2023'ü Geride Bırakırken Öğrendiğim 8 Şey

Fatih Saruhan
Türkçe Yayın
Published in
3 min readDec 31, 2023

Her şeyi kaybetseniz bile, tecrübeleriniz size kalır. Thomas Babington Macaulay

2023'ü Geride Bırakırken Öğrendiğim 8 Şey — Fatih Saruhan

1. İniş ve çıkışlar daha hızlı gitmemizi sağlar

Hep bir umutla, bir beklentiyle çıkarız bir yola ama o yolun bize neler sunacağını asla bilemeyiz. Temennimiz çoğu zaman varmak istediğimiz noktaya bir an önce varmaktır. Ancak hayatın bize sunduğu yolların çoğu engellerle, taşlarla döşelidir.

Durup bu zorluklara sitem etmek yerine, yoldaki inişlerin ve çıkışların bizi daha da hızlandırdığını görmeye çalışmamız lazım.

Öğrendim ki, inişler ne kadar sertse bir sonraki adım da bir o kadar yükseğe çıkmamızı sağlıyor. Düşmek varsa, kalkmak da var.

2. Hiçbir şeye sahip değiliz

Her şeyin gelip geçici olduğunu kavradığımızda sürekli bir şeyler edinmek yerine elimizdekilerin kıymetini bilmeye başlıyoruz. İstediğimiz kadar birilerini, bir şeyleri sahiplenmeye çalışalım yine de bir şeylerin bize bir süreliğine emanet edildiğini unutmamalıyız.

Vaktimizi, enerjimizi ve sevgimizi sahiplenmek için değil eşlik etmek için harcadığımızda geriye hayal kırıklıkları değil de sadece o anın güzel bir hatırası kalır bize.

O yüzden öğrendim ki, sahip olmaya çalıştıkça aslında elimizdeki her şeyi daha çabuk kaybediyoruz.

3. Değerimizi başkaları değil, biz kendimiz belirliyoruz

Farkında olmasak da değerimizi hep başkalarının bize karşı yaklaşımı üzerinden belirliyoruz. Bir başkasının sözlerine göre kendimizi konumlandırıyoruz. Bu tutum zamanla bizi bağımlı noktasına doğru götürüyor. Her zaman annesinin korumasına muhtaç olan bir çocuk gibi kalıyoruz maalesef.

Ancak kişi kendi değerini belirlemeye başladığı an, gerçek dünyanın kapılarını aralayıp güçlü ve zayıf olduğu yanları da anlamaya başlıyor.

O yüzden öğrendim ki, güzel ve abartılı sözlerle kendimizi değerli hissetmek yerine tek başına kalmayı göze alacak kadar güçlü olmak daha değerliymiş.

4. Yalnızken kim olduğumuza daha çok dikkat etmeliyiz

Çoğumuz başkalarının yanında davranışlarımıza ve sözlerimize daha çok dikkat ederiz çünkü onların hakkımızda ne düşündüğüne daha çok takılırız. Durum böyle olunca da farkında olmasak da dışarda başka başka kişilikler geliştiriyoruz.

Ancak gerçekten gelişmek ve kendimizi daha yakından tanımak istiyorsak eğer tek başımıza kaldığımızda nasıl davrandığımıza, neler düşündüğümüze, vaktimizi nasıl harcadığımıza daha çok dikkat etmeliyiz. Kabalıklardan sıyrıldığınızda geriye bir tek siz kalırsınız.

O yüzden öğrendim ki, özümüz insanlarla bir aradaykenki halimiz değil de kendi başımıza kaldığımızdaki halimizdir.

5. Beklemek ve sabretmek en büyük adımdır

Bazen beklemek en büyük mücadeledir. İnsanın kızgınken öfkesine sahip çıkması; mutluyken de bol keseden dağıtması anlık tepkilerden ibarettir. Çoğumuz anlık olarak verdiğimiz kararların esaretini yaşarız maalesef.

Bekleyip görebilecek kadar iradeli olmak gerek, heveslerle adım atmak yerine sabredip pişmeyi kavramak gerek.

O yüzden öğrendim ki, gerçekten de 10 düşünüp 1 konuşmak lazım. İnsan, dilinin esiri olmak istemiyorsa dilini esir etmesini bilmeli.

6. Yüklerden hafiflemedikçe yol almak mümkün değil

Kendimizi hayatımızın merkezinden uzaklaştırıp başkalarına yer açtığımızda bilmeliyiz ki başkalarının yükleriyle yüklenmeye başlıyoruz. Sorumluluk almak güzel şey ancak başkasının gelişimini sağlayacak sorumlulukları da almaya başladığımızda kendimizi adım adım tüketiyoruz demektir.

Yüklerden hafiflemek için “Hayır” diyebilmeyi bilmek gerek. Herkesin bir hayali var, hayattan beklentileri var. Başkasının hayali için evet ederken, kendi hayallerimize “hayır” dediğimizi unutmamalıyız.

Öğrendim ki, çoğu kişi er ya da geç kendi mutluluğu ve kendi rahatlığı için size hayır diyecektir, o yüzden yüklerinizden ne kadar çabuk kurtulursanız başkalarının “hayırlarından” kurtulup kendi “evetlerinizle” var olmaya başlarsınız.

7. Mutlu bir iş hayatı, mutlu bir yaşama giden yoldur

Gün içerisinde en çok neyle meşgul oluyorsak, hangi duygulara, hangi davranışlara maruz kalıyorsak bir süre sonra onların aynısını bir ayna gibi etrafımıza yansıtmaya başlarız.

Vaktimizin hatta ömrümüzün çok büyük bir bölümünü alan iş hayatında mutlu olmak, yaşamımızı büyük oranda mutlu geçirmemizi sağlar. Birlikte çalıştığımız insanların üzerimizdeki etkisini hafife almamak lazım. Maddiyat hiçbir zaman maneviyatı alt edemez, para karşılığında mutsuz bir hayat satın alıp almadığımızı arada hatırlamakta fayda var.

O yüzden öğrendim ki, işimizde mutluysak bu olumlu his dalga dalga yayılıp birçok alanda daha çok üretken olmamızı sağlıyor.

8. Üretmek ve paylaşmak en büyük mirastır

Tüketerek arkamızda anlamlı bir hayat bırakmamız maalesef mümkün değil, tükettiğimiz sürece sadece yok ederiz.

Günün birinde ardınızda ne bıraktığınıza dönüp bakacak olursanız, görebileceğiniz tek şey ürettiklerinizdir, paylaşabildiklerinizdir.

Ardınızda anlamlı bir hayat ve değerli bir miras bırakmak istiyorsanız eğer vaktinizi tüketmekle değil, üretmekle geçirin. Üreterek geçirdiğiniz her an size aslında o vakti geri kazandırıyor.

O yüzden öğrendim ki, üreten tarafa geçtiğimizde köleleşmek yerine özgürleşmeye başlıyoruz, oyunun kurallarına uyan değil oynun kurallarını belirleyen kişi oluyoruz.

Bir yılın daha sonuna geldik ve heybede birikenlere yepyeni bir yıla merhaba diyoruz.

Dilerim ki yeni yıldaki hayat yolculuğunuzda tüm güzellikler, tüm umutlar, tüm anlamlı yoldaşlıklar sağlıcakla sizinle olur. 🙏🏻

Sevgilerimle,

Fatih Saruhan

--

--