2020 Notları

E.Hilal Ceylan
Türkçe Yayın
Published in
5 min readDec 28, 2020

Hepimizin hayatında bu yıl enteresan bir yere sahip olacak eminim. Filmlerde izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz birçok şeyi canlı kanlı yaşadık. Olmaz dediklerimiz olur, bir kaç günde hayatımız değişirken hiçbir şey yapamadan sadece seyirci kaldık. Akıp giden zamanı yaşayarak tüketmek yerine pek çok zaman bir izleyici gibi birbirini takip eden ayları uzaktan izledik ve yılın sonuna geldik.

Hiçbir şeyi salt iyi yada kötü olarak etiketlemeyi sevmiyorum. Bu sebeple her ne kadar zorlu ve ekstrem bir yıl geçirmiş olsam da bu yılı da lanet ederek uğurlamak niyetinde değilim. Zira her süreç kendi içinde öğretileri ile geliyor. Tüm güç zaman dilimlerinde, dönüşüm süreçlerinde aklımın bir yanında neler öğrendiğimi, yanıma nelerin kar kaldığını kendime sorduğum gibi bu yılın eleştirisini yaparken de bu soruları kendime yöneltiyorum.

2020'den neler öğrendim?

Bu yıl daha Covid tehdidi ortada yokken benim için sağlık teması ile açılışını yaptı. Kendi küçük çevremde sürekli tekrarladığımız; “sağlık olsun…” “her şeyin başı sağlık…” cümleleri ilk kez bu denli manasına oturdu. Gerçekten sağlık olmadan birçok şeyin manasız olacağı kanaatine hızlı bir şekilde vardım ve bu konuyu içselleştirdim. Kişisel tecrübem içimde bir takım kaygılar korkular yarattı yaratmasına fakat sağlığın ne denli önemli olduğunu anlamak da bir ferahlık getirdi. Geçen yıl kendimi yiyip bitirdiğim birçok problem, gözyaşı döktüğüm çıkmazlar bu olaydan sonra gözüme saçma görünmeye başladı. Olaylarla baş etme şeklim de haliyle epey değişti.

Yeni bir ev, yeni bir iş ve yeni bir hayata da bu yıl adım attım. Tam manasıyla kurduğuma inandığım, güvendiğim bir düzen 2019 yılının ortalarında yerle bir olmuştu. 2020 ye girdiğimiz ilk günlere kadar yeni bir düzen kurma konusunda girişimlerim olsa da olgunlaşmasını beklediğim süreçlerle mücadele ettim. Bu yılın başındaysa tam manasıyla içime sine sine bir ev kurduğumu, tekrar huzuru yakaladığımı söyleyebilirim. İş konusuna gelecek olursak, hayal ettiğim gibi olmasa da bambaşka bir iş sürecinin içinde buldum kendimi. Başta tereddütlerim olsa da 1 yılı geçirdiğim işime baktığımda hiç ummadığım tecrübeler edinme fırsatım olduğunu görüyorum.

Tam evimin tadını dostlarımla çıkarmaya başlamışken, tüm dünyanın derdi Covid ülkemizde baş gösterdi. Üzerine uzun uzun düşündük, konuştuk. İçimi çok zaman korkular kapladı. Kendimden ziyade sevdiklerim için kaygılardan kaygılara koştum. Bu süreçte ailemden uzak kalmak, sanırım ilk defa bir bayramı yine onlardan uzak geçirmek yüreğimi epeyce burktu. Konunun başında bahsettiğim “sağlık olsun da…” cümlesine bazen özlem, bazen de gözyaşları ile epey sığındım. Sevdiklerinin iyi olduklarını bilmek uzakta olmalarına rağmen güzel bir his.

Covid, tedirginliklerin yanında yaşayışımıza da yepyeni bir süreç getirdi. Normal şartlarda temizlik konusunda abartılı davranışlara karşı kahkahalarla yaklaşırken kendimi hijyen paketi içinde buldum. Bir süre sonra bunu da kontrol etmeyi öğrendim, dengesini buldum. Ve karantina günleri gelip çattı. Bu süreçte evinde olmayı ve yalnızlığı seven hatta bunları kıymetli bulan biri olarak çok da sıkıldığımı, bunaldığımı söyleyemeyeceğim. Beni en çok zorlayan duygusal yanımın yansıması sarılma noksanlığı oldu diyebilirim. (bundan birazdan bahsedeceğim.) Bu süreçte en çok hoşuma giden yıllardır değer verdiğim ve anlattığım “kendi kendine mutlu olma” sürecini herkesin bir nebze deneyimlemiş, bazılarınınsa öğrenmiş olmasıydı. Nedir bu kendi kendine mutlu olma hali? Yaşanan günlerle genelde insanların hayat meşakati içinde kendilerine dönüp bakmadıkları, kendileri ile baş başa kalmadıkları, sürekli bir yerden bir yere yetişme, bir şeyleri planladıkları gibi uygulama peşinde oldukları gerçeği hepimizin yüzüne tokat gibi çarptı sanıyorum. Ben de tabi ki dünyaları kurtarıp karantina sürecini kendimi geliştirmek için bir maratona çevirdiğimi, yalnız başıma çok mutlu olup harika günler geçirdiğimi söyleyemeyeceğim. Ama kendi kendime de mutlu olmaya alışık olmanın faydasını gördüğümü de inkar edemeyeceğim. Bir daha ispatlanmış oldu ki kendiyle derdini çözmüş, kendi kendine mutlu olmayı başaran bir insan hayatın her kısmında bir şekilde sağlam durmayı başarabiliyor.

