Şehirlerin Mimarisi: San’a

TOLGA DEĞERLİER
Türkçe Yayın
Published in
6 min readAug 5, 2021
Sana’nın genel görünümü, Fotoğraf: Oleg Znamenskiy (Shutterstock)

Birçoğunuzun ismine aşina olmadığını düşündüğüm San’a veya isminin yaygın kullanımıyla Sana şehri, aslında türkülerimize dahi konu olmuş olan ve kulağımıza hiç de yabancı gelmeyen Yemen’in başkentidir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan, dantel gibi işlenmiş kerpiçten apartmanlarıyla dikkatleri üzerine çekmesini beklediğimiz şehir ne yazık ki Yemen’deki iç savaşın gölgesinde kalmıştır. Yemen, uygarlık tarihinde özellikle baharatlarıyla ve balıkçılığıyla yer edinmiş bir ülkedir. Bununla birlikte kerpiçten inşa edilen en eski apartmanları ve gökdelenleriyle eşsiz bir mimariye sahiptir. Dünyanın en güzel coğrafyalarından birisinde konumlanmış olan Yemen’in adı ülkemizde çok yaygın olarak bilinse de, Yemen hakkında çoğumuz pek de fikir sahibi değiliz. Bizim kültürümüzde yemeni adı verilen tülbentler, Yemen türküsü ve kahve geç geldiğinde, “kahve Yemen’den mi geliyor” deyimi gibi unsurlarla hafızamızda olan Yemen gerçekte neresi, nasıl bir yer bunu anlatmak istiyorum. Elbette bunu yaparken Yemen’in mimarisi üzerinden bir anlatım gerçekleştireceğim ve bu işe başkent Sana’dan başlayacağım.

M.Ö. 5000 yılında köy yerleşimlerinin görüldüğü, ilk kentsel yerleşimeyse M.Ö. 1200'lerde rastlanan Sana, Arabistan Yarımadası’nda yer alan en eski şehirlerden birisidir. 5 ila 9 kat uzunlukta olabilen apartmanları; tuğla, kerpiç ve taşlardan inşa edilmiş, üzerlerine de alçı süslemeler uygulanmıştır. Camileri, hamamları ve apartmanlarıyla zengin bir mimariye sahip olan şehir, 20.yy’ın ikinci yarısına kadar oldukça iyi korunmuş durumdaydı. 1969'daki iç savaş ve yeni kurulan Yemen Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edilişi, Sana’nın mimari dokusuna ilk darbeyi vuran olay olmuştur. Başkent ilan edilen Sana’da hızlı bir nüfus artışı yaşanmış, Sana’nın yerlisi olan insanlar binalarının bakımlarını karşılayamayınca, şehrin dışında inşa edilen modern villalara taşınmışlardır. “Modern” inşa tekniklerinin yaygınlaştığı (betonun kullanıldığı) Sana şehrinde kentsel tahribatın önüne geçmek için 1980'lerde Yemen hükumeti ve sivil toplum, restorasyon ve sürdürülebilirliği teşvik eden başarılı projeler geliştirmişlerdir.[1] Surlarla çevrili olan eski şehir bölgesi bu sayede oldukça iyi korunabilmiş ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girebilmiştir. 2015 ve 2016 yıllarında Suudi Arabistan’ın tarihi şehre düzenlediği hava saldırıları, bu dünya kültür mirası alanının ciddi biçimde zarar görmesine neden olmuştur.[2] Bugün hala iç savaşın pençesinde olan Sana’nın eşsiz mimarisi her geçen gün zarar görmektedir. Bu yazının amacı Sana’nın çeşitli kültürlere ve dönemlere ait mimarisini bir kaç seçilmiş önemli örnekle kısaca tanıtmaktır.

