Şu anda buradasın

Melike Nur Aydın
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJul 22, 2023
Kathrin Honesta

İşte buradayım; huzurun ortasında, bitkilerin ölmediği ve çiçeklendiği, kedimin üşümediği ve keyifle kendini yaladığı, bir kadeh şarap ile oturup yazabildiğim o yerdeyim şimdi. Burası benim evim mi?

Bir yıl geçti üzerinden evimi aramaya çıktığım yolun. Bir yıl geçti ve ben hâlâ aramaktayım. Zihnimde geçmişin izleri, ellerim hâlâ ileriye gidiyor. Kocaman kitaplığım, her şeye rağmen yaşayan bitkilerim, raflarda birkaç sevgi izi ve buzdolabının üzerinde küçük bir aşk mektubu uzaklardan. Hayat beni bir yılda bambaşka bir gerçekliğe sürükledi ve çok deri döktüm bu yolda. Burası benim evim mi?

“Ev güvenle yalın ayak gezebildiğin yerdir.” dedim birkaç gün önce. Ev korkmadan dans edebildiğin kedinle, korkmadan ağlayabildiğin içinde ve seni saran birkaç kelimenin illa ki bulunduğu bir köşesinde…

“Annelerimiz bizim ilk evimizdir, bu yüzden hep oraya dönmek isteriz.” demiş Michele Filgate. Mantığa da uyuyor. Ancak ben oraya da sığmazmışım, çok hareketliymişim annemin karnında; karşıdan bakan benim hareket ettiğimi görürmüş. Bu yüzdendir belki de bana her yerin dar gelmesi.

Nedir evi ev yapan ki sahiden? Bir imza mı birkaç duvar üzerine? Bir partner mi yolculuğa eş? Bir kedi mi ayak ucunda uyuyan? Okunmayı bekleyen onlarca kitap, hiç açılmamış hayal kutuları… Bir ışık da yaktık yerden aydınlatmalı. Bak şimdi karanlığımız her zamankinden daha derin! Şiir kokacak yastıklar ama yatağın sana mezar olacak.

Ev nedir? Nerededir?

Bir yıl önce çıktım evim dediğim o şehirden ve o insandan. Zihnim daha berrak, ellerim korkmadan yaratıyor artık. Bir yıldır yabancısı oldum bu şehrin. Şimdi ise yerlisiyim bu ormanın.

--

--