1984

Merhabalar, George Orwel 1984 kitabıyla geldim. Çoğumuzun adını duyduğu tavsiye edildiği bir kitap olduğunu düşünüyorum. Başlıyorum.

Distopya kelimesini daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama bende yeni öğrendim sayılır. Ard arda iki kitapla yer etti bu kelime hafızamda. Distopya nedir sorusuna cevabım, gelecekte olabilecek olumsuz toplumları tanımlamak için kullanılan Yunanca kökenli bir kelime. Ütopik toplum anlayışının antitezi olarak kullanılan distopya, otoriter ve baskıcı bir sistem olarak ifade ediliyor. Olumsuz bir geleceği, kötü bir hayatı ifade etmek için kullanılıyor. Distopik toplumlar özellikle konusu gelecek zamanlarda geçen hikâyelerde yer alıyor.

1984 yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosunu konu alan bir kitap. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, oldukça gerçekçi bir roman.

“Geleceğe ya da geçmişe, düşüncenin özgür olduğu, insanların birbirlerinden farklı oldukları ve yapayalnız yaşamadıkları bir zamana; gerçeğin var olduğu ve yapılanın yok edilmeyeceği bir zamana: Selamlar!…”

Ana karakterimiz Winston’ un gizli gizli yazmaya çalıştığı günceden bir kaç cümle…

“Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.”

Bu sözü unutmamanızı tavsiye ediyorum :) kitabın sonlarına doğru tam bir anlam kazanıyor.

“İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.”

Hepimizin istediği değil mi? Kızgınlığımızı, kırgınlığımızı hatta sevginizi bile anlasın istemiyor muyuz? tabi olmazsa olmaz aşk da var…

“İnsan insana nasıl hükmeder, Winston?”
Winston, biraz düşünüp
“Acı çektirerek” dedi.
“İşte bu! Acı çektirerek. Boyun eğmek yetmez.”

Daha fazla bilgi vermiyorum. Kitaptan birkaç alıntıyla son veriyorum sözlerime. Merakta kalın, iyi okumalar..