Yemen Kapısı ve Surlar

Sana’nın eski şehri 9–10 metre yüksekliğindeki kerpiç , tuğla ve taş örgülü surlarla çevrilidir. 7 adet kapısı olduğu bilinen bu sur sisteminin yalnızca güney surları üzerinde bulunan Yemen Kapısı ayakta kalabilmiştir. Nuh Oğlu Sam isminde Yahudi bir mimar tarafından tasarlandığı düşünülen bu görkemli kapının her bir detayı, Sanaa’nın Yahudi zanaatkarlarının hünerlerini göstermektedir.[3] Bugün ise İsrail ve İslam dünyası arasındaki çatışmanın da etkisiyle şehrin Yahudi halkından geriye neredeyse kimse kalmamıştır. Şehrin en görkemli anıtlarından biri olan Yemen Kapısı, güney yöndeki iki şehir olan Ma’bar ve Dhamar’a açılmaktadır.

Yemen Kapısı, Fotoğraf: Carolyn’s Travel Stories, 2015.

Dar al-Hajar

Kaya Sarayı olarak da anılan Dar al-Hajar, Sanaa’nın 15 km uzaklığında yer alan, 5 katlı bir kraliyet sarayıdır. 18.yy sonlarında inşa edilmiş İmam Mansur Sarayı’nın kalıntıları üzerine 1920'lerde İmam Yahya’nın yazlık sarayı olarak inşa ettirilmiştir. O yıllarda Yemen’in belli başlı bir yöneticisi yoktu ve bazı imamlar yönetici konumundaydılar. İmamın ailesi, 1962–1968 yılları arasındaki Kuzey Yemen İç Savaşı’nda monarşiyi destekleyen taraf kaybedince sarayı terk etmiştir. Ayrıca sarayın çevresinde 5 adet yıkık gözetleme kulesi de bulunmaktadır.[4]

Dar al-Hajar, Fotoğraf: Rod Waddington

Sanaa Ulu Camii

Erken İslam Mimarisinin seçkin bir örneği olan caminin 7.yy’da inşa edildiği düşünülmekle birlikte kaydedilen en eski onarımlar 8.yy’a tarihlendiriliyor. Bir diğer onarımı Osmanlılar döneminde 13.yy’da geçiren yapı, şehrin en büyük tarihi camisi olma özelliğini taşıyor.[5] 1972 yılında camide gerçekleştirilen restorasyonlarda tüm dünyada yankı uyandıran bir keşif gerçekleştirilmiştir. Sanaa El Yazmaları olarak bilinen tarihin en eski Kuran metinlerinden bazıları bulunmuştur. Yapılan karbon testlerinde bu yazmaların 7.yy’a tarihlendikleri sonucuna varılmıştır.[6] Caminin doğudaki minaresi 9.yy’da, batıdaki minaresiyse 12.yy’da inşa ettirilmiştir.

Sanaa Ulu Camii, Fotoğraf: IRCICA

Al-Saleh Camii

Mimar Mohamed Abdelmoez Hussein tarafından tasarlanan Al-Saleh Camii, 2008 yılında Yemen’in eski cumhurbaşkanı olan Ali Abdullah Saleh tarafından açılmıştır. 2008 yılında %42'si açlık sınırının altında yaşayan Yemen halkı içinden, böylesine maliyetli olan bu projeye karşı eleştiriler yükselmiştir. Ayrıca inşaatı sırasında gerçekleşen ve ölümle sonuçlanan iş kazaları sebebiyle de oldukça tepki toplamıştır.[7] Caminin açılışı gerçekleştikten sonra kısa sürede Yemen’in sembolik binalarından birisi haline gelmiştir ve turistlerin ziyaretine açık olan tek cami yapısıdır. Bu açıdan değerlendirildiğine cami ılımlı İslam politikasının sembolü haline gelmiştir. Yapının mimarisinde Yemen’in yerel mimari formları tercih edilmiş ve inşaatı 10 milyon Amerikan dolarına mal olmuştur.

