Fotoğraf: Bruno Aguirre (Unsplash)

Mescid-i Aksa

Mescid-i Aksa, Fotoğraf: Burak Saygı (Unsplash)

Eski Kudüs’te, Tapınak Dağı üzerinde bulunan ve Müslümanların ilk kıblesi olduğuna inanılan yapı, Süleyman Tapınağı’nın güney duvarı üzerinde bulunmaktadır. Varlığı somut olarak bilinen ilk cami yapısı, M.S. 7.yy’da Emeviler döneminde inşa edilmiştir. Mevcut bir ahşap mescidin kagir olarak yeniden inşa edilip genişletildiği düşünülmektedir. M.S. 8.yy’da depremle yıkılan bina, Abbasi Halifesi Mansûr tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Yapı bu tarihten itibaren çeşitli hasarlar, onarımlar ve eklemelerle günümüzdeki halini almıştır.[4] Haçlılar döneminde yapı Süleyman Mabedi adını almış ve çeşitli eklemelerle kiliseye dönüştürülmüştür.[5] 12.yy’da Selehaddin Eyyubi tarafından yapı tekrar camiye dönüştürülmüş ve eklemeler yapılarak genişletilmiştir. 16.-20.yy’lar arası şehre hükmeden Osmanlılar, surlarla birlikte Mescid-i Aksa’da çeşitli onarımlar gerçekleştirmişler, 16. yy’da Kasım Paşa Şadırvanı ve Muhammed Kubbesi inşa edilmiştir. 18.–19.yy’larda yapı farklı onarımlar görmüş, 20. yy başlarında da yapı, Mimar Kemâleddin Bey tarafından restore edilmiştir. 1969 yılında yapı kundaklanmış, 80'li yıllarda bir kaç kez saldırıya uğramış ve 2000'li yıllardan sonra da İsrail devletinin yapıya müdahaleleri artmıştır. Bu durum İsrail-Filistin arasındaki gerginliği bugün hala tırmandırmaktadır.

Mescid-i Aksa, Fotoğraf: nour tayeh (Unsplash)
Mescid-i Aksa, Fotoğraf: Toa Heftiba (Unsplash)

Kutsal Kabir Kilisesi

Kutsal Kabir Kilisesi, Fotoğraf: Cristina Gottardi (Unsplash)

Kudüs, Hristiyanlar için hiç şüphesiz en kutsal kabul edilen şehirlerden birisidir. Bunun en büyük nedeni İsa’nın, Kudüs yakınlarında bulunan Betlehem’de doğmuş ve Golgota Tepesi’nde çarmıha gerilmiş olmasıdır. İsa’nın kabri olduğuna inanılan yere M.S. 4.yy’da günümüzdeki kilise inşa edilmiştir. Rotundada bulunan kabrin üzerindeki “Aedicule” isimli tapınak, 19.yy’da inşa edilmiştir.[6] Kutsal Kabir Kilisesi ve etrafındaki yapı topluluğu bugün Rum Ortodokslar , Roma Katolikleri, Ermeni Apostolikler, Kıpti Ortodokslar, Süryani Ortodokslar ve Etiyopya Ortodoksları arasında paylaşılmış durumdadır. Kilise, Büyük Konstantin’in Milano Fermanı’yla Hristiyanlığı yasal din ilan etmesinden sonra annesi Azize Helena’nın Kudüs’e gelmesi ve burada yaptırdığı kazılarla mezarın yerini tespit ettirmesi sonucu inşa ettirilmiştir. Azize Helena inanışa göre buradan çıkartılan kutsal emanetleri İstanbul’daki Konstantin Sütunu’nun altındaki bir odaya taşıtmıştır. Kilise, 7.yy’dan itibaren Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki savaşlarda tahrip olmuş ve yeniden onarılmıştır. Kudüs, barış ve saygının hakim olduğu dönemler de yaşamıştır, örneğin Halife Ömer, kiliseyi ziyaret etmiş, burada İsa Peygamber için dua etmiş ve kilisede Müslümanların ibadetini yasaklayan bir yasa da çıkarmıştır. 11.yy’dan sonra Fatımiler ve Haçlılar arasındaki savaşlarda kilise büyük zarar görmüştür. Osmanlılar genel olarak farklı dinlere daha saygılılardı, bunun etkisiyle kilise uzun yıllar yeni eklemelerle geliştirildi ve mimarisi daha eklektik bir hal aldı. Bu dönemde özellikle Fransisken Tarikatı ve Rum Ortodokslar arasında zaman zaman çekişmeler yaşansa da, kilise yapısı bundan zarar görmedi.

