10 Years Challenge: Ya Bir Denemeyse?

Deniz Yörük
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 17, 2019

Malumunuz var. 3–4 gündür bütün dünyayı esir alan bir akım, 10 Years Challenge. Türkiye’de ve Dünya’da önde gelen bütün ünlülerin, etkileyicilerin, markaların şimdi ve 10 yıl önceki hallerini/durumlarını paylaştıkları değişik bir akım.

Her ne kadar Twitter, Youtube hatta Linkedin ( sanırım bu sadece bize özgü olabilir ) gibi mecralarda görsek de asıl olay Instagram ve Facebook üzerinde dönüyor.

Henüz Cambridge Analytica skandalı soğumamışken üzerine 2019 yılının ilk viraliyle karşılaştık. Ondan sonra sanki hiç bu tarz viral olmadı değil mi Deniz? Evet oldu. Ama bu sefer durum biraz daha ince bana göre.

Facebook ( Facebook, Instagram, Whatsapp ) ya kendisi için ya da firmalar için bir data toplamak istese ve bir havuz oluşturmak istese bunu en kolay yoldan nasıl yapabilirdi?

Güzel bir hashtag, masumane bir konu, dedikoduyu patlat ve gol. ‘’Ya ben 10 yıl önce ne kadar tatlıymışım, 10 yıl önce gerçekten bu kız böyle miymiş, oha 10 yıl önce burası yoktu ki…’’ yankılandı değil mi?

Her ne kadar Facebook 2004 yılında kurulmuş dahi olsa, sosyal mecraların asıl patlaması 2010–2011 yıllarıydı. Yeni doğan nesilin ve x jenerasyonunun sonradan katıldığını da varsayarsak eğer bu firmaların ellerinde kayıtlı nüfusun %75'inin 10 yıl önceki görselleri yoktu.

Dan Brown’ın Başlangıç kitabında da dediği gibi ‘’Nereden geldik, nereye gidiyoruz’’. Nerede olduğumuzu bir kenera bırakırsak eğer, nereden geldiğimizi bilmezsek eğer nereye gideceğimizi bilemeyiz.

Yüz tanıma teknolojileri, artırılmış gerçeklik, yapay zeka gibi kavramlara aşinayız. Bu firmaların bu konuda ne kadar ileri gittiklerine de hakimiz. Şu anki pozisyonlarını korumak veyahut ilerletmek için kusursuza yakın olmaları gerektiği gerçeğini ele alırsak eğer, nerede olduğumuz ve nereye gideceğimizi oldukça iyi çıktılarla tahmin eden bu firmalar, nereden geldiğimizi bildikleri zaman ne yapabilirler?

Örneğin bu haberi okuyacak olursanız eğer, teknoloji firmalarının nasıl işlediğini bilen bir anne, hamilelik döneminde çocuğunu kaybettikten sonra bebek reklamları almaya devam ediyor ve bunu yazıyor; ‘’Bu kadar akıllı teknolojileriniz varsa çocuğumu kaybettiğimi de anlayın, acımı deşmeyin”… ‘’Hamile olduğumu bildiğini biliyorum. Bu benim suçum, sadece Instagram hashtag’lerine karşı koyamadım, # 30weekspregnant, #babybump… Ve aptal ben! Facebook’un hizmet verdiği annelik giyim reklamlarına bile bir veya iki kere tıkladım. Ne diyebilirim ki, sizin için ideal bir kullanıcıyım…’’

Bu yazı bir komplo teorisidir elbette. Benden çok daha ileri görüşlü ve girişken insanların / firmaların olduğu ekosistemimizde çoktan bu havuz sömürülmeye, teknolojiler test edilmeye başlanmıştır.

Deniz peki sen ne yapacaksın? Ben de tabii ki bu rüzgarı kaçırmayacak olanlardanım. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--