Al-Saleh Camii, Fotoğraf: Almwald Alezzey (Unsplash)

SAN’A

Arabistan Yarımadası’nın en güzel şehirlerinden birisi olan San’a, iç savaşın kıskacında kalmış olup, her geçen gün bilinçli bir şekilde tahrip edilmektedir. Dünya mimarlık tarihi için bir ilk olan çok katlı kerpiç apartmanları, Yemen mimarisini tüm dünya için özel kılmaktadır. Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi şehir her nedense tüm dünyada görmezden gelinmekte, dünya kamuoyunda yeterince ilgi uyandıramamaktadır. Bir şehrin mimarisi yalnızca binalardan oluşmaz; insanlar, hayvanlar, bitki örtüsü, jeolojik oluşumlar ve iklim gibi bir çok etken o şehri oluşturan unsurlardır. Şehirler insanlar için vardır ve insanlar o şehirleri yaşatırlar. Yemen’deyse insanlar ölüyorlar! Gerek kolera ve COVID-19 gibi salgın hastalıklar, gerek açlık, gerek susuzluk ve gerekse iç savaş gibi etkenler hem Sana’nın, hem Yemen’nin, hem de dünyamızın insanlarını ve şehirlerini öldürüyorlar. Özellikle su sıkıntısı ve iç savaş, Sana gibi binlerce yıllık, kadim bir Arap şehrini yok olmanın eşiğine getiriyor. 2020 yılında tarihi San’a şehrinde aylarca süren sel ve fırtınalar nedeniyle bir çok tarihi bina ciddi biçimde zarar görmüştür. 5000 binanın çatılarının sızdırdığı ve 100'ün üzerinde binanın kısmen çöktüğü bildirilmiştir.[8] Peki dünya Yemen’i neden duymuyor? San’a diye bir şehrin varlığından dahi neden haberimiz yok? İstanbul, Paris, Roma, Londra, New York, Moskova veya Pekin gibi metropollerin bir gün aynı duruma gelmeyeceğinin garantisi var mı? İklim krizi, su sıkıntısı ve savaşlar neden hala görmezden geliniyorlar? Sana, Gazze ve Kudüs gibi şehirlerin başına gelenler tüm dünyaya bir uyarıdır, derhal tedbir alınmalı ve savaşlar sonlandırılmalıdır. İlk sonlandırılması gerekilen savaş da insanın doğaya karşı vermekte olduğu savaştır.

Sanaa’da, 2020 yılında gerçekleşen sel felaketi, Fotoğraf: Muhammed Hamoud (Getty Images)

Dipnotlar

  1. T. Luke Young, “San’a, Yemen: Conservation of the Old Walled City of Sana’a Republic of Yemen”, Massachusetts Institute of Technology.
  2. Charlene Gubash ve Alexander Smith, “UNESCO Condemns Saudi-Led Airstrike on Yemen’s Sanaa Old City”, 12 Haziran 2015, NBC News.
  3. Carl Rathjens ve Hermann von Wissmann, Landeskundliche Ergebnisse, Friedrichsen, De Gruyter & Co, Hamburg, 1934.
  4. David Goran, “The Rock Palace: An iconic symbol of Yemen built in the 1700s”, 23.10.2016, The Vintage News.
  5. “Great Mosque of Sanaa”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi. (Erişim Tarihi: 05.08.2021)
  6. Behnam Sadeghi ve Uwe Bergmann, “The Codex of a Companion of the Prophet and the Qurʾān of the Prophet”, Arabica, Brill Publishers, Leiden, sayı 57, 2010, s.343–436.
  7. Chiara Onassis, “Yemen: The story of al-Saleh Mosque”, 20 Kasım 2011, Bikymasr Independent news for the world.
  8. Lisa Barrington, “Yemen’s UNESCO-listed Old Sanaa houses collapse in heavy rains”, Giles Elgood (ed.), 10 Ağustos 2020, Reuters.

--

--