Kutsal Kabir Kilisesi, Fotoğraf: Cristina Gottardi (Unsplash)
Kutsal Kabir Kilisesi, Fotoğraf: David Rodrigo (Unsplash)
Kubbet’üs-Sahra, Fotoğraf: Sergiu Nista (Unsplash)

Kubbet’üs-Sahra

Dünyanın en tanınmış mimari eserlerinden birisi de Kubbet’üs-Sahra’dır. Yapı o kadar ikoniktir ki, genellikle Kudüs denilince akla gelen ilk imgedir. Yapının ilk inşası Emevi Halifesi Abdülmelik dönemine (7.yy) tarihlendirilir. Yapının o dönemde de sekizgen planlı ve kubbeli olduğu sanılıyor. Mimarisi ve iç mekanındaki mozaik süslemelerinde Bizans kiliselerinden esinlenilmiştir. 11.yy’da kubbe bir deprem sonucu çökmüş ve yeniden inşa edilmiştir. Bu yüzyılda mozaikler de tekrardan yenilenmiştir. Haçlılar döneminde yapı kiliseye dönüştürülmüş ve yapının sekizgen planı özellikle Tapınak Şövalyeleri’nin mimari modeli haline gelmiştir. 12.yy’da Eyyubiler tarafından tekrardan İslami bir ibadethaneye dönüştürülen yapı, 16.yy’da Kanuni Sultan Süleyman tarafından çinilerle kaplanmıştır. 19.yy’da Osmanlılar yapıda çeşitli restorasyonlar gerçekleştirmişler, kırık çinilerin bazıları Anadolu’da üretilen kopyalarıyla değiştirilmiştir. Eskiden kurşun kaplı olan kubbesi, Ürdün yönetimindeyken 1960’ların başında, altın varak kaplı alüminyum-bronz plakalarla kaplanmıştır. Mavi çinilerle, altın rengi kubbenin yarattığı renk kontrastı, yapının tanımlayıcı özelliklerinden biri olmuştur. Yapı aslında tam olarak bir cami sayılmaz. Yapının merkezinde “Muallak Taşı” adı verilen kaya kütlesi, İslam inanışında Muhammed’in Mirac’a yükselirken bastığı son kaya olduğu görüşü hakimdir. Museviler, kayanın İbrahim Peygamber’in, oğlu İshak’ı kurban etmeye hazırlandığı yer olduğuna ve dünyanın yaratılışına bu kayadan başlanıldığı için, Süleyman Mabedi’nin buraya inşa edildiğini savunurlar. Bu kayanın Muhammed Peygamber, Mirac’a yükselirken havada kaldığı ve bunun sırrı çözülemediği için adının Muallak Taşı olduğu gibi bir halk inanışı mevcuttur. Müslümanlar için önemli bir ziyaret mekanıdır.[7] Emeviler döneminde, Kubbet’üs-Sahra inşa edilmeden önce prototip olarak “Zincir Kubbe” isimli yapıyı inşa etmişlerdir. Bugün iki yapı birbirlerini mimari doku olarak tamamlamaktadırlar.

Kubbet’üs-Sahra, Fotoğraf: Raimond Klavins (Unsplash)
Kubbet’üs-Sahra’nın iç mekanı, Fotoğraf: Karima A (Unsplash)

KUDÜS

İsrail ve Filistin arasındaki mücadelenin odağındaki Kudüs şehri, uygarlık tarihindeki en önemli şehirlerden birisidir. Antik Roma ve Yahudiye, Bizans, Emeviler, Abbasiler, Haçlılar, Fatımiler, Eyyubiler, Osmanlılar, İngilizler, Ürdün, Filistin ve İsrail yönetimlerinde kalan şehir pek çok etnik ve dini grubun kültürel etkileriyle harmanlanmış, kozmopolit bir şehirdir. Şehrin geçmişten gelen mimari çeşitliliği ve eklektik yapısı bizlere savaş ve çatışmalarla dolu bir geçmişin, barış dönemlerinde ne denli zengin ve refah bir hal aldığını ispatlar niteliktedir.

Dipnotlar

  1. Wendy Pullan ve Maximilian Gwiazda, “City of David:
    Urban Design and Frontier Heritage”, Ocak 2009, The Jerusalem Quarterly, 39.
  2. Yehoshua Ben-Arieh, (1984). Jerusalem in the 19th Century, The Old City. Yad Izhak Ben Zvi & St. Martin’s Press. s. 14.
  3. The Ottoman Period, the Ottoman City Wall, 1517–1917 CE
  4. Amikam Elad, (1995). Medieval Jerusalem and Islamic Worship Holy Places, Ceremonies, Pilgrimage. BRILL, ss. 29–43.
  5. Denys Pringle, (1993). The Churches of the Crusader Kingdom of Jerusalem: Volume 3, The City of Jerusalem: A Corpus. Cambridge University Press, s. 403.
  6. A.g.e., ss. 31–32.
  7. Dome of The Rock”, Encyclopædia Britannica.
  • Bu yazımda Kudüs şehrini, bir kaç önemli mimari yapısıyla tanıtmayı amaçladım. Şehirlerin Mimarisi yazı dizimde benzer şekilde, farklı şehirler tanıtmaya devam edeceğim. Takipte kalmanızı öneririm. :)

--

--