Plan, program ve zaman yönetimine dair bu yıl neler öğrendim diye dönüp baktığımda, evden çalışmaya önceki yıllardan da alışık bir bünye olarak çalışma hayatımda çok büyük zorluk yaşamadığımı söyleyemeyebilirim. Önceleri anlatmakta zorlandığım evden de çalışabilir fikrinin mecburi olarak birçok kesim tarafından öğrenilmesine de açıkçası sevindim. Ama evden çıkmadan bolca vaktimin olması beni daha planlı programlı, vaktini harika değerlendiren bir insana da dönüştürmedi. Bu yıl da son dakikacılığımı korudum. İçimden bir şey gelmiyorsa sırf bolca zamanım var diye yapmadığımı fark ettim. Bu noktada da eskiden kurduğum bir cümleyi kendime kanıtlamış oldum: “Zaman bulunmaz, zaman yaratılır.” Elinde bol bol zaman olsa da yapmak istemediğim şeylerle zorla uğraşmak en azından benim için pek mümkün değil. Ve yine büyük bir zaman kıtlığı içinde sadece istediği için insan bir şeylere yer açabiliyor.

İşin duygusal boyutlarına gelecek olursak, insanlardan uzak kalmanın, sevdiğim insanlara doya doya sarılamıyor olmanın iç sıkıntısı ara ara beni yokladı. Sevgimi en çok sarılarak gösterebildiğimi bir daha görmüş oldum. Bunun yerine alternatif neler koyabilirim diye epey çabaladım, daha çok görüntülü sohbetler, daha çok iletişim vs. Ama yine de hiçbirinin sarılmak gibi olmadığını hüzünlü bir şekilde anladım. Yeni yılda en büyük dileklerimden birisi, doya doya sevdiklerimize sarılabildiğimiz bir yıl olması… Zira sarılmak bir çok derdin devası. Çözümü olmayan konularda bile içimizi ısıtan, ferahlatan, kendimizi iyi hissettiren bir olgu.

2020'ye girerken kendim için koyduğum hedefler listesinin dün akşam üzerinden geçtim. Listenin yarısı bana bağlı olmayan sebeplerden iptal olmak zorunda kalan şeylerden oluşuyordu. (örneğin; seyahatler, gidilmesi planlanan toplu organizasyonlar gibi) Yüzüme saçma bir tebessüm yayıldı, erdemli ve büyük bir laf ettim kendime; hayat sen planlar yaparken… Cümlemi tamamlayamadan bir kahkaha attım. Çok klişe göründü gözüme. Yıl bitmeden listemde tamamlayabileceğim bir madde aradım ve buldum. İçimdeki korkuya rağmen bir tragusum olması için yollara düştüm. Check liste bir tik attım böylece. Bu yıl için ne mi öğrendim? Hayal etmekten, hedefler koymaktan hiçbiri gerçekleşemese dahi tabi ki vazgeçmemeyi. Hayaller, hedefler, dilekler insana çok zaman dayanma gücü veriyor.

2020'ye güven konusunda problemlerle giriş yapmıştım. Bir nevi duvarlar örüp arkasında kendime mutlu bir yaşam kurmanın doğru olacağına inanmıştım. İnsan olmak duvarlar ardında, kendini korumaya alarak yaşamak değilmiş, öğrendim. Yıl boyu bu konu üzerine içimde münakaşa yaşarken yıl sonuna doğru herkese olmasa da bazı insanlara hala güvenebileceğimi, sıkı sıkıya ördüğüm duvarları indirebileceğimi, kurallarımı esnetebileceğimi gördüm. Esnettiğim kurallar her daim kırılmama sebep olmayacaktı. Hatta iddialı bir şekilde söyleyebilirim ki bazen sonunda kırılmalar olsa da güven gibi bir duyguyu tekrar hissedebilmek, bir şeylerin/güzel şeylerin varlığına inanabilmek hala değerli ve kıymetli. İnsan kırılmamak için ekstra bir çaba harcayarak sadece hayatı zorlaştırıyormuş. Burada da hala öğrenme aşamasında olduğum “akışa bırakmak “ kavramı devreye giriyor.

Bu yıla has olmamakla birlikte her değerlendirmede şükrettiğim bir kaç şeyi pas geçmek istemem. Bu yıl da hepsi adına birer defa daha mutlu oldum. Dostlarımla hiçbir mesafenin aramızı açamayacağını, istediğimiz sürece uzakları yakın edebileceğimizi bir defa daha onayladım. Ailemin desteğini şartlar ne olursa olsun ardımda hissetmenin güvenini hiçbir şeye değişmeyeceğime yine kanaat ettim.

Özetle bu yıldan en çok sağlığın önemi konusunda dersler aldım. Bu yıl en çok yalnızlık üzerine düşüncelere daldım. Daha çok okudum, daha çok yazdım. Hayatımdaki insanların kıymetini bir daha anlarken hayatıma yeni giren insanlara bu defa dönüp daha iyi bakmaya çalıştım. Ön yargılarımı temizleyemesem de bir bir kırmaya, en çok dönüp yine kendi içimi kurcalamaya çalıştım. Yeni yıldan beklentilerim mi? Bunu düşünmek için bir iki günüm daha var sanırım. Tüm zorluklarına rağmen, öğrettiklerin için, bambaşka tecrübeler yaşattığın, kendime dönüp bakmamı kolaylaştırdığın için teşekkürler 2020.

--

--